by Dylan Jacob / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 6 Haziran 2018 tarihinde Sportster’da yayınlanmış
Takas edilmek eğlenceli olamaz. Tabii ki takımdan ayrılmak için daha iyi bir alternatif ama en azından direkt gönderilseniz daha sonra nereye gitmek istediğinize bakabilirsiniz. Takas ise başka bir yere gidip yeni bir şeye başlamanız gereken ani bir hareketlilik.
Bu yaz NBA’de kimin takas edilebileceğine ve kimin takas edileceğine dair spekülasyonlar, draft ve serbest oyuncu piyasasında yapılacak hamleler yaklaştıkça daha da ısınıyor. Gelin birlikte gerçekleşmelerinin eşiğine kadar gelinen ama bir sebeple gerçekleşmeyen dev takaslara bakalım. Kimi zaman bir takım sakatlık sorunları nedeniyle geri çekiliyor… Kimi zaman NBA, takası veto ediyor. Bazen de iki takım da tam anlamıyla bir anlaşma sağlayamıyor ve takas bu yüzden gerçekleşmiyor.
Başlıktan da anlaşılabileceği üzere geçmişte ihtimal olarak doğan bu takaslarda ismi geçen oyuncular hâlâ aktif isimler. Bu takasların birçoğunda Lakers ve Celtics‘i göreceksiniz. Yani bu takımlardan birini tutuyorsanız umarım “ya olsaydı” düşünceleriyle savrulmaya hazırsınızdır.
Kevin Love – Klay Thompson
Olası Takas: Minnesota Timberwolves, forveti Kevin Love ve guardı Kevin Martin’i 2014 yazında guard Klay Thompson karşılığında Golden State Warriors‘a gönderecekti. O dönem ilk turdan draft edilen Zach LaVine’in de bu takasa dahil edilme ihtimali vardı ancak bu bilgi kesin değil.
Love’ın Cavaliers, Thompson’ın da Warriors formasıyla NBA finalinde bir kez daha birbirlerine karşı mücadele ettiklerini düşünürsek bu takas ile başlayabiliriz. Bu takas gerçekleşse Cavaliers ve Warriors şimdiki gibi sürekli NBA finalinde karşılaşırlar mıydı? Bir tahmin yapmak zor. Özellikle de Thompson’ın Warriors için değerinin Love’ın Cavs için değerinden daha yüksek olduğunun tartışıldığı bugünlerde.
Love’ı yabana atmıyoruz tabii ki ancak Thompson orada olmasa Draymond Green böyle gelişir miydi ya da Kevin Durant oraya gider miydi bilinmez. Minnesota bu takası yapmış olsa Andrew Wiggins’i seçemeyecekti. Aslında onun istikrarsızlığı göz önünde bulundurulunca bundan bir pişmanlık duyabilirler. Muhtemelen bu takastan ötürü herkes gayet memnundur. Yine de Karl-Anthony Towns’ın bulunduğu bir Minny kadrosunda Thompson keyifli bir parça olurdu.
Kobe Bryant – Chicago Bulls
Olası Takas: Los Angeles Lakers efsanevi yıldıız Kobe Bryant’ı 2007 yazında forvet Luol Deng, uzun Tyrus Thomas, guard Ben Gordon ve pivot Joakim Noah karşılığında Bulls‘a gönderecekti. Draft haklarının takasa dahil olup olmadığı bilinmiyor.
Joakim Noah ve Luol Deng’in aktif basketbolculuk hayatlarının devam ettiği düşünülürse Bryant takasını almamız bir hile değil.
Bryant, Bill Simmons’a verdiği bir röportajda Lakers kendisini takaslayacak olsa ilk tercihinin Chicago olduğunu belirtmişti. Yani aslında bu takastan iki taraf da memnundu.
Chicago gerçek bir yıldızı kadrosuna katacaktı ancak muhtemelen iyi bir galibiyet yüzdesi yakalayacakları için 2008’de Derrick Rose’u seçemeyecekti. (Ya da başka bir açıdan bakmak isterseniz NBA, Chicago’nun lotaryayı kazandığına emin olacaktı.) LeBron – Kobe maçlarını yılda birkaç kez izleyecektik ama finalde karşılaşma ihtimalleri yine de denklemden tamamen çıkacaktı.
Lakers açısından ise Pau Gasol muhtemelen Los Angeles’a gitmeyecekti. Belki Phil Jackson, o dönemde genç yetenek Marc Gasol’ü geliştirmeyi tercih edebilirdi. Lakers’ın bu takas sonrası hemen şampiyonluğa oynayacağını sanmıyorum ama başlangıç için yeterli bir genç çekirdek olurdu.
Rajon Rondo – Russell Westbrook
Olası Takas: Boston Celtics, guardı Rajon Rondo ve kısa forveti Jeff Green’i 2011’de lokavtın bitiminde sezon başlamadan hemen önce Russell Westbrook ve pivot Kendrick Perkins karşılığında Oklahoma City Thunder‘a takaslayacaktı.
Bu takasta çok ilerleme kaydedilmedi. Muhtemelen böylesi Thunder için gerçekten ama gerçekten iyi oldu. Rondo o dönemde formunun zirvesindeydi ve Green de bir önceki sezon Perkins karşılığında Thunder’dan Celtics‘e katıldığında yükselen bir yıldız gibi gözüküyordu. İlginç! Yani aslında bu takas Rondo ve bir kiralık oyuncunun geri dönüşü karşılığında Westbrook ve başka bir kiralık oyuncunun geri dönüşü gibi olacaktı. Bunu pek sık görmüyoruz, değil mi?
