Türkiye ile Özdeşleşmiş 30 Yabancı Oyuncu

12/Ara/17 11:56 Nisan 14, 2022

Utkan Sahin

12/Ara/17 11:56

Eurohoops.net

Eurohoops’tan dopdolu, yepyeni bir içerik daha karşınızda!

by Semih Tuna & Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Basketbol Süper Ligi’nde şüphesiz birbirinden özel oyuncular izledik. Bu oyuncuların bir kısmı kimi zaman ligimizde birçok takımda forma giyerken gösterdikleri performanslar ile de unutulmazlar arasında yerlerini aldılar.

Bugün sizlere ismini duyduğunuzda Türkiye Basketbol Ligi’ni anımsatacak 30 oyuncuyu derledik. Bazıları tarihin tozlu sayfalarında kaldı, bazıları halen aktif basketbol yaşantısını sürdürüyor. Yıldızlar da var, görev adamları da…

Karşınızda Türkiye ile özdeşleşmiş 30 yabancı oyuncu…

1- BOBBY DIXON (ALİ MUHAMMED)

Forma giydiği takımlar: Pınar Karşıyaka, Fenerbahçe
Pozisyonu: Oyun kurucu

2012’de kariyerinin yollarını Türkiye’ye çeviren Bobby Dixon, altı sezondur ligin kaderini değiştiren oyunculardan biri oldu.

Yıllarca Fransa, Polonya ve İtalya Liglerinde forma giyen Dixon, Türkiye’ye geldiğinde 29 yaşındaydı ve muhtemelen onu buraya getiren koç Ufuk Sarıca bile bu kadar yükseleceğini tahmin edemezdi.

Karşıyaka ile üç mükemmel sezon geçiren ve her geçen gün daha büyük bir lider olan Dixon, geçen sürede İzmir ekibiyle tam üç kupa kazandı. En önemlisini kariyerinin son senesinde başaran Dixon, EuroLeague takımları karşısında hiç geri adım atmadan takımını şampiyonluğa taşıdı.

2015 yazında Türk vatandaşlığına geçen ve Türkiye Milli Takımı için oynamaya başlayan Dixon, EuroLeague’de oynayan Fenerbahçe‘ye transfer oldu. Herkes onun oyun stilinin bu seviyeler için uygun olmadığını düşünürken o bir kez daha herkesi yanılttı.

33 yaşında oyununu evrimleştiren Dixon, Fenerbahçe’nin en önemli oyuncularından biri olmayı başarırken EuroLeague şampiyonluğu kazandı.

EuroLeague şampiyonluğu sonrası Türk bayrağı ile tur atan Dixon, bizden biri olduğunu herkese gösterdi.

2- ERWIN DUDLEY (ERSİN DAĞLI)

Forma giydiği takımlar: Türk Telekom, Anadolu Efes, Beşiktaş, Galatasaray, Darüşşafaka, Sakarya BŞB
Pozisyonu: Uzun forvet/Pivot

Bobby Dixon‘dan sonra bir başka bizden olan oyuncu Erwin Dudley’deyiz.

2008’de Türkiye vatandaşlığını da alan Dudley, Dixon gibi Türkiye Milli Takımı için oynamadı ama demokratik haklarını da sonuna kadar kullandı. Dudley, geçen yıl yapılan referandumda sandığa giderek oyunu kullandı.

Maccabi Rison’da bir sezon geçirdikten sonra 2005’te Türk Telekom ile Türkiye’ye adım atan Dudley, o günden beri ayrılmadı. Beş yıl Ankara ekibinin formasını giyen ve Türk Telekom’u finale kadar çıkartan Dudley, daha sonra ise İstanbul’da Efes, Beşiktaş, Galatasaray ve Darüşşafaka formaları giydi.

Daçka’da son iki sezonda forma giymeyen Dudley, bu yıl Sakarya ile basketbola geri dönerken ligin yeni ekibine tecrübesiyle yardımcı oluyor.

Beşiktaş ve Galatasaray ile Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşayan Dudley, ayrıca 2012’de EuroChallenge’ı kazanan Beşiktaş kadrosunda da yer aldı.

3- KEITH SIMMONS

Forma giydiği takımlar: Kepez Belediye, Banvit
Pozisyonu: Swingman

Listemizde yer alıp, aynı zamanda Türkiye vatandaşlığı olan bir başka oyuncu da Keith Simmons.

Aynı Dudley gibi Simmons da Türkiye’de iken demokratik haklarını sonuna kadar kullanırken seçimlerde oyunu kullandı.

Kolejden sonra Kepez ile profesyonel olan Simmons, bir sezon Almanya’da oynadıktan sonra 2009’da Banvit ile geri döndü.

