NBA Güç Sıralamaları: Spurs’ün Kudretinden Sual Olunmaz

2017-03-15T14:15:43+00:00 2017-03-15T14:17:59+00:00.

Bugra Uzar

15/Mar/17 14:15

Eurohoops.net

NBA’de sezonun son düzlüğüne girilirken son Güç Sıralaması, Batı ve Doğu Konferansı takımlarına son bir bakış atıyor.

by Anıl Can Sedef & Mete Budak

NBA tarihinin en tahmin edilebilir, hatta en sıkıcı normal sezonu olduğu düşünülen, hatta ve hatta güç sıralaması yazmamızı gerektirecek değişikliklerin üç ay boyunca yaşanmadığı 2016-17 sezonuna neler oldu öyle?

Çoğu zaman olduğu gibi sezonun son virajı yaklaşırken sakatlıklar takımların başına bela oldu.

Cleveland Cavaliers‘da Kevin Love, Golden State Warriors‘da Kevin Durant belirsiz bir süre yok. San Antonio Spurs‘ün uzunu LaMarcus Aldridge yalnızca sezonu değil, kariyerinin devamını etkileyebilecek bir sıkıntıyla boğuşuyor boğuşuyor.

Takaslar, sakatlıklar, formsuzluklar, düşüşler, yükselişler, hezimetler ve rekorların art arda dizildiği NBA sezonunda play-off’lara çeyrek kala iki konferansta manzarayı değerlendirdik:


BATI KONFERANSI

15. Los Angeles Lakers  

Nick Young kenara çekildi, 4 yıl için 64 milyon dolarlık kontrat imzalayan Timofey Mozgov’un sağlıklı olmasına rağmen gençlerin oynaması için sezonu kapattığı açıklandı. LA sezonun bu noktasından sonra NBA’de yalnızca maça çıkacak ancak sezona dair herhangi bir yarışta yerleri yok.

Luke Walton sezonun kalanında elindeki genç oyuncuları işlemeye ve bu yıl yapılacak draft’ın ilk üç sırasına yatmaya odaklanacak. Ivica Zubac, NBA’e nasıl adapte oluyor görmek istiyorsanız maçlarına bakabilirsiniz. Onun dışında Lakers sezonun kalanını daha çok bir D-League takımı olarak geçirecek.

14. Sacramento Kings 

Sekiz maçlık mağlubiyet serilerini sonlandırmış da olsalar California ve Los Angeles bölgesinin bir diğer temsilcisi de sezonun sonucunun ne olacağından çok mayısta yapılacak lotaryanın sonucuyla ilgileniyorlar. Gözleri lig veya güç sıralamasında değil, New Orleans Pelicans’tan gelecek draft hakkının ilk üçte olup olmadığında olacak.

Şansları yaver gidip o hak ilk üç sıraya düşmezse NBA’in son dönemde gördüğü en derin ve yetenekli draft’ta ilk 10’dan iki seçim yapabilirler. Kısacası onların da Lakers gibi basketbolla çok işi yok.

13. Phoenix Suns 

Phoenix Suns için sezon sonu yaklaşırken başına kıyasla değişenler: 20 yaşındaki Devin Booker bu sezon ligin en çok buzzer atan oyuncusu oldu. Takımını bu yaşta hücumda birinci seçenek olarak 22 galibiyete taşımayı başardı. Bir başka genç Alan Williams double-double ritmiyle parladı, Marquese Chriss video oyunu seviyesindeki atletik becerilerini basketbol için kullanmanın yolunu görmeye başladı, ikinci tur seçimi Tyler Ulis son 10 maçtır oyun kurucu performansıyla dikkat çekiyor.

Phoenix sezonun son virajına da başladığı gibi, gençlerinin yeteneklerini ve potansiyellerini ortaya koyması için geçirecek. 2017 draft’ında nerede kalacakları ve kimi seçeceklerine dikkat etmeli, parlak bir süperstar adaylarıyla gelecek sezonun “dilencisi” en çok takımı dahi olabilirler.

