By Panos Katsiroubas/ info@eurohoops.net
‘Mercek Altında’ serimiz Euroleague’in yeni döneminde de sahalara odaklanmaya devam edecek. Fakat formatımız bu kez biraz daha farklı. Haftanın en önemli maçlarının sonuçlarına etki eden faktörleri size kısa notlarla aktarmaya çalışacağız.
- İspanyol takımı maçı, hücumda kendilerine direttikleri yolu değiştirerek kazandı. İlk yarıda perdelemeler sonrasında Olympiakos’un yavaş reaksiyon vermesini kullanarak avantaj sağladılar. Sergio Llull ve Jaycee Carroll, Real Madrid‘in toplam sayısının yarısına imza attı ve Yunan ekibi onları durduramadı. Genele baktığımızda ilk yarıda Olympiakos’un savunması set hücumlarında oldukça cansızdı. Sürpriz hücumlara ve ikinci şans sayılarına izin vermeden tam 42 sayı yediler.
- İkinci yarıda Real özellikle ters eşleşmelere yoğunlaştı ve çoğunu da yakalamayı başardı. İspanyolların eşleşme arama çabalarına Olympiakos konsantre olamadı ve bu durum potalarına sayı olarak geri döndü. Hızlı hücumda acele karar verme, savunmada gereksiz fauller ve ribauntlarda yer tutamama sorunları yaşandı. (Doncic ve Rudy toplamda 7 hücum ribaundu aldı)
- 17 yaşındaki Luka Doncic ise maçın karar vericilerindendi. 17 dakikaya 11 sayı 5 ribaunt ve 3 asist sığdırdı. Gerçekten tarih yazabilecek bir kapasiteye sahip.
Kızılyıldız – Darüşşafaka Doğuş
- Kızılyıldız, maçında başında her zaman olduğu gibi ikili oyunlarına güvendi. Jovic ve Kuzmic’in işbirliği inanılmazdı ve bu, David Blatt’in takımına birçok açıdan sorun yarattı. Panathinaikos‘un eski pivotu 16 sayısını 8/9 isabet ile bulurken süper yetenek Jovic ise maçı 7 asist ile tamamladı.
- Ev sahibi takımın ilk yarıda kısa 5’e dönmesi dahi harika sonuç verdi. Milko Bjelica’yı 5 numaralı pozisyona koyunca Karadağlı pivot ya kendisine ya da takım arkadaşlarına sürekli pozisyon yarattı.
- Kızılyıldız açısından ikinci yarı çok kötü geçti. Bireysel denemeler ve aceleci şutlar kontrolün kaybolmasına sebep oldu. Darüşşafaka Doğuş savunmada kendisini buldu, daha iyi pozisyon aldılar ve farkındalıkları yüksekti. Maçın Darüşşafaka adına dönüşü ise hücumda oldu. Geçiş hücumlarıyla maçın temposunu değiştirdiler. Brad Wanamaker‘in erken penetreleri ve topsuz alanda gelen perdelemeler Bertans’ın ceza şutlarını sokmasına neden olurken, tepeden Clyburn ile oynadıkları birebir hücumlarda da Kızılyıldız Amerikalı oyuncuya yardım getiremedi.
- Clyburn, Moerman ve Bertans, takımlarına yardımcı olabileceklerini gösterdiler. Ellerinde fazla sayıda iyi parça var fakat en üst seviyeye çıkmak istiyorlarsa geliştirmeleri gereken birçok konu var.
UNICS Kazan – Barcelona
- Juan Carlos Navarro, ilk 10 dakikadan sonraki 21 dakikada yalnızca 25 sayı bulabilmiş takımına liderlik etti. Sorumluluğu eline alıp maçın son çeyreğinde yakalanan 5-25’lik seride başrolü oynadı ve Barcelona son 6 dakikada Kazan deplasmanından onun performansıyla galip ayrılmasını bildi.
- Attıkları 69 sayıya rağmen Barcelona’nın hücumdaki hareketliliği gayet iyiydi. 4 ve 5 numaradan gelen screenlerle Kazan savunmasındaki boşlukları buldular ama 35. dakikaya kadar bunu cezalandırmakta zorlandılar. Özellikle 2/15 ile oynayan Ryrese Rice’ın performansı hayal kırıklığıydı.
- Georgios Bartzokas tarafında maçın kazanılmasında 2 kilit faktör vardı. İlki Oleson’un, bilhassa son çeyrekte, Langford üzerindeki savunması. Amerikalıyı çok zor şutlara yöneltip maçı 5/16 ile bitirmesini sağladı.
- İkincisi ise maçın kırılma anlarında Pashutin’in, takımının o günkü en önemli oyuncusu benchte unutmasıydı. Çünkü Latavious Williams muhteşem bir maç çıkarıyordu. Hücumda takımına yardımcı olurken, 15 ribaunt çekti ve rakipleri için savunmada büyük problem yaratmıştı.