Eurocup’tan Bir Üst Seviyeye Çıkması Beklenen 8 Oyuncu

2017-04-04T11:47:47+00:00 2017-04-04T11:47:47+00:00.

Semih Tuna

04/Nis/17 11:47

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın’dan taptaze, yeni ve ilgi çekici bir yazı daha… Bu sezon Eurocup’tan bir üst seviyeye çıkmasını beklediğimiz 8 ismi derledik.

by Buğra Bayazıt / info@eurohoops.net

NBA’de maaş limitinin artmasıyla beraber, lig dışındaki çoğu oyuncu bir kez daha şansını denemek için Amerika’ya dönme kararı aldı ve özellikle Avrupa’nın elit liglerinde oyuncu kalitesinin düşmesine yol açtı.

Bu şartlar altında ‘scouting’, belki de her zaman olduğundan daha önemli bir seviyede. Takımlar uygun fiyata doğru oyuncuyu bulmak için çabalıyorlar. Eurocup’ta da gösterdikleriyle üst seviye için artık zamanının geldiğini ispatlayan ve bizim de radarımıza takılan bazı oyuncular oldu elbette. 8 tanesine dikkatli gözle baktık, inceledik ve listede yer almalarına karar verdik.

Not: Bu listede olmayıp da iyi sezon geçiren isimleri tamamen göz ardı etmek istemedik. Malaga’dan Kyle Fogg, Cedevita Zagreb’den Ryan Boatwright, Alba Berlin’den Elmedin Kikanovic ve Nizhny Novgorod’dan Deandre Kane mansiyon ödülümüzün sahibi oldular.

Not 2: Bu listede Amar’e Stoudemire ve Alexey Shved gibi oyuncuların zaten kazandıkları para ve kariyerleri doğrultusunda bahsettiğimiz yere ait olduklarından, Facu Campazzo’nun da hali hazırda Real Madrid kontratlı olması nedeniyle dışarda kalmasına karar verdik. Önceden Euroleague oynamış Miro Bilan ve Bojan Dubljevic de bu sebeplerden listede değil. 2 oyuncuya eskiden oynamış olmasına rağmen kıyak geçtik, geri dönebileceklerini düşündük. 

Sizi fazla sıkmadan yazıyla baş başa bırakalım. Keyifli okumalar!

Nemanja Nedovic | Unicaja Malaga | Oyun kurucu – Skorer Guard

İstatistikleri: 9.5 sayı 1.9 ribaunt 3.5 asist

Nedovic’in parlamaya başladığı ilk dönemden itibaren onunla ilgili belli başlı soru işaretleri oluşmuştu ve kolay kolay ortadan kalkacak gibi de gözükmüyordu. Bunlar hala tamamen ortadan kalkmış değil fakat oyununun bu kadar sivrilmesi insanların bu soru işaretlerini ikinci plana atmasını sağlamaya başladı. İlk adım çabukluğundan, patlayıcılığından, temas getiren oyun yapısından çok bir şey kaybetmemiş, hatta biraz daha sivriltmiş. Yüksek düzeyde agresiflik içeren drive’larının çoğu çemberde bitiyor ve karşılaştığı sert fauller zaman zaman pozisyonu bitirmesine engel olamıyor. Bununla birlikte onu izlerken, drive’larına gömülen savunmaya karşı kick-out paslarda biraz daha geliştiğini görmek mümkün (Eurocup’ta 3.5, ACB’de 3.7 asist ortalama). Ama rakipler ezberden devam edip ikili oyunlarına alttan geçmeyi bir silah olarak saklayabiliyor. Dribbling üzeri şutu hala daha gelişime açık bir alan. Eurocup’ta %25’le dış şut olarak zorlansa da ACB’de maç başına 1.8 isabeti %38 yüzdeyle buluyor. Yüzdelerin biraz daha artmasını pozisyonel olarak kullanımıyla açıklayabiliriz diye düşünüyorum. Koç Joan Plaza elindeki rotasyonda 1-2’yi Alberto Diaz, Jamar Smith, Kyle Fogg ve Nemanja Nedovic’le dönüyor. Bu 4’lünün herhangi bir kombinasyonu sahadayken Nedovic dışında birini topu getirirken görmek çok olası bir senaryo. Nedovic off-ball olarak oynadığı, topu hareketli aldığı pozisyonlarda çok daha agresif ve tehlikeli bir skorer. Şutlarını dribble üzeri değil de catch&shoot olarak kullanması topla hali hazırda oynayacak 1 numara varken daha kolay oluyor ve yüzdeyi yükselten öğelerden biri de bu. Dediğim gibi Nedovic insanların kafalarındaki soru işaretlerini tamamen silemedi belki fakat onunla ilgilenen takımları risk almaya teşvik ediyor bu sezonuyla.

