By Nikos Varlas / varlas@eurohoops.net
Çeviren: Mete Budak / info@eurohoops.net
Sezonunun ilk yarısının tamamlanmasına bir maç kala zirvede bir takıma, onu takip eden ikinci sırada tam beş takıma ve playoff yarışından sadece üç maç uzakta olan bir sonuncuya sahip bir lig hakkında ne söyleyebilirsiniz?
“Heyecan verici” muhtemelen ilk düşündüğünüz şey olurdu, ama o bile eksik kalabilirdi. Yeni Turkish Airlines EuroLeague dünyayı büyülemek için tüm elementlere sahip. Yeni taraftarlar kazanmak mı? Evet. Nefesinizi kesmek mi? Evet. Tahmin edilemezi yaşatmak mı? Evet. İmkansızı, tarihi şeyleri hissettirmek mi? Evet!
Asla unutulmayacak duygular ve hatıraları yaratan bu yarışmada geçtiğimiz sezon birçok unutulmaz hatıraya sahne oldu. 2016’ya hoşça kal demeye birkaç gün kala geride bıraktığımız yılın 12 ayında birçok hatıra da geride kaldı ancak bunlardan önem ve unutulmazlık kriterleri doğrultusunda beş tanesini sizin için seçtik.
İşte 2016’dan asla unutamayacağımız beş şey!
1. CSKA Moskova: 8 Yıl Aradan Sonra Tahta Geri Dönüş
Tarihler 2008’in 4 Mayıs’ını gösteriyordu, CSKA Moskova en son EuroLeague kupasını kaldırdığında. Madrid’deki Final Four’da Maccabi FOX Tel Aviv’i Prag 2006’nın rövanşında mağlup eden Ettore Messina’nın takımı Madrid’e üst üste üçüncü EuroLeague finali için gelmişti. Daha sonra 2009’da üst üste dördüncü kez final oynayıp Berlin’de Panathinaikos‘a kaybeden Messina’nın ekibi Theodoros Papaloukas, J. R. Holden, Trajan Langdon ve Matjaz Smodis gibi harika oyunculara sahipti.
Moskova’nın kralının büyük tahta geri dönmesi için tam sekiz yıl gerekti. 15 Mayıs 2015’da tarihin en sansasyonel finallerinden birinde CSKA Fenerbahçe‘yi uzatmalarda 101-96 yenerek Avrupa şampiyonu oldu.
Dimitris Itoudis tarafından çalıştırılan, Nando De Colo ve Milos Teodosic tarafından liderlik edilen CSKA için zirvede olmak kolay değildi. 2008 sonrası tam altı Final Four’da (sadece 2010 Paris’i kaçırdıları) yer alan CSKA iki kez (2009 ve 2012) finalde, dört kez de yarı finalde kaybetti.
Tam da bu sebepten dolayı 2016 kulüp için çok büyük önem taşıyordu. Evet CSKA bazı acı verici hatıraları tatmış ve birçok kez “becerememişlerdi”, hatta kendi standartlarına göre “ellerine yüzlerine bulaştırmışlardı” ancak istikrar spordaki en önemli şeylerden biri ve bu takım kesinlikle kendi alanını domine ediyor. CSKA, ilk Final Four olan 2002 Bologna ve sonuncu olan 2016 Berlin’den bu yana 15 yılda sadece 2 Final Four kaçırdı. Bunu başarabilen başka bir takım yok.
2. Dimitris Diamantidis’in Vedası
2016’dan unutamayacağımız şeylerden biri kesinlikle bir basketbol efsanesinin EuroLeague macerasını noktalamasıydı. Yunan oyun kurucu Dimitris Diamantidis bu organizasyonun tarihinde gördüğü en eksiksiz ve başarılı oyunculardan biriydi.
Ligde 12 sezon oynayıp üç kez şampiyonluk kazandı (2007, 2009, 2011). 2011 sezonunun MVP’si oldu, 2007 ve 2011’de ise Final Four MVP’siydi. En İyi Savunmacı ödülünü inanılmaz şekilde tam 6 kez kazandı! 9 Yunanistan şampiyonluğu, 9 Yunanistan Kupası… Eurobasket 2015’te altın madalya, 2006 Dünya Şampiyonası’nda gümüş madalya… Say say bitmez!
