by Michael Cahill / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 16 Şubat 2011 tarihinde Bleacher Report’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Michael Jordan’ın pazarlanmasından Rüya Takım’ın küresel reklamına, NBA-ABA birleşmesine kadar NBA’in doğru yaptığı birçok iş oldu bugüne kadar. Ancak NBA’deki her başarının yanında bir de kimi zaman daha da büyük hatalar oluyor.
Bu denli göz önünde bir şirket olan NBA, hatalara ve başarısızlıklara açık bir organizasyon. Tıpkı koçlar, takım sahipleri, pazarlama uzmanları ve hakemleri gibi oyuncular da büyük hatalar yapabiliyor. NBA’de yanlış giden bazı şeyler fark edilmiyor, bazıları kimsenin hatası olmuyor ancak bazıları da sıradan hata sınırlarının çok ötesine geçip klasikleşen bir başarısızlık hâlini alıyorlar. Huzurlarınızda NBA tarihinin en büyük başarısızlıkları, hataları…
75. Lil Penny
Chris Rock’ın rahatsız edici sesiyle kuklaları kim sevmez?
Penny sakatlandığında mutlu oldum demiyorum. Hiçbir oyuncunun sakatlanmasını istemem. Ama bu da şunu düşünmediğim anlamına gelmiyor: “Eminim artık Lil’ Penny reklamları daha az çıkacak.”
Biliyorum, kötü bir insanım.
74. Dennis Hopson
Nets, 1987 Draftı’nda üçüncü sıra hakkını Dennis Hopson‘dan yana kullanırken Kenny Smith, Reggie Miller ve Scottie Pippen gibi isimleri es geçti. Hopson beş sezon oynadı ve genelde sakattı.
73. NBA Oyuncularının Rap Denemeleri
En son ne zaman Jay-Z, Eminem veya Kanye West’i NBA Draftı’na girerken gördünüz?
Rap müzik sanatçıları rap yapmalı, basketbol oyuncuları da basketbol oynamalı. Aksi halde böyle sorunlar ortaya çıkıyor.
72. Denver’lı Allen Iverson
Iverson’ın lakabı yıllarca “The Answer” oldu.
2006 yılında “answer” (cevap) olmak için Denver’a gitti ve Nuggets‘ı elit bir takım yaptı. Böylece Iverson’ın yıllardır kanıtladığı şey bir kez daha kanıtlandı: Kazandıran formülün zaruri bir bileşeni değildi genelde.
2008 Aralık ayı itibariyle Iverson, Denver’dan gönderildi ve NBA kariyerinin sonu da başladı.
71. 1956’daki 1-1-1-1-1-1-1 Formatı
Yalnızca 1956 NBA Finali’nde kullanılan bu formatta birinin yedi maçlık seride her maçta rakip sahaya taşınma fikrini ortaya atması bile gülünçtü. Artık takımların özel jetleri var ama şimdi bile mantıksız olan bu sistem tabii ki o zaman da mantıklı değildi.
70. My Giant’ta Gheorghe Muresan’ı İzlemek
Berbat bir basketbolcu, berbat bir filmde Billy Crystal ile oynuyor. Daha nasıl hata yapılabilir?
69. Shawn Bradley
Bradley, Philadelphia 76ers tarafından ikinci sıradan draft edilmişti.
Gelecek vaat eden yıldız, 11 sezonluk NBA kariyerinde 6 sayı, 8 ribaund ve 2 blok ortamaları ile kariyerini tamamladı. Bu istatistikler, 76ers’ın unutmak isteyeceği bir hata olarak tarihe geçti.
68. Kendini Atmak
NBA’de faul almak çok önemli ve bu anlamda kendinizi iyi atmaktan daha güzeli de yok. Oyuncular artık bu atma işini farklı bir seviyeye taşıdı. Paul Pierce gibi büyük oyuncular, sıradan bir perdeyi Oscar’lık bir performans hâline getiriyorlar. Üzücü olan ise artık kendini atma konusunda daha dikkatli teknik fauller çalınmaya başlanmazsa bu böyle devam edecek.
Pau Gasol’e baksanıza. Atmanın kralı.
67. Üç Sayılık Atış Esnasındaki Faule İki Atış Çalmak
Kolay, değil mi? Üç sayılık bir atış deniyorsanız ve faul alırsanız üç atış kullanırsınız. Adil değil mi?