Scott Bamforth | Bilbao Basket | Skorer guard

İstatistikleri: 12.3 sayı 3.1 ribaunt 2.8 asist

Mevcut profesyonel kariyerinde İspanya’dan ayrılmamış ve o coğrafyadaki basketbolseverler tarafından kabul gören ve sevilen Birleşik Amerikalı şutör oyununu bu yıl daha farklı bir boyuta taşımayı başardı. Genel anlamıyla “volume shooter” olarak adlandırılabilecek oyuncu, zaten yüksek tempo transition oyununda veya setlerdeki screen kullanımıyla iyi bir catch&shoot skoreriydi fakat bu sezon daha çeşitli pozisyonlarda da katkı vermeye başladı. Bu sezon biraz daha pick&roll hücumunda ballhandler olarak bir şeyler üretmesi bekleniyor ve şu ana kadar bu görevi layıkıyla yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Dribble üzeri de skor tehdidini koruyabilmesi onu ikili oyunda daha tehlikeli kılıyor. Bu skor tehdidiyle ona yoğunlaşan yardım savunmasını da doğru paslarla cezalandırabilmesi (Eurocup’ta 2.8, ligde 3 asist ortalama) bir sonraki seviyeye yükselmesi için elzemdi. Hatta buna kesin çözüm üretmek için onun oynadığı pick&roll’lara yüksek show-up (püskürtme) kullanan takımlara da topu elinde öldürmeden (hatta bazen topu yere dahi vurmadan) zayıf tarafa paslayıp oyunu açabiliyor. Bu komple bir hücum oyuncusu olmanın eşiğinde olmak anlamına geliyor diyebiliriz. Oyunun diğer alanında da gayet istekli, savunma farkındalığı yüksek (izleyerek savunma yapmayan), yeri geldiğinde zayıf taraftan yardıma düşebiliyor. Fakat bu tip skorerlerin belki de en çok zorlandığı screen çıkışı üzeri hareketli top kullanan kısaları savunmakta zorlanabiliyor, e terzi kendi söküğünü dikemez derler. Yine de özellikle bu sezon genelinde oyununu çeşitlendirmesi onun bir üst seviye için hazır olduğunun göstergesi.

Dragan Milosavljevic | Alba Berlin | Kısa Forvet

İstatistikleri: 12.9 sayı 2.7 ribaunt 3.6 asist

Sırp oyuncu profesyonel kariyerinin başında takım kaptanı olarak Euroleague gördü fakat bu sezonla oraya tekrar dönmenin kuvvetli sinyallerini veriyor. 2014 yılında yaşadığı diz sakatlığı onu hemen hemen 1 sezon oyundan uzak tutmuştu (Dusko Vujosevic’in antrenman metodlarından bahseden azımsanmayacak bir kitle oldu bu konuyla ilgili çünkü o Partizan takımında dizinden uzun süreli sakatlanan tek oyuncu Milosavljevic olmadı). Sakatlığından önce gücünü daha ön planda tutan, çembere drive’larda olsun, hücum ribaundları ve boyalı alandaki aksiyonlarda olsun bunun üzerinde duran oyuncu sakatlığından sonra takımına daha farklı katkı vermeye başladı ve bunu özellikle Alba Berlin sezonlarında görmek mümkün. Milosavljevic yarı saha hücumunda artık daha top hakimiyeti yüksek, dribble üzerinden kendine ve takıma pozisyon yaratabilen bir 3 numara konumunda. Ahmet Çakı da bu sezon özellikle as oyunkurucusu Peyton Siva’nın yokluğunda ağırlıklı olarak yarı saha pick&roll’larını onun üzerinden oynuyor.

Milosavljevic gücünden çok bir şey kaybetmedi ve temastan çok etkilenmeden çoğu match-up’ını çembere kadar sürükleyebilecek konumda hala. Fakat bunun yanında artık devrilen uzunu ve zayıf taraftaki rotasyon şutörünü de hücuma katma konusunda büyük mesafe kaydetmiş durumda. Yer yer pick&roll’da ona show-up’la gelen ve püskürtmeye çalışan savunmaya karşı topu tutmadan yaklaşık 9 metrelerden çember altına asist yapabildiği pozisyonlar dahi var. İki kulvarda da Siva’nın arkasında takımın en çok asist yapan oyuncusu (Eurocup 3.6, Bundesliga 4). Bir sonraki paragrafta da okuyacağınız üzere Avrupa’da topla üretebilen 3 numaralar tekrar önem kazanmaya başlamış durumda. Milosavljevic kuvvetinin yanında belki çok hızlı bir 3 numara değil ama topa bu şekilde yön verebiliyor olması onun üst seviye için değerini arttırıyor.

