by Vladimir Stankovic / Çeviri: Anıl Can Sedef
Bir başka seçimi zor liste. Kısa listemde Amerikalı ve Avrupalı olmayan isimlerden 20 oyuncu vardı. Dominik Cumhuriyeti’nden Chico Sibilio, Venezule’dan Carl Herrera, Porto Riko’dan Daniel Santiago’yla Ramon Rivas ve Angola’dan Jean-Jacques Conceicao gibi isimler de vardı. Eminim bazıları başka listelerde yer bulur.
Ama ben ilk 10’num aşağıdaki gibi:
10. Manuel Raga (Meksika, 1944)
Basketbol dünyası Raga’yı 1963’teki Dünya Şampiyonası’ndan tanıyordu. Kanada’ya attığı 24, Uruguay potasına gönderdiği 20 sayı 19 yaşındaki oyuncunun büyük yeteneğinin ilk işaretleriydi.
Dört yıl sonraki Dünya Şampiyonası’nda 15.6 sayı ortalama tutturdu. Sonraki yıl ülkesindeki 1968 Olimpiyatları’nda iyiden iyiye parladı. İtalyan kulübü Varese onu yeni projelerinin lideri olarak seçti. Önce Indio lakabıyla anıldı, sonra Uçan Meksikalı ve Fenomen oldu. Skorer güdüleri doğuştan gelen harika bir ribauntçuydu.
Üç İtalya Ligi şampiyonluğu kazandı, üç kez EuroLeague şampiyonu oldu, iki Kıtalararası Kupa kazandı. 1970’de Atlanta tarafından draft’ta yedinci turda seçilerek NBA tarafından tercih edilen ilk Amerikan vatandaşı olmayan oyuncu unvanını aldı. Ancak hiç NBA’de oynamadı.
2008 EuroLeague Final Four’unda EuroLeague Basketball tarafından Madrid’e getirilmesiyle Avrupa’ya döndü. Kıtanın büyük turnuvasının 50. yılı şerefine spora tüm o yıllar boyunca en çok katkı yapan 50 isim orada açıklandı. Tabii ki aralarında Raga vardı.
Madrid’de kendisine layık görülen bu onurdan ve kariyerine verilen değerden ötürü çok duygulanmıştı. Birçok eski takım arkadaşı ve rakibiyle eski günlerini, altın yıllarını yad etti.
12 Mart 2010’da Varese’sine de döndü. 2500 kişinin önünde Fahri Hemşehrilik nişanı aldı. 1970’lerde şehrin kahramanı olan adamı, Varese unutmamıştı.
9. Jose Rafael ‘Piculin’ Ortiz (Porto Riko, 1963)
Porto Riko’da doğmuş ve büyümüştü ama basketbolu Birleşik Devletler’de öğrendi. Önce NBA tarafından draft edilen ilk Porto Rikolu oldu. 15. sırada Utah tarafından tercih edildiğinde yıl 1987’ydi.
Ancak Zaragoza, İspanya’dan gelen bir çağrı kaderini değiştirdi. 1989-90 sezonunda ABD’ye döndü, NBA’de ilk maçına çıktı. Toplamda 13 maçın sonrasında Avrupa’ya dönüp Real Madrid formasını giydi. Barcelona, Andorra ve Malaga formalarını da terlettiği İspanya’da 15.2 sayı, 7.3 ortalama tutturdu.
Sonraki durağı İngiltere’de Larissa, Iraklis ve Aris olacaktı.
Ülkesi Porto Riko’yla beş Dünya Şampiyonası, dört Olimpiyat’a katıldı. 2.11’lik devasa bir adamdı ama ayakları çabuk, uzun mesafe şutlarda etkili olması sayesinde zaman zaman üç numara bile oynardı.
8. Bill Wennington (Kanada, 1963)
Avrupa’da yalnızca iki sezon oynadı. 1991-93 yılları arası Virtus Bologna’da forma giydi, kısa sürede uzun süre hatırlanacak bir iz bıraktı.
İlk sezonunda 14.6 sayı, 6.7 ribaunt yaptı. İkinci sezonunda İtalya Ligi şampiyonluğunu Bologna’ya getirdi. Avrupa’ya gelmeden önce NBA’de altı yıl oynamıştı. 1985 NBA Draft’ının 16 numarasıydı.
