Eurobasket Öncesi: 12 Dev Adam Efsanesinin Başlangıcı

31/Ağu/17 09:53 Ağustos 31, 2017

Semih Tuna

31/Ağu/17 09:53

Eurohoops.net

“12 Dev Adam” efsanesinin başladığı Eurobasket 2001, Türk basketbolunda da birçok şeyi değiştirdi. Eurohoops Fırın, sizi bir daha o günlere götürüyor!

By Semih Tuna & Buğra Uzar / info@eurohoops.net

Bundan tam 15 sene önce basketbolda Türkiye A Milli Takımı elde ettiği en büyük başarılardan birini elde etmiş ve 2001’de ülkemizde düzenlenen Eurobasket’te gümüş madalya kazanmıştı. Basketbolun hayatlarımızda daha büyük yer tutmaya başlamasını sağlayan en önemli olaylardan birisi bu turnuvaydı dersek yanlış olmaz. “12 Dev Adam” efsanesinin başladığı bu turnuva, Türk basketbolunda da birçok şeyi değiştirdi.

2001 yılına geldiğimizde Türkiye basketbolu bir değişim yaşıyordu ve jenerasyonlar arası bir geçiş söz konusuydu. Bir devir kapanıyor ve alttan bomba gibi gelen yeni nesil bayrağı devralmaya hazırlanıyordu. 2001 Eurobasket’i ise bu devir teslimin yapılacağı turnuva olacaktı. Harun Erdenay, Orhun Ene ve Haluk Yıldırım gibi tecrübeli isimlerin yanında Hidayet Türkoğlu, Mirsad Türkcan, Mehmet Okur ve İbrahim Kutluay gibi genç yıldızların yer aldığı bu kadro, Türk basketboluna damga vurmuş birçok ismin bir arada yer aldığı bu takım, belki de Türkiye tarihinin en iyi milli takım kadrosuydu.

Dönemin federasyon başkanı Turgay Demirel de bu milli takımı çalıştırmak için yine Türk basketbol tarihinin en önemli çalıştırıcılarını bir araya getirdi. O dönemler Türk basketbolunun en büyük kulüpleri o zamanki adıyla Efes Pilsen ve Ülkerspor’du. Bu iki takımın koçları, Aydın Örs ve Çetin Yılmaz, bu yıldızlarla dolu kadroyu çalıştırmak için görevi devraldılar. Aydın Örs baş antrenör olurken Çetin Yılmaz onun yardımcısı oldu ve ülke basketbolu için çok önemli bir yere sahip bir başka isim olan Tolga Öngören de yine staff’ta yer alan bir başka isimdi. Kısacası Türkiye, kendi evinde düzenlenecek bu turnuva için elindekileri varıyla yoğuyla kullanıyordu.

“Uh A Dev Adam! 12 Dev Adam!”

Türkiye milli takımı bu turnuvaya hazırlanırken son bir birleştirici güç arıyordu ve aradığı şeyi de ünlü rock grubu Athena’dan buldu. Athena, gelmiş geçmiş en iyi milli takım şarkılarından birini yaptı ve ilk çıktığı andan itibaren hepimizin diline dolanan “12 Dev Adam” şarkısını yazdı. Şarkının çıkışıyla birlikte neredeyse herkes şarkıyı ezberledi ve bu andan itibaren Türkiye milli takımının turnuvadaki tüm maçları deyim yerindeyse bir şölene dönüştü. 7’den 77’ye herkes belki de ilk kez basketbol etrafında bu kadar çok kenetlenmişti.

O milli takım, 2001 yazını tamamen beraber geçirmişti. İtalya ve İspanya’da yapılan hazırlık kamplarından sonra takım adeta tek yumruk olmayı başarmış ve kenetlenmeyi başarıyla sağlamıştı. Takımdaki tecrübeli isimler liderlik rolünü başarıyla üstlenmiş, küçük yaşlardan beri beraber oynayan genç yıldızlar da bu liderlik altında toplanmayı başarmışlardı. Ülkemizde düzenlenecek bu turnuva öncesi artık her şey hazır gibi gözüküyordu.

