By Aris Barkas/ barkas@eurohoops.net
Yerel liglerin başlama arifesindeyiz ve Avrupa’daki her kulüp, kendi ülkesinin zirvesinde yer almak istiyor. Yine de FIBA-Euroleague savaşından dolayı bazı yerel ligler için değişik bir yaz dönemiydi.
İspanya, zirveyi Türkiye’den tekrar ele geçirdi. Fransa ve Adriyatik Ligi ise Euroleague-FIBA savaşının kurbanları olarak birer basamak daha aşağı düştü.
Eğer bu listedeki kriterleri merak ediyorsanız, Eurohoops’ta 4 yıl önce yayınladığımız ilk listeye bakabilir ve son 3 sezondaki sıralamaları buradan takip edebilirsiniz.
Polonya ve Belçika Ligi’ni de belirtmeden olmaz. 2012’den beri listedeki 10 ligin sadece yerleri değişiyor ve bu listeye girmek isteyen bir ülkenin ilk etapta Litvanya’yı aşağı alması gerekiyor. Litvanya’da basketbola olan popülariteyi düşünürsek bu pek de kolay değil.
SIRALAMA
- İspanya – Liga Endesa (+1)
- Türkiye – BSL (-1)
- VTB (-)
- Almanya – BBL (-)
- Yunanistan – HEBA (-)
- İtalya – Legabasket (+1)
- Fransa – ProA (-1)
- İsrail – Winner’s League (+1)
- Adriyatik Ligi – ABA (-1)
- Litvanya – LKL (-)
İspanya Ligi – Sorunlara rağmen halen kuvvetli
İspanya, geçtiğimiz sezon haricinde 2012’den beri bu sıralamanın en üstünde yer alıyor. ACB, yıllardır her açıdan Avrupa’nın en iyi ligi. İki süper gücün, Real Madrid ve Barcelona, yanı sıra çok tehlikeli bir orta sınıfa sahipler.
Elbette İspanya’daki kötü ekonomi bir problem. Bu sezon ligde 17 takım yer alacak çünkü ekonomik sorunlardan dolayı kimse 18. takım olmayı istemiyor. Gelecek sezondan itibaren ligin 16 takımla devam edeceğine (Bu sezon 2 takımın düşeceği senaryosu) dair söylentiler var. Ayrıca birçok kişi de İspanyol oyuncuların haklarının korunmadığını ve yabancıların arkasında yer aldıklarını düşünüyor.
Lig, 3 sene toplamda 46 milyon dolara imzaladığı televizyon anlaşmasının ikinci yılına giriyor – Bu anlaşma, geçen sene Eurohoops’un yaptığı listeden sonra duyurulmuş ve hesaba katılmamıştı-. Ayrıca hazırlık maçlarını dahi internette canlı ve ücretsiz izleyebileceğiniz tarzda işler yapıyorlar. Bundan daha fazlasını bekleyemezsiniz.
Basketbol Süper Ligi – Politikanın Gölgesinde
Para, Türkiye için birçok açıdan bir sorun değil. Basketbola olan ilgi her geçen gün artıyor ve üst seviyede yer alan birçok oyuncu ve koç bu ligin parçası.
Basketbol Süper Ligi’nin yükselişi tartışılamaz, özellikle David Blatt ve Velimir Perasovic gibi yeni isimlerin bench’te, Justin Dentmon ve Justin Anderson gibi isimlerin sahada olacağını düşünürsek. En az 10 takım playoff için yarışacak. Tek sorun, ligdeki diğer takımların Euroleague’de yer alan 4 Türk takımının seviyelerine ulaşıp ulaşamayacağı.
Yine de her şey mükemmel değil. Gaziantep ana sponsorunu kaybetti. Ayrıca yazın Türkiye’de yaşanan olaylar da işleri karmaşık hale getiren bir diğer etken. Bazı oyuncular daha az paraya daha farklı yerlere imza atmayı tercih ettiler. Her şeyin normale dönmesine karşın son olayların gölgesi halen Türkiye’de.
VTB Ligi – Şanslı 13
VTB, CSKA Moskova’nın da yer aldığı Avrupa’nın en iyi takımlarından bazılarına sahip ve organizasyonun kalitesini arttırmak için (İlk All-Star maçını düzenlemek gibi) uğraşlar sürüyor. Yine de İspanya ve Türkiye ile yarışacak seviyede değil.
VTB Ligi, Red October’ın çekilmesiyle birlikte bu sezon 13 takım ile oynanacak. Kulübün sahibi Dmitry Gerasimenko, yaz aylarında dolandırıcılıktan dolayı tutuklanmıştı.
Ligin ana problemi ise bilinen bir gerçek. VTB’deki taraftar sayısının azlığı değişene kadar ligin kalitesinin de yükselmesi zorlaşacak. Buna rağmen ligdeki kaliteli takımların fazlalığı ile diğer liglerden öndeler.
Almanya BBL – Sağlam ama spektaküler değil
Almanya BBL’nin dengesi, bir iş planı ve tutkuları var. Ayrıca bu sezon FIBA-Euroleague savaşına katılmayan ve sıkıntı yaşayamadan 4 uluslararası organizasyonda da takımları yer alacak tek ülke Almanya.
Muhteşem diplomasinin örneği olarak lig 11.si Bonn, bu sezon FIBA Europe Cup’ta yer alacak. Almanların 2012’den bu yana söylediği ve 2020’ye kadar Avrupa’nın en iyi ligi olacakları iddiası henüz yerinde sayıyor. Brose Baskets, Euroleague’de ciddi saygınlığı olan bir kulüp. Bayern Münih ise basının ilgisini çekiyor fakat ligde yer alan gerçek bir star veya dikkatleri ülkeye çevirecek seviyede bir Alman oyuncu yok.
