Farklı Senaryolar, Tek İhtimal: ‘O’ Şut İçin Topu Kime Verirsiniz?

17/May/17 11:08 Mayıs 14, 2018

Semih Tuna

17/May/17 11:08

Eurohoops.net

Adrenalin, heyecan verici anlarda salgılanan bir hormon türü. Bir basketbol maçının oyuncular için en heyecan verici anları ise son toplar. Bazı oyuncular bu duyguyu kontrol edip tek bir noktaya kanalize olurlar, kazanmaya. Onları ‘büyük’ yapan şey de budur.

By Semih Tuna / info@eurohoops.net

Son topları oynamak kolay değil. Yarım kilo olan topun ağırlığı, o anları oynamayı bilmiyorsanız üç dört katına kadar çıkıyor. Kaldıracak gücü kollarınızda bulamıyorsunuz.

Bir kısım için ise bu durumun tam tersi geçerli. Onlar için son toplarda sanki çember genişliyor, top da yumuşacık hale geliyor.

40 dakikanın oynaması en gergin anları olan bu saniyelerde topu kime teslim edersiniz? Farklı senaryolar üzerinden tek ihtimalin olduğu hikayelerle bu sorunun cevabını birazdan okuyacaksınız.

Son topta 2 sayı geridesiniz ve maçı kazanmaya oynayacaksınız…

Bogdan Bogdanovic, geçtiğimiz sezon Fenerbahçe’ye üç tanesi üç sayılık isabet ile olmak üzere dört tane maç kazandırdı. Zor anlar geldiğinde isabet yüzdesi artıyor. Hazırlanan bu setin iyi çizilmiş olması ve Bogdan’ın topu en fazla bir kere yere vurması istenilen faktörler arasında. 24 yaşındaki Sırp, bir cezalandırma uzmanı. Topu elinden çıkarma stili, rakip onu savunmada yakalasa dahi şutun girme ihtimalini dramatik boyutta değiştirmiyor. Bir şutör için gelen perdelemeleri kullanma hassasiyeti, oyuncunun profesyonel kariyerinde ne kadar yükselebileceğini belirler. Bogdanovic de bunu dünyada en iyi yapan oyuncular arasında.

Son topta 1 sayı geridesiniz ve herhangi bir şekilde iki sayılık isabet bulmak istiyorsunuz…

Muhtemelen Avrupa’nın en saf skoreri. Euroleague’in sayı kralı Keith Langford, aynı zamanda ‘clutch time’da da en çok sayı bulan oyuncu konumunda. Sezonun ilk 20 maçında çok uzun yıllardır görülmeyen bir skorer performansı sergileyen Amerikalı yıldızın cephanesi bir hayli kalabalık. Basketbolun değişimi, artık orta mesafe ikiliklerini neredeyse günah haline getirdi. Bu konuda bir isme güvenecekseniz, bu isim Langford’tan başkası olmayacak. Tecrübeli bir oyuncunun olmanın getirdiği oyuna hakim olma duygusuyla artık Avrupa’daki savunmaların ne yapabileceğini tahmin edebiliyor ve tek adım geriye çekilerek kendine şut atabilecek alan bulabiliyor. Ayrıca kolay faul aldıran bir isim olması, koçların elini rahatlatıyor. Fenerbahçe’nin evindeki 23 maçlık kazanma serisini bitiren Langford, Kızılyıldız maçında da takımını geriden getirip maçı tek başına almıştı.

