by Will Burns / Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün
Bu yazı ilk olarak 24 Ekim 2016 tarihinde “Top 10 Biggest NBA Draft Steals” başlığıyla fadeawayworld.com’da yayınlanmıştır.
NBA Draftı birçok fiyaskoya sahne oldu ve birçok oyuncu da kendilerine yönelik beklentilerin çok altında kaldı. Aynı zamanda insanları şaşırtan birçok oyuncu da oldu ve bu oyuncular kendilerini draft eden takımlar için “kelepir” olarak bilindi.
Aktif oyuncular arasındaki en iyi draftta kelepir sayılabilecek en iyi 10 oyuncuya bir bakalım.
NOT: Yazının yayınlanma tarihi olan 24 Ekim 2016’daki veriler baz alınmıştır.
- Giannis Antetokounmpo, Milwaukee Bucks
Antetokounmpo, 2013 draftında Bucks tarafından 15. sıradan seçilmişti. Dördüncü sezonunu geride bıraktığı bugünlerde, her yıl tüm istatistiklerinde gelişim gösterdi. Geçen yıl .506 olan saha içi isabet oranı her yıl arttı. Yine geçtiğimiz yıl kaydettiği maç başına 16,9 sayı da her yıl artış gösteren bir başka istatistik oldu. Ribaund, top çalma, blok ve asist istatistiklerinde de durum aynı. İstatistikleri bir kenara bırakırsak, bu adam doğanın gerçek bir manyağı.
Ligdeki en atletik oyunculardan biri ve sanki her gün başka bir inanılmaz Euro-step smaç ya da akıl almaz atletik bir hareket görüyoruz ondan. Özetle, Antetokounmpo’nun önünde seçilen 14 oyuncu vardı ve birçoklarının deyişiyle “Greek Freak”in hepsinden daha iyi olduğu, bir tartışma konusu.
Bununla birlikte, o yıl ilk sıradan seçilen Anthony Bennett’tan daha iyi olduğu kesin. Steven Adams, CJ McCollum ve Victor Oladipo onun önünde draft edilmiş olsalar bile, hepsinden iyi olduğundan söz edilebilir. Bu sebeplerle, Giannis Antetokounmpo, tüm kuşkulardan uzak, koca bir draft kelepiri.
- Hassan Whiteside, Sacramento Kings’in Draft ettiği oyuncu Miami Heat forması giyiyor
Hassan Whiteside, 2010 draftında Sacramento Kings tarafından 33. sırada seçilmişti. D-League takımlarında ve okyanus ötesinde geçirdiği yıllardan sonra Miami Heat nihayet onu bir denemeye karar verdi, ki bu öyle iyi bir fikirdi ki! Whiteside bugün NBA’deki en baskın pota muhafızlarından biri ve maksimum parayı kazanıyor.
D-League veya okyanus ötesinden gelen birinin maksimum sözleşme alan bir oyuncuya dönüşmesi pek görüldük duyulduk bir şey değil. Geçen yıl Whiteside ligin en iyi ikinci savunma takımına seçildi ve bloklarda da lig lideri oldu. Yine geçtiğimiz sezon maç başına, 14,2 sayı, 11,8 ribaund ve 3,7 blok ortalamaları tutturdu. Drafttan 33. sırada seçildiği yetmiyormuş gibi çaylak sezonunda yalnızca bir maça çıkan, bir sonraki sezon ise 18 maçta şans bulabilen, kariyerinin iki yılını D-League ile Çin ve Lübnan’da geçiren Hassan Whiteside artık ligin önde gelen savunmacılarından biri ve onun hikayesi, onun yolculuğu inanılmaz bir yolculuk.
- Marc Gasol, Los Angeles Lakers tarafından seçilen oyuncu Memphis Grizzlies forması giyiyor
Marc Gasol, 2007 draftında 48. sıradan seçilmişti. O zaman için Grizzlies’e ses getiren bir takasla geçiş yapmış ve karşılığında kardeşi ağabeyi Pau Gasol de Los Angeles’ın yolunu tutmuştu.
