by Anıl Can Sedef / info@eurohoops.net
NBA büyük yıldızların olduğu kadar büyük hayal kırıklıklarının da ligi. Disiplin, çalışkanlık ve hırs dolu öyküleri ve kişilikleri kadar istikrarsız, değişken ve yola gelmeyen adamların da hikayeleriyle de ligin kaderini belirleniyor.
Peki en büyük sahnede büyük yeteneğini boşa harcamayı ve çok daha büyük işler başarabilecekken “yazık etmeyi” seçen en önemli isimler kimler?
Eurohoops Fırın, NBA’in gördüğü en büyük yetenek israfı hikayelerini ve onların merkezindeki 10 anti-kahramanı hatırladı:
1. Steve Francis
Steve Francis yeteneğini heba etmeye daha NBA oyuncusu olduğu ilk gece başlayanlardan. 1999 draft’ının ikinci sırasında Vancouver Grizzlies tarafından seçildikten sonra takım için oynamak istemediğini açıkladı.
Sonunda istediği oldu, Houston Rockets’a takas edildi. Orada skorer, pasör, enerjik ve çabuk bir guard olarak parladı, hatta zaman zaman göz kamaştırdı.
Ama Jeff van Gundy koç olarak göreve geldikten sonra onun disiplinli tarzına uyum sağlamayı reddetti. Sorunlu kişiliği sebebiyle Orlando Magic’e, oradan New York Knicks’e takaslandı.
Sağlam dizleri olmayan, sürekli mutsuz bir oyun kurucu ne kadar yetenekli olursa olsun büyük bir yıldız olamaz. Francis atletizmine ve oyun zekasına yazık etti.
2. Gilbert Arenas
O ne tembel bir oyuncuydu ne de koçlarıyla sıkıntı yaşayan bir adamdı. Ama verdiği kötü kararlar NBA’e çok daha büyük bir iz bırakacak bir yeteneğin kısa dönem parlayan bir fenomen olarak kalmasına neden oldu.
2009’da Javaris Crittenton’a kumar borcu nedeniyle Washington Wizards soyunma odasında silah çekmesiyle muhteşem bir sezon geçirirken sezon sonuna kadar sahalardan men edildi.
Ardından da asla toparlanamadı.Vücuduna zarar getirmeyen bir olayla kendisine ve kariyerine bu kadar büyük zarar veren bir oyuncusu daha var mıdır acaba?
3. Ricky Davis
1998’de draft edildi, gerçek anlamda atletik ve skor anlamında yetenekli bir basketbolcuydu. Patlayıcılığıyla sahada olduğu her an bir yıldız izlenimi verirdi.
Ama aklı hep kendi istatistiklerinde, gösterişli hareketlerde, dikkat çekmekteydi. Bu yüzden yeteneğini hiçbir zaman gerçek anlamda takımının oyununa değer katacak şekilde kullanamadı.
NBA’de üst üste 9 sezon çift haneli ortalamalarla skor üreten bir oyuncunun kariyerini Türkiye’den Çin’e, Fransa’dan Porto Riko’ya savrularak bitirmesinin kabahatini kendisinde araması gerek.
4. Darius Miles
Listenin dördüncü ismi muhtemelen şımarık, olgunlaşmamış, genç yıldız oyuncu tipinin en net örneği olabilir.
Darius Miles liseden NBA’e seçildiğinde draft’ın üçüncü sırada gencecik bir oyuncuydu. Ham potansiyeli her anlamda çok büyük ve umut vericiydi.
Ancak savruk oyun tarzı, Portland Trail Blazers’da koçu Maurice Cheeks’le sürtüşmeleri ve bir türlü peşini bırakmayan diz sakatlıkları birleşince o büyük potansiyelden geriye kalan sadece ışıltılı birkaç sezon oldu.
Miles karakter olarak doğru bir oyuncu sayılmazdı kişiliğinin durulacağı yaşlarda neler yapacağını göremememize sebep olan bir sakatlıkla basketbola veda etmesi bu hikayedeki gerçek şanssızlık olabilir.