By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko, bu sezon modern EuroLeague’de 14. sezonunu geçiriyor.
Sarı-lacivertli ekibin, EuroLeague’de uzun yıllardır olan mücadelesinde bugüne kadar pek çok başarılı koç takımın başındaydı. Bazıları beklenen performansı gösterdi, bazıları ise hayal kırıklığı yarattı. Fakat sonuç olarak 14 yılda Fenerbahçe‘de çalışan 6 koç da Fenerbahçe’nin tarihinin bir parçası.
Eurohoops Fırın, sizler için Fenerbahçe’nin EuroLeague’deki koç performanslarını derledi!
ERTUĞRUL ERDOĞAN
Sezon: 2012-2013 sezon
Derece: 0-6
Şimdilerde İstanbul Büyükşehir Belediye’yi çalıştıran Ertuğrul Erdoğan, EuroLeague’de Fenerbahçe‘yle altı maça çıktı.
Uzun yıllar Fenerbahçe‘de yardımcı koçluk yapan Ertuğrul Erdoğan, 2012-2013 sezonunda hayal kırıklığıyla geçen sezonu tamamlayan kişi oldu.
Simone Pianigiani’nin sezon ortasında kovulmasından sonra göreve gelen Ertuğrul Erdoğan, altı maça çıkarken bu maçların hepsinde sahadan mağlubiyetle ayrıldı.
Koç Erdoğan, Pianigiani dönemi dışında Bogdan Tanjevic döneminde de kısa bir süre başa geçmişti. Tanjevic’in rahatsızlığı nedeniyle takımın başına geçen Erdoğan, Fenerbahçe’yi ligde şampiyonluğa ulaştırmıştı.
AYDIN ÖRS
Sezon: 2006-2007 sezon
Derece: 5-9
Türk basketbolunun en önemli koçlarından Aydın Örs, Fenerbahçe‘nin modern EuroLeague dönemininde de başlangıç noktasıydı.
2004-2005 sezonunda yeniden yapılanan Fenerbahçe‘nin başına geçen efsane koç, 2006-2007’de Ülker ile yaşanan birleşmeyle birlikte Fenerbahçe’yi istediği yere taşımayı başardı.
Fenerbahçe‘nin EuroLeague’e geri döndüğü 2006-2007 sezonunda takımın başında olan Aydın Örs, Sarı-lacivertli ekiple 14 maçta 5 galibiyet aldı.
Örs, o sezon ligde Fenerbahçe‘yi tarihinde 2. kez şampiyonluğa taşısa da sezonun sonunda görevini Bogdan Tanjevic’e bıraktı.
Daha sonra Spahija döneminde Örs, Fenerbahçe’ye geri dönse de bu macera da çok uzun soluklu olmadı.
SIMONE PIANIGIANI
Sezon: 2012-2013 sezon
Derece: 7-11
Çok büyük hayal kırıklığıydı.
Neven Spahija’yla playoff’un kıyısından dönen Fenerbahçe, bütçesini artırarak 2012-2013 yazı öncesi hedeflerini de büyüttü.
Siena’da yıllarca başarılı işlere imza atan Simone Pianigiani’yi takımın başına getiren Fenerbahçe, yaz döneminde Avrupa’da önemli kariyerleri olan pek çok oyuncuyu kadrosuna kattı. O zaman dizlerini henüz kullanabilen Bo McCaleb’ı alan Fenerbahçe, uzun rotasyonunu ise Mike Batiste ve David Andersen ile kurdu.
Sezon başında herkes çok heyecanlıydı ancak sezon başladıktan sonra sorunlar birbir ortaya çıkmayı başladı.
Pota altını hiç savunamayan Fenerbahçe, ite kaka da olsa Top-16’ya kalsa da TOP-16’da tam olarak dibe vurdu. Sarı-lacivertli ekip, sadece bir galibiyet alırken İtalyan koç, sezonun ortasında görevinden alındı.
NEVEN SPAHIJA
Sezon: 2010-2012 sezonları arası
Derece: 18-14
Fenerbahçe, Spahija döneminde belki hiç playoff’a kalamadı ama Hırvat koçun ilk sezonu kesinlikle Fenerbahçe‘nin en iyi EuroLeague sezonlarından biriydi.
