by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Serimizin bugünkü bölümünde 2010 yılına, Barcelona’nın tekrar Avrupa’nın zirvesine çıktığı Paris’teki Final Four’a gidiyoruz.
2003’teki şampiyonluğundan sonra iki kez daha Final Four gören ancak yarı finali aşamayan Barcelona, 2009-10 sezonunda Xavi Pascual yönetimindeki kadrosunda Ricky Rubio, Juan Carlos Navarro, Boniface Ndong, Erazem Lorbek, Gianluca Basile ve Jaka Lakovic gibi tecrübeli ve yıldız isimleri barındırıyordu.
Normal sezonda Montepaschi Siena, Zalgiris, Cibona, ASVEL ve Fenerbahçe ile aynı grupta yer alan Katalanlar, 10 maçın tamamında galip gelerek grubu lider tamamladı ve Top 16’ya kaldı. Bu turda da Barcelona hegemonyası devam etti. Partizan, Panathinaikos ve Maroussi ile mücadele eden Pascual’ın takımı, altı maçta beş galibiyet elde ederken sadece Partizan deplasmanında mağlup oldu. Panathinaikos‘u hem İspanya’da hem de Yunanistan’da deviren İspanyol ekibi, Final Four yolunda önemli mesajlar vermeye devam etti.
Ve sıra playoff’a gelmişti. Çeyrek final eşleşmeleri El Clasico’yu ortaya çıkardı. Saha avantajına sahip olan Barcelona, rakibine ikinci maçta kaybetse de üçüncü ve dördüncü maçları kazanarak seriyi 3-1’le geçti ve Final Four’a kalan taraf oldu.
Final Four’un diğer yolcularından biri de CSKA Moskova’ydı. Ramunas Siskauskas, Trajan Langdon, J.R. Holden gibi yıldızlarıyla normal sezonda sekiz galibiyet alan Rus ekibi, Top 16 grubunu da beş galibiyetle lider tamamlayıp playoff’a geldi. Rakip aynı sezonda daha önce karşılaştığı Caja Laboral’dı. İlk iki maçı 23 ve 20 sayılık farklarla kazanan CSKA, üçüncü maçta mağlup olsa da dördüncü maçta seriyi bitirdi.
Dusko Vujosevic’in çalıştırdığı Partizan, Bo McCalebb’in başı çektiği kadrosunda Jan Vesely‘e de sahipti. Normal sezonda grubunu Anadolu Efes‘in önünde beş galibiyetle üçüncü bitirebilen Sırp ekibi, Top 16’da ise Panathinaikos’u bir galibiyet farkla geride bırakmayı başardı ve Maccabi Electra ile eşleşti. Playoff’ta favori olan rakibi karşısında ilk maçı kazanarak büyük bir başarıya imza atan Sırp ekibi, sonraki maçta 20 sayı farkla yenilse de Sırbistan’daki maçlarda ateşli taraftarlarının desteğiyle iki maçı da kazanıp Final Four’a yükselmeyi başardı.
Ve Final Four’ların gediklisi Olympiakos da son dört takım arasına kalan bir diğer ekipti. Panagiotis Giannakis’in çalıştırdığı Yunan ekibi, kadrosunda NBA oyuncusu Josh Childress’ı da barındırıyordu. EuroLeague efsanesi Theodoros Papaloukas, Ioannis Bourousis, Milos Teodosic ve Sofoklis Schortsanitis’li kadrosuyla iddialı bir takım olan Olympiakos, grup aşamasını sekiz galibiyetle nispeten rahat geçti. Top 16’da da Caja Laboral ve Khimki gibi takımların önünde sadece bir yenilgiyle lider olan Olympiakos, playoff’ta Asseco Prokom karşısında ilk maçta zorlanıp, üçüncü maçı da kaybetmesine karşın dördüncü maçı 16 sayı farkla kazanarak Final Four’a geldi.
Bir önceki sezon yarı finalde elendiği CSKA Moskova ile rövanş maçına çıkan Barcelona, rakibinin maça çok iyi bir başlangıç yapmasına rağmen ilk beş dakikadan sonra savunmasını sertleştirip arayı kapattı ve ilk çeyreği de önde geçti. Sonrasında oyunun üstünlüğünü eline geçiren Katalan ekibi, tam dokuz oyuncusundan skor katkısı almayı başardı. Rubio, Navarro ve Fran Vazquez takımlarını sırtlayan oyuncular oldular. CSKA‘da Siskauskas ve Langdon’ın 19 ve 12’şer sayılık performansları Barcelona’yı durdurmaya yetmedi ve Paris’te 10 sayı farkla 64-54 galip gelen Katalanlar rövanşı almış oldu.
Bir diğer yarı final eşleşmesinde Partizan ile Olympiakos karşı karşıya geldi. Bo McCalebb ve Aleks Maric ile rakibine direnen Partizan, maçı kazanma noktasına da geldi ancak Kleiza, Childress ve Teodosic’in sırtladığı Olympiakos maçı uzatmaya taşıdı. Bo McCalebb’in son saniye üçlüğü isabetli olsa işler tamamen farklı olabilirdi. Uzatmada tecrübesinin konuşturan Olympiakos’ta Milos Teodosic sahnedeydi ve takımını finale taşıdı.
2003’te EuroLeague şampiyonu olan takımdan sadece Navarro’nun kadrosunda yer aldığı Barcelona, yine bu yıldız oyuncusunun 21 sayılık performansıyla Olympiakos’u 86-68 gibi farklı bir skorla yendi. Tecrübeli yıldız Final Four MVP’si seçildi. Maçın başındaki 5-6’lık skordan sonra bir kez daha öne geçme şansı bulamayan Olympiakos, İspanyol takımının savunması karşısında çaresiz kaldı. Barcelona bu zaferle yedi yıllık aradan sonra tekrar Avrupa’nın zirvesine çıkmayı başardı.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!