Ankara’da oynanan grup maçları, Letonya ile oynadığımız mücadeleyle start aldı. Genç bir kadroya sahip Letonya, turnuvada sürpriz yapmanın peşindeydi ve adeta kıran kırana bir mücadele oldu. Her iki takım da canla başla mücadele ederken kontrol genelde milli takımımızda oldu. Türkiye, her ne kadar maçı bir türlü kopartamasa da taraftarının da desteğini arkasına aldı ve Letonya’nın çizgiden hata yapmasıyla başa baş geçen maçtan galibiyetle ayrıldı (85-72). Grubun ikinci maçı olan Slovenya maçıysa adeta bir soğuk duş etkisi yarattı. Slovenya, özellikle ikinci yarıdaki etkili oyunuyla 12 Dev Adam’ı farklı mağlup etmişti (57-71). Üçüncü maçsa genç yıldızı Pau Gasol önderliğinde turnuvada madalya hedefleyen İspanya’ydı. Maça gergin başlayan İspanya’da koç Javier Imbroda, henüz ilk çeyrekte maçtan atılınca kontrol de Türkiye’ye geçti. Kırmızı beyazlılar, Mehmet Okur ve İbrahim Kutluay önderliğinde farkı açsa da Pau Gasol takımını maça tekrar dahil etti. Ancak üçüncü çeyrekte maça ağırlığını koyan Türkiye, İbrahim Kutluay’ın muhteşem oyunuyla (35 sayı) maçtan galip ayrıldı ve grubunu lider bitirerek İstanbul’a lider gitmeyi başardı (84-79). Milli takım oyuncularının, koçlarının ve idari kadronun maçın ardından Ankara’daki taraftarlarla yaşadığı sevinç ise bugün bile tüylerimizi diken diken etmeye yetecek yoğunlukta.

Kalpler sende bir kez daha, şampiyon olacağız!”

Genci, yaşlısı, sanatçısı, siyasisi, emeklisi, çalışanı, erkeği, kadını 70 milyon 12 Dev Adam’ın arkasında kenetlenmişti ve Türkiye milli takımının maçları olduğunda adeta hayat duruyordu. Şimdi heyecan İstanbul’a taşınıyordu ve Abdi İpekçi Spor Salonu’nu dolduran taraftarlar da bu coşku için fazlasıyla hazırdı.

Türkiye’nin çeyrek finaldeki rakibi ise Damir Mulaömerovic, Zan Tabak, Nikola Prkacin ve Gordan Giricek gibi yıldızlara sahip Hırvatistan’dı. Çeyrek final mücadelesi Hırvatistan’ın kontrolünde başladı. Türkiye o aradığı kıvılcımı bir türlü yakalayamadı, telaşlı bir görüntü çizdi ve bu yüzden daha sakin taraf olan Hırvatistan da oyunun kontrolünü elinden bırakmadı. İlk yarının sonucu 44-28 Hırvatistan lehineydi ve yıllar süren hayal kırıklığının bu kez de tekrar edip etmeyeceği herkesin aklını kurcalamaya başlamıştı. Ancak bu kez durum farklıydı, bu kez sahnede öyle herhangi bir takım değil, 12 Dev Adam vardı. Üçüncü çeyreğe daha iyi başlayan Türkiye, o telaşlı görüntüsünü üzerinden attı ve yavaş yavaş skora ortak olmaya başladı. Üçüncü çeyrek sona erdiğinde Hırvatların 9 sayılık üstünlüğü vardı. Son çeyrek ise 12 Dev Adam fırtınası şeklinde geçti. Son çeyreğe fırtına gibi başlayan Türkiye, ilk 6 dakika rakibine sayı fırsatı tanımazken, hücumda da turnuvanın yıldızlarından İbrahim Kutluay önderliğinde etkili oldu ve Mehmet Okur’un da skora dahil olmasıyla muhteşem bir geri dönüş gerçekleştirerek bir ara 19 sayı geri düştüğü maçta öne geçmeyi başardı. Abdi İpekçi adeta alev almıştı ve coşku tarif edilemez bir seviyeye ulaştı. Ancak Hırvatlar buna rağmen maçtan kopmadı ve maçın son anlarına başa baş girildi. Üstünlük bir Türkiye’ye bir Hırvatistan’a geçiyordu. Hırvatlar 21 saniye kala 1 sayıyla öne geçmeyi başardılar. Maçın son hücumunda Hidayet Türkoğlu potaya gitti ancak dengesiz bir atış attı. Ümitlerin bittiği yerde ise Mirsad Türkcan vardı. Maçın yıldızı olan Mirsad, Hido’nun kaçan topunda ribaundu aldı ve süre dolmadan hemen önce kendisine faul yapıldı. Çizgiden 2’de 1 atan Mirsad, maçı uzatmaya taşıdı. Uzatmada kontrol tamamen Türkiye’deydi. Harun Erdenay’ın da takımı müthiş yönlendirmesiyle farkı açan Türkiye, müthiş bir mücadele sergilediği maçtan 87-85 galip ayrıldığında Abdi İpekçi’deki coşku tüm Türkiye’yi sarmıştı.

