by Vladimir Stankovic / info@eurohoops.net
İtiraf etmeliyim ki bu benim için toparlaması en zor liste oldu. 10 isme düşene kadar birçok turnuvayı, maçı, ismi yeniden ve yeniden hatırladım, adaylar ekledim ve çıkardım, kriterime tekrar tekrar baktım. Sonunda 10 isimde karar kıldım. Ama içinden seçim yaptığım “kısa listede” 20’si daha vardı.
Bir koçun imkansız görevleri tarif ederken söylediği gibi: “Sonuçta 1 litrelik bir şişeye 1,5 litrelik su koyamazsın.” Bazı büyük isimler, örneğin Marc Gasol ve Rick Smits listede yok. Çünkü Avrupa’daki kulüp takımlarında sınırlı bir süre yer aldılar.
Bazı başkaları sadece milli takımda kupalar kazandıkları için giremediler. Örneğin Trajko Rajkovic, Vinko Jelovac, Ratko Radovanovic, Stojko Vrankovic , Zeljko Jerkov ve Zeljko Rebraca gibi Yugoslavlar; Yunan Panagiotis Fasoulas, Sovyetler’den Alzhan Zarmuhamedov ve Vladimir Andreev.
1973 ve 1975’te EuroBasket’in en skoreri olan Atanas Golomeev maç başı 22 sayıdan fazla attı ama takımı hiçbir şey kazanamadı. Jiri Zidek 1960’ların sonunda şampiyonluğa daha yakındı, madalyalar da kazandı ama Çekoslovakya’nın kulüp takımları ve milli kadrosunun temel direği olduğu yıllar altını getiremedi.
Fabricio Oberto, Erazem Lorbek, Dejan Tomasevic, Nenad Krstic ve Rudy Gober gibi daha güncel isimler biraz daha “yukarıda” olsalar bu listeye girebilirlerdi. Aleksandar Belov’u, yani 1972’de gelen o meşhur altın madalyayı getiren basketi atan adamı listenin dışında tuttum.
Geriye bu 10 isim kaldı. Liste her ne kadar geriye saysa da sıralamanın çok bir önemi yok ve tabii ki, her zamanki gibi, bu sadece benim fikrim!
10. NIKOLA VUJCIC (1978)
Muhtemelen bu yüzyılın gördüğü en çok yönlü oyuncu. Vujcic, Maccabi Tel Aviv‘i yeniden zirveye taşıyan adam oldu. Üst üste üç kez EuroLeague finali gördüğü sarı formayla ilk iki şampiyonluk maçından kupayla döndü.
2004-05 yıllarında üst üste şampiyon olan Maccabi, 1991-2013 arasındaki modern dönemin başında üst üste şampiyon olabilen başka takım olmadı.
2010’da Olympiakos’la bir kez daha EuroLeague finaline giden Vujcic memleketinin takımı Split’te, ASVEL’de ve Efes Pilsen’de de oynadı. Beş kere EuroLeague’in en iyi beşine seçilen Hırvat efsane, 2005-07 yılları arasında bu onuru üst üste üç kere yaşadı.
Avrupa’nın zirve basketbol turnuvasının tarihindeki iki triple-double’ın da sahibi olma unvanını taşıyan Vujcic, EuroLeague tarihinin 2000 sayı, 1000 ribaunt ve 500 asist barajını aynı anda geçebilen tek oyuncusu.
9. DINO RADJA (1967)
Jugoplastika’nın muhteşem pivotu, Radja 1989 ve 1990’da kulübüyle kıta şampiyonlukları yaşadı. Aynı zamanda 1989 ve 1991’de Avrupa’nın altın madalyalı Yugoslav milli takımının da önemli bir parçasıydı. 1988’de Yugoslavya ve 1992’de de Hırvatistan ile Olimpiyat finali oynadı. Ayrıca 1987’de de Yugoslavya milli takımında bir çaylakken dünya şampiyonluğu yaşadı. 2.10 metre boyundaki oyuncunun çok iyi bir tekniği vardı. Çok akıllı ve iyi pas verebilen bir pivottu. Yugoslavya parçalanmadan önce Vlade Divac ile birlikte milli takımın ölümcülü ikilisiydiler. NBA’de Boston’la dört iyi sezon geçirdi ve 224 maçta 16.7 sayı, 8.4 ribaunt ortalamalarını tutturdu.
8. JANIS KRUMINS (1930-1994)
Avrupalı basketbolunun Letonya doğumlu ilk devi. 2.18 metre boyuyla Krumins, ASK Riga’nın 1958-1960 yılları arasında Avrupa’nın en büyük turnuvasının ilk üç edisyonunda üst üste şampiyon olmasında karar verici bir faktör oldu. Ayrıca SSCB takımının da üç EuroBasket altın madalyası (1959, 1961 ve 1963) ve üç Olimpiyat gümüş madalyası (1956, 1960 ve 1964) kazanmasını sağladı. Biraz beceriksizdi fakat boyuyla, gücüyle ve ribauntlardaki etkinliğiyle bunun için yaratılmış cümlesinden daha fazlasını ifade ediyordu.
7. VLADIMIR TKACHENKO (1957)
Bir Sovyet devi daha, Krumins’in 1980’lerdeki veliahtı 2.21 metre boyuyla ondan daha uzundu. Tkachenko yavaştı ve fakat güçlü ve dominanttı. SSCB ile 1979, 1981 ve 1985’te üç kez Avrupa şampiyonu oldu. 1977 ve 1987’de de iki kez final oynadı. 1982’de dünya şampiyonu olarak 1978 ve 1986’da da final oynadı. Olimpiyat’ta ise 1976 ve 1980’de bronz madalyalar kazandı. Kariyerine Stroitel Kiyv’de başladı fakat kulüp seviyesindeki en iyi dönemini CSKA Moskova’da geçirdi. Zalgiris Kaunas’tan Arvydas Sabonis ile giriştiği düellolar efsaneydi. Koç Evgeniy Gomelskiy Tkachenko’nun yeteneklerini geliştirebilmek için saatlerce oyuncusuyla özel çalışırdı ki bunun karşılığını da aldı.