Darüşşafaka Doğuş – Real Madrid Serisini İzlemek İçin 5 Sebep

2017-04-18T15:24:01+00:00 2017-04-18T16:09:11+00:00.

Utkan Sahin

18/Nis/17 15:24

Eurohoops.net

Darüşşafaka Doğuş, tarihinde ilk kez playoff’a kalmayı başarırken, rakibi son yılların en başarılı takımı Real Madrid oldu. Bu harika seri öncesi biz de sizlere seriyi neden izlemeniz gerektiğine dair beş sebep çıkardık.

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Doğuş Holding ile Darüşşafaka birleşme kararı aldığı gün, planladıkları başarılardan bir tanesine bu sezon ulaştı. Darüşşafaka, sezon içerisinde çok fazla iniş, çıkış yaşasa da sezonun son bölümünde arka arkaya kazandığı kritik maçlarla birlikte Fenerbahçe ve Anadolu Efes‘ten sonra playoff’lara kalmayı başaran üçüncü Türk takımı oldu. Şimdi ise karşılarında daha da zor bir yol var: Real Madrid

Klasik bir David Blatt takımı olmayı başaran Darüşşafaka, özellikle Wanamaker ve Clyburn’un sezon içerisinde gösterdiği performansla ayakta kalmayı başardı. Sezon başından beri pivot pozisyonunda sıkıntı yaşayan temsilcimiz, Ante Zizic transferiyle bu yarasına biraz pansuman yapsa da hala burada girdiği her savaşı kazanamıyor.

Yaşadığı şampiyonluk sonrası geçtiğimiz sezon playoff’ta Fenerbahçe tarafından süpürülen Real Madrid ise bu sezon beklentilerin bir adım üstüne çıktı. Kısa rotasyonunda Sergio Rodriguez gibi çok önemli bir yıldızı kaybetmesine rağmen Luka Doncic’in harika çıkışıyla bu eksikliği dolduran İspanyol ekibi, uzun rotasyonuna ise Anthony Randolph ve Othello Hunter gibi iki önemli oyuncuyu kattı.

Darüşşafaka, saha içerisindeki yaşadığı birçok probleme rağmen Real Madrid’e sorun yaşatabilecek bir takım. Bu yüzdende seri boyunca harika mücadeleler ve bireysel performanslar izleyeceğiz.

Peki seriyi olduğundan daha da heyecanlı kılan beş sebep ne?

1- Sergio Llull vs Brad Wanamaker

İkisi de inanılmaz bir sezon geçiriyor.

Rodriguez’in takımdan ayrılmasından sonra bütün ipleri eline geçiren Sergio Llull, takımına harika bir şekilde liderlik yaptı. Sezon boyunca takımı ne zaman zorlansa sahneye çıkan ve Real Madrid’i liderliğe taşıyan Llull, 16.1 sayı, 5.9 asist ve 2.0 ribaund ortalamasıyla MVP ödülünün en büyük adaylarından biri.

Herkes, Wanamaker’ın Brose’den ayrılıp, Darüşşafaka’ya geldiği zaman oyunununda bir adım ileri atmasını bekliyordu ama bu kadarı beklenmiyordu. Euroleague’de bu sezon en çok sahada kalan oyuncu olan Wanamaker, yorulmak bilmeden bütün sezon takımını taşıdı. 16.2 sayı, 3.2 ribaund ve 4.7 asist ortalamasıyla oynayan Amerikalı oyuncu, bunun yanında üçlük yüzdesini de %40.2’ye kadar çıkardı.

Bu iki oyuncunun, seri boyunca ortaya koyacakları bireysel performanslar çok önemli. İki takım da bu sezon birbirlerine karşı oynadıkları maçları evlerinde kazanırken, kazanılan maçlara bu iki oyuncu damga vurdu. İstanbul’da oynanan maçta Wanamaker, 4-6 üçlük isabetiyle 27 sayıyla oynarken, sezonun en iyi performanslarından birini sergiledi ve Daçka’yı galibiyete taşıdı. İspanya’da ise daha ilk çeyrek beş üçlük isabetiyle oynayan Llull, 26 sayı, 8 asistle enfes bir maç çıkarttı ve maçı kazandırdı.

2- Genç Yıldızlar Rüştünü İspatlayacak

Bu sezon çıkış yakalayan iki önemli genç yıldız, farklı formalarla bu playoff serisinde yer alacak.

