Pınar Karşıyaka Tarihinin En Önemli 10 Yabancısı

07/Şub/18 18:16 Mayıs 3, 2020

Utkan Sahin

07/Şub/18 18:16

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın huzurlarınıza bu sefer Pınar Karşıyaka tarihine damga vurmuş 10 yabancıyı getiriyor.

By Utkan Şahin & Fahrettin Palaoğlu /info@eurohoops.net

Pınar Karşıyaka, Türkiye basketbolundaki en önemli figürlerden biri.

Taraftarıyla, kurduğu takımlarla Karşıyaka, her zaman bu ligin en önemli parçalarından biri oldu. Bunun yanında hem Avrupa basketboluna hem de Türk basketboluna birçok önemli ismi – yerli, yabancı – onlar kazandırdı.

Avrupa basketboluna armağan ettikleri isimler başlı başına bir yazı konusu. Bu yüzden bu listeyi yaparken takımın başarısında büyük rol oynayan ve aynı zamanda taraftarının da gönlünde taht kurmuş oyuncuları seçtik.

Hanımlar beyler, huzurlarınızda Karşıyaka tarihinin en önemli on yabancısı…

MELVİN DAVIS

Oynadığı sezonlar: 1982-1988 arası
İstatistikleri: İstatistik bilgisi yok

Karşıyaka’nın ikinci şampiyonluğu ne kadar güzel bir hikayeyse ilki de o kadar güzeldi.

Yıllar içerisinde oluşan genç, yerli rotasyonuna eklenen iki yabancı uzun 1986-1987 sezonunda İzmir’e harika bir başarıyı getirdi. Normal sezonu ikinci sırada bitiren Karşıyaka, finalde karşısında son iki yılın şampiyonu Galatasaray‘ı buldu. Final serisinin ilk maçını Karşıyaka kaybetse de diğer iki maçı kazandı ve kulüp tarihinin en büyük kupasını İzmir’e getirdi.

Melvin Davis, işte bu güzel hikayenin bir parçasıydı. 1982’de Karşıyaka’ya gelen Davis, tam altı yıl boyunca kırmızı-yeşilli formayı giydi.

Fiziksel olarak kendi döneminde durdurulması imkansız oyunculardan biri olan Davis, altı yıllık Karşıyaka kariyeri boyunca birçok maçta 30 sayıyı geçmeyi başardı. Bu dönemde Karşıyaka, kazandığı bir şampiyonluğun yanında, bir Cumhurbaşkanlığı Kupası, bir de lig finali başarıları gösterdi.

Bunların bir yabancı oyuncudan bekleyebileceğiniz en önemli katkılar olabileceğini düşünebilirsiniz ama “Baba Davis”in taraftarının gönlünde büyük oyuncu olmasını sağlayan başka şeyler de var. Davis, güzel gülümsemesi olmasa ilk görüşte heybeti yüzünden korkacağınız bir adamdır.

Burada oynadığı altı yıl boyunca, sanki 35.5 yıldır Karşıyakalı olan bir taraftar kadar bu kulübü sevmişti. Karşıyaka’nın kazandığı her maç sonrasında ağzından “Kaf-kaf” tezahüratı eksik olmazdı.

O Karşıyaka’yı, Karşıyaka taraftarı da onu çok sevdi.

Fotoğraf: Ayaktakileroturanlar.com

HENRY DOMERCANT 

Oynadığı sezonlar: 2003-2004 sezonu
İstatistikleri: 23.3 sayı, 6.2 ribaund, 3.2 asist

Karşıyaka’nın Avrupa basketboluna kazandırdığı bir yıldız daha…

Okulu Eastern Illinois ve oynadığı Ohio Valley konferansının halen gelmiş geçmiş en skorer oyuncusu olan Henry Domercant’in profesyonel kariyerindeki ilk durağı İzmir oldu.

Domercant, ilk sezonunda oynadığı 26 maçın 14’ünde 25 sayının üzerine çıkan ve ligin sayı krallığında ikinci sırada yer aldı ve Pınar Karşıyaka kariyerinde yalnızca 1 kez tek haneli skor üretti.

