2000 ve Ötesi: NBA’in En Kötü Draft Seçimleri

13/Haz/23 11:00 Haziran 13, 2023

Mehmet Bahadır Akgün

13/Haz/23 11:00

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri huzurlarınıza milenyumun en kötü draft seçimlerini getiriyor.

by Jason DiStefano / Çeviri: M. Bahadır Akgün

NBA’de en tepeden draft seçimi yapıp da fiyasko yaşamak kadar utanç verici bir şey yok. 2000 yılından bu yana birçok takım berbat seçimler yaptı, geçmişe utançla baktı. Bir draft seçiminin ne kadar kötü olduğuna kanaat getirmek için oyuncunun hangi sıradan seçildiğini, onun yerine normalde kimin seçilebileceğini ve o oyuncunun gerçekten ne kadar kötü olduğunu hesaba katmalıyız.

Huzurlarınızda 2000 yılından bu yana yapılan en kötü 10 draft seçimi…

10. Minnesota Timberwolves – Derrick Williams

2011 Draftı’nda Timberwolves ikinci sıradan Arizona University’den Derrick Williams’ı seçti. Williams, şut kaçırmayan, Blake Griffin’e benzer bir oyuncu olması beklenen atletik bir uzundu. Timberwolves, Tristan Thompson ve Jonas Valanciunas’ın üzerinden Williams’ı seçti. Derrick Williams, Minnesota ile geçirdiği kısacık iki sezonda beklentileri karşılayamadı ve Kings‘e takaslandı. Minnesota kariyeri boyunca %43 ile şut atarak maç başına 21 dakika süre alıp 9.3 sayı ve 4.2 ribaund ortalamaları yakaladı.

Williams altı yıl boyunca NBA’de benchten gelen bir rol oyuncusu oldu ancak ikinci sıradan seçildiğiniz zaman organizasyon yüzü olmanız bekliyor. Ayrıca Thompson ve Valanciunas’ın başarılı olduğu düşünülünce seçim daha da kötü hâle geliyor. Williams şimdilerde Avrupa’da bir kariyer edindi ve Fenerbahçe forması da terletti.


9. Cleveland Cavaliers – Anthony Bennett

2013 NBA Draftı sınıfı, yakın geçmişin en kötü draft sınıflarından biri. En kötü draft sınıflarından birine uygun olarak da Cavaliers, yakın geçmişin en kötü ilk sıra seçimlerinden birini yaptı. Cavs ile geçirdiği ilk ve tek sezonda Bennett, maç başına %35 ile şut atıp 4.2 sayı ve 3 ribaund ortalamaları yakaladı. Cavs’in Bennett seçimi gizemli bir seçimdi ancak son dönemde Waiters’ı seçmeleri ve LeBron’ın dönüşünü umut etmeleri, onları Victor Oladipo ve Otto Porter seçimlerinden uzaklaştırmıştı.

Ardında muhteşem oyuncular yoktu, dolayısıyla bu seçim o kadar rezil gözükmüyor. Ayrıca hepimizin bildiği gibi bu seçim Cavs’in geleceğini çok ciddi anlamda etkilemiş de sayılmaz çünkü kısa süre sonra LeBron James ile şampiyonluğa ulaştılar. Anthony Bennett ise ligde 4 yılda 4 farklı forma terlettikten sonra NBA’de bir daha gözükmedi. Bir dönem Fenerbahçe forması bile giydi.


8. Toronto Raptors – Andrea Bargnani

2006 NBA Draftı’nın ilk sırasında Raptors, İtalyan uzun Andrea Bargnani’yi seçti. Bargnani, yeni Dirk Nowitzki olması beklenen, şut atabilen 2.13’lük bir devdi. Raptors döneminde Bargnani iyi bir skor opsiyonu olarak görülüyordu ancak Chris Bosh takımdan ayrıldıktan sonra Bargnani’nin rolü arttı ve yalnızca berbat bir savunmacı değil aynı zamanda berbat bir ribaundcu olduğu ortaya çıktı. Dakikaları arttıkça da Bargnani, ana skor opsiyonu olamayacağını ve sağlıklı kalamadığını gösterdi. Raptors neticede 2013’te sezon başlamadan önce onunla yollarını ayırdı.