Chris Babb | Ratiopharm Ulm | Kısa Forvet

İstatistikleri: 11.7 sayı 3.3 ribaunt 1.9 asist

Ulm’un Eurocup sezonu Top16’da sonlanmış olabilir fakat Bundesliga’da namağlup (an itibariyle 26/26) yola devam ediyorlar ve bu gidişatta baş kahramanlardan biri dominant oyunuyla Babb. Ulm’un kısa 5’ler ve fazla hücum sayısı da içeren sisteminde topu yere vurabilen ve topa yön verebilen bir 3 numara olarak dikkat çekti. Artık Euroleague seviyesinde de sadece rotasyonda topu bekleyen ve oyuna etkisi sınırlı kalan 3 numaralardan ziyade Babb tipi drive eden, dribble üzerinden de şutunu yaratabilen, skor yükünü sırtlayabilen forvetler rağabet görmeye başladı (ya da zaten bu özelliklere sahip 2 numaraları bir pozisyon kaydırıp kısalmayı tercih ediyorlar). An itibariyle takımının en çok top kullanan dış oyuncusu ve Eurocup’ta 2’nin biraz üzerinde isabeti &40’la bulurken bu oranlar Alman Ligi’nde %44’le maç başına tam 3 isabet. Yine aynı konuya döneceğim fakat bu şutların çoğu hareketli hücumlar sonucu üretilen imkanlar, yani hazırlanmış. Takım sisteminin bir potansiyeli ne kadar ileriye itebileceğinin güzel bir örneği daha. Avrupa adaptasyonunu fazlasıyla tamamlamış gözüküyor.

Janis Timma | Zenith St. Petersburg | Kısa – Uzun Forvet

İstatistikleri: 16.2 sayı 4.7 ribaunt 2.9 asist

Modern Letonya basketbolunun ilk mahsullerinden olan ve 2013’teki draft’inden sonra sönük kaldığı düşünülen Timma için, bu sezon her şey fazlasıyla yolunda gidiyor. Letonya sınırlarındaki yüksek performansından sonra Koç Karasev’le ikinci sezonunda kaliteli bir parçadan biraz daha fazlası olmuş durumda. Zaten takımın en çok süre alan oyuncusu olması buna bir örnek. Timma’nın fiziksel özellikleri ve parkede yapabildikleri onu farklı bir konuma yerleştirmeye yetiyor. Öncelikle belirtmemiz gereken ilk konu çok çok iyi bir şutör olması. Rotasyonda spot-up olarak isabeti yüksek, bu çok normal fakat hareketli olarak aldığı ve hatta hücum süresi biterken elinde patlayan toplarda dahi sinir bozucu bir yüzdesi var. Bu yüzdeyi ekstra olarak vermek gerek: Eurocup’ta maç başına 6 küsür üçlük deneyip %44.3 ile, VTB’de de %35 ile sokuyor (7/17 üçlük ile 33 attığı bir Malaga maçı da mevcut). Tabi ki oyuncu bundan ibaret değil, 2.01’lik bir 3 numaranın meziyetleri bununla bitmez. Takım olarak bu fizik avantajını alçak post’ta kullanmayı başarıyorlar. Rakibi ya eşleşme/oyuncu değiştirmeye ya da alçak post hücumuna uzunla yardım getirmeye itiyorlar ki bu da savunmada farklı delikler ortaya çıkarıyor (Timma Eurocup’ta 2.7, VTB’de 2.9 asist ortalamasıyla oynuyor). Daha da önemli avantajı savunmada ortaya çıkıyor. Son birkaç sezonda takımlar ikili oyun savunmasında adam değişimine çokça gitmeye başladı fakat bu adam değişimlerini minimum zararla savunabilecek oyuncu bulundurmakta güçlük çekiyorlar. Janis Timma’nın yapabilecekleri burada devreye giriyor. 1’den 5’e kadar her pozisyonu savunabilecek çabukluğa/kuvvete sahip. Savunmadaysanız, 5 numaranın arkasında kaldığında çekinmeyeceğiniz tipten bir oyuncu. Bu tip joker özelliklere sahip bir oyuncunun artık sonraki adımı atma vakti geldi.

