Çıkış Gösteren Yerli Oyuncular – Bölüm 2: Muhammed Baygül

2017-02-08T14:51:22+00:00 2017-02-08T15:15:52+00:00.

Utkan Sahin

08/Şub/17 14:51

Eurohoops.net

Bu sezon çıkış gösteren yerli oyuncular yazı dizimizde ikinci konuğumuz, Pınar Karşıyaka’nın oyuncusu Muhammed Baygül oldu.

Türk basketbolu, uzun süredir elit oyuncu sayısı darlığı bakımından sıkıntılar yaşıyor. Ancak sezonun şu ana kadarki kısmında bu darlığa nefes verecek bazı yerli oyuncu performansları izledik.

Bu performansların bazıları, uzun süredir kendisinden çıkış yapması beklenen oyunculardan gelirken, bazıları da alt yaş gruplarından yavaş yavaş çıkmaya başlayan oyunculardan geldi. Ülkemizin de ev sahipliği yapacağı Eurobasket 2017 öncesi bu performansların gelmesi Türk Milli Takımı için olumlu bir gelişme olurken, biz de bu oyuncuların yorumlarını alarak küçük bir yazı dizisi hazırlamaya karar verdik.

Yazı dizimizin ilk bölümünde gösterdiği çıkış sonrası Anadolu Efes‘e transfer olan Can Maxim Mutaf’ı değerlendirmiştik. İkinci bölümde ise bu sezon Karşıyaka’da parlayan Muhammed Baygül’ü ağırlıyoruz. Yıldız oyuncunun gelişimini anlatırken, kendisiyle özel bir röportaj yaparak onun da görüşlerini almayı ihmal etmedik.

Kariyerine Galatasaray altyapısında başlayan Muhammed Baygül, birinci ligdeki ilk deneyimini 20 yaşındayken, Hacettepe Üniversitesi’nde yaşadı. O sezon Hacettepe bir alt lige düşse de gösterdiği performansla üst seviyeyi hak ettiğini gösteren Muhammed, TED Kolejliler’in yolunu tuttu. TED Kolejliler’de geçirdiği iki sezondan sonra Pınar Karşıyaka’ya giden Muhammed, İzmir ekibinde bu sezon ikinci sezonunu geçiriyor.

Son 10 yıl, 15 yıldırki Türk basketbol tarihine baktığımızda Muhammed’in genel hikayeden farklı olduğunu görüyoruz. Bizler, genelde altyapıdan çıkan oyuncular için “İnanılmaz bir oyuncu geliyor. Kesin NBA yapacak” abartmasını görmeye alışkınız. Muhammed ise tam tersiydi. Evet, Genç Milli Takım’da yer almıştı ama hiçbir zaman büyük bir oyuncu olarak lanse edilmedi. Bu konu hakkında fikrini sorduğumuz zaman Muhammed, verdiği cevapla aslında oyununun gelişimindeki farklılıkları göz önüne serdi. Muhammed, “Basketbola geç başladım. İlk defa da genç milli takımda oynadım. Ki aslında o da biraz benim için geç oldu. Genelde buraların tecrübelerini oyuncular yıldız milli takımda yaşıyor. Bangır bangır ‘Muhammed geliyor. Şöyle olacak, böyle olacak’ denilen bir oyuncu değildim ama aslında herkesin de böyle olmasına gerek yok. Böyle olmadan da oyuncu olunuyor. Oyuncu olabilmeniz için illaki inanılmaz yetenekli olmanıza gerek yok. Her oyuncu EuroLeague seviyesinde yıldız olmak zorunda değil” dedi.