Turkey National Team 2001

Tarihinde ilk kez son dörde kalan 12 Dev Adam, aynı zamanda yine ilk kez Dünya Şampiyonası’na katılmayı garantilemişti. Yarı finaldeki rakip ise Dirk Nowitkzi’nin sürüklediği, Patrick Femerling, Ademolo Okulaja ve Shawn Bradley gibi yıldızlara sahip Almanya’ydı ancak sakatlıkları bulunan Orhun Ene ve Mehmet Okur bu mücadelede forma giyemiyordu. Tüm Türkiye’nin gözü kulağı Abdi İpekçi’deki mücadeledeydi. 12 Dev Adam şarkısıyla artan coşku, hava atışıyla birlikte doruk noktasına ulaşmıştı. İlk çeyrek başa baş geçerken, Almanya’nın güçlü pota altı Türkiye’yi zorlamış ve Mirsad Türkcan üç faul almıştı. Aydın Örs, ikinci çeyreğe alan savunmasıyla başladı ve bu da Almanları şaşırtarak 12 Dev Adam’ın 12-2’lik bir seriyle kontrolü eline almasını sağlamıştı. Ancak devreye giren Nowitzki, soyunma odasına eşitlikle gidilmesine sebep oldu. Başa baş geçen üçüncü çeyreğin ardından son çeyreğe 1 sayılık üstünlüğümüzle girildi. Mirsad Türkcan son çeyreğin başında 5 faulle oyun dışı kalırken, Almanya da pota altından etkili olmaya devam etti. İki takım da varını yoğunu ortaya koyarken maçın son 2 buçuk dakikasına 7 sayılık Türkiye üstünlüğüyle girilse de toparlanan Almanlar, son 17 saniyeye 2 sayılık Almanya üstünlüğüyle girildi. Hidayet Türkoğlu’nun üçlüğü potadan sekip top da maç boyunca Almanya’yı sürükleyen Dirk Nowitzki’yle buluştuğunda Türkiye’nin faul yapmaktan başka seçeneği kalmamıştı ve artık bu güzel maceranın sonu gelmiş gibi görünüyordu. Fakat Nowitzki çizgiden 2’de 1 attı ve Türkiye’ye hayatta kalma şansı verdi. Eh, 12 Dev Adam bu. Böyle bir şans verirseniz sizi pişman etmesini iyi bilirler. Nitekim öyle de oldu. O dönem NBA’de Sacramento Kings forması giyen Hidayet Türkoğlu, 2 saniye kala Okulaja’nın üzerinden yolladığı üçlükle skoru eşitledi. Son hücumda molası olmayan Almanlara şut imkanı tanımadık ve maç uzatmaya gitti. Uzatmada faul problemleri nedeniyle oyuna giren genç Kaya Peker, Dirk Nowitzki’ye yaptığı savunmayla Dallas’lı yıldızı oyundan düşürdü ve 5 faulle oyun dışı kalmasına sebep oldu. Uzatma periyodu da nefes keserken son 17 saniyeye Almanya’nın 1 sayılık üstünlüğüyle girildi. Türkiye’nin kaderi Hidayet Türkoğlu’nun (23 sayı, 11 rib.) ellerindeydi. O da 70 milyonun kendisine güvenmesinin ne kadar doğru olduğunu kanıtladı, Almanya savunmasını adeta tek tek çalımladı ve 4 saniye kala Türkiye’yi öne geçirdi. Almanya son toptan sayı çıkartamadı ve Türkiye yazdığı destana bir sayfa daha ekleyerek finale kalmayı başardı.

