By Alonzo Warond / Çeviri: Yılmazcem Özardıç
Bu yazı ilk olarak 11 Eylül 2015’te Fadeaway World’de yayınlanmıştır.
Basketbol hepimize izlerken büyük keyif veren bir heyecan fırtınası…
Sevdiğimiz oyunu beyaz perdeye uyarlayanlar da yıllar boyunca çok değerli yapımlara imza attılar.
Bazen basketbolcular başrollerde oynadı, bazen ise basketbol tarihinin en güzel öyküleri uyarlandı…
Eurohoops Çeviri, tarihin en güzel 20 basketbol filmini sıraladı!
20.Eddie
Başrollerde: Whoopi Goldberg, Dennis Farina, Frank Langella, Malik Sealy, John Salley, Dwayne Schintzius
Bir limuzin şoförü ve koyu Knicks taraftarı olan Edwina (Eddie) uzun yıllardır Madison Square Garden’daki Knicks‘in ev sahibi maçlarını kaçırmamaktadır. Kulübün yeni sahini Wild Bill Burgess kulübü satın aldıktan sonra koç Bailey’i kovduktan sonra Eddie’yi koçluk görevine getirir.
Eddie gibi bir hanım efendi ilk başa geçtiğinde Knicks oyuncuları dahil birçok kişi ona yan gözle bakar. Kadroda süper yıldız forvet Patton (Sealy) gibi bencil ve kendini beğenmiş oyuncuların yanı sıra eski günleri geride kalmış tecrübeli bir isim Wilson (Salley) de vardır. Bir diğer oyuncu ise Rus pivot Ivan Radmonovich’i canlandıran Dwayne ‘Mullet’ Schintzuis’tir. Schintzuis yıllar sonra gerçek basketbol kariyerinden çok bu rolüyle akıllarda kaldı.
Takım kazanmaya başlayıp playoff yarışına girdiğinde ise karşılarına iki büyük sorun çıkar. İlki New York’un kovduğu ve sonrasında Hornets‘ın başına geçen Bailey’in Knicks ile playoff arasında durmasıdır. İkinci ve daha önemli engel ise Wild Bill’ün kulübü satıp takımı Saint Louis’e taşıma isteğidir.
Reyting: 7.0/10.0
Bonus: Vlade Divac, Mitch Richmond, Alex English, Dennis Rodman, John Starks, Gary Payton ve Terrell Brandon gibi birçok NBA oyuncusu filmde rol aldılar.
19. Basketball Diaries
Başrollerde: Leonardo DiCaprio, Mark Wahlberg, Lorraine Bracco
Reyting: 7.2/10.0
18. The Other Dream Team
Başrollerde: Arvydas Sabonis, Bill Walton, Dan Majerle, Sarunas Marciulionis, Arturas Karnisovas, David Stern, Jim Lampley
1992 Litvanya basketbol takımının Olimpiyatlarda bronz madalya alması temelli bir yapım olan belgeselde Sovyetler Birliği ile komünizmin de düşüşü tarihi olay olarak anlatılmaktadır. Litvanya 2.Dünya Savaşı’ndan önce iki kere Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya alsa da Soğuk Savaş döneminde oyuncuları Sovyetler Birliği forması giymek durumunda kalmıştı.
80’lerin sonunda Sarunas Marculionis NBA’deki ilk Sovyet olurken vatandaşı Arvydas Sabonis de Avrupa basketbolunu domine etmekteydi. Litvanya 91’de Sovyetler yıkılınca yeniden bağımsızlığını eline aldı ve böylece Olimpiyatlara kendi ülkeleri ve halkları için katılabildiler. Yarı Final’de Birleşik Devletler’e kaybetseler de üçüncülük maçında rakip Rusya’dan başkası değildi.
Reyting: 7.5/10.0
17. Final Shot: The Hank Gathers Story
Başrollerde: Duane Davis, George Kennedy, Nell Carter, Victor Love
Film bir kolej basketbolu efsanesi Hank Gathers’ın çocukluğundan itibaren basketbol sahalarında geçen hayatını, Bo Kimble ile kurduğu arkadaşlığı, USC Trojans formasıyla ilk yılında zorlandığı günleri, Loyola Marymount Üniversitesi’ne dair az bilinenleri ve bir maçta trajik şekilde hayatını kaybetmesini anlatıyor.
Gathers gücü, çevikliği ve pota etrafındaki dominasyonuyla Charles Barkley’le kıyaslanıyordu. 1988/89 sezonunda NCAA Division I tarihinde 32.7 sayı 13.7 ribaunt ortalamaları tutturarak ülkede bu iki alanda da lider olan sadece ikinci oyuncu olmuştu. Nevada Gathers’a karşı 49 sayı 26 ribaunt yaparken Shaquille O’Neal’lı Lousiana State’e karşı 48 sayı 13 ribauntla oynamıştı. Shaq’a karşı 48 sayı!
Koç Paul Westhead’in önderliğinde Loyola Marymount takımı koş koş sistemine dayalı bir oyun oynayarak üst üste 3 yıl ülkenin en çok sayı atan takımı olmuştu. 1990’da NCAA şampiyonluğuna aday olan takımın yıldızı Gathers da NBA Draft’ında ilk 5 sıradan gitmesi beklenen bir oyuncuydu. Ancak Portland Pilots’a karşı oynanan bir maçta Hank bir anda yere yığıldı ve çok nadir görülen bir kalp rahatsızlığı nedeniyle oracıkta hayatını kaybetti.