NBA’deki en güzel yıllarını Avrupa günlerinin dönüşünde Chicago’yla üç şampiyonluk kazanarak yaşadı. 2.13’lük uzun boyu ve korkutucu fiziksel gücüyle etkileyen bir oyuncuydu. Kuvvetini kullanmasını da iyi bilirdi.
7. David Andersen (Avustralya, 1980)
Nerede oynadıysa başarıya ulaşmış bir basketbol ustası. 1999’da Avustralya’dan Virtus Bologna’ya geldi. Sonra Siena, CSKA ve FC Barcelona derken basamakları tırmandı. NBA’de Houston, Toronto ve New Orleans’ta oynadı.
Ardından Avrupa’da ikinci dönemi için Eski Kıta’ya döndü. Fenerbahçe, Strasbourg ve Asvel formalarını giymişti. 2.12’lik boyuyla bir pivotun fiziğine, becerikli bilekleriyle bir forvetin şutuna sahipti. 224 maç, 2297 sayıyla gerçek bir EuroLeague emekçisi olarak kariyerini bitirdi. 2001’de EuroLeague şampiyonluğunu Bologna’yla tattı.
2006 ve 2008’de CSKA Moskova’yla bu onuru iki kez daha yaşadı. 2005’te EuroLeague’in en iyi beşine seçildi. Dört farklı kulüple EuroLeague Final Four oynayan 21. yüzyıldaki yegane oyuncu. 2006’da sakatlığı sebebiyle hiçbir maça çıkamamasına rağmen 154 sayıyla Final Four tarihinin en skorer beşinci ismi.
6. Andres Nocioni (Arjantin, 1979)
Arjantin’in Altın Jenerasyonu’nun gururlu bir üyesi, 2004 Olimpiyat şampiyonu, NBA ve Avrupa’da başarılarla dolu bir kariyerin sahibi. Yola 1999’da İspanyol ekibi Baskonia‘yla çıktı. 2000’de Manresa’daydı.
Sonraki yıl geri döndüğü Vitoria’da Baskonia‘yla üç sezon daha geçirdi. 2002-03 sezonunda EuroLeague’in en iyi beşine seçilmesinin ardından NBA’e gidip Chicago Bulls‘da beş sezon geçirdi. Orada kendini Yeni Dünya basketboluna kabul ettirmesinin ardından 2012’ye kadar Sacramento ve Philadelphia formalarını terletti.
Baskonia dönmesinden önce kısa bir süre Arjantin’de de basketbol oynadı. 2014’te Real Madrid‘le anlaştı. 2015’te Los Blancos’la EuroLeague şampiyonluğu yaşayıp Final Four MVP’si seçildi.
Harika bir skorer, ribauntçu ve savaşçı. Hem saha içinde hem saha dışında lider kişiliğiyle bilinen bir karakter. Bu sezon bittiğinde onun da basketbol kariyeri maalesef bitmiş olacak.
5. Fabricio Oberto (Arjantin, 1975)
Sıradışı bir pivot, müthiş bir pasördü. Olympiakos, Baskonia ve Valencia formalarıyla harika bir Avrupa kariyerinin ardından San Antonio’da, Washington’da ve Portland’da forma giyip NBA’de adını duyurdu.
Arjantin Milli Takımı’yla neredeyse kazanabileceği her şeyi kazandı. Valencia‘da 2003’le unutulmaz bir ikili oluşturup ULEB Cup şampiyonluğuna ulaştı.
2001’de Baskonia‘yla EuroLeague finalisti oldu, 2003’te İspanya Ligi ve Kral Kupası şampiyonluğuyla duble yaparken yine Bask ekibindeydi.
NBA’de San Antonio’yla 2007’de şampiyonluk yüzüğünü taktı. Oberto fiziğinden çok basketbol zekasıyla oynayan hafif ama çabuk bir pivottu. Kariyeri boyunca üst düzey istatistikler yapan bir oyuncu olmadı (219 İspanya Ligi maçında 11.0 sayı ortalama tutturdu) ama kolay kolay standardının altına düşmeyen istikrarlı bir isimdi.