Şubat ayında 18 yaşına basan Luka Doncic, normal sezonda Euroleague tarihinin en etkileyici genç oyuncu performansını sundu. Yetenekleri alt yaş gruplarından beri konuşulan bir oyuncuydu ancak bu yaşta bu kadar olgun bir oyuncu olması kimsenin beklediği bir şey değildi. Birçok rekoru kıran genç oyuncu, 8.3 sayı, 4.4 ribaund ve 4.3 asist ortalamalarıyla sezona damga vuran oyunculardan biri oldu.

Cibona’da ortalığı yerle bir eden Ante Zizic, sezon ortasında Daçka’ya gelerek kendini Euroleague’de test etmeye başladı. 20 yaşındaki genç pivot, takıma katıldıktan kısa bir süre sonra ilk beşteki yerini alırken, 8.3 sayı, 6.8 ribaund ve 0.8 blok ortalamalarıyla Daçka’nın en önemli uzunu oldu.

Ne yazıkki bu iki oyuncuyu, çok uzun süre NBA’de izleyemeyeceğiz. Zizic, sitemize verdiği röportajda gelecek sezon draft hakkını elinde bulunduran Boston Celtics‘e katılacağını açıkladı. NBA Draft 2018’de ilk üçten seçilmesine kesin gözüyle bakılan Doncic ise muhtemelen 2 sezon sonra kariyerinin yönünü NBA’e çevirecek.

Ancak iki oyuncu da gitmeden, kendilerini bu seviyede ispat etmek zorunda. Çocuklar ile adamların ayrıldığı bu seviyede bu iki oyuncu, normal sezonda gösterdikleri performansı ne kadar devam ettirebilecek hepberaber göreceğiz!

3- Çaylaklık ve Tecrübe

İki takımın arasında büyük bir tecrübe farkı bulunuyor.

Kulüp olarak zaten Daçka, ilk kez bu seviyede mücadele edecek. En çok Euroleague şampiyonluğu bulunan takım olan Real Madrid ise 2000’lerin ortasında yaşadığı krizden ayağa kalktı ve son yıllarda en başarılı performans gösteren takım oldu.

Kulüplerin yanında oyuncu olarak da tecrübe açısından büyük bir fark bulunuyor. Daçka’da tam 10 oyuncu ilk kez playoff’larda mücadele ederken, işin daha da kötüsü ilk beşte yer alan oyuncuların hiçbirinde playoff tecrübesi bulunmuyor. Real Madrid’de ise durum tam tersi. CSKA‘dan sonra playoff’un en tecrübeli ikinci takımı olan İspanyol ekibinde playoff tecrübesi olmayan sadece bir oyuncu var. 33 maçla Felipe Reyes, bütün takımlar arasında lider durumda yer alırken, Madrid’de tam 7 oyuncu playoff’ta 10’un üzerinde maça çıktı.

Çekişmeli ve gergin geçmesi beklenen maçta, tecrübe ile çaylak oyuncuların kararları arasında oluşacak farklılıklar serinin gidişatı için çok önemli olacak.

4- Atletizm Savaşı 

İki takım da tempolu basketbol oynamayı çok seviyor.

Darüşşafaka bunu daha çok atlet oyuncularının sahaya koyduğu ağırlıkla yaparken, Madrid ise oyun kurucularının hızlı düşünmesi ve hızlı hareket etmesi sayesinde başarıyor. İki takım arasında uygulama konusunda farklılık olsa da yine de seri boyunca atletizm olarak büyük bir mücadele izleyeceğiz.

Uzun pozisyonunda Real Madrid atletizm olarak daha ağır basarken, kısalarda ise temsilcimiz daha ağır basıyor!

Bakalım kim kazanacak?

5- David Blatt, Şapkadan Tavşan Çıkartacak Mı?

David Blatt’in Real Madrid ile olan geçmişi oldukça karışık!

Tecrübeli koç, kariyerinin en iyi ve kötü anlarını İspanyol temsilcisine karşı yaşadı. 2012-2013 sezonunda Maccabi ile Madrid karşısında kariyerinin en kötü playoff serisini yaşayan Blatt, bir yıl sonra ise intikamını daha acı bir şekilde aldı ve İspanyol ekibini büyük bir sürprizle finalde mağlup ederek şampiyon oldu.

Şampiyon olduğu 2013-2014 sezonunda da dediği gibi önemli olanın playoff’a kalmak olduğunu düşünen Blatt, bu zamana kadar ev sahibi avantajı olmadan iki seri kazanmayı başardı. Tecrübesiz ve oyun planında sorunlar bulunan Daçka’yla üçüncüyü yapması için Blatt’in sahaya imzasını atması gerecek.