Tanjevic ile uzun yıllar beklenen seviyeye çıkamayan Fenerbahçe, 2009-2010 sezonunda normal sezon grubunda elendikten sonra bambaşka bir yapılanmaya gitti ve takımın başına Neven Spahija’yı getirdi.
O yaz Fenerbahçe, takımın genç uzunlarını NBA’e kaptırsa da Spahija ile ana çekirdeğin üstünde küçük eklemeler yaparak doğru bir takım planlaması oluşturdu. Ön alanda Marko Tomas eklemesi yapan Sarı-lacivertli takım, o zamanlar sağlıklı olan Ukic’in sadece skorer yönüyle parladığı, Emir ile oyunu organize ettiği bir takım oldu.
Sarı-lacivertli ekip, hücumda Tomas’tan dış şut, Kinsey’den ise agresiflik katkısı alırken savunmada ise bu ikiliye Ömer Onan’ın da katılmasıyla birlikte harika bir dış set oluşturdu. Fenerbahçe, pota altına ise sadece Darjus Lavrinovic katkısıyla sezona başlarken Vidmar’ın gelişim göstermesiyle birlikte, sert ve birden çok hücum opsiyonu olan bir uzun rotasyonu oluşturmuş oldu.
Doğru takım planlaması Fenerbahçe’ye sahada pozitif sonuç olarak dönerken Spahija’nın takımı, ilk dört maçında içinde deplasmanda Barcelona, içeride ise Siena olan galibiyetler almayı başardı. 4. haftadan sonra yaşanılan Vidmar’ın sakatlığı Fenerbahçe’ye darbe vursa da Sarı-lacivertli ekip, 3. olarak gruptan çıktı.
Top-16’ya mükemmel başlayan Fenerbahçe, Olympiakos deplasmanında kazanırken Valencia ve Zalgiris‘i de mağlup ederek büyük bir avantaj elde etmişti. Fenerbahçe, büyük bir başarıyla ilerlese de sezonun devamı kabusa döndü. Zalgiris deplasmanında hiç beklemediği bir yenilgi alan Fenerbahçe evinde Olympiakos’a da son çeyrekte kaybedince bir anda kendini dışarıda buldu. Son hafta da Valencia‘ya kaybeden Fenerbahçe, harika başlayan sezonu hayal kırıklığıyla tamamladı.
O sezonun sonunda Fenerbahçe, ligde Spahija önderliğinde şampiyon olmayı ise başardı.
İlk yılda oluşan hava ikinci öncesi beklentileri artırdı ancak sonuç beklendiği gibi olmadı. Yaşanan sakatlıklar ve Gist ile Jerrells transferlerinin verimsizliği Fenerbahçe için sezon boyunca dert oldu.
Bütün bunlara rağmen tarihinin en çekişmeli normal sezon grubu sonrası Fenerbahçe, 6 galibiyetle grubunu lider tamamladı. Top-16’ya kötü başlayan Fenerbahçe, ilk dört maçta sadece tek galibiyet aldı. İçeride Kazan’ı uzatmaya giden maçta gerekli farkla mağlup edince son hafta öncesi avantajı eline geçirdi.
Son hafta Milano‘yı deplasmanda yenecek olsa playoff’a kalacak olan Fenerbahçe, o direnci gösteremeyince sahadan yenilgiyle ayrıldı ve bir kez daha playoff’u son maça kalamadı.
O sezon ligde de Fenerbahçe beklenen performansı ortaya koyamayınca Spahija ile yollar ayrıldı. Spahija, Fenerbahçe’yle belki 2. sezonunda bekleneni veremedi ama Spahija, Fenerbahçe tarihinde Obradovic dışında %50 galibiyetin üstüne çıkmayı başaran ikinci koç oldu.
BOGDAN TANJEVIC
Sezon: 2007-2010 sezonları arası
Derece: 19-29
Bogdan Tanjevic, Avrupa basketbolunun en iyi koçlarından biriydi ama modern basketbolun getirdiği yeni düzene ayak uyduramadı.
