by Semih Tuna & Buğra Uzar & Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Milyonlarca insan basketbolu Anadolu Efes‘le sevdi ve kalpler uzun yıllar Lacivert-Beyazlılar’la attı.
Şampiyonluklara ambargo koyan, Avrupa’da Koraç Kupası destanını yazan ve son olarak geçtiğimiz sezon EuroLeague finali oynayan Anadolu Efes‘in tarihinden birçok önemli oyuncu geçti.
Eurohoops olarak biz de bu oyuncular arasından en önemli 10 yabancıyı seçmeye karar verdik. Ancak tarih boyunca öyle büyük isimler Anadolu Efes formaları giydiler ki bunların arasından 10 tanesini seçmek gerçekten çok ama çok zordu. Dolayısıyla sizlerin tercihleri bizimkilerden farklı olabilir ve hatta daha da iyi olabilir.
Listemizdeki isimlere geçmeden önce listemize alamadığımız isimlerden kısaca bahsedelim. Anadolu Efes‘in tarihi öyle zengin ki Predrag Drobnjak, Charles Smith gibi Avrupa basketboluna damga vurmuş yıldızlar ya da Anthony Mason, Billy Lewis, Kenny Green, Timothy Dunham, Scott Roth gibi ülkemize gelmiş en etkileyici Amerikalılardan bazıları liste dışında kaldı.
Dario Saric başta olmak üzere Avrupa’nın yetiştirdiği en önemli genç yıldızlardan bazıları da yine lacivert beyazlı formayı terletip listemizin dışında kalan isimler oldular.
Lafı fazla uzatmadan Anadolu Efes’in görkemli tarihine adlarını altın harflerle yazdırmış 10 yabancı oyuncuya geçelim:
CONRAD MCRAE
Oynadığı Sezonlar: 1995 – 1996
İstatistikleri: – (Ne yazık ki o yıllara dair sağlıklı istatistik verileri yok)
Ülkemize gelmiş en atlet oyunculardan birisi, Conrad McRae!
Syracuse Üniversitesi’nde özellikle ikinci senesinde çok başarılı bir performans gösteren McRae, NBA’e draft edilse de orada oynamadan ülkemize Fenerbahçe formasıyla adım attı. Sarı lacivertlilerdeki performansıyla dikkatleri üzerine toplayan ve bir sonraki senesinde Pau Orthez’le bu performansını bir adım ileri taşımayı başaran McRae, Efes‘le ülkemize geri döndü. Hem de ne geri dönüş!
McRae ve Efes, o sezon Koraç Kupası’nda dev rakipleri bir bir dize getirip finalde de Stefanel Milano‘yu saf dışı bırakarak Türkiye’ye o güne kadar basketboldaki en büyük zaferi yaşatmayı başardı. Havaya atılan her topu yakalayıp smaçlayabilecek derecede yüksek bir atletizme sahip olan Amerikalı yıldız, pota altında da özellikle rakiplerin korkulu rüyasıydı. Buna rağmen güleryüzü ve sıcakkanlı davranışlarıyla etrafında kendine hayran bırakmıştı. Efes‘in kazandığı en büyük başarıda çok büyük pay sahibi olan ve adını kulüp altın harflerle yazdıran McRae’yi aramızdan ayıran ise ne yazık ki basketbola olan tutkusu oldu. 2000 yılında Orlando Magic‘le bir yaz ligi antrenmanı sırasında geçirdiği kalp krizi onu aramızdan koparttı. Nur içinde yat Koca Adam!
NIKOLA PRKACIN
Oynadığı sezonlar: 2003-2007 yılları
İstatistikler: 9.2 sayı, 4.4 ribaund, 1.6 asist
Basketbol bir ders ise onun “Profesör’ü” de kesinlikle Nikola Prkacin’dir.
Onun oyunda olduğu her dakikayı izlemenin benim için muhteşem görsel efektlere sahip bir filmi izlemekten veya bir jazz konserine gitmekten farkı yoktu. Sanattı çünkü oynadığı top. Pek yetenekli olmamasına karşın onu öne çıkaran şey, belki de dünya tarihinin gelmiş geçmiş en zeki oyuncularından biri olmasıydı.
Pota altından hücumu bir oyun kurucu edasıyla yönlendiren, post-up’ı kitap gibi oynayan Prkacin, 4 sezon kaldığı Efes Pilsen’de kaptanlığa kadar yükseldi. Yarattığı etki sebebiyle ucundan kıyısından pas-post up ikilisini yapabilen her pivota “yeni Prkacin” diye seslenilmeye başlandı.
Onun döneminde Efes, iki kere Final Four’un kıyısından döndü. Ligde ise iki kere şampiyonluk kazandı. Bunlardan önemlisi ise yaptıklarıyla hem Türk basketboluna hem de Efes‘li basketbolseverlere kattıklarıydı.
