NBA Tarihinin En Kötüsü: 2000 Draftı

11/Haz/23 14:30 Haziran 11, 2023

Semih Tuna

11/Haz/23 14:30

Eurohoops.net

NBA tarihinin en kötü ve en başarısız Draftı’nı merak ediyor musunuz? Eurohoops Fırın, tarihin en kötü Draft sınıfıyla sizi tanıştırıyor: 2000!

By Yılmazcem Özardıç / info@eurohoops.net

LeBron, Wade, Bosh, Melo’lu 2003 mü, Kobe, Iverson, Ray Allen, Nash’li 96’mı? Jordan’lı, Hakeem’li, Barkley’li 84’mü? Yoksa yeni gelenlerden bir tanesi mi? NBA tarihinin Draft’larına baktığımızda hep bu yıllar ve hangisi tarihin en iyisi soruları aklımıza gelir, hepimiz farklı argümanlar ve tarihe geçen hataları ortaya koyar, bir taraf seçeriz. Tabii Dünya’nın kuralı şu ki, her yıl her yılı tutmaz. NBA tarihi boyunca birçok Draft diğerlerine göre sönük kalmıştır.

NBA tarihinde bir Draft yılı var ki, hiçbir Draft’taki oyuncular onlar kadar kötü performans sergileyip az süre ligde kalmayı başaramaz. Michael Redd, Jamal Crawford ve Hidayet Türkoğlu. 2000 NBA Draftı’nın en iyi ve başarılı kariyere sahip oyuncuları bu 3 isim. Hepsinin seçildikleri sıralara göre çok iyi kariyerleri oldu. Sanıyorum ki tarihin en kötüsü olarak 2000 Draftı’nı söylemek en başarılı isimlere bakıldığında yanlış olmayacaktır.

Draft sınıfında All-Star seçilebilen üç isim var: Kenyon Martin, Michael Redd ve Jamal Magloire. Bu oyuncular sadece birer kez All-Star olabildi ve başka da bu All-Star unvanına erişen yok. Üst sıralarda bu kadar başarısız seçimin olduğunu başka bir yıl zaten gelmemiştir. Vakit kaybetmeden ilk sıradan başlayalım.

2000 Draftı’nın ilk sırasındaki New Jersey Nets, dönemin Kidd’li kadrosuna potansiyeli zaten çok da yüksek olmayan ancak iyi bir pick and roll partneri olup enerjisiyle kalburüstü bir oyuncuya dönüşeceğini umduğu Kenyon Martin’i draft etti. Dört numara olarak çok atletik, enerjik, biraz da orta mesafe şutu olan Martin kariyerine ilk sıra seçimi için ortalama bir başlangıç yaptı. Savunmada takımın belkemiği olup 2002-04 yılları arasında 2 kere Savunma Reytinginde takımı ilk sıraya taşıyan Martin’in Nets kariyer ortalamaları 15.1 sayı 7.6 ribaunttu ve 2004’te All-Star seçildi. Bundan sonra ise Martin’in çöküşü hızlı oldu. Denver’a takaslandıktan sonra saha dışı sıkıntılar ve ağır sakatlıklar geçiren 1 numara, 2015’te emekli oldu.

Sıra geldi bu Draft’ta Yılın Çaylağı seçilen oyuncu, 5.sıradan Orlando’ya giden Mike Miller’a. 2006’da kariyer sezonunu geçiren ve Yılın Altıncı Adamı seçilen Miller, Grizzlies‘la bir sonraki sezon 18 sayı üstü bir ortalama yakalamayı da başarmıştı. Sonra Miami’ye giden ve sakatlıklardan çok çeken Miller’ın Heat‘teki en iyi anısı kuşkusuz 2012 Finalleri 5.maçında 8’de 7 üçlükle 23 sayı atarak şampiyonluk maçının kahramanı oluşuydu.

Bir diğer başarılı kariyere geçelim. 8.sıradan seçilen Jamal Crawford. 3 kere Yılın Altıncı Adamı seçilen, hala daha ligde forma giyen tek oyuncu olan Crawford’ın kariyer ortalaması 15 sayının üzerinde. 1255 maça çıkan Crawford’ın Draft’taki en yakın rakibi 1032 maç oynayan Mike Miller. Bulls, Knicks ve Warriors formaları ile bir maçta 50 sayıyı geçen Crawford’ın harika bir bench skoreri olduğunu söylemeye gerek yok.