Kariyeri boyunca Raptors formasıyla 14.3 sayı ve 4.6 ribaund ortalamaları yakalayıp %44 ile şut attı. Bargnani’yi ilk sıradan seçmenin asıl can sıkıcı yanı da ikinci sıradan LaMarcus Aldridge’in seçilmiş olmasıydı.


7. Minnesota Timberwolves – Jonny Flynn

2009 NBA Draftı’nda Timberwolves beşinci sıradan Ricky Rubio’yu seçti. Altıncı sıradan ise Jonny Flynn’i tercih etti. Rubio seçildikten sonraki ilk iki sezonunda oynamadı. Bu da Timberwolves‘un Jonny Flynn’in oyun kurucu pozisyonunda doğru seçenek olmadığını anlamalarına yetti. Çaylak sezonu aslında çok da iyiydi. %42 şut atarak 13.5 sayı ve 4.4 asist ortalamaları yakaladı. Ondan sonra da paraşütsüz düştü.

Çaylak sezonunun ardından kalça ameliyatı geçirdi ve asla aynı düzeyde oynamadı. İstatistikleri %37 ile şut attığı 5.3 sayı ve 3.4 asist seviyelerine düştü. Hâl böyle olunca 2011 NBA Draftı’nda takas edildi. Flynn’in istedikleri oyun kurucuya dönüşmemiş olması büyük bir kayıp değildi çünkü Rubio zaten kendisini kanıtladı takımda. Yine de bu seçimin en kötü noktası da Flynn’in hemen ardından Warriors, Curry’yi ve Raptors da DeRozan’ı seçti.


6. Miami Heat – Michael Beasley

2008 NBA Draftı’na girilirken Derrick Rose ve Michael Beasley’in ilk iki sıradan seçileceği konusunda neredeyse herkes hemfikirdi. Beasley, 2007-2008 sezonunda Kansas formasıyla maç başına 31 dakika süre alıp 26.2 sayı ortalaması yakaladı. Beasley, çaylak sezonunda ise 13.9 sayı ve 4 ribaund ortalamalarıyla oynadı. İkinci sezonunda ise her maça çıktı ve 30 dakika süre alıp 14.8 sayı, 6.4 ribaund ortalamalarıyla oynadı. NCAA’deki yüksek skor hacmi NBA’e yansımadı ve iyi ortalamalarına rağmen o sahadayken takımının ikinci sezonda hücum verimliliği düştü.

Heat, Beasley’in saha dışında olduğu dakikalarda genel olarak çok daha iyi bir takımdı. O sahadayken rakip takımlar onun saha dışında olduğu bölümlere oranla 5 sayı daha fazla üretiyordu. Hayalkırıklığı yaratan bir playoff performansının ardından takımla yolları ayrıldı ve Heat, büyük üçlüye yer açtı. O dönemden bu yana Beasley NBA’e girip çıktı. Belki daha sonra iyi işler yaptığı oldu ancak asla beklentileri karşılayamadı. Daha da kötüsü Beasley’in arkasından Russell Westbrook ve Kevin Love gibi isimlerin seçilmiş olması.


5. Denver Nuggets – Nikoloz Tskitishvili

2002 Draftı, Yao Ming ve Amar’e Stoudemire ile hatırlanıyor. Birine Nikoloz Tskitishvili’nin kim olduğunu soracak olursanız boş bakışlar görürsünüz karşılığında. Nikoloz, Gürcistan’dan gelen önemli bir yetenekti. Yabancı uzun, 2.13’lük boyuyla Nuggets için beşinci sıradan seçilmemesi için fazla iyi gözüküyordu. Ancak beklediklerini bulamadılar. Nikoloz, çıktığı 143 maçta 3.2 sayı ve 1.9 ribaund ortalamaları yakalayıp %30 ile şut attı. Bu adam belli ki NBA’de olmadı.

Nuggets, bu drafttan tamamen eli boş ayrılmadı. Yedinci sıradan Nene’yi seçtiler ve o da 10 sezon iyi performans gösterdi.Yine de Nuggets Tskitishvili’yi Amar’e’nin üzerinden seçmişti. Bu da gerçekten acı verici dönüp bakınca.