Kulüplerin yeni oyuncu almak veya oyuncuları kadrolarında tutmak için para harcamaya yanaşmamaları sonucunda lig sağlam kalmaya, seyirci çekmeye devam edecek ama daha fazlasını beklemek yanlış olur.
Yunanistan – En üstteki kulüpler diğerlerini de kurtarıyor
Yunanistan, eski şanlı günlere geri dönmeye başlıyor. Bunun nedeni ise bir birlik sonucu değil, takımların artık daha fazla para ödemeye hazır olmasından dolayı. Olympiakos ve Panathinaikos halen Euroleague’in elit takımları arasındalar. AEK ve Aris onları takip ediyor ve PAOK’un da sağlam bir takımı var. Son 3 sıradaki takım, en azından AEK ve Aris, FIBA Şampiyonlar Ligi’nin de favorileri arasında.
Diğer açıdan, bu dört takım dışında diğerleri finansal olarak sıkıntılar çekiyor. Halen fark yaracak şekilde taraftarın büyük ilgisi var. Buna rağmen ligdeki 14. takımın Doxa Leykadas’ın olacağını neredeyse sezon başlarken öğrenebildik ( Finansal sıkıntılardan dolayı Kifisia ligden çekildiği açıkladı.) Ligin ana sponsoru konusunda da görüşmeler halen devam ediyor. Yine de Yunanistan’da oynanan basketbolun Almanya’dan daha iyi olduğunu iddia edebilirsiniz.
İtalya – Milano‘nun Krallığı
Geçtiğimiz sezonda yaptığımız listeye göre İtalya Ligi sıralamasını yükseltti ama bu, ligin gelişme kaydettiği anlamına gelmiyor. İtalya’daki basketbolda öne çıkan tek şey hücumlar ve fark yaratabilecek yabancılar.
Kağıt üzerinde kimse EA7 Milano ile yarışabilecek düzeyde değil ve federasyonun takımlara Eurocup’a katılmamaları için yaptığı baskı onlara finansal açıdan zarar verdi. Bazı kaynaklara göre federasyonun fikri şimdiden değişti ve takımlar gelecek sezon Eurocup’a katılabilecek. Ama hasar oluştu bile. Yine de eksikliklere rağmen İtalya’da geleneğe sahip olan ve yıllardır ligde yer alan takımlar, seyirciyi basketbola çekebilir.
France – FIBA Ülkesi
Teoride Fransa; Yunanistan, Almanya ve İtalya ile yarışabilecek düzeyde. Ortada bir basketbol geleneği ve Monaco gibi tutkulu kulüpleri de var. Atletik özellikleriyle yeterli sayıda Fransız yetenek ve Milli Takımın Avrupa’nın elit ülkeleri arasında yer alması artıları.
Problem ise şu: Eurocup’ta yer almamaları sonucu 16 takımlı Euroleague’de de temsilci bulunduramıyorlar. Çoğu yabancı Fransa’ya gelmiyor ve bazı Fransız yetenekler bile bilhassa İspanya gibi liglere gitmeye çalışıyor.
Tabii ki ligdeki her takımın bütçelerini açıklamaları -bunu sadece VTB yapıyor- onlar için pozitif ama ortalama 1.5 milyon euro bütçe ve takımların sadece yerel taraftarlara sahip olmasıyla bu ligin daha büyük hale gelmesi pek olası değil.
İsrail – Stoudemire faktörü
İsrail yıllardır Maccabi Tel Aviv sayesinde ayaktaydı. Bu sezon farklı olabilir. Euroleague’de geçirdikleri 2 kötü sezonun ardından kadroyu güçlendiren ve tekrar en iyi kadrolardan biri olmayı amaçlayan Maccabi Tel Aviv‘in yanında, bu tarz bir hamle yapan bir takım daha var: Amare Stoudamire’yi kadrosuna katan ezeli rakipleri Hapoel Jerusalem.
Stoudamire, bu sezon Avrupa’da yer alan en büyük isme sahip olan oyuncu ve bu sayede bizim listemizde de 1 basamak yukarı çıktılar.
Bazı eksiklikleri var evet. Taraftar sayısı ve yerel yetenekler gibi. Ama Stoudamire’in kendisi ligin burada bulunması için önemli bir faktör.
ABA Ligi – ‘Savaş’ Kurbanı
FIBA için Adriyatik Ligi maalesef bir deney labaratuarı haline geldi. Her türlü baskı ilk kez bu ligin kulüplerine yapılıyor ve bazı testlerden sonra Avrupa’nın diğer tarafına geçiliyor.
Bazı takımlar lige eklendi. FIBA, bu ligi tanımayabileceğini belirtti. Ayrıca finansal sıkıntılar ayrı bir tartışma konusu. Kızılyıldız ve Cedevita, taraftar ve maddi olarak diğer kulüplerin önünde yer alan 2 ekip ve ligin ilk 10’da kalmasını sağlayan yegane etmenler.
Litvanya – Yine eski hikaye
Lietuvos Rytas artık Zalgiris ile yarışmak için zaman harcamıyor ve Zalgiris Kaunas da Avrupa’nın olmasa da ligin en büyüğü olarak burada.
Basketbol, Litvanya’da adeta bir din gibi. Fakat yerli oyuncular (çoğu erken yaşlarda ayrılıyor) ve yerel lig pratikte adeta Zalgiris’in oyun alanı gibi. LKL, Avrupa’nın diğer ligleriyle yarışamayacak seviyede olsa da diğerleri tarafından da tehdit edilemiyor.