Yıllar içerisinde daha çok şütör olarak anılsa da Domercant, Karşıyaka sezonunda her şekilde sayıya gidebilen ve o dönemde gençliğin de verdiği etkiyle patlayıcı bir atletizme sahip bir oyuncuydu.

O sezon harika performansıyla Karşıyaka’yı taşıyan Amerikalı yıldız, Karşıyaka’nın yıllar sonra ligde yarı finale yükselmesini sağladı. Bunu yaparken de çeyrek finalde Tuborg’a karşı serinin üçüncü maçında 32 sayı atarak gönüllerde taht kurdu.

sean marshall karşıyaka ile ilgili görsel sonucu

QUINTON HOSLEY-GARY NEAL-SEAN MARSHALL

Oynadıkları sezonlar: 2006-2007 sezonu

Böylesine bir üçlünün değil Karşıyaşa’ya Türkiye’ye gelmesi için en az 50 yıl daha bekleriz diye düşünüyorum. Çünkü hem adı sanı bilinmeyen, komik paralara oynayan, hem de sayı krallığında ilk 5’in içerisinde yer alan 3 oyuncu…

Üçü de inanılmazlardı. Belki de şampiyon kadro dışında Karşıyaka taraftarının en sevdiği kadro, bu üçlünün olduğu kadroydu.

Bunlardan en az spektaküler olanı Sean Marshall’dı. Deplasmandaki Efes galibiyetiyle David Blatt’in ilk Türkiye macerasında kovulmasına sebep olan da oydu. Karşıyaka’dan ayrıldıktan sonra (Aris’e gitti) bir daha o seviyeye yakın basketbolu 2009 yılında Aliağa Petkim ile oynayabildi. Türkiye’de bu sezon Eskişehir ile mücadele ediyor ve bu onun ülkemizdeki 7. takımı.

Quinton Hosley ise ligi ribaunt ve verimlilik puanında ilk sırada, sayı krallığında ise ikinci sırada tamamladı. Süper üçlünün arasında en çok beklentiye sahip olduğum isimdi. Fenerbahçe’ye karşı 43 sayı (!) 19 ribaunt (!) 4 top çalma gibi saçma sapan bir maçı var. Sahada yapamadığı şey yoktu, ki bu özellikleri onun Real Madrid’e transfer olmasını sağladı.

Gary Neal, inanılmaz üçlünün en büyük skoreriydi.

Oyununu anlatmaya gerek yok zaten yıllarca onu basketbolun en büyük sahnesinde izledik. Anadolu Efes ve Antalya’ya 2 hafta arayla yolladığı 37 sayı akıllardan pek çıkacak gibi değil.

Aylık 4.500 dolara oynarken Barcelona’dan gelen 250 bin euroluk bonservis, önceki dönemlerden gelen borçların birazının kapatılması adına pek reddedilecek gibi değildi ama yine de o üçlünün devam etmesi halinde Karşıyaka’nın neler yapabileceğini insan hayal etmeden duramıyor.

ANDRE SMITH karşıyaka ile ilgili görsel sonucu

ANDRE SMITH 

Oynadığı sezonlar: 2009-2011 arası
İstatistikleri: 15.1 sayı, 5.9 ribaund, 2.1 asist

Bir dönem Karşıyaka için en büyük sorun, elindeki yabancı oyuncuları tutmaktı.

Birçok oyuncunun bu formayla büyümesini sağlayan Karşıyaka, ikinci yılında oyuncuları genellikle büyük takımlara kaptırdı. Andre Smith ise David Holston ile birlikte buna ters örnek olmayı başaran ilk oyuncu oldu.

2006-2007’deki efsane kadrodan sonra Karşıyaka, 2008’de playoff dışında kalarak taraftarını hayal kırıklığına uğrattı. 2009’da tekrardan yapılanan Karşıyaka aradığı ikiliyi Smith ve Holston ile buldu.