Son topta 1 sayı geridesiniz ve kısa oyuncunuzun potaya gidebileceği bir set çizdiniz…

Euroleague’in 1 numaralı favorisinin 1 numaralı süperstarı olmak kolay değil. Sergio Llull, bu aşamaya tırnaklarını kazıyarak geldi ve içindeki korkunç kazanma açlığı, son anlarda performansının artmasının en önemli sebebi. Son 2 senede hepsi birbirinden farklı şekillerde olmak üzere 5 maçı son saniyede takımına getirdi. Onu özel kılan şeyler; Avrupa’nın belki de en hızlı ilk adımına sahip olması ve potaya giderken teması alsa bile dengesini kaybetmemesi. En iri savunmacı bile onu yolundan alıkoyamıyor, vitesi düşürmesine kimse izin veremiyor. Kolektif bir savunma yapmazsanız, o bir şekilde yolunu bulur. Bu sezon Brose Baskets, 5 saniye kala bunu en acı şekilde tadan takım oldu.

Son topta 1 sayı geridesiniz, ikili oyunda oyun kurucunuzun takımdakilere üretim yapmasını istiyorsunuz…

Avrupa’da Milos Teodosic kadar hücumdaki santimetre karelik boşlukları keskin gören, her hafta hem yerel liginde hem de Euroleague’de en az bir jeneriklik hareket yapan başka bir oyuncu daha yok. Geçen sezon üzerindeki ‘kaybeden’ etiketini de Euroleague finalini kazanmasından sonra rafa kaldıran Sihirbaz, CSKA Moskova’nın makine gibi çalışan sisteminde paslarını hem doğru kişiye hem de doğru açı ve şiddette gönderip arkadaşlarının boş turnike atmalarını sağlıyor. Normal sezonu Euroleague’de asist kralı olarak sürdüren Teodosic, takım arkadaşlarına pozisyon konusunda eski kıtanın en iyisi.

Son topta bir oyuncuya serbestlik tanıdınız, varyasyonlar sınırsız. Güveneceğiniz isim…

Avrupa tarihinin gelmiş geçmiş en clutch oyuncuları arasında rahatlıkla sayılan Vassilis Spanoulis, bu konuda kendini yıllardır defalarca kanıtladı. Son toplarda sanki kendi habitatını bulmuş gibi oynuyor. 2012 Euroleague finalinde son topta Printezis’e geçiş hücumunda asist de yaptı, Yunanistan Kupa Finali’nde ikili oyun sonrası yine aynı ismin boş turnike atmasını da sağladı veya Yunanistan Lig Şampiyonluğu maçında Panathinaikos’a veya Euroleague yarı final maçında CSKA Moskova’ya son maçında 8 metreden el üstü üçlük de gönderdi. Youtube’da onun son saniyelerde yaptığı hareketleri derleseler emin olun, bu video 15 dakikadan az sürmeyecektir.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DİĞER İSİMLER

LUKA DONCIC: 18 yaşına henüz geçtiğimiz aylarda basan bir ismin burada olması ne garip duruyor değil mi? Hayır, aslında pek de öyle değil. Tarihin en iyi Avrupalı oyuncusu olma potansiyeline sahip ve şimdiden bir star olan Doncic’in portföyü de kabarık. Sergio Llull’un yokluğunda Anadolu Efes maçını deplasmanda aldığı gibi, Zalgiris maçının sonunda da 2 hücumda el üstü 2 üçlük göndererek takımını beklemediği bir mağlubiyetten kurtardı. Bu çocuk heyecanlanmıyor. Zaten kendisi de en son heyecanlandığı zamanın Real Madrid A Takımı ile idmana çıktığı ilk gün olduğunu söyledi.

NANDO DE COLO: Geçtiğimiz yıl Euroleague’in en değerli oyuncusu seçilen Nando de Colo da performansını son toplarda ciddi seviyede arttıran isimler arasında. Soğukkanlı karakteri ve aynı Langford gibi hücumda her pozisyonda sayı bulabilecek isim olmasının yanı sıra, Langford’tan en büyük artısı, topsuz oyunda da etkinliğini aynı seviyede koruyabilmesi. Dip çizgi oyunlarında kendini unutturan ve kendini savunan oyuncuları perdelemelere takan De Colo, Teodosic gibi bir pasörle oynamanın avantajını da sonuna kadar kullanıyor.