12. New Orleans Pelicans 

DeMarcus Cousins kağıt üstünde ve basketbolseverlerin hayallerinde çok daha ilginç ve parlak bir sonucu New Orleans getirecek gibi gözüküyordu. Sonuç? Cousins-Anthony Davis sahadayken 22 sayı fark yedi. Cousins tek başınayken bu fark 28’e çıkıyor. Davis tek başınayken ise 19 sayı fark atıyorlar.

Bu iki devi aynı anda sahada ve takımda istiyorlarsa bir an önce ikisini de etkili hale getirecek bir plan bulmalılar. Davis geçen sezonun başından bu yana play-off sayıklıyor ve gidişe bakılırsa hem oyun hem plan hem de sonuç olarak bir sezonu daha çöpe atmak üzereler. Daha ne kadar sabredecek bu çocuk sayın Alvin Gentry?

11. Memphis Grizzlies 
Acayip ama martta yalnızca bir maç kazandılar. Nets, Clippers ve Hawks’tan son hafta evlerinde toplam 46 sayı fark yediler. Daha da beteri ligin en eforlu, en sert ve yapışkan savunmasına sahip olmasıyla son beş sezondur övünen bir takım mart ayını savunma verimliliği konusunda lig sonuncusu, evet resmen 30. olarak geçiriyor. Önlerindeki 11 maçtan sekizi deplasmanda, yedinci sıraya tutunmak için çok daha fazlasını vermeliler. Memphis’te bu güç ve fedakarlığın olduğundan şüphem yok ama mesele güçse, şu an çok zayıf gözüküyorlar.

10. Minnesota Timberwolves 

Golden State, Los Angeles Clippers, Utah Jazz ve Washington Wizards’ı yendikleri 10 maçlık bir seride yedi maç kazandılar. Bu 10 maç boyunca sezon başından bu yana çözemedikleri savunma mevzusunu ligin en iyi ikinci takımı olarak halletmiş gözüküyorlar.

Bitime 16 maç kala play-off’tan 3.5 maç uzaktalar. Gelecek yıl, geçtiğimiz sezonun Utah Jazz’i gibi olabilirler mi? Kalan maçlarda bu savunma ve galibiyet ritmini tutturup sürpriz bir play-off biletiyle işi bitirebilirler mi? Bekleyip görelim.

9. Dallas Mavericks 

Onları en son bıraktığımızda ligin diplerinde yüzüyorlardı. Dirk toparlandı, Yogi Ferrell beklenmedik bir uçuşa çıktı, Raptors ve Suns’a son iki maçı kaybetmeseler durum çok daha “yakışıklı” olacaktı ama onların gözü artık play-off için kalan maçlarında olacak.

Çoğu deplasmanda olacak karşılaşmalar oldukça zorlu olacak ama evlerinde play-off yolundaki rakipleriyle oynamalarını avantaja dönüştürebilirler. Draft’a oynama zamanının geldiği söylenen Dallas ve “Bu sezon büyüsünü yapamadı” denilen Rick Carlisle ders vermeye devam ediyor.

8. Denver Nuggets 

Nikola Jokic’in yokluğunda Sacramento ve Washington’a karşı oynadılar. Sırp büyücüleri dönünce son dört maçın üçünü kazanıp yükselişteki Boston Celtics’i onun liderliğinde indirdiler. İşleri kolay değil, bol bol deplasman dolaşacakları bir süreçte Vahşi Batı’nın sekiz numarasına tutunmaya çalışarak geçirecekler.

Jusuf Nurkic’in Portland’a gidişinin onlara yeni ve en güçlü rakiplerini çıkarmış olması genelde başarılarıyla bilinen Nuggets’ın front office’i için hiç hoş olmadı. Ama onları da fazla hafife almamalı, sezon başında hiç olmayan takım dengesi, istikrarı konusunda çok önemli mesafe kat ettiler. Play-off’a yakışırlar.

7. Portland Trail Blazers 

Maç başına 21.7 PER ve yanında bir de ilk tur draft hakkı getiren Jusuf Nurkic’le play-off radarına güçlü bir dönüş yaptılar. Pelicans karşısında Davis ve Cousins’la baş edemediler ama dışarıda Lillard, McCollum; içeride Nurkic gibi isimlerle sekiz numarayı Denver’dan kaparlarsa kimse şaşırmaz.

Ancak hala play-off’tan iki buçuk maç uzaktalar. Kalan maçlarda gerçek anlamıyla ayaklarına gelen şansı değerlendirmeliler.