Marc Gasol, yıldız bir oyuncuya dönüşmüşken, bu takas da Grizzlies’in yaptığı en iyi takaslardan biri olarak kayıtlara geçti. 31 yaşını dolduran Marc Gasol, iki kez All-Star, birer kez de NBA’in en iyi takımına ve yılın savunmacısı ödülüne layık görüldü.
Grizzlies adına Gasol istikrarlı çabadan başka bir şey sunmadı ve geçirdikleri zor süreçte büyük bir rol aldı. Playoff yolculuklarında Grizzlies birkaç kez yolun yarısında kalmış olsa da, Batı Konferans’ında takım hep işin içinde oldu ve hiç şüphe yok ki Gasol de takımının istikrarlı normal sezon başarısının en büyük sebeplerinden biri.
Kariyer ortalamaları, maç başına 14,3 sayı, 1,5 blok ve 7,8 ribaund olan Gasol’ün savunmada yaptıkları ise istatistik kağıdına yansımayanlardan. Bir uzun için harika bir pasör olan Gasol, NBA’de kalan gerçek fundamental uzunlardan biri. Dolayısıyla draftta 48. sıradan seçilmiş olması inanılır gibi değil, Grizzlies ise onu takıma katma şansı bulduğu için minnettar.
- Rajon Rondo, Phoenix Suns’ın draft ettiği oyuncu Chicago Bulls forması giyiyor
Rajon Rondo 2006 draftında Suns tarafından 21. sırada seçilmişti. Suns ile tek bir maça çıkmadan Celtics’e takaslandı ve sonraki dokuz sezonu Boston’da geçirdi. Celtics’in geçmişe baktığında harika bir takas olarak gördüğü bu takasın sonucunda, tecrübeli Boston ekibi için çok iyi bir genç oyun kurucuydu Rajon Rondo. 2008’de takımının şampiyonluğunda rol oynadı ve aynı zamanda da dört kez All-Star seçilen oyuncu; üç kez yılın takımına ve iki kez de NBA’de yılın savunma takımına seçildi. Bulls forması giyen Rondo, lige adım attığı günden beri her yıl en iyi pasörlerden biri olma özelliğini korudu.
Üç kez NBA’de yılın asist kralı olurken, hatta bir sezon top çalmalarda da zirvede yerini aldı. Kariyerinde maç başına 11 sayı ve 8,7 asist ortalamaları yakalayan Rondo’nun Celtics’e katkıları göz ardı edilmemeli. Ray Allen, Paul Pierce ve Kevin Garnett gibi oyunculara topu muhteşem dağıtmıştı.
Geriye dönüp bakıldığında Celtics, Suns ile yaptığı takasın sonucunda o takım için çok büyük işler yapan ve şampiyonluğa uzanırlarken katkı veren bir oyun kurucu almış oldukları için daha mutlu olamazdı.
- Kawhi Leonard, San Antonio Spurs
Yedinci sıradan Pacers tarafından draft edilen Leonard, aynı gece George Hill karşılığında Spurs’e takaslandı ve bu takastan Spurs hayli memnun kalırken Pacers da hiç gerçekleştirmemiş olmayı diliyor. Kawhi Leonard, bugün NBA’deki belki en iyi 10 belki en iyi beş oyuncudan biri. NBA’deki en iyi iki yönlü oyuncu olduğu bir tartışma konusu ve Spurs’ün bir sonraki nesli için de büyük bir başarı öznesi. Leonard, Spurs 2014’te rekor farkla LeBron’un Heat’ini devirirken takıma büyük katkı verdi ve finaller MVP’si ödülüne layık görüldü. Leonard sessiz bir adam ve NBA’de büyük bir kişilik olarak tanınmıyor.