SHANE LARKIN
Oynadığı sezonlar: 2018-
2019-20 istatistikleri: 22.2 sayı, 3.1 ribaund, 4.1 asist
M-V-P! M-V-P! M-V-P!
Onu anlatacak fazla kelime kalmadı bu sezon elimizde maalesef. O kadar inanılmaz işler yapıyordu ki virüs nedeniyle sezon durana kadar…
Yani geçen sezon normal sezon ve playofftaki Barcelona maçlarını, Final Four’daki rekorunu vs. her şeyi unutun. Bu adam, yazın flaş transferi ve ligi domine eden bir diğer isim Nikola Mirotic’i yaptıklarıyla gölgede bıraktı.
EuroLeague’deki tek maçlık sayı rekorunu kırışı, üçlük rekoruna ortak oluşuyla biraz uzun zaman alsa da Efes taraftarlarının kalbine öyle bir girdi ki!
İnanılmaz bir çabukluk, müthiş bir atletizm ve olağanüstü bir skorerliğin harmanından oluşan süperyıldız, Türk pasaportu alarak hepimizi sevindirdi. Çünkü böylesine baskın bir guardı herkes milli takımında görmek ister.
MARCUS BROWN
Oynadığı Yıllar: 2001 – 2003
İstatistikleri: 15.6 sayı, 3.15 ribaunt, 4.57 asist
Kaspars Kambala’dan hemen ekürisine, yani Marcus Brown’a geçiyoruz.
Ülkemize gelmiş en keskin şutörlerden birisi olan Brown, Anadolu Efes ile geçirdiği iki sezonda hem bireysel hem de takımsal olarak çok büyük başarılar elde etti. Avrupa basketboluna da damgasını vurmayı başaran yıldız oyuncu, Efes‘in yanı sıra CSKA Moskova, Benetton Treviso, Zalgiris Kaunas, Unicaja Malaga gibi büyük kulüplerin de formalarını giydi.
NBA’deki kısa ve başarısız macerasının ardından Avrupa’ya adım atan Brown’ın çıkışı da Efes formasıyla oldu. Üstün şut yeteneği başta olmak üzere adeta doğuştan bir skorer olmasını sağlayan özellikleriyle Brown, Türkiye’ye gelmiş en önemli oyunculardan birisiydi. İlk geldiği yıldan itibaren üstün yeteneklerini sergilemeyi başaran Brown, sezon sonunda hem şampiyonluk kupasını hem de en değerli oyuncu ödülünü elinde tutuyordu. İkinci senesi de bundan farklı değildi. Efes, yine Ülkerspor’u devirirken Marcus Brown başroldeydi. Üstelik bu kez EuroLeague’deki inanılmaz performansı sayesinde turnuvanın en iyi ikinci beşine seçilmeyi de başarmıştı.
İki sezondan sonra Efes’ten ayrılan Brown, kariyerinde gittiği her takımla büyük başarılar kazanırken onun oyununun tadı damağında kalan biz basketbolseverler de onu buruk bir şekilde takip etmeye devam ettik. Bir an bile boş bıraktığınızda cezayı kesebilecek derecede keskin bir şutör olan Brown, hiç şüphesiz adını Efes tarihine altın harflerle yazdırdı
ANTONIO GRANGER
Oynadığı sezonlar: 2002-2004 yılları arası ve 2005-2007 yılları arası
İstatistikler: 13.0 sayı, 3.6 ribaund, 1.0 asist
İtalya’dan gelip, Efes’te parlayan bir yıldız daha!
Topla çok oynamasına gerek kalmadan size maç alabilecek, çelik gibi sinirlere sahip Antonio Granger, geldiği 2002-03 senesinde yıldızlarla dolu kadroda geri planda kalmasına rağmen 2003-04’te oynadığı topla gönülleri fethetmeyi başardı.
Modern 3 numaranın o dönemki tanımı olan Granger, sakatlıklarından dolayı basketbola erken veda etti fakat gösterdiği performansla insanın içini sıcacık etmeyi de birçok maçta başardı. Özellikle OAKA deplasmanında 7/8 üçlükle takımını çıkartması, eski kıtada gördüğümüz en iyi bireysel performanslardan biriydi.
Sahada bir 3 numaradan ne istiyorsanız onu yapabiliyor ve oynadığı maçların çoğunda parkenin en verimli oyuncusu olabiliyordu. Gerçek bir karizmasıyla, ‘Ben bu işi yapabiliyorum’ diye haykırıyordu adeta. Yaşadığı sakatlıklar olmasa çok daha uzun ve tüm Avrupa çapında hatırlanabilecek izler bırakabilirdi fakat bıraktığı iz bile efsane olması için yeterliydi.
Efes‘in EuroLeague tarihinde 900 sayı barajına ulaşmayı başaran ilk oyuncu olan Granger, ayrıca bulduğu 158 üçlükle Efes tarihinde EuroLeague’de en çok üçlük atan oyuncu oldu.