Eğer Boston’ın bu takastan kolayca kârlı çıkacağını düşünüyorsanız gelin Rondo’nun 2012-13 sezonunda çapraz bağlarını koparmadığını varsayalım. Formunun zirvesindeki bir Rondo, 2012’de Thunder’ın Miami Heat‘i geçmesini sağlayabilecek kadar iyi miydi? Westbrook, yaşlanan bir Celtics takımında birincil oyun kurucu olarak görev yapmaya zihinsel olarak hazır mıydı? Bir yerlerden NBA 2K12 bulursanız bir deneyip anlamaya çalışın.
Dwight Howard – Brooklyn Nets
Olası Takas: Brooklyn Nets, dört adet gelecekteki korumasız ilk tur draft hakkını (bu haklar muhtemelen 2014, 2016, 2018 ve 2020 olacaktı), Brook Lopez ve Kris Humphries’i 2012 yazında pivot Dwight Howard, guard Jason Richardson, guard Chris Duhon ve forvet Earl Clark karşılığında takaslayacaktı.
Bir Nets taraftarı olarak verilen draft haklarının sayısına rağmen Paul Pierce – Kevin Garnett takasındansa keşke bu takas gerçekleşseydi diyorum. Ama aynı zamanda Pierce’ın Nets’i Doğu Konferansı yarı finaline taşıdığını ve Nets’in Garnett’ı takaslamasının Thaddeus Young’ın takıma katılmasının önünü açtığını, hatta bunun da Caris LeVert’in gelmesi anlamına geldiğini de biliyorum. İşler işte böyle karıştı ve elimizdeki sonuca rağmen karşı değilim.
Orlando, Lopez gibi genç bir yıldızı kadrosuna katacaktı. Humphries gibi de yeterince iyi bir oyuncu almış olacaklardı ancak onların da draft haklarını ne kadar kötü kullandıklarını biliyoruz. Bu takas her iki takım için de kayıp olurdu. Tabii Howard Nets’teki ilk yılını fazla motive geçirip sonraki yıllarda dominant performansını korumayacaksa…
Chris Paul – Portland Trail Blazers
Olası Takas: 2010 yazında Portland Trail Blazers guard Andre Miller, pivot Joel Przybilla, forvet Nicolas Batum, forvet Jerryd Bayless ve 2010’daki 22. sıra draft hakkını Chris Paul ve pivot Emeka Okafor karşılığında New Orleans’a gönderecekti.
Gerçekleşmeyen bir Chris Paul takasıyla daha huzurlarınızdayız. Ancak insanlara Portland’da neler olabileceğini hatırlatmak hoşuma gidiyor.
Brandon Roy’un sakatlıkları ufukta beklerken ve Lakers üst üste NBA şampiyonluğuna uzanırken bile bence bu takas Trail Blazers‘ı 2010-11 sezonunda Batı Konferansı’nda zirveye çıkarabilirdi.
Biraz Brandon Roy oynuyor, LaMarcus Aldridge ve Chris Paul da tam performans gösteriyor? Ah, bir de Emeka Okafor da o dönemde pivot pozisyonu için kötü bir seçenek değildi.
Her ne kadar Miller’ı sevsem ve Przybilla’nın NBA 2K’da canavar gibi olduğunu düşünsem bile (sporcuları zaten oyunlardan değerlendirmek lazım, biliyorsunuz), bu takas Hornets için müthiş bir dönüş olurdu. Tek düşündüğüm bir sonraki sezon Kyrie Irving gibi bir isim için drafta yatabilecekleri. Gerçi NBA bundan memnun olmazdı. Hazır NBA ve Hornets lafı açılmışken…
Chris Paul – Los Angeles Lakers
Olası Takas: New Orleans Hornets, oyun kurucusu Chris Paul’u üç takımın dahil olduğu bir takas ile Los Angeles Lakers‘a gönderecekti. Bu takasa göre Hornets forvet Lamar Odom’ı, forvet Luis Scola’yı, guard Kevin Martin’i ve guard Goran Dragic’i alacaktı. Houston ise pivot Pau Gasol’u kadrosuna katacaktı.
Bu takastan bahsetmekten hoşlanmadığımızı biliyorum ama artık bildiğimiz onca şey varken bu takastan bahsetmek zorundayız. Lakers gerçekten Chris Paul, Kobe Bryant, Andrew Bynum üçlüsüyle ligin altını üstüne getirir miydi? Muhtemelen. Hornets bir şekilde drafttan Anthony Davis’i yine de çekebilmiş olsa ne kadar mücadeleci bir takım olurdu? Ya da Davis’i alamamış olsalar yine de Damian Lillard gibi bir ismi alabilirler miydi? Rockets açısından bakarsak da Gasol, James Harden’da olduğu gibi takımın umutlarını yeşerten bir yükselen yıldız olur muydu?
Bu konuda çok fazla “ya olsaydı” düşüncesi var ve NBA’in bunları düşünmemiş olması benim canımı sıkıyor. En azından Hornets sonradan Davis’i alabildi.