Bununla birlikte, istatistiklerinin ve aldığı mükafatların sesi oldukça yüksek çıkıyor. Uzun olmayan bir oyuncu için görülmedik bir durum olan yılın savunmacısı ödülünü iki yıl üst üste kazanma başarısını gösterdi. Geçen yıl, maç başına 21,2 sayı, 6,8 ribaund ve 2,6 asist ortalamaları tutturdu. En iyi özelliklerinden biri ise istatistik kağıdına yansımıyor, kimi savunuyorsa üzerinde mükemmel bir baskı kuruyor ve harika bir basketbol zekasına sahip; doğru şut kullanıyor ve Tim Duncan ile harika bir koç olan Gregg Popovich gibi insanların etrafında bulunmak ona çok şey kattı.
Bugün, NBA’deki en iyi oyunculardan biri ve bir şampiyon. Kawhi Leonard’ın draftta kelepir olduğuna hiç şüphe yok.
- Jimmy Butler, Chicago Bulls
Günümüz NBA’indeki en iyi şutör guardlardan biri olan Jimmy Butler 2011’de Chicago Bulls tarafından 30. sırada seçilmişti. Ergenliğinde evsiz barksız geçen zamanlarına rağmen, Butler hayalinin peşinden gitti ve NBA’de oynamayı başardı. Yine de kimse, Bulls bile bu kadar iyi olacağını düşünmüyordu.
Ligdeki en iyi şutör guardlar listesinde ismi Klay Thompson, James Harden ve Dwyane Wade ile anılıyor. Her geçen yıl oyununu çok fazla geliştirdi ve ABD milli takımıyla daha yeni bir altın madalya kazandı.
Fazlasıyla hak ettiği “en çok gelişim gösteren oyuncu” ödülünün de sahibi oldu. Aynı zamanda iki kez ile All-Star ve üç kez ile de yılın en iyi ikinci savunma takımlarına seçilme başarısı gösterdi. Geçen yıl maç başına 20,9 sayı, 5,3 ribaund ve 4,8 asist ortalamaları tutturdu. 30. sıradan seçilen bir oyuncu için, Bulls Jimmy Butler’ı, her türlü potansiyele sahip genç bir oyuncuyu kelepirden bulduğu için mest olmuş durumda.
- Draymond Green, Golden State Warriors
Green 2012 draftında, Warriors tarafından 35. sıradan seçildi… İkinci turda… Green, yalnızca ilk turda değil, aynı zamanda ilk turun da en üstlerinde seçilmeyi hak ettiğini birçoklarına gösterdi.
Draymond, hücumu olan Dennis Rodman benzeri bir oyuncu. Pas verebiliyor, şut atabiliyor, penetre edebiliyor, savunma yapabiliyor ve şutları bloklayabiliyor. Kısaca, neredeyse her şeyi yapabiliyor, sahada her pozisyonu savunabiliyor ve her pozisyonda görev alabiliyor. Geçtiğimiz birkaç yıldır yılın savunmacısı ödülü için yarışın içinde olmakla birlikte hiç kazanamadı. Yine de o bir NBA şampiyonu, bir All-Star ve iki kez yılın en iyi savunma takımına seçilmiş bir oyuncu.
Golden State’in geçtiğimiz birkaç yılda yaşadığı başarılarda olağanüstü bir etkiye sahip ve tam da kendi takımınızda değilse nefret edeceğiniz ama kendi takımınızdaysa tapınacağınız bir oyuncu. O bir lider ve istatistik kağıdının her köşesini dolduruyor. Geçen yıl maç başına 14 sayı, 9,5 ribaund ve 7,4 asist ortalamaları yakaladı. Yaptığı triple-double’ların sayısı da ne kadar çok yönlü bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Green, kendisinin önünde seçilen tüm oyuncuların isimlerini hatırladığı kadarıyla söyleyebilir, fakat onu atlayan takımlar şimdi bu durumdan öyle pişman ki…
- Paul Pierce, Boston Celtics tarafından draft edilen oyuncu son olarak Clippers forması giydi
Pierce Celtics tarafından 10. sıradan seçilmişti ve başarılı bir kariyeri oldu. Gelmiş geçmiş en iyi kısa forvetlerden biri olarak görülen oyuncu, bu durumu kanıtlayacak bir özgeçmişe de sahip. 10 kez All-Star olurken bir kez yılın en iyi ikinci takımında ve üç kez de yılın en iyi üçüncü takımında yer buldu.
