By Omar Guerrero / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 23 Ocak 2018 tarihinde Cavs Nation’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
10 yıldan daha fazla zaman önce Los Angeles Lakers, Cleveland Cavaliers‘ı bir süper yıldız ile diğerini takaslamak üzere yokladı. O takasta adı geçen isimler Kobe Bryant ve LeBron James idi. Cavaliers reddetti ve bugünlerde, eğer o takas o gün gerçekleşmiş olsa durum nasıl olabilirdi diye merak edebiliyoruz ancak. NBA tarihinde, açığa çıkması beklenen bir dolapta ayrıntıları gizli bir olay olarak kayıtlara geçti bu olay.
Uzun bekleyiş, 2016 yılında nihayet son buldu ve olası bir dev takasın ayrıntıları Şubat ayında, Cavaliers – Lakers maçından hemen önce büyük oranda kamuoyu ile paylaşıldı.
Başlangıç
Ancak gelin önce Kobe’nin Lakers’tan ayrılıp şampiyonluk kovalayan bir takıma takas olmak istediği o günlere dönelim. ESPN’den Ric Bucher’in 2007’deki bir haberine göre, Kobe, eski Lakers oyuncusu ve genel menajerinin dönüp onun etrafına takım kurmasını istedi. Aksi hâlde takımın kendisini takaslayabileceğini söylüyordu.
“Kobe Bryant’ın o görüşmeye ne kadar canının sıkkın olduğunu belirterek başladığı söylendi. Kobe, Los Angeles’tan, Lakers’tan ayrılmak istemediğini ancak yönetimde kendi etrafına şampiyon olabilecek bir takım kurabilecek birinin olduğunu bilmek istediğini, doğru kişinin de kim olduğunu bildiğini açıkça ifade etti:
‘Jerry West. Uygun olduğunu da biliyorum. Onu getirip bu takımı yönetme yetkisini verir, hemen bir takım kurarsanız o zaman kalmayı fazlasıyla isterim. Onun yapmak istediği de bu zaten, biliyorum. Ancak bunu yapmayacak, Jerry West’i getirmeyecek olursanız, evet, takas maddesi var sözleşmemde, evet o maddeyi iptal ederim, siz de beni takas edebilirsiniz o zaman. Çünkü bu takımın gelişmesi için bekleyemem.'”
Süper yıldızından gelen bu takas talebi sebebiyle Lakers’ın bir şey yapması gerekiyordu. Bryant, onlara gitmek isteyeceği takımların bir listesini vermişti: Chicago Bulls, San Antonio Spurs ve Phoenix Suns. Bu takımlar arasında Bryant için tek mümkün takas senaryosu Bulls‘a gitmesi olacaktı zira bir tek onlarda gerekli parçalar vardı. Ancak Kobe, Luol Deng’i de o anlaşmanın bir parçası olarak istemediği için takası reddetti.
Sır Açığa Çıktı
Bu asla gerçekleşmeyen şoke edici takasın gizli öyküsü, yalnızca iki yıl kadar önce ESPN’den Brian Windhorst tarafından ortaya çıkarıldı.
“Kobe, 2007 yılında Lakers‘a takas talebinde bulunduğunda, ister inanın ister inanmayın, Lakers, Cavs‘i LeBron James karşılığında Kobe Bryant’ı takaslamak için yokladı. Artık Cavs organizasyonu için tarihe geçti bu olay, zira LeBron için gelen ilk ve son takas teklifi oldu bu teklif. LeBron, dokunulmazdı. 2007 yılında Kobe 28 yaşındaydı ve ilk MVP ödülünü kazanmak üzereydi. LeBron ise henüz 22 yaşındaydı ve ilk kez Final deneyimi yaşamıştı. NBA’in en iyi oyuncusuna karşılık geleceğin en iyi oyuncusunun dahil olduğu bir takas senaryosu idi bu. Cavs, o dönemde hayır deyip sonra Kobe için kadrolarındaki mümkün her seçeneği sundular ancak Lakers istemedi.”