6. Oklahoma City Thunder 

Russell Westbrook’un kırması muhtemel rekorları artık okumak ve dinlemekten sıkıldığınızı varsayıyorum: Bu sezonu 40 triple-double’la ve %70 ihtimalle triple-double ortalama yaparak bitirmesi bekleniyor.

Oklahoma bu sırada martta adeta şarampole yuvarlanan Memphis’i geçip altıncılık koltuğuna geçti. Daha yukarı çıkmaları da aşağı düşmeleri de zor gözüküyor. Artık yukarıdan kimi alacaklarına bakıyorlar. Westbrook – Harden eşleşmesini Adam Silver’dan ben şahsen rica ediyorum.

5. LA Clippers 

Chris Paul ve Blake Griffin’in ekibi artık kaç yıldır orada olduklarını unutacağımız kadar istikrarlı biçimde yine Batı’nın ilk beşindeler. Ama hala ilk üçü rahatsız edebilecek bir seviyede ya da Batı Finali’ni zorlarlar dedirtecek bir keskinlikte değiller. Son çeyrekte geride oldukları 16 maçtan 15’ini kaybetmişler. Bu alanda yalnızca 30 maçın 29’unu son çeyrekte çevirmeyi başaramayan Brooklyn Nets’i geçebildiler.

Vasat üstü bir takım olarak NBA tarihinin hatırlanan ama akıllarda iz bırakmayan takımları arasına katılmak üzereler. Beyler bu sezon değilse ne zaman hamle yapacaksınız?

4. Utah Jazz 

Son altı maçın beşini kazanarak geliyorlar. Sonuncu galibiyetin konferans sıralamasında bir alt sıradaki Los Angeles Clippers’a karşı gelmiş olması, onlar için bir zaferin ötesinde play-off eşleşmesi potansiyeli ve “seviye atlama iddiaları” gereği de anlamlı.

As ekipleri George Hill, Rodney Hood, Derick Favors, All-Star’ları Hayward ve Yılın Savunmacısı ödülünün adayları arasındaki Rudy Gobert’le yan yana geldiğinde 13 maçın 11’ini kazanmışlar. Ama sakatlıklar bu timin yan yana gelmesini tüm sezon olduğu gibi şu an da, yine ve yeniden engelliyor. Gerçek beşlerini play-off’a giden viraj gelirken bir araya getirmenin zamanı mı, yoksa gerçek silahlarını biraz daha saklamalılar mı? Quin Snyder’ın çok hoş dertleri var.

3. Golden State Warriors 
Stephen Curry kötü şut atıyor. Tekrar ediyorum: Stephen Curry kötü şut atıyor. Kevin Durant sakat. Efsane Chicago Bulls’tan sonra iki maç üst üste 60 maç oynamadan 50 galibiyet alan ikinci takım olma unvanını aldıktan sonra oynadıkları yedi maçın beşini kaybettiler.

Deplasmanda da takım olarak %35’in altında üçlük atıyorlar. Bırakın Cavaliers’ı, Batı Finali’ne gözünü dikmiş Houston ve San Antonio Spurs bile şu manzarayı cezalandırabilir. Doğru zamanda toparlanmanın bir yolunu bulmalılar.

2. Houston Rockets 

Warriors’ın üstüne Houston Rockets’ı yazmış olmamın sebebi Rockets’tan çok Warriors. Sezona 31-9 başlamalarından bu yana 27 maçın 12’sini kaybettiler. %50’nin üstündeki takımlara karşı oynadıkları 31 maçın 16’sını kaybettiler.

Cavaliers’ı yenmiş olmaları ve Harden çevresinde oynadıkları işleyen plandan vazgeçmeden hedefe yürüyor olmaları güç notlarını yükseltiyor. Fakat hala ve hala ispat etmeleri gereken şeyler var.

1. San Antonio Spurs 

NBA’in istikrar ve galibiyet makinesi 2016-17 sezonunun sonunda, Tim Duncan’sız kadrosuyla Büyük Üçlüsü’nden kalan iki oyuncu adım adım emekliliğe seğirtirken kazanmaya devam ediyor. Son 12 maçın 11’ini kazandılar. Tek zafiyeti Russell Westbrook’u zapt edemedikleri Thunder mağlubiyetinde gösterdiler.