İnsanların yıllar geçtikçe ilk hatırlayacağı şey ise Diamantidis’in oyunu oynama şekli. Tamamen bencillikten uzak, çok yönlü bir şekilde oyuna katkı veren, takım arkadaşlarını daha iyi yapan ve takımını bir şampiyonluk takımı haline getiren oyuncu olarak…
EuroLeague kariyerine veda ederken geride birçok kategoride birinci sıradaki yerini de bıraktı. Bunlar:
Asist (1,255), Top Çalma (434), Sahada kalma süresi (7,967:49) ve İlk beş başladığı maç sayısı (228).
Toplam maç sayısında Juan Carlos Navarro’nun bir adım gerisinde. Tüm zamanların en skorer oyuncuları listesinde sekizinci sırada ve bir oyun kurucu olmasına rağmen ribauntlarda 12., bloklarda ise 16! EuroLeague’in onu neden resmi olarak bir “EuroLeague Efsanesi” ilan ettiğini daha iyi anlamış olmalısınız.
3. De Colo: Kazanılabilecek Her Şeyi Kazandı!
2016’da daha önce EuroLeague tarihinde hiç yaşanmamış bir şey yaşandı. Aynı oyuncu hem sezon MVP’si ödülünü, hem Final Four MVP’si ödülünü, hem Alphonso Ford En İyi Skorer ödülünü hem de turnuvanın en skorer oyuncusu ödülünü aynı sezonda kazandı. 29 yaşındaki Fransız guard Nando De Colo’dan bahsediyoruz!
Bundan daha iyisi olabilir mi? Mayıs 2017’de öğreneceğiz. De Colo’nun başardığı şeyin örneği şu an yok ve geçtiğimiz yaz CSKA ile üç yıllık bir sözleşme imzaladığını da hatırlatalım!
4. Tarihi Anlara Türk Çeşnisi
Türkiye’nin Avrupa basketbolunun zirvesindeki temsiliyetinin en güçlü olduğu sene de 2016 idi. Zeljko Obradovic‘in Fenerbahçe‘si Berlin’deki finale kadar yol aldı ve tarihe bunu gerçekleştirebilen ilk ve tek Türk takımı olarak geçti. Fenerbahçe şampiyonluktan bir savunma ribauntu uzakta kalsa da…
2016’nın ikinci yarısında Türkiye’ye dair daha da benzersiz bir şey yaşandı. Tarihte sadece ilk kez aynı ülkeden dört takım değil, aynı şehirden dört takımı aynı yıl izliyoruz! Fenerbahçe, Anadolu Efes, Galatasaray Odeabank ve Darüşşafaka Doğuş!
5. Tarihin En İyi Şampiyonası
2016’yı unutmamızı mümkün kılmayacak sebeplerden biri, belki hepsinden önce, bu yılın EuroLeague’in yeni formatına doğum yapması. Avrupa’nın en iyi liginin daha da genişlemesini, büyümesini ve daha da rekabetçi bir ortam yaratmasını mümkün kılacak ortamı yaratan bu format 16 takımı 30 maçlık bir normal sezon macerasına sokarken aynı haftada oynanan iki maç turlarına da beş kez ev sahipliği yapıyor.
Alınan ilk örnekler her konuda çok etkileyici! Bitmek tükenmek bilmeyen bir heyecan, sayısız derbi mücadelesi, daha dolu salonlar, daha yüksek ilgi, daha fazla kâr ve daha kaliteli basketbol üretimi!
Bu henüz daha başlangıç ve gelecek çok etkileyici gözüküyor. 11 takım şimdiden 10 yıllık bir plana imza attı ve görünüşe bakılırsa EuroLeague’in yıllardır hak ettiği global erişime çok yakında kavuşacak.
İyi geceler 2016, ve teşekkürler! 2017 bize daha ilk haftasında sunduğu Olympiakos vs. Panathinaikos ve Real Madrid vs. CSKA derbileriyle nelere gebe olduğunun sinyalini veriyor gibi!
Mutlu yıllar! Ve Unutmayın, #GameON!