Augustine Rubit | Ratiopharm Ulm | Uzun Forvet

İstatistikleri: 10.3 sayı 5.8 ribaunt

Çok net ve özet bir ifadeyle Rubit, mobil 4 numaranın kaliteli örneklerinden biri. Tempolu transition hücumuna yatkın, topsuz olduğu gibi topla da tam sahayı rahatça geçebilecek kabiliyete sahip hatta çemberde bitiriyor o pozisyonları. İlk adımı çabuk, yarı saha hücumunda hareketli ve yüzü dönük hücumu bu seviyede fark yaratabilecek bir oyuncu ki en büyük etkiyi de takıma bu noktada yaratıyor. Her tip 4 numaranın (hatta eşleşirse pivotların da) üstüne penetre edebilen ve bunu hem sağına hem soluna yapabilen bir oyuncu ki onu eşleşmesi zor kılan en kilit nokta bu. Pasörlüğü bir miktar gözden ırak kalmış olabilir, istatistiksel olarak dahil, fakat özellikle uzundan uzuna hücumu açabilmesinin hakkını vermek gerek. Onu bu seviyede farklı kılan özellikleri ise savunmada su yüzüne çıkıyor. Boyalı alandaki mücadelede var, elleri aktif, koçun kısa 5’li sisteminde 5 numara olarak fiziken ezilmiyor ve adam değişiminde toplu kısaya kolay kolay geçildiğini göremezsiniz. Avrupa’da mobil, agresif hücumcu 4 numaralar bulabilirsiniz ama savunmada bunları da vaad eden bir oyuncuyu çok zor.

Kevin Jones | Lokomotiv Kuban | Uzun Forvet – Pivot

İstatistikleri: 11.9 sayı 5.8 ribaunt

Kuban’ın bir miktar değişkenli sezonunda, sezon içinde iki farklı koçla çalışmasına rağmen verimi düşmeyen ve göze çarpan oyuncu oldu Kevin Jones. 5 numara için biraz kısa gibi gözükebilir fakat fiziksel özelliklerini çok efektif kullanması söz konusu. Gerek transition hücumda gerekse rakibin adam değişimi sonrası boyalı alanda çok rahat pozisyon alıyor ve bir uzun için kilit özelliklerden olan kalçalarla avantaj sağlama konusunda gayet iyi. Verimli screen’leri sonrası devrilmeleriyle veyahut pozisyon alması sonrası bitiriciliği çember yakınında üst düzey. İki kulvarda da (Eurocup-VTB) takımının 2 sayılık atışlarda hem en yüksek deneme, hem de en yüksek isabete sahip oyuncusu (%60 küsür ikilik yüzdesiyle de ayrıca en yüzdelisi). Hem fiziksel hem de zihin olarak her zaman maçın içinde kalmasını da çoğu topta eli olmasından ve ribaund pozisyonlarından anlamak mümkün. Takımın en iyi ribaundcusu, Eurocup’ta maç başına 3 hücum ribaundu alıyor, 3 fazla atış şansı demek bu. Sasa Obradovic‘in gelişiyle 4 numaradan da azımsanmayacak dakikalar alıyor fakat 5 numara olarak pick&roll savunması bu seviyelerde gerçekten fark yaratabilecek düzeyde. Boyalıda bekleyerek alçak savunmada iyi, yay seviyesine çıkıp topu karşılamada iyi. Kuban’la kontratı 1+1 olarak gözüküyor ve o kontrattan çıkarmak isteyecek takımlar olacaktır.

Raymar Morgan | Ratiopharm Ulm | Uzun Forvet – Pivot

İstatistikleri: 14.4 sayı 4.1 ribaunt 1.4 asist

Ulm’un tempolu basketbolu ve değişen beşlerinde değerini katlayan bir diğer oyuncudayız. Birleşik Devletler vatandaşı oyuncu, Türkiye dahil birçok ülke gezdikten sonra doğru çalışma ortamını bulduğunu belli ediyor. Morgan, çabuk ayaklara sahip, tam sahayı koşabilen bir uzun, tabiri yerindeyse bir 4.5 numara. Mobil oyununu 4 numarada da gösterebiliyor fakat Tim Olbrecht’in sakatlığıyla beraber Ulm’un kısalan 5’inde dakikalarını pivot mevkiinden de bolca aliyor (hatta bir diğer 4 numara Augustine Rubit’le de paylaşıyorlar). Temas ve boyalı alandaki mücadele bakımından Raymar Morgan oyunda olduğu her dakika aktif. Hücumda da daha hantal uzunlara karşı yüzü donük bire bir hucumunu kullanıp faul aldırmayı başarıyor (Eurocup’ta %76 ile maç başına 4.8, Bundesliga’da %78 isabetle maç başına 6 serbest atış). Pick&Roll savunmasında hem toplu kısayı tehdit edip hem devrilen uzunu kontrol edebilen dengeli savunmada üst düzeye yakın bir performans sergiliyor. Daha da ilginci bir box out refleksine sahip ki bunu bir uzuna alışkanlık kazandırtmak çok çok zor. Şutun elden çıktığını gördüğü anda kendi match-up’ına veya en yakınındaki oyuncuyla teması sağlayıp box ediyor. Çok spesifik bir hareket ve kas hafızasının değerini gösteriyor. Morgan artık bu seviyede kanıtlayacaklarını kanıtladı ve Bundesliga’da namağlup giden Ulm’un en skorer ve en agresif ismi. Ulm’le kontratı da bu sezon sonunda sona eriyor. Markette yoğunluk yaratacağı kesin.