By Mustafa Kocatürk / info@eurohoops.net
Balkanlar, basketbol bu kıtaya geldiğinden beri Avrupa’nın en büyük basketbol fabrikasıdır. Ancak Partizan gibi, Cibona gibi gücünü yerel oyunculardan alan takımlar birer seviye aşağı indikçe iş yabancıları parlatanlara kaldı.
Biz de Eurohoops Mercek olarak bugün Balkan Ligi’ne mikroskopla baktık ve ligin gelecek vaat eden yabancılarına bir göz gezdirdik.
Nigel Williams-Goss – Partizan
Avrupa’nın belki de en dikkat çekici çaylağı olan Nigel Williams-Goss, gerçekten bir çaylak. Geçtiğimiz sezonu Gonzago Bulldogs’ta geçiren Williams-Goss, takımıyla sezon sonu turnuvasını finalde kaybetmişti.
NBA Draft’ında Utah Jazz tarafından ikinci turda seçilen Williams-Goss, bu zamanlarda çok oyuncunun yapmadığı bir yola girdi ve NBA’de şansını bile denemeden çok fazla rol ve süre alabileceği Partizan’ın yolunu tuttu.
Williams-Goss’un sahada yapabildiği en iyi şey hücumda birden fazla tehdit yaratmak. Tepe pick&roll’unu iyi oynayan Williams-Goss, maç başına 6.6 asist üretebilecek kadar iyi bir yaratıcı. Bunun yanında pick&roll sonrası potaya gidebildiğini de söylemek lazım.
Yine aynı şekilde Williams-Goss, yazı serisinde daha önce bahsettiğimiz Jaime Fernandez gibi oyununu tamamen tepe pick&roll’unun üzerine kurgulamış bir oyuncu da değil. Kendi skorunu yaratabiliyor ve maç başına 16.5 sayı atıyor.
Williams-Goss savunma konusunda da asla yabana atılacak bir isim değil. 191 fiziği ve mobil oyunuyla zaten kendi başına rakiplerine sıkıntı yaratıyor. Bunun yanında stense oturmayı seviyor ve rakibi için de istediği zaman baş belası olabiliyor.
ABA Ligi seviyesiyle Avrupa’nın diğer ligleri karşılaştırmak açısından biraz güç. Ancak Williams-Goss’un Avrupa için altın değerinde bir oyuncu olduğunu söylemek gerekiyor. Alan takım asla hata yapmış olmayacak.
Goga Bitadze – Mega Bemax
Goga Bitadze, yazı serisinde daha önce bahsettiğim Kulboka gibi kıtamızda daha fazla kalmayacak ve kanatlanarak translatlantik bir geziye çıkacak. NBA’de seçilmesi kesin olan oyuncu, şimdiden Gürcistan basketbolunun yeni yıldızı.
Goga Bitadze’nin tanıtım karnesine baktığınız zaman ilk göze çarpan özelliği 18 yaşında olması. Buna rağmen 211 boyunda, kalıplı ve çok güçlü. Kendi yaş grubuna karşı fark yarattığını herkese göstermişti ancak Adriyatik Ligi performansıyla üst seviyede de mücadeleye hazır olduğunu gösterdi.
Hem de Jokic’in, Zubac’ın Luwawu-Cabarrot’un NBA’den önceki son durağı Mega Bemax’la. Bir proje takımı olan Mega Bemax, Goga için en uygun noktaydı. Gelişimine yaptığı katkı da yadsınamaz.
Peki Goga Bitadze neleri iyi yapar? Öncelikle doğuştan bir pota koruyucu. 211 boyu ve çam yarması fiziğine rağmen Bitadze, Adriyatik Ligi’nde maç başına 2 blok ortalamasından fazlasını tutturdu. Maç başına 24 dakika süre aldığını da belirtmek gerekiyor.
Bunun yanından muhtemelen idölü Zaza Pachulia gibi kavgacı bir savunmacı değil. Ancak temastan kaçındığını söylemek de haksızlık olur. En azından henüz kendisiyle fiziksel olarak kavga edecek bir oyuncuyla karşılaşmadı.
Bitadze’nin asıl cevheri ise hücumda. Potaya yakın pozisyonlarda durdurulması neredeyse imkansız olan Gürcü genç yetenek, bunu hem atletizmine hem de potaya yakın bitirme kabiliyetine borçlu. Ayrıca orta mesafede de meziyetli ve ileride üçlük atacak kadar iyi bir bileği var.
Eğer Goga Bitadze, NBA’den draft edilip takımı tarafından pişmek için Avrupa’ya geri gönderilirse, Ante Zizic örneğinde olduğu gibi Avrupa’da izlemeye doyamadığımız bir oyuncu olur. Tabii onu ilk kez izleyecek olanlar için.
Dylan Ennis – Kızılyıldız
Adriyatik Ligi’ndeki başka bir çaylak olan Dylan Ennis, hali hazırda bir EuroLeague oyuncusu olduğu için bu listenin biraz dışında kalıyor. Ama hatırlatmak lazım, bir zamanlar Boris Dallo da bir EuroLeague oyuncusuydu.
Dylan Ennis’in ilginç bir özelliği de çaylak olmasına rağmen 26 yaşında olması. Yani üniversiteden 26 yaşında mezun olması. 3 farklı takım, 6 sezon. Ancak buna rağmen Avrupa’ya gelmesi ve yükselmesi hiç zor olmadı.
Dylan Ennis’e daha ilk sezonunda EuroLeague şansı veren şey onun patlayıcı skorerliği. Dünya’nın en verimli hücumcusu olduğunu söylemek zor ancak “oyunu zorluyor” denen stiline karşın saha içi isabet yüzdesi %44. Yay gerisinden de bu oran %38 olarak tekabül ediyor.
Sezonun başında Mega Bemax’tayken elinde daha fazla top olduğu için daha fazla asist yapıyordu. 33 dakika ortalama ve maç başına 5.5 asist. Ancak Kızılyıldız’da bu oran düştü. Ortasını bulmak için iki dönemdeki asist/top kaybı oranlarına bakmak sağlıklı olacaktır.
Burada oran 2.4 civarı çıkıyor ki bu Dylan Ennis stilindeki bir oyuncu için çok iyi. Avrupa’da geçirdiği kısa sürede birçok kişiyi yetenekli olduğuna ikna etti ancak daha fazlası için daha kredil bir oyuncu olması lazım.
Şu anki görünüşüyle Dylan Ennis, yeni bir Bobby Dixon olabilir. Hatta önümüzdeki sezon Fransa Ligi yaparsa bunu net olarak gözlemleyebiliriz ancak bu yetenekte oyuncular Avrupa’nın geleceğinde Bobby Dixon’dan fazlası olabilirler.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!