16.sıradan seçilen isim ise Hidayet Türkoğlu. 2000’de gittiği NBA’de Sacramento ile başlayan kariyerinde birçok takımın formasını giyen Hido, kariyerinin en iyi yıllarını 2000’lerin sonlarında Orlando ile geçirdi. Devasa fiziğine rağmen bir guard gibi sahayı görüp topu yönlendirebilen Hidayet, 2008’de En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu ödülünün de sahibi oldu. 2009 Finallerinde Howard’dan sonra Magic’in en önemli oyuncusu olan milli oyuncumuzun bu Draft’ta zirve performansı en yukarıda olan iki oyuncudan biri olduğunu söylemek yanlış sayılmaz.

Kariyer zirvesi en yukarıda olan, en iyi oyuncu olarak gösterilen isim için 43.sıraya kadar gidip Milwaukee Bucks‘ın solak skoreri Michael Redd’i bulmamız gerekiyor. Redd bu Draft’ta All-NBA takımlarından birine girme başarısı gösteren tek oyuncu aynı zamanda. 2004-08 yılları arasında 23.7 sayı ortalaması yakalayan Redd’in kariyeri bitmek bilmeyen sakatlıklar nedeniyle maalesef ki çok erken bitti. 32 yaşında diz sakatlıklarının tamamen çevikliği/hızını yok ettiği Redd, Phoenix formasıyla emekli oldu.

Gelelim bu Draft’ı ‘tarihin en kötüsü’ yapan diğer isimlere. Koca bir Draft’tan bu kadar az kalburüstü oyuncu çıkması zaten ne kadar başarısız bir yıl olduğunu gösteriyor ancak fiyaskolara baktığımızda maalesef ki tablo daha da vahim oluyor.

2.sıradan seçilen Stromile Swift. Swift Vancouver Grizzlies tarafından seçildi ve 2009’a kadar ligde kaldı. Hiçbir zaman beklentileri karşılayamayan Swift, potansiyelini sahaya yansıtamadı. Kariyerinin en iyi sezonunu ikinci yılında 11.8 sayı 6.3 ribaunt ile geçirse de kariyerini 8.4 sayı 4.6 ribaunt ortalamalarıyla bitirdi.

3.sıra seçimi, Clippers tarafından direkt olarak liseden alınan Darius Miles. İki yıl Clippers forması giydikten sonra Cleveland’a gönderilen Miles, LeBron’ın seçilmesiyle oradan da yollanmıştı. Kariyerinin en iyi sezonunu 22 yaşında 10.9 sayı 4.5 ribaunt ortalamalarıyla geçiren Miles, henüz 24 yaşındayken geçirdiği facia diz sakatlığıyla 2 yıl parkelerden uzak kaldı. Sonrasında bir yıl daha oynayıp 27 yaşında ligden ayrıldı. Miles’ın sakatlığı nedeniyle yaşanan kontrat durumu ise NBA tarihinin en ilginç durumlarından biriydi.

4.sıradan seçilen oyuncu ise Marcus Fizer. Fizer’ı Chicago draft etti ve Jordan sonrası yıllardaki çekirdeğin bir parçası yapmaya karar verdi. Sıkıntı şuydu ki, Bulls‘un elinde zaten Elton Brand gibi değerli bir uzun vardı. Peki sonuç? 6 yıllık bir NBA kariyeri, beklentileri karşılayamayan bir performans ve kariyerinin zirvesi olması gereken 28 yaşında ligden sonsuza kadar düşüş. Sonrasında Maccabi formasıyla Avrupa’da da boy gösteren Fizer basketbol aracılığıyla dünyayı gezen oyunculardan oldu ve 2015’te Defensor Sporting Club formasıyla basketbolu bıraktı.

6.sıradan draft edilen DerMarr Johnson bir diğer büyük fiyasko. 8 sezon ligde kalan Johnson’ın en iyi sezonu 8.4 sayı 3.4 ribaunt ortalamalarıyla 2.sezonunda Atlanta taraftarlarını umutlandıran performansıydı. Ancak Johnson taraftarları umutlandırıp utandırdı ve 27 yaşında ligden ayrılmak zorunda kaldı. Daha sonra Treviso formasıyla kıtamızda da boy gösteren Johnson, 2016’ya kadar Asya ve Güney Amerika’da çeşitli takımlarda basketbol hayatını sürdürdü.