Her zaman kural böyle değildi. Bu kural 1994 NBA Finali’nin üçüncü maçı sonrası değişti. Knicks, üç sayı gerideyken John Starks üçlük denedi ama Hakeem Olajuwon tarafından son anlarda faul yapıldı kendisine. Kural gereği yalnızca iki serbest atış kullandı. Starks ikisini de soktu ama Knicks o maçı kaybetti.
Bu kuralın getirdiği adaletsizlik o kadar barizdi ki değişmesi gerektiği bile gülünçtü.
66. NBA Yıldızlarının Filmlerde Oynaması
He Got Game ve Airplane filminde Kareem’in rolü bir yana, huzurlarınızda NBA oyuncularının dahil olduğu filmlerin listesi:
Like Mike
My Giant
Blue Chips
Freddy Got Fingered
Kazaam
Good Burger
Juwanna Mann
Space Jam
Burada durayım. Size daha fazla işkence etmeye gerek yok.
65. 2000’den Bu Yana Smaç Yarışması
NBA Smaç Yarışması’nda (genelde geçmişte) keyifli anlar oldu ancak çoğu kez Smaç Yarışması gerçek bir zaman kaybı olarak gözüktü. 2010 Smaç Yarışması’ndan da daha iyi bir kanıt yok.
Smaç Yarışması’nın favorileri Nate Robinson ve Shannon Brown olunca ve büyük yıldızlar da yarışmayı reddedince buna değip değmeyeceğini bir düşünmeniz lazım. Geçtiğimiz 10 yılda Smaç Yarışması hep başarısızlıkla sonuçlandı.
64. İlk Turu 7 Maça Çıkarmak
İşte size geliştirilmesine gerek olmayan bir fikir. NBA, zaten beş maç oynanan ve herkesin memnun olduğu playofflarda ilk turu yedi maça çıkarma kararı aldı. Bu fikir ilk turda üst düzey takımların daha kısa serilerde elenmesinin önüne geçecekti. Yine de Dallas Mavericks, bu fikri sekizinci sıradan playoff yapan Golden State Warriors‘a seriyi kaybederek mahvetti.
Yani NBA’in yapabildiği tek şey zaten maraton olan playoff sezonunu iki maç daha artırmak oldu. İyi fikirmiş gerçekten.
63. Rudy Tomjanovich’in Lakers Başantrenörü Olması
Phil Jackson 2003’te Lakers‘tan ayrıldıktan sonra Kobe Bryant ve arkadaşları için üst düzey bir koça ihtiyaç duyduklarını biliyorlardı. İki kez NBA şampiyonluğu yaşayan Rudy Tomjanovich’i takımın başına getirdiler ancak hayal kırıklığı yaratan 41 maçın ardından Tomjanovich, sağlık sorunları nedeniyle istifa etti.
62. Magic Johnson’ın Yorumculuğu
Magic Johnson’ın yayıncılık koltuğunda üçüncü kişi olarak oturmasından daha komik ya da daha trajik çok az şey yaşandı. Tek yaptığı şey evlerinde maçı izleyen insanlara oyuncuların bir önceki pozisyonda ne düşünüyor olabileceklerini anlatmaktı. Bunu dinlerken içeriden bilgi aldığınız kadar eğleniyor ve acı çekiyordunuz.
61. Sidney Lowe’ın Başantrenörlük Yapması
NBA’de başantrenör olarak görev yaptığı iki ayrı dönemde Lowe 79 galibiyet alırken 228 mağlubiyet yaşadı. Bir şekilde maçların yalnızca %25’ini kazanmayı başardı. NC State başantrenörü olarak görev yaptığı dönemde de maçların yarısından fazlasını ancak kazanabildi.
İyi koç iyi koçtur. Lowe iyi bir koç değil.
60. Rodman’ın Saçı
NBA’in gelmiş geçmiş en iyi ribaundcusu aynı zamanda NBA tarihinin en kötü saçına da sahip olmasıyla biliniyor. Kariyerinin bir bölümünde Dennis Rodman, bir düşündü ve palyaço gibi gözükmenin çok mantıklı olduğuna kanaat getirdi.
Saçının namı, oyun zekasının önüne geçti ki o oyun zekası dikkat eden herkes için fazlasıyla sıradışıydı. Rodman’ın saçı göz zevki dahil çok şeyin önüne geçti.