by Matt Moore / Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün
Bu yazı ilk olarak 7 Mayıs 2017 tarihinde “Four Key Free Agents” başlığıyla CBSSports.com’da yayınlanmıştır.
Pazar günü Raptors’ın Cleveland Cavaliers karşısında mağlup olması ile birlikte, Toronto sezonu kapattı ve organizasyon tarihindeki en büyük yazlardan biri başladı.
Takımın, geleceği hakkında önemli kararlar vermesi gerekiyor, fakat bu kararların çoğu Kyle Lowry’nin serbest oyuncu statüsüne düşmeye karar vermesi ile başlıyor.
Ve Lowry yalnız da değil. Bu yaz, Golden State’in evi Oakland ve Cleveland dışında ligin görüntüsü, birkaç önemli oyuncunun vereceği kararlar ile şekillenecek.
Stephen Curry ve Kevin Durant de serbest kalacakları fakat onların durumu bir tartışma konusu gibi gözükmüyor.
Aynı takımda buluşmalarının bir sebebi var; Curry’nin Warriors’tan ayrılmak için hiçbir maddi veya basketbola yönelik teşvik sebebi yok, Durant de Oklahoma City’den ayaklarını bir suya sokup çıkarmak için ayrılmadı.
İkisi de bu yaz muhtemelen maksimum sözleşmenin altına imzalarını atacaklar ve ligin onlarla önümüzdeki beş yıl daha uğraşması gerekecek.
Fakat bu diğer serbest oyuncuları zor kararlar bekliyor. Bakalım durumları kağıt üzerinde nasılmış.
Değerlendireceğimiz üçüncü isim isim, Chris Paul.
Chris Paul PG/L.A. Clippers
AYRILMA İHTİMALİ (1-5, 5 AYRILMA İHTİMALİ EN YÜKSEK OLMAK ÜZERE): 1
Kimsenin, takımından ayrılmaya Chris Paul kadar ihtiyacı yok. Kesinlikle buna inanıyorum. Paul, Clippers için hiçbir zaman doğru oyuncu olmadı ve Clippers sadece, lig hak sahibi gibi davranarak Paul’ün New Orleans Hornets’tan Lakers’a takasını veto ettikten sonra onu takıma katmak için gerekli pazara ve parçalara sahip bir takımdı.
En iyi dönemini geçiren bir veteran oyuncu olarak genç bir takıma katıldı ve sonuçta ortaya çıkan asabiyeti ve bedbaht tutumu, nöbetçi öğretmen misali Clippers’a hakim olmaya çalışmasının doğal bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Mesele Paul ya da DeAndre Jordan değil. Onlar yalnızca gençti ve ikisi de farklı insanlar. Mesele, Paul de değil. O kazanmak istiyor, belki de NBA’deki her oyuncudan daha fazla istiyor. Mesele bu.
Paul, örneğin, San Antonio’da harika işler yapar. Spurs için Patty Mills’i kaybetmek ve imkansız olabilecek LaMarcus Aldridge ve Pau Gasol için takas ortağı bulmak derdi olmaz.
Eski All-Star ve geleceğin Hall of Fame’i için talipler olacağını düşünmeye meyilliyim, fakat günümüzün uzun karşıtı NBA’inde olmayabilir. Yine de bulabilirlerse, Paul kusursuz bir seçenek.
Orada mekanın sahibi Gregg Popovich’ken psikopat rolünü oynamasına gerek kalmaz ve kariyerinde ilk kez, Kawhi Leonard’ın yanında, takımın en iyi oyuncusu olma yükü omuzlarından iner.
Paul’ün San Antonio ya da başka herhangi bir yere gitmek için daha az paraya razı olması gerekecek, bu kesin. Fakat zaten çok büyük sponsorluk anlaşmaları var ve yalnızca NBA’den gelen maaşlarla bile 130 milyon doların üzerinde para kazandı.
Maç kazanmayı para kazanmaktan daha çok ister mi? Herkes ikisini birden ister, fakat bu Paul’ün son büyük kontratı. İki seçenek arasında bir karar vermesi gerekiyor. Artık pastasını eline alıp yiyecek değil.
Bununla birlikte, bu ayrılık mümkün gözükmüyor. Clippers’ın ona 200 milyon dolarlık bir maksimum sözleşme teklif etmemek için hiçbir mazereti yok. Onu kaybetmeyi göze alamazlar. Onun yerini 10 yıl boyunca, asla dolduramazlar. Bu konuda hiçbir seçenekleri yok.
Takımı yeniden inşa etme yoluna gidebilirler, bu da 10 yıllık bir yarışın dışında kalma riskini almak olur. Ya da gelmiş geçmiş en iyi oyun kuruculardan birini takımda tutabilirler. Bu onlar için bir seçim bile değil.
Paul, NBA Oyuncular Derneği’nin başı olarak, geçen yaz, özellikle kendi yaşındaki oyuncular için daha büyük paraların olduğu anlaşmaları imzalamak konusunda olanak sağlayan yeni bir anlaşma için görüşmeler yaptı.
Bir de geri dönüp bunu ret mi edecek? Mümkün gözükmüyor.
Paul’ün; mirası, kariyeri, akıl sağlığı için L.A.’den ayrılması gerekiyor. Onun için en uygun seçenek ise Clippers‘da biraz daha kendisini çekip geri kalan herkesten daha aklı başında bir oyun oynamalarını beklemek gibi görünüyor.