Ancak Popovich döneminin en büyük geri dönüşünü yaparak 28 sayıdan dönüp Sacramento’yu mağlup edip üst üste 18. sezonda da franchise’a 50 galibiyetli bir sezon getirmelerinin, yıldızsız bir eşleşmede Warriors’ı geçip Batı’nın zirvesine kurulmalarının bir ödülü olmalı. Kalan 17 maçlarının 10’unu galibiyet karnesi %50 üstü takımlara karşı oynuyor olmaları işlerini zorlaştırıyor ama San Antonio’nun inadını asla hafife almamalı.


DOĞU KONFERANSI

15. Brooklyn Nets (12-53)

Ne bileyim, 10 galibiyet barajını aşmış olmaları bile takdire şayan! Brooklyn Nets sezon başında “oynamaya geldik” diye bir slogan yaratmıştı ve bu sloganın hakkını sonuna kadar verdiler. Evet, sadece oynuyorlar. Caris LeVert şu sezonun tek kayda değer donesi onlar adına. Bir de Bogdanovic’i sonunda salmış olmaları Wizards’ı Doğu’da contender yaptı, o var.

14. Orlando Magic (24-43)

Serge Ibaka takasında ayak üstü dolandırılan Rob Hennigan o takas sonrası bir de “playoff iddiamızı sürdüreceğiz” demişti. Pek öyle olmadı. Ha, o iddianın devam etmemesi draft lotaryası adına kötü de olmadı ama bu sefer de son dönemde iyi oynamaya başladılar ve kazandıkları her maç onlara aslında eksi yazıyor. Orlando’da hiçbir iş düzgün gitmiyor, Elfrid Payton’ın o saçlarla yaptığı triple-double dışında. Cidden, o saçlarla yapılan bir triple-double’ın değeri çok daha büyük gözümde. Westbrook halt etmiş!

13. New York Knicks (26-41)

New York geçen Brooklyn Nets’e kaybetti. Belki Knicks’le ilgili olan kısmı burada bırakmam lazım, ama yapamıyorum. Phil Jackson’ın New York’a GM olarak dönüşünün üçüncü yılını geride bırakıyoruz ve elde umutvar olan tek şey Kristaps Porzingis, ki takımın içinde yaşananlar onu da mental olarak etkiliyor. Yine de Knicks hakkında o kadar çok kez iç karartıcı konuştuk ki, bu sefer Porzingis’in neden başlarına gelen en güzel şey olduğunu gösteren bir şeyle tamamlayalım:

“Eğer deniz sakinse, asla iyi bir denizci olamazsınız.” – Kristaps Porzingis, Nets mağlubiyeti sonrası kariyerinin erken bir döneminde yaşadığı tüm kaoslar hakkında sorulunca.

12. Philadelphia 76ers (24-42)

Dario Saric şu ana kadar Mart ayında 19.6 sayı, 7.3 ribaund ve 4.0 asist ortalamalarıyla oynuyor. Ersan bu yüzden takaslanmıştı ve o karar netice olarak doğrulanmış oldu. Embiid’in sezonu kapamasıyla daha fazla maç kazanmaya ihtiyacı kalmayan Sixers, artık sezonun geri kalanında Saric’in ortaya koyduğu basketbolun keyfini çıkaracak ve yaz geldiğinde lotaryada kendilerine en güzel yerin düşmesini bekleyecek.

11. Charlotte Hornets (29-37)

Korkunç bir şey. Charlotte Hornets bu sezon başı Doğu’da playoff’lar için kafadan yazılan takımlardan biriydi. Bugün playoff şansları her geçen gün eriyor. Ligin savunma ve hücum reytinglerinin ikisinde de ilk 15’te yer alan bir takımı için bu tablo daha da korkunç. Geçtiğimiz sezon uzatmaya giden maçlarda 5-0 yapan Hornets, bu sezon şu ana kadar 0-6, bu da onlar adına asıl mesele gibi gözüküyor. Yakın geçen maçların tamamına yakınını kaybeden Hornets, bir sezonda kadrosunda fazla oynama yapmadan resmen yere çakıldı.

