“Peri Masalı”nı bir inceleyelim !

Bu hafta Büyüteç bölümümüzde Real Madrid–Panathinaikos ve Nizhny Novgorod-Anadolu Efes maçlarını inceleyeceğiz. Dahası top 16’nın 4.haftasında oynanan 6 maçın sonucunu etkileyen önemli faktörlere bir göz atacağız. Madrid’deki maçın analizinin ardından şimdi de diğer mücadeleye Nizhny-Efes maçına bir bakalım.

Novgorod’daki inanılmaz maçta Nizhny’nin ortaya koyduğu performans yıllar boyunca unutulmayacak düzeydeydi. Öyle ki o gece rakip kim olursa olsun ne yaparsa yapsın Nizhny durdulamazdı. Eurolig’in son maçlardaki en iyi savunma takımına karşı kusursuz bir hücum parformansı sergilediler buldukları 109 sayıyla.

İki takımın normal sezondaki karşılaşmalarında Nizhny bir maçta 65 diğerinde 66 sayı kaydedebilmişti. Bu maçta ise sadece 20 dakika sonra, ilk yarıda yakaladıkları skor 65-47 oldu. Nizhny hücum anlamında herşeyi iyi yaptı. Hatta Anadolu Efes’in iyi savunma yaptığı ve aslında doğru seçim olmayan şutlarda dahi isabet bulmayı başardılar.

Hücum anlamında maça fırtına gibi başladılar. Rochestie penetreleri sonrasında gerek bitirişleri gerekse özellikle Parakhouski’ye yarattığı pozisyonlala Türklerin savunmasını deldi. Parakhouski harika bir ilk yarı geçirdi 19 sayı ve 9/11 sahaiçi isabet oranıyla. Rochestie aynı zamanda Parakhouski’yi ikili oyunlarda kullanmaya çalışırken penetre sonrası dışarı çıkardığı paslarla da Antonov ve Kinsey’i de beslemeye çalıştı. Thompkins de tabiki önemli bir faktördü. İlk yarıda Saric ve Bjelica üzerinde alçak postta üstünlük sağlamaya çalıştı. Çabukluğunu kullanırken gerektiğinde de orta mesafe şutlarını ya da 3 sayılık atışlarını kullandı ki maçı da double double ile tamamladı, 21 sayı (8/10 sahaiçi isabeti) ve 10 ribaund ile.

Khvostov oyundayken Rochestie daha çok 2 numara gibi oynadı. Set oyunlarına perdemeler sonrası dahil olurken tüm savunma planlarında Anadolu Efes’in dengesini bozdu. Koç Ivkovic maç boyu ne denediyse olmadı, onu durdurmayı başaramadı. Pasları parmak ıssırttı. Dikey pasları o kadar çabuktu ki savunma kaymaları yapamadı. Balbay ve Draper gibi iki savunma uzmanı topa yaptıkları baskıya rağmen Nizhny’nin dahi guardını durduramadı. Rochestie maçı 19 sayı ve 15 asist gibi çılgın rakamlarla tamamladı.

Kinsey genelde işin yaratıcılık bölümünde 3.opsiyondu. Ters eşleşmeleri çok iyi değerlendirdi ve izolasyon oyunlarında muazzamdı. Aslında Nizhny’nin hücum performansı hakkında konuşuyoruz sürekli ama ilk yarıda boyunca her gerektiğinde Anadolu Efes’i savunmada da durdurmayı başardılar. Parakhouski savunmada bir kaya gibi sertti, hem Krstic’e hem de Lasme’ye karşı tüm mücadeleleri kazandı. Thompkins’de Saric’in çok yönlü oyununu çok iyi savundu.

Anadolu Efes çok sayı attı ve hücumda rahattılar ancak maç boyunca hiçbir zaman Nizhny’ye bir tehdit olabilecek kadar yaklaşamadılar. Maç hücum anlamında çok açıktı ve iki takım da ritimlerini buldular, yüksek yüzde ile oynadılar. Anadolu Efes Nizhny’i durdurabilecek yolu hiç bulamadı, hatta belli noktalarda onları durdurmak için faullere bile başvurmadılar ve koç Ivkovic gerçekten çaresiz kaldı. Kesin olan bir şey varki bu maç Taylor Rochestie’nin performansıyla hatırlanacak. Bu orkestranın şefi o, Novgorod’un Sebastian Bach’ı ve bu sezon herkesin hayranlıkla izlediği bir oyuncu.