by Rodger Sherman / Çeviri: Yılmazcem Özardıç
Bu yazı ilk olarak 6 Nisan tarihinde Bleacher Report’ta yayınlanmıştır ve uyarlanarak çevrilmiştir.
1.83 boyundaki insanlar için genelde bir yabancının basketbol oynayıp oynayıp oynamadığını sorması garip kaçar. 1.95 üstü kişiler için bu soru beklenir. Bu boyun üstündekiler genelde basketbol oynadıklarına dair kartvizit çıkarsalar dahi sıkıntı olmaz.
Dünya’daki en uzun insanlar için de toplum basketbol oynamalarını bekler, bu sporu sevip sevmemeleri ya da iyi olup olmamaları önemli değildir. Zıplamadan smaç vurabilen bu insanlar en yüksek seviyede oynayacak kadar iyi değillerdir. Genelde yeterince uzun olmazlar, güçlü veya koordine olmazlar. Çoğu vakada hayatlarını tehdit edecek hastalıklar ve parkelerden uzak kalmalarına neden olan sakatlıklar görürüz. Herkese yukarıdan bakmak bazen onlar için lanete dönüşebilir.
2.31’lik Gheorge Muresan ve Manute Bol NBA tarihinin en uzun oyuncuları. Muresan ve Bol NBA’de kendilerine yer bulabilseler de onlardan uzun olup uzun insanlar için yapılan bir sporu yapamayan insanlar da var. Karşınızda 2000’den bu yana gördüğümüz ve NBA’de kendine yer bulamayan 6 çok fazla uzun dev adam.
Sun Mingming
Sun NBA’e gidememiş olabilir ama daha etkileyici bir şeyi başardı: Rush Hour 3 filminde Jackie Chan’e karşı bir dövüşü kazanan ilk insan oldu.
Genelde Chan rakiplerini yakında bulduğu bir objeyi kullanarak, iki tanesini birbirine vurdurarak, havada bıçak yakalayarak falan yener. Ancak Sun’a karşı bunların hiçbiri işe yaramaz. Chan bile bu kadar büyük bir kişiye karşı savaşını kazanamadı.
Maalesef ki gerçek hayatta Sun, bu sahnede Chan ve Chris Tucker’ı tutup kaldırması için yeterli olacak güç, hız ve kondisyona sahip değil. Küçükken çok büyük ayaklarına rağmen küçük ayakkabılar giymiş ve bu yüzden parmak kemiklerinde sıkıntılar var. Koşmak onun için çok zor. Hipofiz bezindeki tümörden dolayı yaşadığı akromegali yeterli düzeyde testesteron hormonu sergileyememesine neden olmuş, bu da onu güçsüz ve uzun süreler bir aktivite yapmak için dayanıksız hale getirmiş. 2005’te bir beyin ameliyatı geçirene kadar enerji seviyesi, “60 yaşındaki bir adam kadar”mış.
Beyin ameliyatları çok pahalı olduğu için para kazanabileceği her küçük ligde oynamış. Amerikan Basketbol Ligi ve Premier Basketbol Ligi’nde oynadı. Biletlerde onun adı ve tarihin en uzun oyuncusu olduğu kullanıldı, bunun karşılığında tıbbi masrafları ödendi. İki başka küçük Amerikan Ligi’nde de boy gösterdi ancak 23 maçta sadece 28 sayı atabildi.
Performans bir kenara, Sun’un varlığı çok büyük seyirci kitlelerinin salonlara gelmesi ve onu izlemek için herkesin bilet almasına neden oldu. Youtube’da Sun’ın maçlarının her videosunda tamamen dolu tribünler görüyoruz. İnsanlar basketbol toplarını tenis topuna benzer şekilde tutabilen adamı görmek istedi. Buna Jimmy Kimmel da dahil.
Parkede Sun’ın sürpriz şekilde bir şutör bileği vardı. Şu fadeaway’e bir bakın! Sun’ın bu maç videosunda bir orta mesafe sokuyor, zıplamadan smaç basıyor ve bir rakibinin turnikesini sakince yok ediyor.
Ancak Sun’ın atletizm ve mobilite sorunu onun ciddi bir seviyede oynayamamasına yol açtı. Bir Jazz gözlemcisi NY Times’a 2007’de Sun’ın biraz yeteneği olduğunu ancak sahada hareket edemediğini yazdı. Mavs GM’i Donnie Nelson, Sun hakkında 2005 Draft’ından önce ‘yapacak çok işi olduğunu’ söylerken, büyük bir kolejden teklif alamadığına dikkat çekti.
Sun Meksika ve Japonya’da oynadıktan sonra Çin’e Ducks formasıyla 2009’da döndü. Marbury’nin arkasında 2012’de şampiyon olan takımın kadrosunda yer alıyordu ancak tüm sezon boyunca bir basket dahi atamadı.
Neil Fingleton
The Ringer’da iki ana konu var, spor ve Game of Thrones. Bu iki başlığı Venn diagramında birlikte incelediğimizde kesişimlerinde bir adama rastlıyoruz: Basketbolu aktörlük için bırakan 2.31’lik Brit Neil Fingleton.