Muhammed, ligdeki beşinci sezonunu geçirse de çoğu basketbol seyircisi için ilk olarak geçen sene EuroLeague efsanesi Dimitris Diamantidis ile mücadelesinde fark etti. Karşıyaka’nın Panathinaikos karşısında aldığı kalp kırıcı yenilgide son çeyreğe damgasını vuran Muhammed, attığı sayılarla takımının maç içerisinde kalmasını sağlamıştı. O maç sezona dair olumlu bir hikaye olarak kalsa da Muhammed için sezonun geneli bu kadar harika geçmedi. Beklediği sürelerin altında süre alan 24 yaşındaki oyuncu, ortalamanın altında sayılabilecek bir performansla sezonu tamamladı.  20 yaşından beri ligde yavaş yavaş adımlar atan bir oyuncu için beklentilerin altında kalmak mental olarak herkesin kaldırabileceği bir şey değil ancak Muhammed, durumun kendisi için nasıl geliştiğinin gayet farkında gözüküyor. Muhammed, “Birinci lig kariyerime Alp Hocanın yanında Hacettepe’de başlamıştım. Aslında o dönem ki yaşıma ve oyunuma göre fena süre almamıştım. Ondan sonra iki senemi TED Kolejliler’de geçtim. Orada Burak Gönen’in oyunuma çok katkısı oldu. Ondan sonra Karşıyaka’ya geldim. İnişli çıkışlı bir sezon oldu ama baktığımızda beklentilerimin altında bir sezon geçirdim. Hiçbir zaman çok iyi bir oyuncu olduğumu iddia etmedim ama her zaman kendime güvendim. Bence herkesin kendine güvenmesi gerekiyor. Buraya gelirken, Karşıyaka’nın son şampiyon olduğunu ve bir EuroLeague takımı olduğunu biliyordum. Kadromuzda kaliteydi. Bence geçen sezon en geniş Türk rotasyonlarından birine sahiptik. Kendi hedefim Ufuk abiyle iyi anlaşıp, oyunumu geliştirmek ve milli takıma yükselmekti. Biraz kendi yetersizliğim, biraz olan bazı olaylar hem benim için hem de takım için zor bir sezon olmasına neden oldu” dedi.

Muhammed için bu sene ise bambaşka bir sezon oluyor. İstatistiksel olarak gelişimi belki aldığı sürelerin fazlalaşmasına bağlanabilinir ama ligde aldığı sürelerin karşılığını veremeyen birçok oyuncu varken, sadece bu bakış açısıyla bakmanın doğru olacağını düşünmüyorum. Muhammed, bu süreleri alıyor çünkü aldığı sürelerin hakkını fazlasıyla veriyor. Bu sene Sinan Güler ile birlikte Avrupa kupalarında çift haneli sayı ortalaması tutturan iki Türk oyuncudan biri. Muhammed’in oyun içerisinde yaşadığı olgunluk saha içerisinde açık bir şekilde gözüküyor ama onun gelişiminde ana rol sadece yeteneklerinin gelişmesiyle alakalı değil. Ona verilen özgürlük ve güven duygusuyla alakalı. Kendisine bu soruyu sorduğumuzda da kendisi de bu konuya dikkat çekiyor.  24 yaşındaki oyuncu, “Bu oyun geçen sene olabilir miydi? Bu kadar şans alsam belki yine olabilirdi ama birçok faktörden dolayı olmadı. Benim sözleşmem bir yıllıktı. Sezon sonu devam etmek ister misin diye sordular. Bende kalmak isterim dedim. Çünkü ben burada bir şeyler yapabileceğimi hakikaten düşünüyordum. Zaten Markovic ile de daha önce bir bağımız vardı. Trabzonspor’da koç iken beni takıma istemişti. Koçun beni istediğini biliyordum. Aslında yine de beklediğimden daha fazla süre aldım. Bir de sahada oynamama izin veriliyor. Çoğu Türk oyuncuya verilmeyen bir özgürlük veriliyor. Genelde ‘Türk oyunculara sen savunmanı yap, aman topu yere vurma, eline geldiği zaman pası ver, köşeye geç ve şut gelirse topu at’ denir. Sen başka bir şeyi dokunma mantalitesi var. Bu sene, bu benim açımdan yıkıldı. Daha fazla özgürlüğüm var. Bana güveniyorlar. Ben de bunu olumlu bir şekilde kullanmaya çalışıyorum. Çünkü ben bunu ne kadar olumlu şekilde kullanırsam biliyorum ki bana olan güven daha da artacak. 20 dakikam 25 dakika olacak. Belki milli takımda oynayacağım. Bunun da farkındayım. Onun için elimden geldiğince çalışıyorum. Bu sıçramanın sebebi ise tamamıyla aldığım sürenin, güvenin ve sorumluluğun artması” ifadelerini kullandı.