10. Chicago Bulls (31-35)

Boston’a maçın ilk beş dakikasında kaybettikleri maç Bulls’un sezonun son dönemine girerkenki ruh halini yeterince açıklıyor. Son beş maçlarını kaybettiler, Jimmy Butler’ın kafası karışık, Gar Forman yeniden yapılanmaya ne zaman ve nasıl gitmesi gerektiğini pek bilmiyor gibi duruyor, Hoiberg hiçbir şeye yardımcı olmuyor ve Taj Gibson artık yok. Chicago’da hayat çok zor şu anda. Playoff yapmak isteyip istemedikleri bile belirsiz.

9. Milwaukee Bucks (32-33)

Bucks bir şekilde playoff potasında kalmayı başardı ancak sezonun son düzlüğü savaşın gerçek yüzünü gösterecek. Kalan son 17 maçlarının 12’si deplasmanda, 7’si de .500 galibiyet yüzdesinin üzerindeki takımlara karşı. Jabari Parker’ı kaybettikten sonra Khris Middleton’ın harika dönüşü onları biraz rahatlattı ama şimdi altı maçlık bir deplasman turuna başlayacaklar ve o tur sonunda hala playoff potasında yer alacaklar mı bir soru işareti.

8. Detroit Pistons (33-33)

Saçma bir istatistik olarak: Pistons bu sezon 95 sayı ve üzerinde attığı maçlarda 33-14. 95’in altında kaldıklarında ise? 0-19. Son dönemde Reggie Jackson ve Tobias Harris’in kendilerine gelmesi, Stan Van Gundy’nin orijinal beşine dönmesi Pistons’ı playoff potasında tuttu ancak onların kalan takvimi de kolay değil. Jackson ne oynarsa ona tamah etmek zorunda kalacaklar gibi gözüküyor.

7. Indiana Pacers (34-32)

Pacers’ın son düzlükteki takvimi hoş gözüküyor. Oynayacakları kötü takımlar gerçekten çok kötü, oynayacakları iyi takımlar ise gerçekten çok iyi. Hoş. Önümüzdeki iki haftada playoff’ları garantileyemezlerse birtakım sorunlar olabilir, fakat Pacers muhtemelen 6. sıradaki yerine tutunacak gibi gözüküyor. Ligin en kötü deplasman takımlarından biriler, bu da onlara güvenmeyi zorlaştırıyor. Paul George ise bildiğiniz gibi. Bir öyle bir böyle…

6. Miami Heat (32-35)

Miami Heat dünyası şehrin kendisi gibi, cıvıl cıvıl. Fakat aşırı anlamsız şeyler de yaşanmıyor değil. 17 Ocak’tan bu yana Heat 22 maçta tam 18 kez kazandı. ON SEKİZ. O tarihten önce playoff şansları güç indeksi hesaplamaları tarafından yapılan tahminlerde %2 bile değildi. Ama şimdi sıkı durun, çünkü anlamsız şeyler burada bitmiyor. O kaybettikleri dört maçı kimlere kaybettiler? Sixers, iki kez Orlando ve Dallas’a. Ulu Dion Waiters, sen aklımıza mukayyet ol. Son söz: Erik Spoelstra bu ligin en iyi beş koçundan biri.

5. Atlanta Hawks (37-29)

Dennis Schroeder ile Dwight Howard saha içinde tartıştığından beri Atlanta üç maçtır kazanıyor. Üstelik Schroeder çok daha iyi oynamaya başladı. Belki de Dennis’in ihtiyacı olan şey buydu? Bilemiyoruz. Netice olarak Atlanta ne ilk üçü tehdit eden, ne de son üç tarafından tehdit edilen bir takım olarak dördüncü ya da beşinci olarak playoff yapacak ve ilk turda yüksek ihtimalle Raptors’a elenecek. Budenholzer geleceğe benim gibi bakmıyordur tabii, ama üzgünüm hocam!

4. Toronto Raptors (39-28)

Lowry’nin normal sezonu kapatması normal sezon planlarını alt üst etti. Ibaka takasıyla beraber Doğu’da ikinciliği yeniden almaları bekleniyordu ama şu an Wizards’ın form durumuna bakınca üçüncü sıra bile ellerinden kayıp gidiyormuş gibi gözüküyor. Yine de playoff zamanı geldiğinde ismi Cleveland Cavaliers olmayan en tehlikeli Doğu takımı olacaklar. Ibaka ve P.J. Tucker eklemeleri şu ana kadar oldukça yerinde gözüktü. Lowry’nin sağlıklı dönüşü çok kritik olacak.