Reyting: 7.5/10.0
16. Fast Break
Başrollerde: Gabe Kaplan, Harold Sylvester, Bernard King
Brooklyn’li bir basketbol fanatiğinin bir rüyası vardır: kolej basketbolu sayesinde hayatını sürdürecek parayı kazanmak. Bu rüya çerçevesinde kolejlere başvurular yapar ve bir gün Nevada’daki Cadwallader Üniversitesi’nden koçluk teklifi alır. Çok düşük bir ücret teklifi alsa da Davis eğer takımını ülkenin en iyi 10 takımından biri yaparsa bol sıfırlı bir kontrat kapacağına dair söz alır.
David teklifi kabul eder, yanında da biraz ilginç oyuncular getirir (spoiler: takımın kalanının tanımadığı Swish bir kızdır). David eşini ona katılması konusunda ikna edemez ve rüyası ile evliliği arasında bir seçim yapmak zorunda kalır.
Reyting: 7.6/10.0
Bonus: Eski NBA All-Star’ı ve sayı kralı, Hall Of Fame üyesi Bernard King filmde büyük bir rol oynadı.
15. The Pistol: Birth of a Legend
Başrollerde: Tom Lester, Adam Guier, Nick Benedict, Millie Perkins
Pete Maravich basketbol tarihinin en iyi top hakimiyetine sahip oyuncusu ve şovmeniydi. NCAA tarihinin en skorer oyuncusu ve bunu 3 yılda attığı 3667 sayıyla başardı (ortalama 44.2 sayı), bunların hepsi üçlük çizgisi icat edilmeden önceydi ve ilk yıl oyuncuları o dönem basketbol takımlarında oynayamıyordu.
Ebeveynleri Sırp göçmen olan Pete’in babası Petar birkaç kez koçluk deneyimi yaşamıştı. Press oğluna basketbolun temellerini öğretti ve her konuda ondan ‘mükemmellik’ istedi. Pete, ‘The Pistol’ lakabını çocukluğunda topu kalçasından çıkardığı için almış. Aynı kovboyların silahlarını kullanma şekilleri gibi.
NBA kariyerinde 5 kez All-star seçilen, bir kez sayı kralı, birçok kez All-NBA takımı üyesi olan Maravich, Knicks‘e karşı bir maçta 68 sayı atmıştı ancak kariyerini yüzüksüz şekilde tamamladı. Filmde ise Pete’in lise takımına girme çabaları, onun basketbol dehasını anlamayan koçuyla sorunları ve kariyerinde önemli bir yer bırakan baba-oğul ilişkisi anlatılıyor.
Reyting: 7.8/10.0
14.Sunset Park
Başrollerde: Rhea Perlman, Fredro Starr, Carol Kan, Terrence Howard
Phyllis Saroka, New York yakınlarındaki Sunset Park yerleşkesinin lise takımının koçudur. Takım o ve bilgisi hakkında karamsardır. Takıma kendini tanıtmak için toplantıya başlandığında oyunculardan biri ‘Aman tanrım, her maçı kaybedeceğiz’ der. Phyllis bir maçta kötü kararlar verir ancak bu hataları oyuncularının da yardımıyla basketbola dair bilgisini artırmak için ona ön ayak olur.
Takım sıkıntı dolu tiplerle doludur: Shorty Doo-Wop şartlı tahliyededir, Spaceman bir uyuşturucu bağımlısıdır ve öğretmenleriyle sorunlar yaşar, Busy Bee ise sezon içinde vurulur. Takım kimyası yavaş yavaş oturur ve Phyllis’in önderliğindeki ekip doğru formülü bulur. Madison Square Garden’da turnuva finaline çıkarak başarılı bir sezonu geride bırakırlar.
Reyting: 7.8/10.0
13. Sonicsgate: Requiem for a Team
Başrollerde: Kevin Calabro, Gary Payton, Shawn Kemp, Chris Daniels, George Karl, Steve Kelley, Slade Gorton, Wally Walker
40 yılı aşkın mazisi, 1979 NBA Şampiyonu, 1978 ve 96 Finalisti Seattle Supersonics’in 2008’de taraftarların ve eski Sonics oyuncularının büyük protestolarına rağmen Oklahoma City’e taşınmasını anlatan bir film.
Kulübün tarihi boyunca çok yıldızı oldu: Dennis Johnson, Gus Williams, Jack Sikma, Spencer Haywood, Xavier McDaniel, Dale Ellis, Gary Payton, Shawn Kemp, Ray Allen, Rashard Lewis ve genç Kevin Durant. Key Arena her zaman en gürültülü ve en takımına bağlı taraftarların olduğu salonlardan biriydi. Birçok oyuncu, spiker, yorumcu gibi isimlerin görüşleriyle oluşan belgesel, modern basketbolda paranın en değerli şey olduğunu ve duygu, gelenek, sadakat gibi kelimelerin artık hiçbir şey ifade etmediğini gösteriyor.
Reyting: 7.9/10.0
12. Above The Rim
Başrollerde: Duane Martin, 2Pac, Leon, Marlon Wayans, Bernie Mac
Film Harlem’de çekilmişti. Genç ve gelecek vaadeden bir oyuncu olan Kyle liseden mezun olmak üzeredir ve Georgetown Hoyas’tan bir burs beklemektedir. Üniversitenin cevabını bekleyen Kyle, bir sokak turnuvasına katılmaya karar verir. Bu turnuvada Kyle’ın basketbol koçunun takımı ile mahalleden arkadaşı Birdie’nin takımı arasında seçim yapması gerekir (Birdie’yi efsane rapçi Tupac Shakur canlandırmıştı).
Kyle aynı şekilde bir güvenlik görevlisi olan Shep’e de dargındır çünkü annesiyle aşk yaşamaktadır. Muhtemelen listemizde arkası dönük pasların harika smaçlara dönüştüğü ve birçok farklı açıdan çekilen tek film bu. Başka hiçbir filmde bundan daha iyi film müzikleri yok tabii ki.