Muhammed ile birlikte Karşıyaka’da sezon içerisinde önemli bir değişim geçirdi. İzmir ekibi, Ufuk Sarıca‘yla yaşanılan tarihi başarılardan sonra bu sene yeni bir sayfa açtı. Geçtiğimiz yıllara göre daha düşük bir bütçeyle sezona başlayan Karşıyaka, sezona sallantı da başladı. Özellikle içeride alınan Kataja yenilgisinden sonra taraftardan büyük tepki gelse de kadroda yaşanılan değişimlerle birlikte Karşıyaka’nın oyun planı oturdu. Ligde TOFAŞ ve Banvit gibi çok önemli iki deplasmanda kazanmayı başaran Karşıyaka, bu hafta Gaziantep karşısında soru işareti oluşturacak bir yenilgi alsa da ana gruptan kopmuş durumda değil. Konu hakkında fikrini aldığımız Muhammed ise şu cevabı verdi; “Gruptan direkt birinci olarak çıkabilirdik. O kalite bir takımız ama sezon başından şu ana geldiğimiz güne kadar takımda inanılmaz bir şekilde değişti. Şu anda oynadığımız basketbolu, sezon başı oynayabilsek biz gruptan rahatlıkla birinci çıkabilirdik. Yeni bir takımız ve iki tane oyuncu değişti. İki oyuncu, bizim oyunumuzu da değiştirdi. Mike Green’den sonra hücumumuz çok daha iyi oldu. Josh Owens’tan sonra çok daha sert bir takım olduk. Bunlar sezon başında olmayan şeylerdi

Muhammed’in saha içerisindeki oyununa baktığımız zaman sadece bir konuda uzmanlaşan bir oyuncu olmadığını görüyoruz. Genç oyuncu sahada olduğu sürede oyunun her alanına katkı vermeye çalışıyor. Muhammed için bu sene oyununda en çok gelişen konulardan birisi de şut becerisi. Her zaman iyi bir şutör olsa da süresiyle odaklı bir şekilde artan şut sayısına rağmen şut yüzdelerinin düşmediğini, aksine artığını görüyoruz. Genç oyuncu, özellikle sağ dip köşeden oldukça yüzdeli bir şekilde üçlük atıyor. Şut yüzdesiyle beraber Muhammed’in bu sene ikili oyun oynama konusunda olgunlaşan oyunuyla beraber daha başarılı olduğu da açıkça gözüküyor. Bütün bunlardan da önemlisi Muhammed, oyuna girdiği zaman oyuna bir etki getiriyor. Sahada sorumluluk almayı seviyor. Onu belki de diğer oyunculardan ayıran en büyük farklardan biri de bu. Muhammed, “Türk oyuncuların genelinde ‘sahada beşinci kişi olarak durayım, işte sadece savunma yapayım, ribaund alayım. Ben sayı atmasam da olur, hücuma katkı vermesem de olur’ mantalitesi mi var bilemiyorum ama bende öyle bir şey yok. Sahaya girdiğim zaman şut atmayayım gibi bir düşünce olması bana saçma geliyor. Tabii ki takım içerisinde herkesin roller farklı olacak. Tabii ki birisi on şut atarken, birisi beş top atacak. Ama yeri geldiğinde sen de o sorumluluğu almalısın. Ben de bunu uygulamaya çalışıyorum

