NBA Tarihinin En Büyük 75 Hatası (50-26)

05/Tem/18 10:52 Haziran 20, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

05/Tem/18 10:52

Eurohoops.net
BOSTON - 1986: Larry Bird #33 of the Boston Celtics drives to the basket against the Atlanta Hawks during a 1986 NBA game at the Boston Garden in Boston, Massachusetts. NOTE TO USER: User expressly acknowledges that, by downloading and or using this photograph, User is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License agreement. Mandatory Copyright Notice: Copyright 1986 NBAE (Photo by Dick Raphael/NBAE via Getty Images)

NBA tarihinde yapılan hatalar bazen diğerlerinden çok daha büyük oluyor ve hafızalara kazınıyor.

by Michael Cahill / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 16 Şubat 2011 tarihinde Bleacher Report’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Michael Jordan’ın pazarlanmasından Rüya Takım’ın küresel reklamına, NBA-ABA birleşmesine kadar NBA’in doğru yaptığı birçok iş oldu bugüne kadar. Ancak NBA’deki her başarının yanında bir de kimi zaman daha da büyük hatalar oluyor.

Bu denli göz önünde bir şirket olan NBA, hatalara ve başarısızlıklara açık bir organizasyon. Tıpkı koçlar, takım sahipleri, pazarlama uzmanları ve hakemleri gibi oyuncular da büyük hatalar yapabiliyor. NBA’de yanlış giden bazı şeyler fark edilmiyor, bazıları kimsenin hatası olmuyor ancak bazıları da sıradan hata sınırlarının çok ötesine geçip klasikleşen bir başarısızlık hâlini alıyorlar. Huzurlarınızda NBA tarihinin en büyük başarısızlıkları, hataları…

50. Jim Mcllvaine-Shawn Kemp Çilesi

Bir noktada Seattle Supersonics, süperyıldızı Shawn Kemp yerine Jim Mcllvaine ile ilgilenmenin iyi fikir olduğunu sandı. Mcllvaine yedi yıllık bir anlaşma yaptı ve Seattle’dan gidene kadar Kemp’i sinir etti.

Supersonics dönemine Mcllvaine maç başına 3 sayı ortalama yakaladı. O da bizim cömertliğimizden…

49. Saçma NBA Lakapları

Lafı uzatmaktansa şunları yazayım:

Joe Dumars: Joe D

Vince Carter: Air Canada

Darryl Dawkins: Chocolate Thunder

Shawn Marion: The Matrix

Barney Sedran: Mighty Mite

48. Michael Olowokandi

1998 yılında Clippers, yapabileceği en iyi seçimi yapmaya çalıştı ama birçok Clippers hamlesinde olduğu gibi felaketle sonuçlandı.

Paul Pierce, Dirk Nowitzki, Rashard Lewis, Vince Carter ya da Mike Bibby’yi seçmek yerine Clippers, Michael Olowokandi’yi seçti. Kariyeri boyunca doğru düzgün çift haneli sayı ortalaması bile yakalayamadı ve hiçbir maçta 9 ribaunddan fazlasını alamadı.

47. Dirk Nowitzki’li Mavericks‘in Warriors‘a Kaybetmesi

İlk turda yedi maçlık seri kuralı, Mavericks gibi üst sıralardan playofflara giren takımların Golden State gibi sekizinci sıradan giriş yapan takımlara elenmemesi için getirilmişti. Ancak 2006-2007 playofflarında Mavs, karşılaşmak istemeyeceği bir takımla karşılaştı.

Mavericks o sene her takımı domine etmişti ancak Golden State’i çözemediler. Dirk Nowitzki o sezon MVP’ydi ama takımını playoffların ilk turunun ötesine taşımayı başaramadı.

46. Kısa Şortlar

Bir fotoğrafın bin kelimeye bedel olduğunu söylerler.

Ben daha fazla konuşmayayım:

45. Grant Hill

Bir NBAsever için Grant Hill’in kariyerinden bahsetmek kadar üzücü az şey var. Her ne kadar kariyerini sakatlıkların mahvetmesi bir oyuncunun kendi hatası olmasa da Hall of Fame potansiyeli olması ve o potansiyele ulaşamaması trajedi değilse de gerçek bir hata.

44. Hatalı Ayakkabılar

Fila’nın piyasadaki en popüler ayakkabı olduğunu hatırlıyor musunuz? Hayır mı? Kimse hatırlamıyor zaten.

1990’ların başında FILA, NBA’de Reebok ve Nike’a karşı ayakkabı işine girmeye kalkıştı. Nihayetinde piyasada kendi paylarına düşeni bile alamadılar.

Aynısı Ben Wallace ve Stephon Marbury’nin Steve & Barry’s isimli yeni marka ile yola çıkmasıyla da yaşandı. Sonuç ise batık bir şirket tarafından yapılan ucuz bir ayakkabı oldu.

43. Shawn Kemp

Çaylaklara dağıtılacak, Shawn Kemp imzalı, kariyerinizin nasıl mahvedilmeyeceğine dair bir broşür yapılmalı. Bir yıldızın neyi yapmaması gerekiyorsa onu yaptı.

Paraya bozuldu.

Takas istedi.

Şişmanladı.

Saha dışında başına bela aldı.

Lige dönmek için altın fırsatları tepti.

Tüm NBA oyuncuları için rehber niteliğinde bunlar.

42. Shaq – Phoenix

Phoenix Suns, kadrosunda ligin en yetenekli oyuncularından biri varken bile NBA Finali’ne ulaşmak konusunda sıkıntı yaşadı. Savunmaya odaklanan alçak post takımı San Antonio Spurs‘ü mağlup edemediler. Böylece ligde dramatik bir değişiklik yapmak isteyen Suns, Shaquille O’Neal’ı kadrosuna kattı.