Windhorst’un haberine göre, ESPN’den Baxter Holmes, Bryant ile durumuna ilişkin bir röportaj yapmıştı:
“O dönemde Lakers’ın bir şey yapması gerekiyordu. Ben de ne yapmaya çalıştıklarına dair olan inancımı kaybediyordum. Takımın geçim kaynağı gibiydim. Sen çık 40-50 at, tribünleri doldur, biz de en alt düzeyde maaş verip geliri artıralım. Ben de buna olmaz dedim. Shaq yokken kazanmam lazım. Bunu yapmak zorundayım. Bir şeyler yapmamız gerek.”
Cleveland’a yapılan arama genel menajer Mitch Kupchak tarafından bir ilgi olup olmadığını yoklamak için yapılımştı. Bununla birlikte, Bryant kariyerinin en iyi dönemlerinde bu meselenin kontrolünü elinde tutmak konusunda daha istekliydi.
“Bunu asla onaylamazdım. Asla. Cleveland’a gitmek mi takasla? Asla,” diyordu Bryant, Holmes’e. “Listemdeki takımlardan biri değildi ki Cleveland.
2007 Kobe vs. 2007 LeBron
Tarihin en büyük takası olabilecek bu anlaşmaya göre Cavs ve Lakers‘ın ellerinde NBA’i temelden sarsacak bir fırsat vardı. Ancak Cleveland, yıldızı en parlak dönemindeki Kobe için yıldızını yeni parlatan gencini vermeye istekli değildi.
Lower Merion High School mezunu yıldız, sıkıntılı Lakers takımındaydı ve o takımın playoff umutları bile zar zor ayakta kalıyordu. Takım, organizasyonun merkezindeki Shaquille O’Neal’ı Miami Heat‘e takas edeli birkaç yıl olmuştu ve Bryant da o olmadan bir şeyleri kazanabileceğini kanıtlamaya kararlıydı.
Bryant, maç başına 31,6 sayı ortalaması yakalamıştı ve iki sezondur üst üste ligde sayı kralı idi. Ayrıca bu istatistikleri 5,7 ribaund, 5,4 asist ve 1,4 top çalma ile süsledi. İki yıldır üst üste kariyer zirvesini yaşıyor ve Lakers’ı mümkün olduğunda sırtında taşıyordu.
Ancak Kobe ne kadar iyi olursa olsun takım arkadaşları kendi yüklerini sırtlayamıyorlardı ve neticede Lakers, Batı Konferansı’nda 42 galibiyet ile yedinci sırayı aldı. Playoffların ilk turunda da yalnızca tek maç kazanıp seriyi Phoenix Suns karşısında kaybettiler.
Diğer yandan James ise 2003 yılında NBA’e geldiğinde “Seçilmiş Kişi” olarak lanse edilen genç ve yetenekli yıldızdı. James, ligi sonraki yıllarda yeni bir seviyeye taşıyacaktı. Olayın üzerinden 11 yıl geçmişken bütün bunların gerçekleştiğini biliyoruz ancak o zamanlarda James, NBA’e ne kadar değerli olduğunu kanıtlamakla meşguldü ama hâlâ gidecek yolu vardı. O yıl, James 2006-07 sezonunu 27,3 sayı, 6,7 ribaund, 6,0 asist ve 1,6 top çalma ortalamaları ile tamamladı.
Playofflarda James ve Cavs, Doğu Konferansı şampiyonu Detroit Pistons‘ı tahtından indirdi. O seride Akron’lu yıldızın beşinci maçta Cavs’in son 25 sayısını attığı göz kamaştırıcı performans da sahne aldı. Maçı 48 sayıyla tamamlayan LeBron James, takımının son 30 sayısının 29’una imza attı. Daha da önemlisi, Cavs iki kez uzatmaya giden maçı deplasmanda 107-109 kazandı.
Finalde Cleveland, tecrübeli San Antonio Spurs tarafından süpürülmüş olsa da James’in organizasyon ve genel olarak NBA için ifade ettiği değer artık göklere çıkmıştı. Artık NBA finalinde de adını duyurmuş olan James için gelecek aydınlık gözüküyordu ve tüm dünya arkasındaydı.
Lakers’ın o aramayı yaptığında yokladığı LeBron James, bu adamdı işte.
