By Gerald Narciso / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 8 Mart 2018 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Quicken Loans Arena, Cleveland, Ohio
1 Mart 2018
Bitime 17 saniye var.
Top Sixers‘ta.
Geldiğiniz için teşekkürler. Dikkatli gidin.
“The Q”da tribünler boşalıyor ve ekran başındaki izleyiciler kanalı değiştiriyor. Artık yeni bir basketbol var. NBA camiasında tanıdık bir oyun ama halkın çoğu için görünmez bir maç.
O artık “ölü zaman” basketbolu. Ya da saatte kalan sürenin maçın skorunu belirlediği basketbol.
Bu kalan sürede profesyonellik ve mücadele, ince bir denge buluyor. Bu kalan süre, birçokları için anlamsız ancak başkaları için önemli bir fırsat ve netice anlamına geliyor. Eski geleneklerin yer aldığı ancak bir bakıma da kusurlu ve tezat oluşturan bir mantığı var bu kalan sürenin.
Cavs‘li Rodney Hood boş bir smaç vurduktan saniyeler sonra Sixers, ışık hızıyla tam sahayı geçiyor ve NBA’in yazılı olmayan sportmenlik kuralını yıkıyor.
Forvet Dario Saric, maçın bitimine 12.2 saniye kala tek elle smacı vuruyor. Cleveland guardı Jordan Clarkson’ın ise buna itirazı var. Fırlatıyor topu Saric’in sırtına, atılıyor oyundan. Küçük bir arbede çıkıyor. Clarkson’ın takım arkadaşları Hood ve LeBron James, kırdığı pot nedeniyle şaşkın Saric’i azarlıyorlar.
“Basketbol, bu kadar,” diyor Clarkson maçtan sonra basın mensuplarına. “Bu da oyunun bir parçası. Başkası farklı bir şey derse, bunu yapmayacağını, başka bir şey yapacağını falan söylerse yalan söyler. Özellikle de maçın sonu gelmişken.”
“Saric’in bunu yapmayacak aklı olmalıydı,” imasında bulunuyor Clarkson.
“Onlar biliyor ne olduğunu. Bu kadar.”
NBA camiasında “ölü zaman” rastgele seçilmiş ve bir anlamda da hakaretamiz bir tabir. Birçokları için düşük seviyedeki oyuncular için ayrılan düşük seviyede bir basketbolun oynandığı süre gibi olumsuz bir anlam çağrıştırıyor. (Bazı NBA oyuncuları ve koçlar, bu yazı için röportaj yapma teklifini reddettiler.)
Ancak ligdeki başka bazı isimlere göre de durum bu değil.
“Açıkçası ben o bölüme hiç ‘ölü zaman’ gibi bakmadım,” diyor Clippers‘lı Montrezl Harrell. “Eğer oyuna girip doğru anlayışla oynar ve doğru tavrı takınırsanız, hiçbir bölüme ‘ölü zaman’ diye bakmazsınız.”
Warriors‘ın yedek guardı Quinn Cook, Duke’taki ilk yılında farklı biten maçların son üç dakikasında oynadığını söylüyor.
“Sahada olduğunuz her anda fırsatı değerlendirmeyi genç yaşta öğrendim,” diyor Cook. “Birçok oyuncuya bu öğretilmiyor ama çabuk öğreniyorlar. 10 gün hiç oynamadığınız olur, sonra o iki dakikaya şükredersiniz.”
Oyuncular bu süreyi nasıl yorumlarsa yorumlasın, maçın artık koptuğu bir nokta geliyor. Bazen ‘ölü zaman’ maçın son 40 saniyesi oluyor. Bazen de o fark daha ikinci çeyrekten açılıyor. Skora ve takımlar arasındaki yetenek farkına bağlı bu durum.
Farklı maçlarda kaybeden taraftaki koçlar için ‘ölü zaman’ havlu atmak anlamına geliyor. Her iki tarafta da koçların benchlerini devreye sokmadan önce farklı etmenleri hesaba katması gerekiyor.
“Bir koçun karar vermesi gereken ilk şey ‘ölü zamanın’ hangi bölüm olduğu,” diyor eski NBA koçu, TNT analizcisi Mike Fratello. “5 dakikalık bir bölümde mi başlıyor? Diğer takım ilk 5 oyuncularını mı çıkarıyor? Çıkarıyorsa siz de sizin oyuncularınızı mı çıkarıyorsunuz? Hepsi koçun kararına bağlı.”
Modern NBA takımları, 20 sayılık farkı dakikalar içinde kapatabiliyor. Warriors – Rockets maçı da buna örnek. Hâl böyleyken kazanan taraftaki koçlar, ilk 5 oyuncularını çok erken çıkarma gafletine düşebiliyor. Fratello, bunun birçok kez gerçekleştiğini gördüğünü söylüyor:
“Her şeyden önce maçı kazandığınızdan emin olmanız gerekiyor.”
Ancak maçlar artık gerçekten koptuğu zaman, bu durum kalan bölümün sahadaki oyuncular için önemsiz bir bölüm olduğu anlamına gelmiyor. Oyuncular ve koçların konu hakkında savunmaya geçmelerinin bir sebebi var.
‘Ölü zaman,’ 12 metreden atılan üçlükler ve topu havaya fırlatıp vurulan smaçlarla dolu, sokak basketbolunun oynandığı bir bölüm değil. (Gerçi o da oluyor.) Salondan ayrılan taraftarlar trafikte avantaj kazanıyor belki ancak oyuncular, daha çok süre almak için kendilerini kanıtlıyorlar.