3. Cleveland Cavaliers (44-22)

Güç Sıralamaları dizisini başlattığımızdan beri Cavs ilk kez Doğu’nun zirvesinde değil. Elbette hala Doğu’daki en iyi takım onlar ancak All-Star arasından bu yana ligin en kötü savunmasına sahip beş takımından biriler, sezona vurduğumuzda ise 22. sıradalar. Kevin Love’ı kaybettiklerinden bu yana yalnızca 7 maç kazanabildiler ve 6 kez kaybettiler. J.R. Smith sezonun önemli bölümünün neredeyse tamamını kaçırdı ve Bogut önemli bir hamle olabilecekken 8 saniyede oyunun dışında kaldı. Larry Sanders ise yaşadığı tonlarca saha dışı sorunun ardından basketbola Cavs ile dönecek.

Diyeceğim o ki, finallere gitmesi garanti görülen bir takım için bir sezonda bu kadar problem hiç sağlıklı değil ve eminim ki LeBron James de finallere gitmeyi garanti görmüyordur. Tüm bu sebepler onları sezonun son Güç Sıralaması’nda üçüncü sıraya attı ama playoff zamanı geldiğinde konferans finallerine kadar çok sorun yaşamaları mümkün gözükmüyor. Kritik soru: Birinci sıraya tutunabilecekler mi, tutunmak için LeBron her maç 40 dakika oynamaya devam edecek mi? Uzun zaman sonra ilk kez Cavs süperyıldızını sezonun son döneminde dinlendirme şansına sahip olmayabilir.

2. Boston Celtics (42-25)

Celtics 1-3 ile kapattığı Batı turnesinde hiç iyi görüntü vermedi aslında, ama gidip Oracle’da Warriors’u döve döve yenmeyi de başardı. Size bir perspektif kazandırmak adına; 2015-16 sezonunun başından beri Oracle’da namağlup olan tek takım Celtics.

Danny Ainge’in takas dönemini hamlesiz geçmesi ona elindeki kadronun sağlıklı şekilde ne kadar yükseğe zıplayabileceğini göstermiş olacak ve Celtics, yüksek ihtimalle Doğu’da ikinciliğe tutunacak. Son 15 maçlarının 10’u evlerinde ve 11 maç da .500’ün altındaki takımlara karşı. Sezon boyunca sahip olamadıkları tam ve sağlıklı kadroya şimdi sahip olan Brad Stevens, bu kadroyu playoff’lara olabildiğince hazır halde sokmak için son düzlükte dinlendirmeye başvurmayacak ve Celtics belki bu son çeyrekte birinciliğe bile yürüyebilir.

Yine de playoff zamanı geldiğinde Celtics için ilk hedef bir playoff serisi kazanmak olacak ve bunu yapmadan daha fazlasını hayal etmeseler iyi olur.

1. Washington Wizards (41-25)

Wizards, içeride oynadıkları ve “cenaze maçı” olarak adlandırdıkları, tüm oyuncuların siyah giyinerek geldiği Celtics maçı sonrası resmen NBA’in en iyi basketbol oynayan 2-3 takımından biri. Son Batı turnesinde Kings’e karşı son çeyrekte 15’ten, Portland’a karşı üçüncü çeyrekte 21 sayıdan geri dönerek kazandılar.

2017’de 25 kez kazanıp sadece 8 kez kaybettiler ki bu da onları bu noktada 2017’nin en iyi takımı yapıyor. Wall-Beal ikilisi harika bir form yakalamış durumda ve Wizards Doğu’da büyük bir iştahla ikinciliği istiyor. Önceki gece deplasmanda kaybettikleri Timberwolves maçı bu hedefe biraz ket vursa da bu form durumuyla ikinci sıra için kesinlikle iddia sahibiler.

Ha bu arada, Scott Brooks artık resmen NBA’de Yılın Koçu adaylarından birisi. Kuşkusuz.

Tags NBA