NBA’in Yürek Burkan Hikayeleri: Russell Westbrook

26/Nis/18 09:40 Ağustos 23, 2018

Semih Tuna

26/Nis/18 09:40

Eurohoops.net
NEW YORK, NY - MARCH 14: Russell Westbrook #0 of the Oklahoma City Thunder in action against the Brooklyn Nets at Barclays Center on March 14, 2017 in New York City. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that, by downloading and or using this photograph, User is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License Agreement. Oklahoma City Thunder defeated the Brooklyn Nets 122-104 (Photo by Mike Stobe/Getty Images)

NBA’in yıldızlarının çoğu şu anda yaşadıkları etkileyici hayata en diplerden başlayarak geldiler… NBA’in Yürek Burkan Hikayeleri yazı dizimizin ilk konuğu Russell Westbrook!

by Yılmazcem Özardıç / info@eurohoops.net

Bu yazıda News OK ve Bleacher Report‘taki yazılar kaynak alınmıştır.

2017 NBA MVP’si Russell Westbrook’un çocukluğundaki hikayesi NBA’in en yürek burkan, en acı hikayelerinden biri. Los Angeles’ta doğup büyüyen Russell Westbrook, aynı ismi taşıyan babası ve Shannon Horton tarafından büyütülmüştü. Russell Westbrook’un basketbol hikayesi Los Angeles’ta babasının onu götürdüğü parklarda başladı. Hayatı boyunca hep sokak basketbolu oynamış olan Baba Westbrook, oğlunu parklara götürüyordu.

Westbrook zamanının çoğunu Los Angeles’taki halka açık salonlarda idman yaparak geçiriyordu. Bu salonlar genelde çok kalabalık ve küçük salonlardı. Westbrook’un basketbolu ciddiye almaya başlaması ise Ross Snyder Salonu’nda gerçeklemiş. “Ben hiç sokaklarda olmadım” diyor Russ, “Ailem beni salonlara götürerek beni küçük yaşlarda oralardan uzak tuttu. Sokakta hiçbir zaman iyi şeyler olmaz.”

9 yaşında basketbol oynarken Reggie Hamilton ile tanışan Westbrook, Hamilton’ın koçu olduğu genç takımda oynamaya başlamış. “Küçük yaşında bile çok rekabetçiydi” diyor Hamilton eski öğrencisi hakkında, “Kaybetmeyi sevmez, çok özverili oynardı. Ancak şut konusunda pek yetenekli değildi. Eğer Russ o zamanlar bir şut sokmuşsa bunu bir bonus olarak kabul ederdik.”

Westbrook çok da duygusaldı. “Şimdikine göre çok daha duygusal bir kişiliği vardı” diyor Hamilton ve devam ediyor, “Eğer bazı sorunlar yaşıyorsa gidip kendi başına ağlar dururdu.”

12 yaşında Hawthorne’a tanışan Westbrook ailesinin oğlu Russell, en yakın arkadaşı Khelcey Barrs’la burada tanışmış. Russell, küçük kardeşi ve Khelcey tüm gün basketbol oynarlarmış. Barrs’la birlikte hem dostluklarını, hem spora olan sevgilerini ve yeteneklerini birlikte geliştiren Russ, Leuzinger Lisesi’nde en yakın arkadaşı ile birlikte ortalığı birbirine katıyormuş. Westbrook ile Barrs’ın hayali birlikte UCLA’de oynamakmış. Westbrook pek parlak görünmese de Barrs, ülkenin kendi yaş grubunda en iyi oyuncularından biriydi. Lise 2’de bile kolejlerden teklif alan Barrs’ın hikayesi maalesef çok üzücü şekilde bitti.

Los Angeles Southwest College’da arkadaşlar arasında oynanan bir maçta Barrs bir anda kendini yere bıraktı, hemen hastaneye yetiştirildi ancak maalesef ki birkaç saat sonra kalbindeki sorun nedeniyle hayatını kaybettiği açıklandı. Bu olay Westbrook’un hayatını tamamen değiştirmişti. En iyi arkadaşını, takımdaşını, birlikte hayaller kurduğu ve her geçen gün daha iyi olmak için onu zorlayan kişiyi kaybeden Russ, bunu kendine bir motivasyon olarak kullandı.