Beşiktaş Tarihini Etkileyen 5 An: Ya Tersi Olsaydı?

08/Mar/18 13:17 Mayıs 10, 2020

Bugra Uzar

08/Mar/18 13:17

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın’ın “Ya Tersi Olsaydı?” isimli, kulüplerimizin tarihine farklı bir pencereden bakan yazı dizisinin yeni bölümünde konu Beşiktaş!

By Buğra Uzar /buzar@eurohoops.net

Basketbol ya da sporseverler bir araya geldiği zaman daha önce izledikleri maçları, yaşanan olayları, önceki sezonları yad etmeyi çok severler… “Ne kadar iyi oynamıştık”, “Nasıl da yenmiştik”le başlayan sohbetler, elbet sonunda “Ya o top içeri düşseydi?”, “Ya sakatlanmasaydı?” gibi hayıflanılan ve sonunda uçsuz bir düşünme boşluğu bırakan cümlelere bağlanır.

Kendi arasında konuşurken tıpkı bunun gibi bir muhabbete dalan editör ekibimiz, bu cümleleri not alıp sizlerle beraber paralel evrenleri hayal etmeye karar verdi. Bu serinin ilk bölümünde Galatasaray’ı, ikinci bölümünde ise Fenerbahçe’yi yazmıştık. Şimdi sıra Ufuk Sarıca önderliğinde tekrar çıkışa geçen Beşiktaş‘ta!

Belki bizim bulduğumuz 5 kırılma anından daha fazlası sizin kendi arkadaşlarınız arasında yaptığınız sohbetlerde aklınıza geliyor ancak bizim akıl ettiğimiz ve takımın kaderini değiştireceğine inandığımız 5 an aşağıdaki şekilde!

1- Ratko Varda O Formayı Yere Atmasaydı?

Beşiktaş, 2004 – 2005 sezonuna girerken Khalid El-Amin liderliğindeki kadrosuna önemli takviyeler yapma kararı aldı. Bu takviyelerin belki de en çok ses getireni ise NBA’e uzanan kariyeri ve sıra dışı görünüşüyle Ratko Varda oldu. Varda – El Amin formülü saha içerisinde beklenenden çok daha iyi sonuç verdi. Siyah beyazlı ekip, ikilinin durdurulamaz performansları önderliğinde normal sezonu o dönemin devleri Efes Pilsen ve Ülkerspor’un ardında üçüncü tamamlamıştı.

Playofflar geldiğinde de Kara Kartal’ın hız kesmeye niyeti yoktu. Ligin dişli ekiplerinden Tuborg Pilsener’le eşleşen Beşiktaş, rakibini 3 maçta süpürürken ilk iki maçta toplam 62 sayı atan Ratko Varda başroldeydi. Yarı finalde rakip ise kadrosunda Stombergas, Dion Glover, Serkan Erdoğan, Kerem Tunçeri, Kerem Gönlüm gibi yıldızları bulunduran güçlü Ülkerspor’du. Ancak Beşiktaş için bu durum çok bir şeyi değiştirmedi. Siyah beyazlılar El Amin’in olağanüstü oyunu sayesinde rakibini geçerken Ratko Varda da pota altının tek hakimiydi.

Finale gelindiğinde ise büyü bozuldu. Beşiktaş’ın rakibi bu kez Solomon’lu Domercant’lı Prkacin’li Efes Pilsen’di. Siyah beyazlıların final serisinin favorisi olmadığı aşikardı. Fakat yine de mücadeleden sonuna kadar geri adım atmaması bekleniyordu. Nitekim serinin ilk iki maçında da buna benzer bir durum vardı. İki takım da sonuna kadar savaşmış ve maçlar paylaşılmıştı. Ama ne olduysa üçüncü maçta oldu. Varda kariyeri boyunca çok hırslı, agresif ve kazanma arzusu yüksek bir oyuncu olarak dikkat çekiyordu. Bununla birlikte maç içerisinde tabiri caizse dönem dönem oyuna küsmesi ise onun en büyük eksilerinden biriydi. Üçüncü maçta da durum tam da böyle oldu. İşlerin kötü gitmesiyle birlikte disiplinini kaybeden Varda, yüksek hırsının kurbanı oldu ve hiç yapmaması gereken bir hareket yaptı. Benche geldiği sırada formasını çıkartıp fırlatan Bosnalı oyuncunun bu hareketi herkeste şok etkisi yarattı. Beşiktaş yönetimi de bu davranışı affetmedi ve Varda’nın biletini o an kesip yıldız oyuncuyu takımdan gönderdi.

Varda’nın yokluğunda ise Beşiktaş’ın hiç şansı kalmadı ve siyah beyazlı ekip güçlü rakibine tamamen teslim oldu. Ama Varda o formayı fırlatmasaydı şu anda çok başka şeylerden bahsediyor olabilirdik. Kariyeri boyunca hırslı oyunuyla bilinen Varda, bir önceki maçta alınan mağlubiyetin acısını Efes‘ten çıkarabilir ve seriyi bambaşka bir noktaya götürebilirdi. Sonuçta favori olmayan takımlar seride kalmaya devam ettikçe inançları ve kazanma arzuları gittikçe artar. Beşiktaş da bunun avantajını kullanıp hiç beklenmedik bir sürprize imza atabilirdi.

Tabii ki bununla birlikte gelecek sezon siyah beyazlıların kadrosunda büyük bir değişim de yaşanmayabilirdi. Beşiktaş, El-Amin, Varda çekirdeğini tutabilir ve etrafına doğru eklemeleri yaparak çok daha iddialı bir takım kurabilirdi. Dolayısıyla siyah beyazlı taraftarlar da bir şampiyonluk daha görmek için o kadar uzun süre beklemeyebilirdi. Varda da bir gezgin gibi ülke ülke gezmez ve aradığı eve kavuşarak çok farklı bir kariyer inşa edebilirdi. Ne olursa olsun El-Amin ve Varda önderliğindeki o kadro hala siyah beyazlıların dilindedir ve o kadronun neler yapabileceğini tam olarak görememek de bir yaradır.