NBA Tarihinin En Nefret Edilen 10 Oyuncusu

25/Ağu/17 11:58 Ağustos 26, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

25/Ağu/17 11:58

Eurohoops.net

NBA tarihi başarılı birçok oyuncu gördü. Bu oyuncuların bir kısmı tapılacak derecede sevildi, fakat kimileri de vardı ki kendi taraftarları hariç neredeyse tüm basketbolseverler için nefret objesi hâline geldiler…

By Sean Deveney / Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün (@mbakgun)

Bu yazı ilk olarak 6 Nisan 2016 tarihinde SportingNews’de yayınlanmıştır ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’de forma giyen oyuncuların büyük bir bölümü halk tarafından büyük saygı gören birer vatandaş. Saha çıkıp işlerini yapmak, performans seviyelerini artırmak, takımlarının galibiyetlerine katkıda bulunmak ve maçları izleyen milyonlarca insanı eğlendirmek istiyorlar.

Fakat ne  yazık ki hepsi için aynı durum geçerli değil. Bazı oyuncular takım arkadaşlarıyla ya da koçlarla geçinemiyor. Bazıları maçlara rakiplerini rahatsız ederek dikkatlerini dağıtmak için farklı tasarımlarla çıkıyor. Kimi rakip taraftarı kendisine düşman ediyor. Kimi kameramanları tekmeliyor, kimi taraftarla kavga ediyor, bazısı genç oyunculara tükürüyor, fırsatını bulunca koçların boğazlarına sarılıyor. Ve bu süreçte taraftarlar, takım arkadaşları ve koçlar nezdinde kötü bir itibar bırakıp etraflarındaki insanları kendilerinden nefret ettiriyorlar.

NBA tarihinde böyle oyuncuların sayısı fazla. Fakat, bazen çok farklı sebeplerle ve bazen hayli adaletsizce yıllar içinde nefret objesi hâline gelen oyuncuları sizler için derledik.

10. Kareem Abdul-Jabbar, 1969-1989

Abdul-Jabbar’ın neden asla birçoklarının olmasını istediği dost canlısı bir uzun olmadığını anlamak için 1960’lara gitmek lazım. New York Power Memorial’dan çıkıp geldiği dönemde halen Lew Alcindor ismiyle biliniyordu ve henüz NBA kariyeri başlamadan önce medyanın odak noktası o olmuştu. Mesela 1965’te Christian Science Monitor, Abdul-Jabbar’ın kolej kariyerine hiç geçiş yapmadan henüz 17 yaşında profesyonel basketbola adım atacağına dair bir haberi yayınlamıştı yanlışlıkla. Bir televizyon şovunda, “Evet burada yaşıyorum fakat burası aslında benim ülkem değil,” şeklindeki ifadeleri UCLA’da geçirdiği dönemde başına büyük dert olmuştu.

 

James Worthy kendisini daha sonra “başka bir adam” şeklinde ansın diye, zaman içinde Abdul-Jabbar taraftarlar, medya ve hatta takım arkadaşları üzerindeki kontrolünü bile kaybetti ve hepsini delirtti. Abdul-Jabbar’ın büyüklüğü ve uzun ömürlülüğü kendisine dair algıdan ötürü azaldı. Yine de en başından itibaren farklı bir adamdı Abdul-Jabbar.

9. Metta World Peace, 1999 – Günümüz

Ron Artest’in sevimli bir yanı var aslında, mesela ismini 2011’de Metta World Peace yaptı ve muhabirlere “İsmimi değiştirdim çünkü ‘Ron Artest’ten yoruldum, küfür gibiydi. Taraftarlar artık bana kızdığı zaman ‘World Peace’ten (Dünya Barışı) nefret ediyorum,’ diyorlar.” demişti. Enteresan bir teori fakat bu teori hiçbir zaman başarılı olamadı çünkü Artest hep nefret edilen figür olarak kaldı ve bunun da birçok sebebi vardı.

 

“Malice at the Palace” olarak bilinen PistonsPacers arbedesinin ardından 2004’te aldığı 77 maçlık ceza, Artest’in en büyük vukuatı oldu. Artest kalabalığın içine dalıp kendisine buz dolu bir bardağı fırlatan taraftara saldırdı ve çıkan arbedede dokuz oyuncuya toplam 140 maç ceza verilirken bu 140 maçın 86’sı Artest’e yazıldı. Kariyeri boyunca 14 ayrı ceza aldı Artest ve Chicago’da gelirini artırmak için ikinci bir işe ihtiyacı olduğunu ve maçların devre aralarında soyunma odasında konyak içtiğini söylediği için taraftarların öfkesine maruz kaldı.