By Panos Katsiroumpas / info@eurohoops.net
EuroLeague’de sezonun üçte biri geride kaldı ve heyecan hızla tırmanıyor. Mercek Altında, bu hafta İstanbul’da oynanan iki çok önemli maçın ve Efes‘in Tel Aviv’de aldığı galibiyetin en önemli noktalarını analiz ediyor.
Kahraman Nunnally. Bu transfer çok gürültü koparmadı ve şu ana kadar kendisi de büyük bir izlenim bırakmadı. Ancak Real’e karşı, inanılmazdı. Tam bir takım oyuncusu gibi, rakibin tüm guard’larını marke etti, seçilmiş şutları sokmayı başardı, topu iyi paylaştı ve takımına galibiyeti getiren serbest atışı da soktu. 9’da 7 ile 18 sayı üretip 5 ribaunt ve 2 asisti de ekledi.
Doğru karar! Fenerbahçe‘nin kazanmasının ana sebebi Sergio Llull üzerine kurulan planlardı. Real’in barometresi olan Llull’ü ritim dışına taşımak Fenerbahçe’nin ana hedefiydi ve bunu da ona baskı kurarak, sürekli temas ederek ve farklı savunmacıları üzerinde kullanarak başardılar. 14’te 4 ile sadece 10 sayı ve 8 asist üretebildi.
Llull’un yalnızlığı. Llull bir kez daha yalnız kaldı. Fenerbahçe’nin üzerindeki sert savunması sonrası ona yardım edebilecek eleman eksikliği öne çıktı. Doncic kötü bir günündeydi, Rudy pek bir şey yapmadı, Draper kadro dışıydı. 35 dakika sahada kalmak zorunda kalıp birçok şeyi yapmaya çalıştı. Real için bu uzun dönemde bir sıkıntı olabilir.
Maccabi Tel Aviv – Anadolu Efes
Orkestra müzisyenleri! Perasovic Honeycutt’ı geçtiğimiz sezonki Hanga’ya benzer bir oyuncu haline getiriyor. Harika bir savunmacı, rakipler şut atması için onu riske etseler de o şutları kullanmaktan çekinmiyor. Derrick Brown da oldukça iyiydi, sahada neredeyse her şeyi yaptı. Genel olarak bu iki adam 43 sayı, 20 ribaunt, 8 asist, 5 top çalma ve 79 verimlilik puanına imza attılar.
Kaybettikleri takıma olan benzerlik. Benim fikrime göre Maccabi kendilerine çok benzeyen bir takımla karşı karşıya geldiği için kaybetti. En azından sebeplerden biri buydu. Atletik özellikleri olan, savunmada her pozisyonu değişebilen ve çabucak ters eşleşme yaratabilen bir takım!
Goudelock’la mı Goudelock’sız mı? Muhteşem bir skorer, buna bir şüphe yok. Ancak Maccabi’ye muhtemelen katkısından çok zararı dokunuyor. Son üç maçta ya kayıptı ya da Ohayon’dan az oynadı. Bu maçları Maccabi kazandı. Efes‘e karşı Ohayon’dan 8 dakika fazla sahada kaldı ve takımı kaybetti. Koç Hadar için gerçek bir bilmece.
Darüşşafaka Doğuş – Olympiakos
Ortadan delindi. İlk yarının büyük bir bölümünde ve maçın kısa periyotlarında da Olympiakos Darüşşafaka‘yı tepeden oynanılan iki oyunlarla deldi. Darüşşafaka’nın yavaş pivotları yetişme konusunda büyük sorun yaşadı.
Lojeski ve Green. Bu iki oyuncu Oly’e ekstra güç katan isimlerdi. Belçikalı forvet şutları hem köşelerden hem de hareket halindeyken hızlı hücumlarda sokarken Green de son çeyrekte bazı önemli şutlarda isabet buldu.
Savunma boşlukları. Darüşşafaka hücumları genelde üç koldan şekilleniyor. Clyburn’ün isolation oyunları, Wilbekin ve Wanamaker‘ın switch’lerden sonraki şutları ve Birch oyunda olmadığında oynanan pick and roll oyunları. Semih Erden ile post’tan yaratma çabası da vardı ancak Olympiakos savunması boyalı alanda iyi bir iş çıkardı.