Sonuç ise felaket oldu. Shaq, Suns’ın açık saha oyun tarzına asla uyum sağlayamadı. Spurs ile karşılaştıklarında etki yaratamadı ve dominant bir pivot olarak geçirdiği günlerin geride kaldığı ortaya çıktı.

41. Birdman’in Smaç Yarışmasına Katılması

Chris Andersen smaç yetenekleriyle bilinen bir isim değil. Daha ziyade acayip görünüşüyle biliniyor. Yani smaç yarışmasında neler yapabileceğine dair şüpheler vardı. Sonuçlar ise tahmin edildiği gibi oldu…

40. Juwan Howard’ın Kontratı

Gurur dolu bir NBA kariyerini lekelemeye çalışmıyorum ama yedi yıllık 100 milyon dolar değerindeki kontratı da biraz aptallık gibiydi. Wizards formasıyla 18 sayı ortalaması yakaladı ve bir kez takımını playofflara taşırken bir kez de All-Star seçildi. Wizards, bir daha öyle kontrat vermemeyi öğrendi.

39. Vin Baker

Heba olmuş bir kariyerden bahsedelim. Vin dördüncü kez All-Star seçildikten sonra Bucks, kendisine yedi yıllık 86 milyon dolar değerinde bir kontrat ile ödül vermeye karar verdi. Vin bu iyiliği ciddi alkol sorunu nedeniyle gerçek bir hayal kırıklığı yaratarak geri ödedi.

38. Len Bias

NBA’e girişi, draftın ertesi günü trajik şekilde aşırı doz uyuşturucu nedeniyle ölü bulunduğunda ciddi bir hata olarak gözler önüne serildi. Kariyeri ve Boston Celtics‘in geleceği aynı gün başarısızlıkla sonuçlanıyordu.

37. Warriors‘ın Joe Barry Carroll Takası

Golden State Warriors, 1980’de Joe Barry Caroll ve Ricky Brown’ı kadrosuna kattı. Tek yapmaları gereken ise Robert Parish ve üçüncü sıra seçiminden vazgeçmekti. Celtics o hakkı Kevin McHale ile kullandı.

Adil bir takas değil mi?

36. Üç Sayı Çizgisi

Elbette üç sayılık şut başlı başına bir başarı. Bununla birlikte 1945’ten bu yana var olduğu halde 1979-1980 sezonuna kadar NBA’e uyarlanmamış olması devasa bir hata. Özellikle de oyunun bir parçası olarak inanılmaz başarısı düşünülünce…

35. Önce Fizikli Oyuncuları Draft Etmek

NBA Draftı aptal seçimlerle dolu ama draftın getirdiği en aptalca şey de başlangıçta fizikli oyuncuları draft etmeniz gerektiği fikri oldu. Bu nedenle Greg Oden ve Sam Bowie gibi oyuncular üst sıralardan seçildi. Draftın en yetenekli ismi seçmek üzerine olması gerekiyor. Fizikli oyuncuyu draft etmek bir oyuncuyu draft etmek için aptalca bir sebep.

34. John Starks’ın 0-10 Atması

Houston Rockets ve New York Knicks, 1994 NBA Finali’nde yedinci maçta karşılaştığı zaman Starks’ın büyük oynaması bekleniyordu ancak o doğru düzgün öne bile çıkamadı. Maç boyunca 2/18 ile şut atan Starks, son çeyrekte de 10 şut deneyip isabet kaydedemedi. Son anlarda öne çıkması bekleniyordu ama iş ciddiye binince o buz kesti.

33. Nick Anderson’ın Serbest Atışları

Herkes, her seride ilk maçın önemli olduğunu bilir. Magic, Houston Rockets karşısında NBA Final serisi ilk maçında üç sayı farkla öndeyken Magic guardı Nick Anderson’ın görevi gerçekten kolaylaşmıştı.

Serbest atışlarını sok.

Anderson sokamadı. Dört serbest atış kaçırdı. Rockets, maça dengeyi getirdi ve maçı uzatmaya götürdü. Magic uzatmada kaybetti ve finalde rakibi tarafından süpürüldü. Sonra da uzun yıllar oraya dönüş yapamadı.

32. Jordan’ın Beysbol Oynaması

NBA’de Jordan’ın şanı zirveye çıkmışken emekli olduğunu görmek kadar şoke edici çok az şey yaşandı. O dönemde aşık olduğu oyundan uzaklaşan üç kez şampiyonluk yaşamış bir efsaneydi.

Kimse Jordan’ın MLB’de oynamak için ayrılacağını düşünmüyordu ama öyle yaptı. Jordan, iki yıl Chicago White Sox’ta alt ligde forma giydi. Onun sayesinde tribünler doldu ama asla üst lige çıkmayacaktı. Neticede geri döndü ve domine ettiği spora geçiş yaptı.

31. Bir Yıl Kolej Kuralı

NBA, LeBron James doğrudan liseden lige giriş yaptıktan sonra bir karar verdi ve lige giriş yapacak tüm oyuncular için bir yıl kolej kuralını getirdi. Artık bir oyuncu ya kolejde ya da yurtdışında en az bir yıl oynadıktan sonra drafta giriş yapabiliyor.

Bu da kolejde tek sezon geçiren yıldızların orada basketbolun seviyesini düşürmesine yol açtı ve henüz basketbol düzeyi ham olan yetenekleri, profesyonel düzeye ulaşmış isimlerle karşı karşıya getirdi. Bir yılda ne öğrenecekseniz artık…