By Eurohoops team / info@eurohoops.net
İspanya Ligi, yıllardan beri Avrupa basketbolunda zirveyi temsil ediyor. Bu da şansla olmuyor. Belli bir oyun kültürü, iyi yönetim ve tabii ki geldiği zaman lige değer katan oyuncular İspanya Ligi’nin Avrupa’daki koltuğunu korumasına sebep oluyor.
Hal böyle olunca Avrupa’da yaptığımız yetenek avı İspanya olmadan eksik kalacaktı. Biz de merceklerimizi İspanya Ligi’nin üzerine tuttuk ve buradan yetenekleriyle Avrupa’ya alt seviye İspanyol basketbolunun bile ne kadar değerli olduğunu gösterecek oyuncuları sizler için seçtik.
Matt Thomas – Obradoiro
Serinin ilk yazısının ilk ismi Tai Webster’la beraber Avrupa’da yılın çaylağı olmaya aday bir isim Matt Thomas… Zaten bunu kıtadaki altıncı ayında EuroLeague’den aldığı tekliflerle de anlayabilirsiniz.
Geçtiğimiz yaz aylarında Las Vegas Yaz Ligi’ni izleyenler Matt Thomas’ın bileğinden haberdardı ancak ününü “eski kıta”ya yayması için bir sezondan daha azı yetti. Sezon sonunda büyük bir sakatlık veya şanssızlık yaşamazsa kendisini seneye EuroLeague’de görmemiz büyük sürpriz olacak.
Peki Matt Thomas’ı bu kadar değerli yapan şey nedir? Evvela şutu… Çünkü şutörsünüz, adı üzerinde. Şut atacaksınız. Maç başına da 4.7 tane atacaksınız, rakipleriniz bunu biliyor olacak ama siz bunu %45 yüzdeyle atacaksınız. Yabana atılmayacak bir rakam.
Buna rağmen maç içinde bir o kadar da ikilik kullanıyor ve bunlarda da yaklaşık isabet oranı buluyor. Hızlı ayakları ve gelişmiş “kurtulma” becerilerinin yanına 23 yaşında olduğunu da eklediğimiz zaman Matt Thomas’ta olduğundan daha fazlasının bulunduğunu görebiliyorsunuz.
Eksikleri nelerdir? 196 boyuna rağmen pek etliye sütlüye bulaşmaz. Toplam 2.6 ribaund alır. Maç başına 2 asist yapar. Top kaybının 1.5 olduğunu düşündüğümüz zaman 2 fena bir rakam değil ancak “Yeni Jaycee Carroll” olmak gibi bir hedefi varsa bu işlerde daha becerili olmalı.
Ben Bentil – Bilbao Basket
Bir takımın kadrosuna karar veren insanlardan birisiniz. Favori oyuncularınızdan biri de Derrick Brown. Ancak Brown’ı alacak bütçeniz yok. Dert değil, Ben Bentil’i alarak ve belli eklemeler yaparak kendi Derrick Brown’ınızı elde edebilirsiniz.
Girişte yaptığım tanımlamadan da anlayacağınız üzere Bentil’in en göze çarpan yeteneği uzun pozisyondan skorunu yaratabiliyor olması. Çok verimli olduğunu söylemek zor ancak ilk adımı atletizmi ve şut yeteneğiyle doğru rolleri aldığı zaman takımlarına esneklik yaratabilir.
Bunun yanında Bentil’in bir kıymetli özelliği de pozisyonlarda çok yönlü olması. 206 boyuyla ve geniş kanat açıklığıyla fundamental olarak olmasa da fizik olarak merkezi kapatabilir. Bunun yanında ball-handling’i ve haraketliliğiyle 3 numarada da kendine yer açabilir.
Ben Bentil’in eksi yönlerinde en göze çarpanı, aslında iyi yapması gereken keskinlik. Geçtiğimiz sezon Çin’den Avrupa’ya döndüğünden beri ulaştığı en iyi saha içi yüzdesi Fransa Ligi’ndeki %38. Transfer olduğu İspanya Ligi’nde bu oran %30’a düştü ancak bunu %43-44’e çekebildiği an çok değerli bir silah olacak.
Ben Bentil, Avrupa’ya uyum sürecinin ilk aşamasında biraz duvara vurmuş olabilir. Verimiyle izleyenlere Delroy James havası veriyor da olabilir. Ancak onda bir kumaş var ve göz ardı edilmeyecek kalitede bir isim.
Jaime Fernandez – MoraBANC Andorra
İspanyol oyun kurucular bazı ezber özelliklere sahiptir… Jose Calderon’undan Ricky Rubio’suna, Albert Oliver’inden Tomas Bellas’ına Quin Colom’una… Bunlardan en göze çarpanları estetik oyun tarzı, tepe pick&roll’unu ezbere oynamak ve hücumda belli tehditler…
Henüz 24 yaşındaki Jaime Fernandez de Andorra forması altında kendini göstermeyi başardı ve Andrew Albicy ile Avrupa’nın en güvenilir bir numara rotasyonlarından birini kurdu. Gidecek yol ve yükselecek yerleri de yok değil.
