by Chad Ford & Kevin Pelton
Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün (@mbakgun)
Tuttuğunuz takımın en iyi lotarya seçimi kimdi? Peki ya en büyük hatası?
ESPN Insider’dan Chad Ford ve Kevin Pelton, NBA’in 1985’te draft seçimlerine lotaryayı getirmesinden bu yana geçen 32 yıl içinde takımların en iyi ve en kötü seçimlerine bir göz attı.
Pelton’ın listesi, oyuncuların draft edildikleri sıra ve draft lotaryasının genel kalitesine bağlı olarak kendisinden beklenen değer ile karşılaştırıldığında, galibiyet-mağlubiyet oranları üzerine kurulu bir liste.
Bugün ise ilk olarak Doğu Konferansı takımlarının en iyi lotarya seçimlerine bakacağız.
Atlanta Hawks: Al Horford, 2007, 3. Sıra Seçimi/Jason Terry, 1999, 10. Sıra Seçimi
Terry oldukça uzun ve verimli bir kariyer geçirdi, fakat Horford daha etkili bir oyuncu oldu.
Boston Celtics: Paul Pierce, 1998, 10. Sıra Seçimi
Pierce’ın takıma katılması Celtics için büyük bir şanstı. Robert Traylor ve Larry Hughes gibi oyuncuların onun üzerinde seçildiği, açıklaması olmayan bir draft gününden önce ilk üç sıradan seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.
Brooklyn Nets: Brook Lopez, 2008, 10. Sıra Seçimi
Sağlıklı olduğu sürece, iyi bir NBA kariyeri oldu Lopez’in. Fakat organizasyonun en iyi lotarya seçiminin o olduğu göz önünde bulundurulursa, Nets’in keder dolu draft geçmişi gözler önüne seriliyor.
Charlotte Hornets: Alonzo Mourning, 1992, 2. Sıra Seçimi/Kemba Walker, 2011, 9. Sıra Seçimi
Mourning, Hornets tarihindeki ilk büyük oyuncu, David Robinson’dan sonra 20 sayı-10 ribaund ortalamalarını yakalayan ilk çaylak oldu. Buna rağmen, Charlotte’ta yalnızca üç sezon geçirdi.
Walker ise ilk All-Star deneyimini geride bırakırken, takımda daha uzun süreli bir etkiye sahip oldu.
Chicago Bulls: Scottie Pippen, 1987, 5. Sıra Seçimi (Takas ile elde edilen seçim hakkı)
Bulls, 1987’de Pippen’ı draft etmemiş olsa Michael Jordan altı yüzük birden kazanır mıydı? Jordan’ın büyüklüğü, Pippen’ın Chicago’da nasıl özel ve kilit bir oyuncu olduğunu gölgede bıraktı.
Cleveland Cavaliers: LeBron James, 2003, 1. Sıra Seçimi
James, yalnızca Cavs için gelmiş geçmiş en iyi lotarya seçimi değil. Kevin, bu hafta, şampiyonluklar hesaba katıldığında onun gelmiş geçmiş en iyi birinci sıra seçimi olduğunu yazdı.
Detroit Pistons: Andre Drummond, 2012, 9. Sıra Seçimi
Drummond’ın önünde hâlâ gitmesi gereken bir yol var, fakat o ribauntları başkalarına bırakmayan çılgın bir atlet.
Indiana Pacers: Paul George, 2010, 10. Sıra Seçimi
Reggie Miller, Pacers’ın bugüne kadar yaptığı en büyük draft seçimi olabilir, fakat o bir lotarya seçimi değildi. 1987’de, lotarya yalnızca yedi takımı kapsıyordu. George, Miller’ı geçme potansiyeline hep sahipti, fakat geçirdiği büyük sakatlık ve serbest kalarak takımdan ayrılma ihtimali onun ününü biraz olsun sönük kıldı.
Miami Heat: Dwyane Wade, 2003, 5. Sıra Seçimi
Pat Riley, drafttan bir gün önce Maciej Lampe, Kirk Hinrich ve Wade ile konuşarak geçirdi vaktinin tamamını ve nihayetinde beşinci sıradan Wade’e gitmeye karar verdi. Belki de hayatında aldığı en iyi karar bu oldu.
Milwaukee Bucks: Ray Allen, 1996, 5. Sıra Seçimi (Takas ile elde edilen seçim hakkı)
1996’daki draft gecesinde Bucks sırasını Timberwolves ile değişti ve Allen-Stephon Marbury değişikliği ile çok daha iyi bir sonuç elde etti. Belki de kendi neslinin en iyi şutörünü takıma kattıklarını kim bilebilirdi ki?
New York Knicks: Patrick Ewing, 1985, 1. Sıra Seçimi
Lotarya döneminin ilk birinci sıra seçimi, katlanmış veya donuk bir zarfa dair komplo teorileri ve New York’a ilişkin şüphelerle muğlak kaldı.
Asla kolej döneminde kendisi için oluşturulan atmosfere ulaşamadı kariyeri boyunca, ama Ewing 10 yılı aşkın bir sürede Knicks’in süperstarıydı.
Orlando Magic: Shaquille O’Neal, 1992, 1. Sıra Seçimi
O’Neal, Kevin’in gelmiş geçmiş en iyi birinci sıra seçimleri listesinde dördüncü sırada bulunuyor. Onlara bir şampiyonluk kazandırabilecekken bunu yapmadan Magic’ten ayrılmış olsa da, O’Neal gelmiş geçmiş en tanınır Orlando oyuncusu olma unvanını koruyor.
Philadelphia 76ers: Andre Iguodala, 2004, 9. Sıra Seçimi/Allen Iverson, 1996, 1. Sıra Seçimi
Iverson, etrafına takım kurmak anlamında zor bir oyuncuydu fakat 2001’de neredeyse tek başına Sixers’ı Doğu Konferansı şampiyonluğuna ulaştırmıştı.
Iguodala’ya gelince, o ise daha ziyade bir rol oyuncusu oldu hep, ama son yıllarda Golden State’te mükemmel bir altıncı adamlığa evrildi.