Tam yedi sezon boyunca Banvit forması giyen Simmons, takımın kaptanlığına kadar yükseldi. Mücadeleci yapısı, agresif savunması ve kritik anlarda aldığı sorumlulukla hatırlanan Simmons, çok genç yaşta basketbolu bıraktı.

30 yaşında basketbolu bırakan Simmons, mesleğini değiştirirken profesyonel vucüt geliştiricisi oldu.

Geride ise ligde sekiz sezonda oynadığı 269 maçı bıraktı.

4- MICHAEL WRIGHT (ALİ KARADENİZ)

Forma giydiği takımlar: Beşiktaş, Türk Telekom, Trabzonspor, Mersin BŞB
Pozisyonu: Uzun forvet

İkili oyun, dribbling üstü veya orta mesafe. Sayı bulmak onun için çok kolaydı.

Türkiye Ligi’ne gelmiş, alçak posttan bu kadar rahat sayı çıkarabilen ikinci bir isim direkt olarak aklıma gelmiyor. Kerem Tunçeri ile kurduğu ortaklık, halen Beşiktaşlı taraftarlar tarafından hatırlanıyor. Gerçi o muhteşem Beşiktaş takımının her üyesi ayrı bir hikayeye sahip.

1998 yılında Dünya Gençler Şampiyonu olan Amerika’nın en skorer oyuncularından biriydi. Fiziksel handikapları yüzünden NBA’de tutunamayan ancak Türkiye’nin tozunu attıran Michael Wright, Ali Karadeniz adıyla Türk vatandaşlığına geçti.

Wright, Türk Telekom, Trabzonspor ve Mersin BŞB’de oynadı. Türk Telekom, EuroCup maceralarında önemli rol oynayan Wright, yedi yıllık kariyerinde iki kez sayı kralı oldu.

Ali Karadeniz, 2015’te ise çok üzücü ve talihsiz bir şekilde hayatını kaybetti.

5- WILLIE SOLOMON

Forma giydiği takımlar: Anadolu Efes, Fenerbahçe, Mersin BŞB
Pozisyonu: Oyun kurucu

Efsaneleştiği Fenerbahçe’ye gelmeden önce Türkiye’deki ilk kontratını Efes Pilsen ile imzaladı Amerikalı.

Efes’ten önceki 2 Avrupa serüveninde Aris ile FIBA Europe Cup, Hapoel ile ULEB Kupası’nı kazanan Willie ‘The King’ Solomon, Efes’in o dönem gelen tüm Amerikalı kısaların piyasasını yükselttiği bir başka oyuncu oldu.

King, bulunduğu takımların hepsinde 1 numaralı sayı opsiyonuydu. Yeteneğinin yanında sıra dışı bir özgüveni vardı.

Eski kıtada, 2’ye 1 hızlı hücumu üçlükle bitiren oyuncuları pek görmeyiz. Solomon bunları atmaktan çekinmiyor, başarılı olduğunda ise kredisini daha da genişletiyordu. Efes Pilsen’den sonra Maccabi Tel Aviv’in 1. oyun kurucusu olarak Euroleague finaline, oradan da Fenerbahçe’ye geçti.

NBA’de de şansını deneyen ancak geniş yetenek skalası içinde beklentileri karşılayamayan 38 oyuncu, Mersin formasıyla Türkiye’yi bir kez daha ziyaret etti.

Mersin kariyeri pek iyi geçmeyen Solomon, daha sonra Fransa yolcusu oldu.

elamin770

6- KHALID EL-AMIN

Forma giydiği takımlar: Beşiktaş, Türk Telekom, Trabzonspor
Pozisyonu: Oyun kurucu

1999 yılında Connecticut Üniversitesi’ni ekürisi Richard Hamilton ile birlikte NCAA Şampiyonluğu’na taşıyan, 2000 yılında Chicago Bulls tarafından draft edilen Khalid El-Amin, NBA’de oynadığı tek sezonda 7 sayı ortalaması tutturmasına rağmen Avrupa’ya geldi.

Yurtdışı kariyerinin ilk 2 yılını İsrail ve Fransa’da geçiren tıfıl oyun kurucu, imza attığında Beşiktaş kulübü ve taraftarlarının basketbola bakış açısını değiştireceğini muhtemelen kendisi de farkında değildi.

El-Amin, oynadığı 2 sezonda öyle bir fenomen haline geldi ki, Siyah Beyazlıların  taraftarının yüzünü futboldan basketbola döndürdü. O dönemi iliklerine kadar basketbolseverlerde “Beşiktaş-Basketbol” kelimeleri yan yana gelince aklına gelen ilk isim olabilir Khalid.

Attığı serbest atışlardan sonra taraftarın “Amin” diye bağırması, 2005 yarı finallerinde Ülker gibi bir devi 28 sayı ortalamayla neredeyse tek başına elemesi, finalin son maçında sakat olmasına karşın sekerek sahaya çıkıp Efes’e çok uzaklardan gönderdiği üçlükler onu unutulmaz yaptı. Türkiye’de taraftar-oyuncu ilişkisini bu kadar yoğun şekilde yaşatan başka da bir oyuncu olmadı muhtemelen.