Fernandez’in en sivrilen özelliği iyi bir pasör olması. Albicy’yle süreleri 20-20 paylaşırken kendisi maç başına 4 asist yapıyor. Bunun yanında asist/top kaybı oranı da oldukça iyi. Top kaybı adedi maç başına 1.38 ve bununla beraber oran da neredeyse 3’e tekabül ediyor.
Fernandez’in bir diğer artı özelliği de iyi bir delici olması. Atlet ve inanılmaz çabuk olmamasına karşın maç başına 10 sayıyı yayın içinden buluyor ve bunlar da ya pick&roll sonrası pull-up’larla ya da potaya gitmelerle geliyor.
Fernandez’i Andorra – CAI – Tenerife seviyesine kilitleyecek bir şey varsa o da alt seviyedeki şut formunu üst seviyede bulamamış olması. Bu sezon tüm kulvarlarda %30’la üçlük atan Jaime, bunu %40’a çektiği an EuroCup seviyesi takımlar için bir süper yıldıza dönüşecek. Bunu başaramaması için de hiçbir sebep yok.
Ondrej Balvin – Gran Canaria
Geçtiğimiz sezon Bayern Münich’le anlaşana kadar İspanya Ligi’nin müdavim uzunlarından biriydi. Almanya’da kıymetinin bilinmemesiyle bildiği yere döndü ve patlamasını yaşamaya başladı.
Nihayet herkesin ona baktığı zaman olmasını istediği oyuncu olan Ondrej Balvin bir üst seviyeye çıkmaya hazır. Bunu da cebindeki her yeteneği potansiyeline yaklaştırarak ve performansıyla seneye NBA’de olacak bir yeteneği keserek başardı.
Ondrej Balvin’in cebinde neler var? Öncelikle çok güçlü bir pick&roll oyunu var. Kelimenin iki anlamıyla da… Bir uzunun pick&roll oynarken yapması gereken her şeyi yapıyor. Sert perde – çabuk ayrılış – doğru devrilme ve güçlü bitiriş. Pas kısaya düşerse fena olmayan pasörlük de bunlara eklenebilir.
Sahanın diğer tarafında da pick&roll’a dair her şey var denebilir. Tabii ki kısanın karşısında kalması hariç. 216’lık boyu ve kalın fiziği de ona ribaundlarda oldukça yardımcı oluyor. Pota koruma konusunda da fena olmayan oyuncu işini blokla değil fiziksel temasla hallediyor.
Ondrej Balvin’in eksik listesinde çok fazla şey yazmıyor. Hücum reperutarı çok gelişmiş değil ancak onun kadar etkili pick&roll uzunu bulmak da zor. EuroLeague’de kendi Gudaitis’ini bulmak isteyenler önümüzdeki sezon kadrolarını kurarken Kanarya Adası’na bir göz atmalılar.
Ryan Kelly – Real Betis
Yazı serimizin Fransa ayağında Rasheed Sulaimon’dan bashetmiştik. Orada da NBA’in en büyük skorer fabrikası olan Duke’ün Avrupa’ya da iyi parçalar gönderdiğinin altını çizmiştik. Şimdi sıra başka bir Duke çıkışlı isimde… Ryan Kelly
Ryan Kelly, Avrupa’ya gelmeden önce NBA’de biraz zaman geçirdi. Hatta Los Angeles Lakers kariyerinin kendi yeteneklerine göre olumlu olduğu da söylenebilir. Hatta Avrupa’daki ilk senesinde daha iyi bir takımda bile oynayabilirdi yetenekleriyle ve İspanya Ligi’ni hatta Real Betis’i tercih ederek hata yaptı bence.
Bunun sebebi de Kelly’nin yetenekleri… Ryan Kelly, 211 boyuyla ayakları çok hızlı olmayan bir uzun skorer. Ancak potaya yakın oynamak gibi bir huyu yok. Ancak İspanya Ligi bunu gerektiriyor. Ayrıca savunmada da veteranlardan kurulu Real Betis kadrosunda açık kapaması gerekiyor ancak Kelly savunmada korunması gereken bir isim.
Peki neden kadromuza Kelly’i alalım bu dezavantajlarına rağmen? Çünkü benzeri bir yeteneği bulmanız çok zor. Öncelikle Avrupa’da çok benzerini bulmayacağınız bir zor-şut-sokucu olduğunu söylemek lazım. Bunu da müthiş tekniğiyle başarıyor.
Yine eli tuttuğu zaman karşısında duramayacağınız bir hücum motoruna sahip. Potayla arası oldukça iyi. Bu tanımlar ortaya yeni bir Austin Daye çıkarıyor ancak Ryan Kelly, ilk sezonunda İspanya Ligi’nde 15 sayı ortalaması tutturarak ve potaya yakın oynayabileceğini göstererek bence o etiketten fazlası olduğunu gösterdi. Üst seviyelerde karşılaşmak ümidiyle…
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!