By George Orfanakis/ info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de ilk kısım sona erdi! 15 tur, 120 maç ve 4.800 dakikadan biraz daha fazla basketbol oynandı ve herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.
Bazıları hayal kırıklığı yarattı, bazıları önemli katkılar verdi ve bazıları da neden Avrupa basketbolunun elit kesimine ait olduklarını kanıtladılar. Eurohoops, dört farklı kriter sayesinde bu yıl EuroLeague’in birinci ve ikinci beşlerini açıklıyor.
Kriterler şu şekilde:
- Bireysel performans: Bu en önemli ve en temel kriter. Oyuncuların sezonun yarısına kadar ki performanslarını baz alıyor. Değerlendirme sistemimizde oyuncuların rankingleri önemli bir yer tutuyor ama son kararı yapmamızı sağlayan tek şey bu değil.
- Takım oyununa olan katkı: Takımları için başlangıç ve son olan bazı oyuncular var. Bu oyuncular kadroda yoksa takımların maç sonunda kutlama yapmaları çok düşük bir olasılık oluyor ya da eğer benchte oturuyorlarsa takımın görünüşü önemli ölçüde etkileniyor.
- Takımın sıralamadaki durumu: Oyuncunun inanılmaz iyi olması yetmiyor. Aynı zamanda takımı için galibiyeti de alması gerekiyor. Tabii ki bu sadece bir oyuncua bağlı değil ama takımların durumu da son seçimlerimizde önemli bir rol oynadı.
- Toplam maç: Sezonun ilk yarısında bazı oyuncular ne yazık ki sakatlıklardan dolayı problemler yaşadı. Bunun en önemli örnekleri ise Bogdan Bogdanovic ve Nando De Colo. İki yıldız da en iyi takımlarda kesinlikle yer almalıydı ama dışarıda kaldılar çünkü sakatlık problemleri yaşadılar.
Turnuvanın en iyi takımlarında yer alabilecek birçok aday vardı. İlk takım ve ikinci takım arasındaki fark ise oldukça az. Tüm bu kriterleri göz önüne alan Eurohoops’un seçimleri ise şu şekilde…
Milos Teodosic – 17.7 sayı, 7.8 asist, 2.2 ribaunt, 18.5 verimlilik indeksi – CSKA Moskova
Milos Teodosic, bir maçı sadece onu izlemek adına takip edeceğiniz oyuncular kategorisine ait. 17.7 sayı ve 7.8 asist ortalamalarına sahipken, bir infazcı mı yoksa yaratıcı mı olduğuna karar vermek zor. CSKA‘nın Turkish Airlines EuroLeague’in puan tablosunun zirvesine olan çılgın ilerleyişinde takımının en karar verici oyuncusu.
Nando De Colo’nun yokluğunda oluşan büyük boşluğu dolduran performansıyla EuroLeague seviyesinin üstünde olduğunu doğruladı. Ender bulunan basketbol IQ’su ile uygulamadaki hünerlerini iyi kombine ediyor. Bu sayede basketbolu seven herkesi sırf kendisini izlemek için bir bilet almaya cezbediyor. Gerçek şu ki Vassilis Spanoulis ve Dimitris Diamantidis ile birlikte bu turnuva tarihinde 1000’in üzerinde asist yapan üç oyuncudan biri olması tesadüf değil. Takımında oynayan uzunlar ona çok şey borçlu.
Sergio Llull – 17.9 sayı, 5.9 asist, 1.9 ribaunt, 17.6 verimlilik indeksi – Real Madrid
Geçen yız Houston Rockets‘ın yaptığı milyon dolarlık teklifi geri çevirerek, takımını zafere taşımak için Madrid’de kaldı. İyi bir gününde her türlü savunmayı yok edebilir. Olympiakos, Panathinaikos Superfoods ve Barcelona Lassa maçlarında bunu en etkili yoldan kanıtladı. Takımın sürükleyici gücü olduğundan beri Kraliçe onun yokluğunda çok güç kaybediyor. 17.9 sayı ve 5.9 asist ortalamalarıyla hem skorer hem de yaratıcı bir oyuncu. Her zaman kritik şutları, topun el yaktığı anlarda kullanmaya meğilli. Buna karşın asist-top kaybı oranında, 71 asistine karşılık sadece 21 top kaybı yaparak EuroLeague’in en iyi üçüncü oyuncusu oldu. Llull en iyi beşin en değerli üyesi ve takımına kazanma ruhunu aşılaması onu iyi tanımlıyor.
Keith Langford – 24.1 sayı, 3.9 ribaunt, 3.9 asist, 25.5 verimlilik indeksi – Unics Kazan
Langford bu sezon EuroLeague’in en skorer oyuncusu ve turnuva tarihinin de en iyilerinden biri. Bir ya da daha fazla savunmacıya karşı hücumunu bitirebilme yeteneği var. Ayrıca kötü bir alışkanlık olarak maç sonunda kazanana o karar veriyor. Sezonun ilk bölümünde en iyi takımdaki yerine haklı olarak sağlama aldı.
Unics playoff sıralamasından sadece bir galibiyet uzaklıkta ve bunu da Rusların tartışmasız lideri olan Amerikalı guarda borçlular. 24.1 sayı ortalamasıyla ligin en iyisi, 25.5 verimlilik puanıyla bu alanda da lider, aldığı 95 faulle yine birinci ve devamlı olarak rakip savunmalar için en büyük baş ağrısı.
Avrupa’da sadece birkaç basketbolcu, rakip koçların bütün oyun planını kendisini durdurmaya yönelik kurmasını sağlıyor. Langford onlardan biri.