Fingleton 1997’de ABD’ye basketbol oynamak için geldi. Holy Name Lisesi’ni iki kere şampiyon yaptı, Yılın Oyuncusu seçildi ve 2000 McDonald’s All American Maçı’na davet edildi. En iyi gençlere karşı 10 dakikada 3 blok yaptı.
2000’de North Carolina’yı seçen Fingleton ilk sezonunda sırt ameliyatı nedeniyle oynayamadı ve sadece bir maç Tar Heels forması giyip Davidson’a karşı 2 atış kaçırdı.
Fingleton 2002’de Worchester’a transfer oldu ancak 2004’te 2.3 sayı 1.8 ribaunt ortalamaları yakaladı. Konferansın ribaunt liderinin boyu 1.95 idi.
Aktörlükte ise daha büyük başarılar yakaladı. Miller Lite reklamında oynadı, daha sonra bir Doctor Who bölümünde Fisher King rolünü canlandırdı.
Game of Thrones’ta ise 4.sezon 9 bölümde Mag The Mighty rolünü oynadı. Avengers’da da oynadı.
Geçtiğimiz yıl maalesef devasa vücudu daha fazla dayanamadı ve 36 yaşında kalp yetmezliği nedeniyle hayata gözlerini yumdu.
Paul Sturgess
Sun bilet sattıran bir malzeme olsa da Sturgess G-League’de, yani oyuncu gelişimini bilet satışlarına tercih eden bir yerde büyük bir fiyaskoydu. Ancak Sturgess başarıyı bir şekilde buldu ve 2011-13 yılları arası Harlem Globetrotters’a katıldı. Tiny olarak anılan devin imza hareketi zıplamadan smaç vurmaktı.
İngiliz Sturgess 1.86’dan 2.19’a 16 ila 17 yaşları arasında uzayıp 2.31’de durmuş. Basketbolu eline geç yaşta alan İngiliz, NCAA’de Division II takımlarında forma giymiş. 2.3 sayı ortalamasıyla oynayan Sturgess’in Mountain State’te oynarken bir videosu var.
Basketbol takımları Sturgess’i ciddiye almayınca Harlem 2011’de onu bünyesine kattı. Harlem Sturgess’e Dünya’daki en uzun basketbolcu ünvanını Guinnes aracılığıyla verdi. Sturgess Dünya’yı Harlem ile gezip gökdelenlerin önünde poz verdi, deve sürdü, kısa oyuncuları sırtına alıp smaç bastırttı.
26 yaşında NBA’i denemek için Harlem’den ayrıldı ve Texas Legends ile anlaştı. Legends onun 3-4 dakika sahada kalıp blok yapabilecek bir ‘özel rollü’ oyuncu olabileceğini umdu. Ancak Legends, Sturgess’in Harlem’le hiçbir antrenman yapmadığını fark etti. Kollarını zorla kaldırabilen İngiliz 13 maça çıktı, 11 sayı atıp hiç blok yapamadı.
Daha sonra evine dönen Sturgess İngiliz Ligi’nde oynadı.
Sturgess şu sıralar basketbol kariyerini noktalamışa benziyor. Son instagram postunda golf oynuyordu.
Robert Bobrockzy
İşte devasa bir insan küçük bir arabaya böyle biniyor:
Bobrockzy 8 yaşında 1.80, 12 yaşında 2.13’lük babasından daha uzundu. Şu anda 17 yaşında ve 2.19 boyunda ancak 88 kilo. Şut atabiliyor ancak rekabetçi maç oynamak için çok ince. Hayatı boyunca kilo almaya çalışmış. 2015’te İtalya’da altyapıda oynarken günde 7 öğün, genelde makarna yiyormuş. Şu sıralar günde 4500 kalori yiyor ancak işe yaramamış gibi görünüyor. Dışarıdan bakıldığında Bobroczky Dünya’ya getirilmiş devasa bir çubuk gibi duruyor.
SPIRE Enstitüsü’nde oynamak için Amerika’ya gelen devin vücudu hala daha basketbol oynamak için hazır değil gibi duruyor. İlk maçının bir videosunu kesmişler ve videoda hiçbir istatistiki şey yapmıyor. Bu dünyada bir ilk olabilir.
NY Times’taki bir habere göre Bobrozky idmanda bir smaç yapmış, bunun üzerine takım arkadaşları ve koçları kutlama gerçekleştirmiş.
Kalçası ve omzundaki skolyoz nedeniyle tedavi gören genç adamın takımı da buna göre bir çalışma programı uyguluyor. Bobroczky’nin basketbol kariyeri henüz bitmedi ancak devam etmesi de çok kolay gözükmüyor. Şu güne kadar hiçbir kolejden burs teklifi almamış.
Bob Wegner
Bu yazıyı okurken karşınıza gelebilecek en güzel şey muhtemelen 2.33’lük Wegner’in tüm dünyadaki insanlara “HEPİNİZ KISASINIZ” dediği video.