Yarı final maçıyla final maçının arasında sadece 1 gün vardı. 2 gecede uzatmaya giden 2 maçın ardından sakatlıklarla boğuşan Türkiye, altın madalya için sahaya çıkarken arkasındaki 70 milyon için son gücünü topladı. Finaldeki rakip ise İspanya’yı mağlup eden güçlü Yugoslavya’ydı. Yugoslavların kadrosunda Dejan Bodiroga, Peja Stojakovic, Predrag Drobnjak ve Dejan Tomasevic gibi Avrupa basketbolunun en önemli oyuncuları vardı. Maça muhteşem başlayan ve tam 13 sayı üreten İbrahim Kutluay önderliğinde kontrolü ele alan Türkiye, ilk 10 dakikayı 7 sayı önde tamamladı. İkinci çeyrekte kısa beşe dönen Yugoslavya, Bodiroga’nın etkili oyunuyla farkı kapattı ve ilk yarı 2 sayılık Türkiye üstünlüğüyle tamamlandı. Üçüncü çeyrekte çekişme bir an olsun dinmedi fakat bu kez son çeyreğe 1 sayılık Yugoslavya üstünlüğüyle girildi.

Yıllar süren başarısızlığın ardından ülkede düzenlenen bu turnuva için özel hazırlanan Türkiye, turnuva boyunca çok yorucu maçlar oynadı. Her oyuncu yorgunluğunu ve sakatlıklarını bir yana koydu ve formanın hakkını sonuna kadar verdi. Amiyane tabirle maçların sonunda her oyuncunun forması terden sırılsıklamdı. Her maçın bir final havasında geçmesi, tüm duyguların üst noktada yaşanması ve 70 milyonun odak noktası olmak, bir andan sonra bu oyuncuların artık yorulmasına sebep olmuştu. Bu yorgunluk da finalin son çeyreğinin ikinci kısmında ortaya çıktı. Bunlara hakemlerin de oldukça tartışmalı düdükleri eklenince daha derin kadroya sahip Yugoslavya, karşılaşmadan galip ayrıldı ve altın madalyayı kazandı. Ancak tarihinde ilk kez böylesine bir başarı yakalayan 12 Dev Adam, gümüş madalyalarını almak için sahneye çıktığında sadece Abdi İpekçi Spor Salonu değil, aynı zamanda tüm ülke de “Türkiye, Türkiye” sesleriyle inliyordu.

2001 turnuvası belki de Türkiye’de basketbolun dönüm noktası oldu. Maçların oynandığı anlarda sokaklar, caddeler boştu ve herkes ekranlarının başında milli takımı izliyordu. Ülke olarak tek yürek olunmuştu ve Türkiye’de belkide ilk kez futbolun haricinde bir spor bu kadar ilgi uyandırdı. O kadroda yer alan tüm isimler Türkiye basketbol tarihine damga vurdular ve unutulmaz bir hikayenin kahramanı oldular. Mirsad’ın hırsını, sayı makinesi İbrahim’in üçlüklerini, Hido’nun kritik anlarda sorumluluk alışını, Orhun ve Harun’un takıma abilik yapışlarını, Mehmet’in sakatlığına rağmen ortaya koyduğu özveriyi unutmak kolay mı? 12 Dev Adam’ın 12 Dev Adam olduğu 2001 Eurobasket’i, Türkiye basketbol tarihinin en önemli iki turnuvasından biri olarak kalacak. Uh A Dev Adam! 12 Dev Adam!

BONUS: 12 Dev Adam’ın 2001 Eurobasket macerasının öyküsü: