by Mustafa Kocatürk / info@eurohoops.net
Galatasaray ülkemizde spor kültürü ve basketbol geçmişiyle adeta bir çınar gibi. Ama sarı-kırmızılıların o köklü tarih içinde en önemli anları ve başarıları daha çok yakın tarihten.
Bu sezon Basketbol Şampiyonlar Ligi’ne şampiyonluk hedefiyle başlayan Galatasaray, Top 16’da hayal kırıklığı yaratarak elenmiş olsa da sarı-kırmızılıların tarihi birçok Avrupa başarısıyla dolu.
Ve ne zaman “sarı-kırmızı karakter” sahaya yansısa unutulmaz anlar yaşanıyor, sürpriz sonuçlar gerçek oluyor, Avrupa şampiyonluğu bile uzak bir hayal olmaktan çıkıyor…
İşte Eurohoops Fırın’ın seçimiyle Galatasaray’ın basketbol tarihinin en unutulmaz 10 Avrupa sınavı:
Galatasaray Medical Park – Lietuvos Rytas: 71-63
Galatasaray basketbolu adına çok büyük dönüm noktalarından biri. Tarihinde ilk adı EuroLeague’le yan yana anılan sarı-kırmızılar, üç maçın ardından hedeflenen maça gelmişti. İlk maç PAOK, ikinci maç ASVEL ve son maç da ev sahibi Lietuvos Rytas.
Galatasaray’ın basketbol taraftarı kesimi heyecanlıyken akıllarda iki kuşku var. Biri, rakibin ev sahibi olması. İkinci, Rice-Valanciunas ikilisi. Ancak taraftardaki tüm soruların cevabı sahada vardı.
İlk çeyrek geriye düştükten sonra ikinci çeyrek rakibine adeta potayı kilitleyen Cimbom, o çeyrek sadece 7 sayı yemeyi başarmıştı. Savunmasıyla yükselen Galatasaray için sonrası ise çorap söküğü gibi geldi. Shumpert ve Andric’in öne çıktığı maçta 71-63 kazanan Galatasaray, Abdi İpekçi’nin kırmızı tarafına ilk kez EuroLeague müziğini dinletmeye hazırlanıyordu.
Galatasaray Doğa Sigorta – Olympiakos: 78-77
EuroLeague’deki ilk hedef kazasız belasız atlatılmış ve Galatasaray Medical Park son 16’ya kalmayı başarmıştı. Grubundan 4. çıkan Galatasaray’ın altındaki Asseco Prokom ve Union Olimpia hariç galibiyet alamaması da takımın son 16 grubunda sıkıntı yaşayacağını akıllara getirmişti.
İç sahada güçlü bir oyun ortaya koyan Galatasaray’ın kaybedilen Anadolu Efes maçından sonra ilk hedef, Abdi İpekçi’de oynanacak Olympiacos maçıydı. Maç ise kolay geçmedi. İlk çeyreğin ardından işleri yine ikinci çeyrekte yoluna koyan Galatasaray, o sezon yaşadığı “ikinci yarı” krizine bu maçta da yakalanmış ve rakibinin farkı ertimesine engel olamamıştı.
Maçın sonu ise film gibi geçti. Önce Gordon’ın gol gibi basketi, sonra Jaka Lakovic’in güvenilir serbest atışları ve en sonunda da Kostas Sloukas’ın malum basketi. Abdi İpekçi tarihinin en kırıcı maçlarından birini oynarken Galatasaray savunması uzatmada geri adım atmadı. Maçın son hücumda yine top Olympiacos’ta kalsa da bu sefer onlara süre yetmedi. Galatasaray için ise EuroLeague bu maçla birlikte gerçekten başlamış oldu.
Galatasaray Doğa Sigorta – CSKA Moskova: 68-64
Bir önceki hafta CSKA deplasmanında gösterilen direnç ve içeride Olympiacos’a karşı alınan galibiyet… Maç başlamadan önce her Galatasaray taraftarının içinde bir “Yoksa?” vardı ancak çok yüksek sesle dillendirilmiyordu. Çünkü karşıda o sezon EuroLeague’in üstünden silindir gibi geçen CSKA Moskova vardı.
Kirilenko, Teodosic, Krstic takımın ana merkezini oluştururken bench’ten gelen Jamont Gordon ve Alexey Shved gibi tehlikeli isimler de takımın yetenek tavanını yukarıya çekiyordu. Ancak Oktay Mahmuti’nin bir planı vardı.
Taraftarını arkasına alan Galatasaray, Andric’in etkili hücumlarıyla maça hızlı başladı. Savunmada da rakibini durdurmayı bilen Galatasaray, ilk çeyreği önde kapattı. İkinci ve üçüncü çeyreğin başları güçlü CSKA’nın yüksek bitiricilikle oynadığı oyunlar şeklinde geçti. Ancak son bir buçuk periyot Galatasaray’ın önce geri dönüşüne sonra zaferine sahne oldu.
Cevher Özer’in köşeden bulduğu kritik isabetler takımı maçın içinde tutarken tepede Josh Shipp – Furkan – Tepede Cevher – Köşede Göksenin şeklinde gelişen hücum Galatasaray’ı öne geçirdi. Son anlara girilirken Ender Arslan’ın el üzeri üçlüğü Galatasaray’a nefes aldırsa da Teodosic’in 3 atışı yürekleri ağıza getirdi.
Teodosic serbest atışları takip eden dakikalarda, o maçın sonunda meşhur İpekçi degajlarının ilkini yaparken Galatasaray Medical Park da Gençlik Marşı eşliğinde o ana kadar ki şube tarihinin en büyük galibiyetini kutlamaya başladı.
Lokomotiv Kuban Krasnodar – Galatasaray Doğa Sigorta: 66-67
Galatasaray adına dönemeç maçlarından biri daha. O sezon, TOP 16 grubunda 4. sıra için Bayern Münich – Kuban Krasnodar – Galatasaray arasında amansız bir yarış var ancak Galatasaray, Bayern’i iki maçta da yendiği için gözünü doğrudan Kuban’a dikmiş durumda.
Bu maça girilirken Kuban, Galatasaray’ın 1 maç önünde. Galatasaray için galibiyet mecburiyet. Galatasaray, ikili averajı alırsa son maçlara girilirken gruptaki tüm kaderi kendi eline alacak. Alması gereken averaj ise yalnızca 1.
Türkiye’de mesai bitiminin hemen ardından başlayan maça hızlı başlayan taraf, bir Ergin Ataman klasiği olarak, Galatasaray. 13-2’lik seri ile önde başlayan Galatasaray, bu süreçte Markoishvili’nin uzun süreli sakatlıktan, hiç yaşanmamış gibi dönmesini de tecrübe ediyor ve maç için önemli bir avantajı erken eline geçiriyordu.
Maçın devamında olanlar çok da mühim değil, ancak Galatasaray 40 dakikanın 35’ini hakimiyetinde geçirerek ve elindeki rotasyona Markoishvili’nin eklenmesiyle maçı kazanıyor. Arroyo’nun attığı kurnazca game-winner ve Zubkov’un potayı bulamadığı boş atış ise maçtan güzel hatıralar olarak kalıyor.
Beşiktaş Cola Turka – Galatasaray Doğa Sigorta: 60-61
O dönem, EuroCup’ta iki Türk takımımız Beşiktaş ve Galatasaray ortalığı tozu dumana katıyor.
Grup sürecini 10’da 10 ile tamamlamış ve kadrosunun her bir parçasıyla EuroCup şampiyonluğunun en büyük favorilerinden. Sinan Güler o dönem Beşiktaş‘ta oynuyor. Siyah Beyazlıların koçu ise Ergin Ataman.
O dönem EuroCup’ta 8’li finaller oynanıyordu ve maç Torino’daydı. İki Türk takımının karşı karşıya geldiği maça Galatasaray Robert Hite önderliğinde çok iyi giriş yapmış, devreye 11 sayı önde girmişti.
İkinci yarı işler değişti, oyunun kontrolü tamamen Siyah Beyazlılara geçti. Galatasaray, Beşiktaş savunmasını bir türlü geçemiyor ve skor bulmakta zorlanıyordu.
Maçın son dakikasında Shumpert’ın serbest atışlarıyla Beşiktaş ilk kez öne geçmeyi başardı. O ana dek 7’de 0 ile üçlük atmış Cüneyt Erden’in son saniyelerde titremedi ve gelen üçlük, Galatasaray’ı erkek basketbol tarihinde ilk kez bir Avrupa yarı finaline taşıdı.
Galatasaray Doğa Sigort – Kızılyıldız: 110-103
Maç öncesi yaşanan acı olaylar, iki tarafı ne kadar etkiledi bilinmez ancak bu maçın EuroLeague klasiklerinden biri olduğuna şüphe yok.
Maç başlıyor, Galatasaray o güne kadar takımın tutkalı olan iki oyuncu Vladimir Micov ve Martynas Pocius’tan yoksun. Takımın elde bulunan tek kanat oyuncusu ise sezon başından beri bekleneni veremeyen Pietro Aradori. Nolan Smith, koçla kavga ettiği için Arroyo’nun bir yedeği yok ve takımın pota altında da Furkan-Erceg ikilisi hariç uyum sağlayan herhangi bir ikili bulunmuş değil.
Durum böyleyken takım taraftarın etkilisiyle bir süre oyunu önde götürüyor ancak önce Furkan dönüşü zor bir faul problemine giriyor sonra da daha geniş rotasyona, daha düzgün yapıya ve Boban Marjanovic’e sahip olan Kızılyıldız oyunu eline alıyor. İlk yarı 45 sayı atan Galatasaray’ı üçüncü çeyrekte 9 sayıda tutan Kızılyıldız, son çeyreğe 9 sayıyla önde giriyor.
Galatasaray için yorgunluktan ağırlaşan ayakların geri dönüş için koşma zamanı. Galatasaray ateşi Kerem Gönlüm’le yakıyor ancak Galatasaray ne zaman yaklaşsa Kalinic ya da Mitrovic’den gelen bir üçlük farkı açıyor. Erceg atıyor, Kalinic atıyor, Erceg atıyor, Mitrovic atıyor, Arroyo asist, Williams asist. Maç böyle giderken Kızılyıldız son 10 saniyeye 3 sayı önde giriyor. Galatasaray’ın molası yok ve herkes Kızılyıldız’ın bir şuta izin vermeden maçı bitireceğini düşünüyor. Ancak kendisine faul yapılmasına izin vermeden orta sahadan topu potaya yollayan Erceg, büyüsünü yapıyor ve Galatasaray maçı uzatmaya götürüyor.
İpekçi ayakta, ancak zor görev şimdi başlıyor. Zaten yürüyemeyecek halde olan ayaklar artık 40+ dakikaları oynamak zorunda. Senaryo aynı karşılıklı basketler maçı bir çeyrek daha uzatıyor. Görev daha da zorken ortaya bir kahraman çıkıyor. Carlos Arroyo, sahada kaldığı 45 ile 50. dakikalar arasında adeta resital sunuyor. Bu 5 dakikada attığı 3 üçlükle Kızılyıldız’ı maçtan koparan Arroyo, İpekçi’deki bu yüksek tansiyonlu günü de bitiriyor. Maçın ardından paylaştığı buz kovalı fotoğrafı ise her Galatasaray taraftarının kalbinde ayrı bir kaplıyor.