By Aris Barkas/ barkas@eurohoops.net
Bu hafta ligin dibindeki bir tek takım galibiyet elde edemedi, o da Unics Kazan. Play-off yarışı üst üste gelen sürprizlerle yine herkese açık hale geldi. Bu sezon Euroleague’de beklenmeyeni yaşamaya her zaman hazır olmak gerek. Bu hafta yaşananlar bunun en net ispatı.
12 haftanın sonunda ligdeki 16 takımdan 15’inin en az dört galibiyeti bulunuyor. CSKA Moskova 11-1’le zirvede ve arkasında Real Madrid, Olympiakos, Baskonia ve Fenerbahçe 8-4’le sıralanıyor. Haftanın MVP’sinin taşıdığı ligin 7-5’li tek takımı Panathinaikos da onları bir adım geriden izliyor.
MVP
Nick Calathes
34 performans puanıyla Fenerbahçe‘ye karşı kariyer rekorunu kırdı. 16 sayı, 11 asist, 8 ribaunt, 5 top çalma ve yalnızca bir top kaybıyla adeta resital verdi. Panathinaikos, güçlü Türk temsilcisini mağlup etti ve Calathes bir kez daha takımının en önemli oyuncusu olduğunu kanıtladı.
En iyi beş
- Nick Calathes: Hem rekortmen hem MVP.
- Brad Wanamaker: Real Madrid üç kilit isimden yoksun olsa da onun muhteşem performansı olmasa Darüşşafaka Doğuş kazanamazdı. 12’de 8’le 27 sayı.
- Fabien Causeur: Brose Bamberg, Anadolu Efes‘e karşı kritik bir galibiyet alırken o da kariyerinin sayı rekorunu kırdı. Fransız guard adeta istese de kaçıramayacak haldeydi. 9’da 8’le ikilik, 5’te 3’le üçlük ve 3 asist yaptı. Tam 28 sayı attı.
- Tornike Shengelia: Baskonia‘nın deplasmanda kazandığı Unics Kazan maçının kilit isimlerindendi. Belki 19 sayıyla takımının en skorer ismi olamadı ama çizgiden bulduğu 10 sayı ve özellikle maçın sonucunu belirleyen son ikisi maçın kaderini belirledi.
- Alex Tyus: Galatasaray, EA7 Emporio Armani Milano‘ya karşı evinde ayakta kalırken kilit faktör o ve pota altındaki gücüydü. 8’de 6’yla 14 sayı attı, 7 ribaunt aldı ve kağıt üstünde gözüktüğünden çok daha fazla anlam ifade eden 2 blok yaptı.
En iyi mağlup performans: Keith Langford
Unics maçı bir sayıyla kaybetmese, en iyi beşte olacaktı. Bir maçta daha tek başına bir takım misali rakip potaya sayı olup yağdı: 18’de 10’la 28 sayı, 5 asist yaptı. Böyle bir performansın yanında dört top kaybının lafı olmaz. Shengelia’nın soğukkanlı serbest atışları olmasa maçı neredeyse tek başına kazanacaktı.
Haftanın koçu: Dejan Radonjic
Euroleague’in bütçe anlamında en dar imkanlarına sahip olmasına rağmen sağlam bir basketbol takımı kurdu. Elindeki bütçe büyük olasılıkla Zalgiris Kaunas’tan bile az. Kızıl Yıldız buna rağmen şimdiden beş galibiyet almayı başardı ve sonuncusu Maccabi Tel Aviv‘e karşı hayli etkileyici biçimde geldi. Böylece Belgrad ekibi play-off için iddialı takımlar arasına geri döndü. Yalnızca Sırp basketbol severler değil, herkes için yarışı daha heyecanlı getirdi.
En önemli galibiyet: Panathinaikos
Yeşil-beyazlıların Euroleague kupası için iddialı ekiplerden biri olduğunu göstermek için büyük bir zafer kazanması gerekiyordu ve sonunda bunu başardılar. Fenerbahçe’yi yenmek her zaman zor ve Yunan temsilcisi play-off’a girmekle kalmayıp son 8’de de can yakabileceğini bu maçla herkese gösterdi. Tam da Alessandro Gentile gibi önemli bir yeteneği kadroya kattıkları haftada, bu hamleye yaraşır bir galibiyet aldılar.
Son söz: Milos geri döndü
Olası bir sakatlık yürekleri ağza getirdi, bir maçlık yokluğu iyice korkuttu ama Milos Teodosic acımasız bir dönüşle CSKA Moskova’nın Barcelona’ya karşı aldığı galibiyette liderdi. Evet, Barcelona’daki sakatlıklar onları çok kısıtladı ama tam kadro da olsalar Sırp yıldızı durdurabilir miydi? Sanmıyoruz.