By Aaron Mansfield, Rafael Canton, Angel Diaz / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 15 Şubat 2018 tarihinde Complex‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
2017 NBA Draftı’nın 1 numarası Markelle Fultz, uzunca bir süre Philadelphia 76ers‘ın rutini haline gelmiş bir şeyi gerçekleştirdi ve çaylak sezonunun ciddi bir kısmını kenardan arkadaşlarını izleyerek geçirdi.
Philadelphia’nın daha önce ilk yılını kenarda geçiren ilk sıra seçimleri Nerlens Noel, Ben Simmons ve Joel Embiid ise sakatlıklardan döndüler ve iyi birer NBA oyuncusu oldular. Fultz için de umutlar ve beklentiler aynı şekilde.
Ancak sakatlıkların bu hünerli, özenle izlenen genç yıldızların NBA oyuncusu olmalarını engellediğini bir düşünün. Taraftarlar da bu tip durumlarda hep aynı soruyu sorar: Ya oynayabilselerdi?
Sokaklar, yeteneği olmasına rağmen farklı sebeplerle NBA’de hiç oynamamış basketbolcularla dolu. Bazı oyuncular maddi sebeplerle ligde oynamamayı tercih ettiler. (Bir zamanlar birçok NBA oyuncusu yavan, beş haneli maaşlar alıyordu.) Zamansız ölümler de bazı basketbol rüyalarını kabusa çevirdi. Bazı oyuncular kendilerini bu hileli hayat tarzının içine fazla girmiş buldu. Diğer hikayeler ise daha sıcak hikayeler: Bazı yabancı oyuncular ABD’ye gitmektense kendi ülkelerinde basketbol hayatlarını sürdürme kararı aldılar.
Huzurlarınızda NBA’de hiç oynamayan en büyük 30 basketbolcu…
20. Jack Ryan
Başarıları: NYC Streetball efsanesi, HS’te 26 sayı ortalama
Black Jack Ryan bir zamanlar ölümcül bir üç sayı yeteneğine sahipti ve hâlâ da öyle. Şutu o kadar etkiliydi ki başka bir lakabı da “Water (Su)” idi. Jack için basketbol o kadar çaba gerektirmiyordu ki iş işten geçene kadar bu oyunu ciddiye almadı. Alkol sorunları vardı ve asla formda kalmadı ama hiç önemli değildi. Ryan, bunlara rağmen bir efsane oldu.
29 yaşındayken Nets ile denemelere çıktı ancak dizinden sakatlandı ve forma girmesi için CBA’e gitmesi söylendi. O ise öyle düşünmüyordu ve memleketi Brooklyn’de sokak maçlarına çıktı. Chris Mullin, bir keresinde Jack’in onun izlediği tüm oyuncular arasında NBA’de oynamamış en iyi şutör olduğunu söylemişti. Bugünlerde Jack ülkeyi dolaşıyor ve “Hoop Wizard” takma adıyla basketbol topları ile numaralar yapıyor. Mesela devre arası şovlarında ve doğum günü partilerinde sekiz topu birden çeviriyor.
19. Lenny Cooke
Başarıları: 2000 adidas ABCD MVP’si
Aslında lisede LeBron James’ten daha iyi görülen bir oyuncu vardı: Lenny Cooke. James’ten bir yaş daha büyük olan Cooke, 2,01’lik bir dev çocuktu ve basketbol sahasında hiç hata yapamıyordu. Tüm bunlar 2001 ABCD kampında bir gün bütün bunlar değişti. Lenny’nin takımı, Carmelo’nun takımını yendi ve James’in takımı ile karşı karşıya gelme hakkı kazandı. LeBron’un takımı 2 sayı gerideyken King James, maçı kazandıran üçlüğü Cooke’un ağzının ortasına attı. LeBron, Lenny karşısında 24-9’luk bir skor üstünlüğü kurdu. O gün Cooke yanlış doğrultuda gitmeye başladı. Özgüvenini kaybetti, yanlış kişilerden tavsiye aldı, sırtına çok fazla yük aldı ve gerisi de malum…
Eski takım arkadaşı Joakim Noah ise onun için şunları söyledi:
“Gerçekten benim kahramanımdı çünkü oyunu böyle domine edebilmesi bana inanılmaz geliyordu.”
18. Bob Kurland
Başarıları: İki Olimpiyat Altın Madalyası, 1961 Basketball Hall of Fame
Bob Kurland, bu terimin varlığından önce dominant bir uzundu. 2,13’lük dev Kurland, öyle büyük bir güç oluşturuyordu ki NCAA, 1945 yılında topun inişte olduğu pozisyonlarda blok yapmayı yasakladı. Altı yıl boyunca Phillips Petroleum forması giydi Amateur Athletic Union’da ve üç şampiyonluk kazandı. Asla profesyonel olarak oynamadığı için 1948 ve 1952 Olimpiyat Oyunları’nda amatör olarak boy gösterdi ve ikisinde de altın madalya kazandı. Kurland, NBL ve ABA’de oynamadı ve 2013 yılında 88 yaşında vefat etti.