Tabii Muhammed için her şey toz pembe değil. 24 yaşında ve oyununu birçok yönden geliştirmesi gerekiyor. Özellikle topla oynamayı seven bir oyuncuya göre dripling yaparken, topu oldukça yukarıya çıkartıyor. Belli bir seviyeden sonra bu alışkanlık, pek kabul edilebilir bir şey değil. İşin savunma kısmında ise istekli olsa da savunma bilgisi olarak perdelerden çıkarken öğrenmesi gereken önemli noktalar var. Kendisine bu soru sorulduğu zaman ise açık yüreklilikle eksiklikleri olduğunu kabul ediyor. Muhammed, “Atletizm olarak eksiğimin olduğunu düşünüyorum. Eğer ben atletizm olarak belli seviyede bir oyuncu olsaydım, şu ankinden bir seviye daha yukarıda olabileceğimi düşünüyorum. Onun dışında tabii ki eksiklerim var. Ben her zaman çok yönlü bir oyuncu olmak istedim. 8 sayı, 5 ribaund, 4 asist yapmak beni her zaman mutlu kılar. Hepsinden biraz sahaya koyabileyim istiyorum. Gidip sadece 15 sayı atayım istemiyorum. Şimdilik bunları yapabildiğimi düşünüyorum. Artık ufak ufak bunları geliştirmem gerekiyor. İşte %35 ile atıyorsam %40 ile atmam lazım. Eskiden üç ribaund alıyorsam, beş ribaund almam gerekiyor. Bundan sonraki amacım bunları geliştirmek” dedi.

Muhammed’in bu yaz sözleşmesi sona eriyor. İstanbul’un büyük takımları, Muhammed’in yaptığı bu çıkıştan sonra yazın gözlerini onun üstünde tutacaktır. Ancak konu hakkında fikrini aldığımız Muhammed, verdiği cevapla aslında onu değerli kılan mental güçlüğünün cevabını veriyor. Muhammed, “EuroLeague takımdan ziyade benim hedefim saygı görmek. Bir yerde oturacağımı bile bile gitmek istemiyorum. Daha çok saygı göreceğim, kendimi iyi hissedeceğim bir yerde olmak istemiyorum. Kariyerim bittiği zamanda en büyük isteğim bu. İnsanların, Muhammed Baygül vardı, saygı duyulacak bir oyuncuydu demesini isterim. X takımda şu kupayı kazandı ama hiç oynamadı denmesi yerine saygı duyulacak bir oyuncu olmak isterim. EuroLeague’de herkes oynamak ister ama benim önceliğim dediğim gibi değer görebileceğim, saygı görebileceğim ve sahada kalabileceğim bir yerde olmak. Bir sene oynamakla bitmiyor bu iş. Sürekli daha fazla üstüne koymam gerekiyor. Sinan Güler’den örnek vereceğim. Her sene sürekli üstüne koyuyor. Oynamayacağım bir takıma gitmek istemiyorum. Gelişebileceğim bir yere gitmek istiyorum. Çünkü gün geçtikçe bir şeyler koyuyorsun üstüne. Bu sadece benim için geçerli değil. Herkes için geçerli. Oynadıkça ne yapman gerektiğini, neyin eksik olduğunu görüyorsun” ifadelerini kullandı.

Bu sene ülkemizde Eurobasket 2017 de düzenlenecek. Milli takım havuzunu düşündüğümüz zaman ise iki, üç numaralı pozisyonların en dolu olduğu yer olduğunu görüyoruz. Büyük bir sürpriz olmazsa Muhammed, aday kadroya çağrılacak ancak son 12’ye kalması için birçok önemli oyuncuyu geride bırakması gerekiyor. Muhammed, bu konuda sonuna kadar savaşacağını gizlemiyor. “Kim milli takımda olmayı istemez ki diyerek başlayayım. Klişe olsun. Bende istiyorum. Zaten bu oyuna başlarken, herkesin kafasında vardır bir gün o formayı giymek. En son Ümit Milli’nin ilk senesinde giydim. O seneden beri de giymedim. O zamandan beri de düşünürüm bir gün oynar mıyım diye. Umarım aday kadroya çağrılırım. Ondan sonrası da bana kalıyor. O zamanki performansım ve formum ile ana kadroya çalışacağım. Eğer başarırsam Türk halkının önünde oynamak inanılmaz bir duygu olacak benim için” dedi.

Her şeyi özetlersek Muhammed, Türk oyuncuların gelişimi için neyin önemli olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Herkes size güvenmek zorunda değil ama siz başarılı olmak istiyorsanız kendinize güvenilen yerde olmak zorundasınız.

by Utkan Şahin