Kariyeri boyunca birçok oyuncuyu Avrupa basketboluna kazandıran Tanjevic, birçok başarıyı da kazandı. EuroBasket 1999’da İtalya’yı şampiyon yapan Tanjevic, bunu kendi basketbol sistemiyle başardı.
2007’de Fenerbahçe taraftarının gönlünde taht kuran Aydın Örs’ün yerine gelen Tanjevic, büyük bir hayaletle mücadele etmek zorundaydı. 3 sezon Fenerbahçe‘nin başında yer alan Tanjevic, istenilen başarıları getiremedi. Taraftarından zaman zaman büyük tepkiler gördü ama kendi sisteminden hiç vazgeçmedi.
Fenerbahçe’nin üç genç uzunu, Oğuz Savaş, Semih Erden ve Ömer Aşık’a önemli süreler verdi. Onları kendi basketbol sistemine göre geliştirmeye çalıştı ama artık basketbol 1990’larda oynandığı gibi oynanmıyordu ve onun sistemi başarılı olamadı.
Ligde takımın başında bulunduğu üç sezon da iki şampiyonluk yaşayan (Son sezonun son bölümünde takımın başında değildi ama kanserle mücadele ederken tribünden de olsa takımını yalnız bırakmadı) Tanjevic, EuroLeague’de ise Fenerbahçe’nin Obradovic öncesi en büyük başarısını yaşattı.
2007-2008 sezonunda Fenerbahçe onun önderliğinde playoff’a kaldı. Playoff’ta ise güçlü Tau Ceramica’ya elendi. Fenerbahçe için bu büyük bir başarıydı ama daha sonrasında giderek aşağıya düştü. 2008-2009’da Sarı-lacivertli ekip, Top-16’da elenirken son sezonda ise normal sezon grubundan çıkamadı.
Tanjevic, Fenerbahçe’de çalıştığı dönemde belki kendi içindeki hayaleti yenemedi ama Sarı-lacivertli ekip ile 19 galibiyet alarak en çok galibiyet alan 2. koç oldu.
Sezon: 2013-?
Derece: 148 – 69
Zeljko Obradovic, yolu buralara düşmeden önce de Avrupa tarihinin en iyisiydi.
Partizan, Joventut, Real Madrid, Benetton ve Panathinaikos. Sarı-lacivertli ekipten önce çalıştığı 5 kulüple de başarılar elde etti, birçoğunda efsane oldu ve büyük kariyerinde tam 8 EuroLeague şampiyonluğu kazandı.
Sadece başarı odaklı düşünürsek Fenerbahçe‘de de bunu başardı. Tarihinde en büyük başarısı bir tane playoff olan Fenerbahçe‘yle yedi sezonda beş kere playoff oynama başarısı gösterdi. Bu beş sezonun hepsinde takımını Final Four’a taşımayı başaran Obradovic, bir şampiyonluk kazanırken bir kez de finale çıkmayı başardı. Yerel ligde ise tam dört kere Fenerbahçe’yi şampiyon yaptı. İşin başarı kısmı kesinlikle mükemmel ama o bundan daha özel!
Obradovic’li dönemde Fenerbahçe’de birçok olay yaşadı ama asıl yaptığı büyük şey, kulüpte yaşanılan vizyon değişikliğiydi. EuroLeague’in en gözden düşen takımlarından birini, en iyilerinden biri haline getirdi. Fenerbahçe, Avrupalıların gözünde sadece para harcamayı bilen Türklerdi. Ne bir basketbol aklı ne de bir vizyonu vardı.
Fenerbahçe’de 3. sınıf Amerikalı oyuncuların önderliğinde büyük başarılar geleceğine dair hayallerinin boş olduğunu gösterdi. Doğru basketbolun doğru yıldızlarla oynanacağını gösterdi. Bunu yaparken de hem kendi kulübü, hem taraftarı, hem de basın mensuplarını eğitti. “Şu oyuncu, bu pozisyonda oynamaz” ya da “Fenerbahçe bu şekilde oynayamaz” diye yapılan eleştirilerin ne kadar boş olduğunu ortaya koydu.
Obradovic tek başına 169 galibiyete imza atarken ondan önceki beş koç, 118 maçta ise sadece 49 galibiyet alabilmişti.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!