Lakers, kendilerine üç kez şampiyonluk yaşamış ve yıllarca MVP adayı olabilecek bir oyuncu teklif edilmesine rağmen neden en iyi oyuncusunu takaslamadığını tahmin edebilirsiniz.
Ya Olsaydı?
“Ya Olsaydı?” başlıklı bir Marvel çizgi dizisi vardı ve bu dizide çizgi roman evrenindeki bir olayın farklı olası sonuçları inceleniyordu. Bu olası olayların bazıları hiç gerçekleşmemiş olsa bile paralel bir evrende gerçekleştikleri söyleniyordu. Bir anlamda aynı karakterler ve aynı hikayeler başka evrenlerde tamamen farklı sonuçlarla yaşanıyordu.
Diyelim ki bu takasın da gerçekleştiği bir paralel evren var ve Cavs ile Lakers, kadroda başka hiçbir parçayı değiştirmeden süper yıldızlarını takasladılar. Bu senaryoda Kobe Bryant, ömür boyu Lakers‘lı olarak çizdiği imgeyi kaybedecek; James ise muhtemelen takımdan serbest oyuncu olarak değil de takas yoluyla ayrıldığı için kendisine olan nefretten kurtulmuş olacaktı.
Cavs, Bryant’ı kadrosuna katarak gelmiş geçmiş en büyük skorerlerden birini alıp Mike Brown’ın koçluğunu yaptığı, ligin en iyi dördüncü savunma verimliliğine sahip bir takıma ekle yapmış olacaktı. Sahanın diğer tarafında, Cleveland, 30 takım arasında en iyi hücum verimliliğine sahip 18. takımdı. Bryant, James’e oranla daha temiz bir hücum ile bu sırayı biraz daha yukarılara çekebilir ve arka alan savunmasını da destekleyebilirdi.
Şutör guard pozisyonunda Bryant bulunan bir Cavs, Larry Hughes’u başka bir takıma takaslayarak James’in yerini alacak bir kısa forveti kadroya katabilirdi. Bunu yapmasalar bile Hughes’u oyun kurucu pozisyonuna kaydırıp tecrübeli Donyell Marshall’ı ilk 5’te başlatabilirlerdi. Bununla birlikte, bu durumun Cavaliers’ın şampiyonluk şansını ne kadar artırabileceğini söylemek zor.
Bu durumda Cavs’in ilk 5’inin arka alanını Hughes ve Bryant, ön alanını ise Marshall, Drew Gooden ve Zydrunas Ilgauskas oluştururdu. Fena değil.
Cavs, bu dizilişle 2008’de finale çıkar mı? Tahmini zor ancak ihtimali gayet yüksek. Bryant, ikinci tura, hatta belki daha zayıf bir Doğu Konferansı’nda konferans finaline taşır takımı. Finale de ulaştırabilirdi Kobe.
Diğer taraf Los Angeles’ta ise James, Hall of Fame koç Phil Jackson ile çalışma fırsatı bulacaktı. Jackson, kazanmak için neyin gerektiğini biliyordu ve James’in idolü Michael Jordan’ın altı şampiyonluğunda da koçluk yapmıştı.
James, takımın ilk 5 kısa forveti olacak. Uzun forvet pozisyonunda Lamar Odom olacak ve Andew Bynum da takımın ilk 5 pivotu olacak. Böylesi bir ön alan o dönemde Bynum henüz potansiyeline ulaşmamış olsa da rakipler için kabus olurdu.
Ancak şöyle ilginç bir nokta var: Ya Lakers, Magic Johnson’ın daha önce yaptığı gibi fizikli bir oyuncu olarak James’i oyun kurucu pozisyonunda oynatsaydı? Neticede takımda Aaron McKie, Luke Walton, Vladimir Radmanovic ve Brian Cook vardı ve bu isimler forvet oynuyorlardı. Ayrıca ellerinde uzun forvet ve pivot olarak kullanabildikleri bir de Kwame Brown vardı.
İlk 5 şu şekilde olurdu o zaman: James ve Sasha Vujacic kısa rotasyonunda. Odom, 3 numarada. Radmanovic 4 numarada. Pivot da Bynum. Bu takım, Spurs‘ü tahtından edemese bile playofflarda büyük ses getirebilecek bir takım gibi gözüküyor.