Smith’i Holston’dan ayıran özelliği ise inanılmaz hırsıyla takımını ateşlemesiydi. Dış şut yeteneği, atletizmi ve ribaund sezgileri onun zaten yararlı bir oyuncu olmasını sağlıyordu ama hırsıyla bu yetenekleri taraftarları için daha da çekici hale getiriyordu.

Holston, Ryan ve onun önderliğinde Karşıyaka, bir tekrardan playoff yaptı. O sezondan sonra takımda kalan Smith, taraftarının da isteğiyle takımın kaptanı yapıldı. İkinci yılı, ilk yılına göre çok daha iyiydi. %41.3 ile üçlük atarak maç başına 18.2 sayı attı ve sayı krallığında 3. sırada yer aldı.

Fakat playoff öncesi Trabzonspor maçında koçla kavga etmesi yüzünden takımdan gönderildi.

Onun hikayesi belki kötü bitti ama hırsıyla her zaman taraftarının aklında yer eden bir oyuncu oldu.

JOVO STANOJEVIC karşıyaka ile ilgili görsel sonucu

JOVO STANOJEVIC 

Oynadığı sezonlar: 2010-2012 arası
İstatistikleri: 15.1 sayı, 5.9 ribaund, 2.1 asist

Türkiye’de onu birçok takımda izledik ama en çok Karşıyaka taraftarına kendisini sevdirdi.

Beşiktaş‘ta bir maça çıktıktan sonra Kepez Belediye’ye gelen Stanojevic, o sezon harika bir performans sergilese de Kepez’in ligden düşmesine engel olamadı. Kepez’den sonra Karşıyaka’ya gelen Jovo, İzmir’de iki yıl boyunca takıma abilik yaptı.

Ligin en iyi bitiricilerinden biri olan Jovo’nun sırtı dönük oyunda fundamental bilgisi oldukça iyi ve genişti. Rakipler onu durdurmak için sürekli ikili sıkıştırma getirmek zorunda kalırdı ve çok akıllı bir oyuncu olan Jovo, bu durumda en doğru anda topu elinden çıkartmasını çok iyi bilirdi.

Türkiye’de oynadığı dört yılda hücum özellikleri olarak kesinlikle bu ligin en iyi pivotlarının başında geliyordu. İzmir’de de iki yıl boyunca Karşıyaka’yı hem hücumda taşıdı hem de genç kadroya abilik yaptı.

Onun döneminde Karşıyaka, iki sezonda da playoff yaptı ancak iki sezonda da Anadolu Efes‘e takıldı. 

esteban batista karşıyaka ile ilgili görsel sonucu

ESTEBAN BATISTA 

Oynadığı sezonlar: 2013-2014 sezonu
İstatistikleri: 16.2 sayı, 8.6 ribaund, 1.4 asist

Ufuk Sarıca‘nın Karşıyaka döneminde bu takımın nasıl bir takım olduğunu en güzel gösteren oyunculardan biriydi, Esteban Batista!

Kimsenin istemediği, gözden düşmüş oyuncular, İzmir’de tekrardan hayata dönerken Esteban Batista da bu oyunculardan biri oldu. Anadolu Efes‘te biraz da hakkı yenerek gözden düşen Batista, parasının büyük bir kısmını Anadolu Efes‘in karşılamasıyla Pınar Karşıyaka’ya kiralık olarak gitti ve unutulmaz bir performans sergiledi.

Pota altında harika bitiriciliğiyle ve geniş kalçalarıyla yaptığı perdeler sayesinde Dixon ve Diebler‘a alanlar açan Batista, Karşıyaka’nın yıllar sonra kazandığı kupada büyük rol oynadı.

Efes‘ten intikamını önce Türkiye Kupası’nda alan Batista, çok iyi oynadığı turnuvada Karşıyaka’nın finalde Efes‘i yenerek kupayı kaldırmasını sağlarken sezonun devamında ise playoff ilk turunda yine onun ve Dixon’ın önderliğindeki takım, Efes’i elemeyi başardı.

Uruguaylı pivot, bu performansı sonrası EuroLeague’e geri döndü ancak bir sezonda yaptıklarıyla taraftarının gönlüne girmeyi başardı.