17. Larry Brown
Başarıları: 1964 Olympiyat Oyunları Altın Madalya, 1969 ABA Şampiyonu, 3 kez ABA All-Star, 1968 ABA’de Yılın İkinci Takımı
Larry Brown’ı tarihin en iyi koçlarından biri olarak biliyoruz. Hem NCAA’de hem de NBA’de şampiyonluk kazanan tek koç. İnsanlar buna rağmen Larry Brown’ın da basketbol oynadığını unutuyorlar. İlk ABA All-Star maçının MVP’si o’ydu ve üç yıl üst üste ABA’de asist kralı olmuştu. Dahası, bir maçta 23 asist ile ABA rekorunu da elinde bulunduruyordu. Her ne kadar 2004 yılında Olimpiyat takımı bronz madalyada kalmış olsa da 1964 Olimpiyatları’nda altın madalyaya uzanmayı başarmıştı.
16. Angelo “Monchito” Cruz
Başarıları: NYC Streetball efsanesi, 2 kez Porto Riko Baloncesto Superior Nacional (BSN) Şampiyonu
Monch, NYC sokaklarını domine eden bir kısaydı. Porta Riko’da başarılı bir kariyeri oldu ve milli takımda da demirbaşlarından biri oldu. Cruz’un bir başka streetball efsanesi Nate Tiny Archibald ile sıcak bir rekabeti vardı ve o dönemde en iyi oyununu oynuyordu. Aynı zamanda uluslararası maçlarda Drazen Petrovic gibi isimlere karşı unutulmaz performanslar sergiledi. Angelo, Porto Riko’da 13 yıl forma giydi ve 15 sayı, 5 asist ortalamaları yakaladı. 1998 yılında ortadan kayboldu ve o zamandan beri kendisinden ses çıkmadı ancak efsanesi hâlâ NYC’deki basketbol sahalarında saygıyla anılır.
15. Ed “Booger” Smith
Başarıları: Soul in the Hole ve Sports Illustrated’ın kapağında yer aldı
Booger’ı izleyen kime sorsanız size NBA’de oynayabileceğini söyler. God Shammgod ve Rafer Alston gibi basketbol efsanelerinin yaptıklarına benzer işler yaptı. Toplu yeteneği inanılmazdı ve pasları da büyülüydü. Ancak ondan önce gelen birçok isim gibi Smith de kolejde yeteneklerini geliştirmektense sokaklarda hızlı para kazanmayı seçti.
Kaç kişi 17 yaşında kendisi hakkında klasik bir basketbol belgesi çekildiğini söyleyebilir ki? Booger, 1997 yapımı film Soul in the Hole’da yer aldı ve aynı yıl Sports Illustrated’ın kapağında da o vardı. Henüz 9 yaşında başlamıştı mücadelesi ve başındaki zalimler, kendilerine hizmet edebilmesi için Booger’ın maçı bitirmesini bekliyordu. Booger Smith, muhtemelen internet öncesi dönemde ağızdan ağza dedikodularla ün kazanan son streetball yıldızı oldu.
14. Dimitris Diamantidis
Başarıları: Altı kez Yunanistan Ligi MVP’si, Top çalma kategorisinde EuroLeague tarihinde lider
Dimitris Diamantidis, profesyonel kariyerinin 12 yılını tek takımda, Panathinaikos‘ta geçirdi. Bu adam o 12 yılda 9 Yunanistan Ligi şampiyonluğu kazandı ve altı kez de Yunanistan Ligi MVP’si oldu. Oynadığı 12 sezonun yarısında MVP’ydi! EuroLeague’de gelmiş geçmiş en çok top çalma miktarına sahip isim kendisi. Asist krallığını ise geçtiğimiz haftalarda Vassilis Spanoulis’e kaptırdı. Ayrıca 2007 yılında Yılın Yunan Sporcusu seçildi. 2002 Draftı’nda hiçbir NBA takımı kendisini seçmedi ancak insanlar o dönemde ne kadar büyük bir oyuncu olacağını bilmiyorlardı. 1,96’lık Dimitris, Avrupa’daki en iyi çok yönlü oyuncu olarak görülüyordu ve şimdilerde de Avrupa’nın gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri olarak görülüyor. Theodoros Papaloukas gibi o da 2001-2010 EuroLeague 10 yıllık En İyi Takım’ın üyelerinden biri ve 2016 yılında da EuroLeague Basketball Efsanesi unvanını aldı. 37 yaşındaki Diamantidis, 2016 yılında profesyonel basketbol kariyerini noktaladı.