1993 doğumlu Wegner’in ayakları bebek ayak izi alınacak cihaz için bile çok büyükmüş. 21 yaşına kadar 5 ameliyat geçirmiş. 9 yaşındayken kalça kemiklerini kırmış. 2013’te ayak tırnakları ayaklarının altına kadar büyüdüğü için operasyon geçirmiş. O operasyondan önce yürümek ve koşmak Wegner için çok zor hale gelmiş.
Yine de basketbol oynamaya çalışmış. Division III takımlarından birinde 15 maçta 7 sayı atan dev adama olan tek ayakkabılar Velcro koşu ayakkabılarıymış ve bu ayakkabılar takımın sahasına zarar verdiği için koçunu kızdırıyormuş. Lake Michigan Admirals diye bir takım Avrupa turnesi öncesi 2014’te ona bir şans vermiş. İngiltere’de çekilen bu videosunda topu sektirmekte zorlandığı ve yakın bir atışı tuğla gibi attığı görünüyor.
Wegner Admirals’in uluslararası turnelerinde oynasa da Amerika’daki maçlarda çok az süre aldı. Bir maçtan sonra Facebook’a “İstatistiklere göre blok, ribaunt ya da sayım yok. Ancak bir ribaunt çektiğimden eminim” yazmış. 2017’de Rochester ve Washington takımlarına gitmiş.
Geçen Kasım ayında Wegner basketbolu sağlık sıkıntıları nedeniyle bıraktığını Facebook’tan “Dizlerim her maçın ardından çok ağrıyor ve basketbolu eğlenceli kılmıyor. Ne kadar bu oyunu sevsem bile yapacak bir şey yok” yazara açıkladı.
Kenny George
George’un NBA’e sağlık problemleri olmasa kapak atabileceğini gerçekten düşünüyorum. Kariyeri Tyler Hansbrough tarafından poster olduğu smaçtan çok daha fazla şeyle hatırlanmayı hak ediyor. Maalesef ki genelde böyle hatırlanıyor. İşte o smaç:
George 93-81 kaybettikleri o maçta 14 sayı 11 ribaunt yapmıştı. O maçtaki performans videosu bir pozisyonda birden çok kez yaptığı blokları, sahayı koşuşunu ve bir alley-oop bitirişini içeriyor. Tar Heels o yıl 36-3 yapıp Final Four’a kalan çok iyi bir takımdı. Ancak o maçta George’a karşı çaresiz kalmışlardı. Tabii bu Hansbrough smacı bir istisna.
George Chicago’da lisede oynarken Shaquille O’Neal kendisine ayakkabı bulamayan genç adama kendi devasa büyüklükteki ayakkabılarından yollamıştı. Maalesef ki George’un daha büyük ayakları varmış, bu nedenle ailesi ayakkabıları ihtiyacı olan dev ayaklı insanlara yollamış. Chicago’daki son sezonunda 8 sayı 10 ribaunt 9 blok ortalamalarıyla neredeyse triple double ortalaması yapmış.
UNC-Asheville’deki ilk iki sezonunu kaçırdı. İlkinde akademik olarak yeterli seviyede değildi, ikincisinde ise diz ameliyatı oldu. Sonunda parkeye çıktığında ise dominanttı. Virgina’ya karşı ilk maçında 15 dakikada 5 blok yaptı, saha içinden %77 ortalama yakaladı. Bu isabet oranı NCAA rekorlarını eğer geçerli olsaydı paramparça ederdi. Ancak sadece 10 dakika ortalama sahada kalabiliyordu ve Asheville 12-19 derece yakaladı.
Üçüncü yılında George sahada 20 dakika kadar kalabiliyordu. Maçın yarısında durduralamaz bir deve sahip olan Asheville, konferansının en iyi takımıydı. George için işlerin normal fizikli basketbolculara karşı ne kadar kolay olduğuna bir bakın.
Bu kadar devi izledikten sonra George’un tarihin en iyi dev basketbolcusu olduğuna eminim. Yeterince güçlü ve koordineydi, bu şekilde ribauntlar ve pasları yakalamada sıkıntı çekmiyordu. Sahaya girdiğinde tüm maçı değiştiriyordu. George 69.6 saha içi isabeti oranıyla 2007-08 sezonunda kolejde lider bitirdi, okul tarihinin ilk triple double’ına 20 sayı 12 ribaunt 10 blok ile 83-71’lik Campbell karşısında galibiyeti aldıkları maçta imza attı. VMI’ya karşı bir maçta sadece 6 saniye oynasa bile, tüm rakip onu durdurmaya çalışırken topu alıp galibiyeti getiren smacı bastı.
Ashville 2008’de Mart Çılgınlığı’na katılamadı. O yaz George MRSA enfeksiyonu kaptı ve kolej kariyeri sona erdi. Daha sonra sağ bacağının bir kısmı amputasyon yaşamak zorunda kaldı ve bir süre hayatta kalmak için savaştı. Vikipedi 2011’de Çekya’da kısa süre basketbol oynadığını söylüyor ancak genel olarak dünya uzun zamandır ondan haber alamadı.