by Semih Tuna / info@eurohoops.net
Cumhurbaşkanlığı Kupası Finali’nde Fenerbahçe, Anadolu Efes‘i 77-69 ile geçti.
Peki maç içerisinde neler oldu? Eurohoops, karşılaşmanın taktiksel incelemesini sizler için yaptı.
Maçın başında her iki takım da geçiş hücumuna ve savunmada adam değişmeye uygun, yüksek size’lı beşlerle çıktı. Hatırlatmak gerekirse;
Fenerbahçe: Bobby Dixon–James Nunnally-Luigi Datome-Ekpe Udoh-Jan Vesely.
Anadolu Efes: Jayson Granger-Cedi Osman-Tyler Honeycutt-Derrick Brown–Bryant Dunston.
Bu beşlerin avantajlarını saydık ama hücumda dezavantaj yaratan faktörleri ise takımların ikinci bir ball-handler’a sahip olmaması. İri size’lardan ötürü savunma ribaundunun sağlam çekilememesi, takımların geçiş oyununa başvuramayıp oyunlarını tamamen set hücumlarına yıkmasına neden oldu. İlk 5 dakika 8-1 geçildi belki ama oyun olarak Fenerbahçe’nin bariz bir üstünlüğü yoktu. Perasovic, üretememe problemi için Granger’ı çıkartmadan Heurtel’i sahaya attı. Heurtel’in girişiyle Anadolu Efes sahada daha rahat hareket eden taraf oldu, Obradovic ise karşı hamle olarak Dixon’ı dinlendirmeden Sloukas ile çift garda döndü. Periyodun sonlarına doğru Fenerbahçe savunmanın fizikselliğini biraz daha arttırıp Anadolu Efes’i top kayıplarına zorlayınca çeyrek 15-9 sona erdi.
İkinci çeyrekte ise rüzgar Fenerbahçe’nin arkasındaydı. Heurtel’in ikili oyunlarına tepede yüksek double team gelerek savunan Fenerbahçe, Granger’ın rotasyona girdiği bu bölümü çok iyi değerlendirdi. Çünkü Heurtel dışında dışarıdan üretecek oyuncu çıkaramadı Efes. Dixon’ın 2 numaraya kayıp Sloukas’ın topa hükmeden oyuncu olmasıyla pas trafiği maksimuma çıktı, pick and roll’leri tüm takım halinde oynayıp ekstra paslarla sürekli boş adam arayan Fenerbahçe ritmi eline aldığı gibi Anadolu Efes’in de konsantrasyonunu yerle bir etti ve farkı 16 sayıya kadar çıkardı (32-16). Sloukas’ın bu bölümü inanılmaz oynadığının bir kez daha altını çizmek lazım. Perasovic, ikinci çeyrekteki ilk molasını çok erken aldığı için (İkinci çeyreğin ilk 2 dakikasında) takıma müdahale etmek için beklemek zorunda kaldı. Moladan 1-3-1 alan savunmasıyla dönen, öndeki 1’e Cedi’yi yerleştirip (guardın saha açısını kısıtlamak için) arkaya ise Granger’ı koyan Anadolu Efes, forvetlerinin kanat genişliği sayesinde Fenerbahçe’yi top kayıplarına zorladı ve skor olarak olmasa da oyun olarak maçı dengeledi. Burada Fenerbahçe’nin topsuz cutlarla seti çözebilecek Kalinic’i aradığını söylemek gerekiyor. Yine çözdüler, Dixon’u topun ters tarafına yerleştirip cross paslarla Amerikalıyı buldular ama girmeyen 2 üçlük, maçın dengeye gelmesini sağladı. O iki üçlük girse Efes’in direnci kırılacak ve belki devreye 20 sayı farkla girilecekti.
İkinci devreye de agresif başlayan ve ısrarla potaya giden taraf Perasovic’in takımı oldu. Ancak Heurtel’i savunmada saklayamayan Anadolu Efes’e karşı Fenerbahçe, onun üzerinden sürekli miss matchlerle sayı bulmaya çalıştı. Geçen sene takımdaki oyuncular bunu bilhassa final serisinde çok yapmış ve Fransız’ın savunma handikapını cezalandırmıştı. Birebir savunmada Heurtel’in adamını değiştiren ve onu James Nunnally’e veren Perasovic, bu hamlesinin karşılığını aldı çünkü Amerikalı bu maçta da net bir şekilde görüldü ki henüz Fenerbahçe ayarında bir oyun olgunluğuna sahip değil. Fiziksel olarak çok ağır basmasına karşın bu miss-match’i değerlendirecek alan bulamadı. Koç Maçı izleyenler farketmişlerdir, koç 2 pozisyon sonrasında James Nunnally’i benche alıp çok sert bir şekilde fırçaladı. Kostas’ın oyuna girişi, Heurtel’in adamının tekrar değişmesine neden olunca net bir ball handler olan Sloukas, 1-5 pick and roll’leriyle Anadolu Efes savunmasını perişan etti. Tecrübe farkı ağır bastı ve dengelenen oyun tekrar Fenerbahçe lehine döndü. Thomas Heurtel savunmada neler olduğunun farkındaydı ve değiştirmek için sorumluluk almak istiyordu. Aldı da. Tek kişilik oyuna çevirdiği maçta yanına DeShaun Thomas’ı da işin içine dahil etti. Amerikalının hem alçak postta hem de pick and pop’ta onu özel yapan yeteneklerini kullanıp farkın uzun bir aradan 6 sayıya kadar inmesini sağladı. Anadolu Efes’in yine bu bölümde 1-3-1’e döndüğünü belirtmek gerek.
Son çeyreğin başında Heurtel’in defolarını yine gizlemeyi başaran Efes, Jayson Granger’ın hem toplu hem topsuz oyunuyla kontrolü eline aldı. Berk Uğurlu’nun oyuna girişi ve rakip guardın üzerindeki baskısı, Efes guardlarını afallattı. Maçın son 3 dakikasında iş sistemlere değil, oyuncu kalitesine kaldı. Burada da Fenerbahçe ağır bastı. 6-7 fark arasında dolaşan maçta, tek topun dahi önemli olduğu anda farkı orta mesafe şutu ile Ekpe Udoh ve Dunston’ın ikili oyununu muhteşem savunan Jan Vesely yaptı. Bunlar maçın sonucu belirledi ve Fenerbahçe karşılaşmadan 77-69’luk skorla galip ayrıldı.