Bunların yanında, kazandığı en büyük mükafat ise finaller MVP’si seçildiği 2008’de Boston’a getirdiği şampiyonluktu. Celtics, Kobe Bryant’ın Lakers’ını altı maçta geçmiş ve Paul Pierce da bu durumun en büyük tedarikçilerinden biri olmuştu. Kelepir kabul edilmesinin bir başka sebebi de 15 yıl boyunca varını yoğunu Celtics’e vermiş olmasıydı. Harika bir oyuncunun 15 yıl boyunca bir takımda kalıp onlara bir de şampiyonluk armağan ettiğini pek görmüyorsunuz.
Pierce aynı zamanda NBA’in tüm zamanlardaki en skorer oyuncular sıralamasında 26.316 sayı ile 16. sırada bulunuyor. Dahası, 1998 draftında Bucks’ın Dirk Nowitzki’yi seçtikten sonra takasladığı Mavericks’in dışında dokuz takımı daha “keşke”ler içinde bıraktı Paul Pierce ve bu da onu NBA tarihindeki en büyük kelepirlerden biri yapıyor.
- Tony Parker, San Antonio Spurs
Bir başka Spurs’lü Tony Parker 2001 draftında 28. sıradan yer bulmuştu kendisine. Bütün kariyeri boyunca Spurs forması giydi ve Gregg Popovich için hep istikrarlı bir oyun kurucu görevi gördü. Dört kez NBA şampiyonluğu yaşayıp 2007’de bir de finaller MVP’si ödülüne layık görüldü. Altı kez All-Star’da boy gösterirken üç kez de NBA’de yılın en iyi ikinci takımına seçildi.
Parker, 1,88’lik boyuna rağmen savunmacıların arasındaki makaslarıyla nam saldı ve tüm zamanların topu en iyi kullanan oyuncularından biri oldu. Kariyeri boyunca yakaladığı maç başına 16,6 sayı ve 5,9 asist ortalamaları Parker’ın özgeçmişine eklendiğinde, 28. sıra için harika bir kelepir oldu.
- Manu Ginobili, San Antonio Spurs
Listedeki üçüncü Spurs’lü ve 1999 DRAFTININ 57. SIRASINDAN seçilen Manu Ginobili, neredeyse draft bile edilmeyecekti. 39 yaşını geride bırakmasına rağmen hâlâ NBA’de oynayan Manu Ginobili, Spurs’ün kurduğu hanedanlığın kritik bir parçası oldu. Ginobili dört kez NBA şampiyonluğunu kazandı ve geçtiğimiz 20 yıl içinde Spurs için çok fazla şey yaptı.
Bu listedeki diğer bazı oyuncuların aksine asla bir süper yıldız olarak görülmedi, Ginobili harika zekası ve rolünü bilme yeteneğiyle nam saldı. Kariyerinde yakaladığı maç başına 14 sayı, 3,7 ribaund ve 4 asist ortalamaları ile Gregg Popovich’in sisteminden müthiş derecede istifade etti. Son sıralarda draft edilmiş bir oyuncunun dört kez NBA şampiyonluğu kazanması pek görülmüş bir şey değil, tıpkı NFL’den Tom Brady’nin hikayesi gibi. Ve bu sebeplerle, Manu Ginobili’nin ismi benim kitabımda gizli yeteneği bulmak konusunda en iyi takımın, San Antonio Spurs’ün gerçekleştirdiği, tarihin en iyi kelepiri olarak yer alıyor.