İstatistiklerinden de görüldüğü üzere o sezonun en değerli oyuncusu seçilen El-Amin, sezon sonunda Ukrayna takımlarından Azovmash’a giderek banka hesabını doldurmayı seçti.

Türk Telekom ve Trabzon ile Türkiye’ye tekrar gelen El-Amin, haliyle beklenilen etkiyi yaratamadı. 37 yaşında olmasına rağmen kariyerine El-Amin, kariyerine Venezuella liginde devam ediyor.

Fiziksel defektleri ve seçimleri sebebiyle en üst seviyeye çıkamadı ama daha iyi bir kariyeri hak ediyordu.

7- NIKOLA PRKACIN

Türkiye’de oynadığı takımlar: Anadolu Efes
Pozisyonu: Pivot

Şimdilerde Nemanja Bjelica için söylenen “Profesör” lakabının o dönemki sahibi.

Onun oyunda olduğu her dakikayı izlemenin benim için muhteşem görsel efektlere sahip bir filmi izlemekten veya bir jazz konserine gitmekten farkı yoktu. Sanattı çünkü oynadığı top. Pek yetenekli olmamasına karşın onu öne çıkaran şey, belki de dünya tarihinin gelmiş geçmiş en zeki oyuncularından biri olmasıydı.

Pota altından hücumu bir oyun kurucu edasıyla yönlendiren, post-up’ı kitap gibi oynayan Prkacin, 4 sezon kaldığı Efes Pilsen’de kaptanlığa dahi yükseldi.

Yarattığı etki sebebiyle ucundan kıyısından pas-post up ikilisini yapabilen her pivota “yeni Prkacin” diye seslenilmeye başlandı. Anadolu Efes’ten sonra Dinamo Moskova ve Panathinaikos’ta son üst seviye yıllarını geçiren Niksa, başladığı yere geri dönüp Cibona forması giyse de kariyerini Hırvatistan ikinci liginde noktaladı.

Profesyonel basketbola veda ettikten sonra Cibona Zagreb’te Genel Menajer olan, Smush Parker’ın yer aldığı kadrodan sezon ortasında istifa ederek ayrıldı.

8- KASPARS KAMBALA

Forma giydiği takımlar: Anadolu Efes, Fenerbahçe, Aliağa Petkim, Türk Telekom, Adanaspor, Pi Koleji, Ankara DSI
Pozisyonu: Pivot

Bir başka Türkiye gezgini.

Efes Pilsen’e imza attığında muhteşem bir Eurobasket sonrası Avrupa’nın en iyi genç oyuncularından birisiydi. İyi dönemlerinde Euroleague’de +15 sayı garantisi veren ender pivotlardandı. Barcelona’ya attığı 41 sayı, bir pivot tarafından bulunan modern zamanların Euroleague’in de bulunan en fazla sayı.

Efes sonrası Real Madrid ve Unics Kazan’a giden Kambala, 2005’te Fenerbahçe‘yle geri döndü. 100. yılında şampiyon olan Fenerbahçe kadrosunda yer alsa da ddoping kullanması yüzünden 14 ay ceza alması sebebiyle Fenerbahçe’de kontratı feshedildi ve kariyeri yavaş yavaş dibe vurmaya başladı.

Boksa başladı, daha sonra Rusya’dan çıktı. Türkiye’de tam 7 takımda (4 birinci, 3 ikinci lig) forma giydi. En son olarak Adanaspor’u kümede tutmaya çalıştı ancak başaramadı.

9- PRESTON SHUMPERT (MERT SHUMPERT)

Forma giydiği takımlar: Beşiktaş, Anadolu Efes, Galatasaray, Aliağa Petkim
Pozisyonu: Forvet

Bir başka Türkiye vatandaşlığı olan oyuncu da Preston Shumpert…

Topu domine etmez, birebirde büyük tehlike değildir ama siz ne olduğunu anlamadan potanıza 20 sayı bırakmıştır.

İnanılmaz bir soğukkanlılığa sahip, kırılma anlarında eli titremeyen, ligin gördüğü en temiz şütörlerdendi. Oyun zekası sayesinde perdelemeleri muazzam kullanırdı. Fenerbahçe’ye karşı ligin ilk yarısında bir maçta yedi üçlük atmıştı.

Beşiktaş ile geçirdiği sezon sonrası önce Anadolu Efes’e, sonra Galatasaray’a gitti ve Mert Shumpert adını alarak Türk statüsüne geçti.

Sakatlıklar yüzünden 2013 senesinde Aliağa’da basketbolu bıraktı. Mükemmel bir skorerdi ve akıllara kazandı.