by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Türk basketbolunun verim açısından en başarılı organizasyonlarından biri olan Banvit, bu sene de benzer bir mantıkla yola çıkıyor: Altyapıdan çıkan yerliler ve potansiyelli yabancılar.
Banvit’in son yıllarda özellikle altyapıdan çıkardığı oyuncular sürekli konuşuyoruz ama Bandırma ekibi, yabancı seçimi konusunda da önemli işler yapıyor.
2015-2016: Adrien Moerman
2016-2017: Jordan Theodore
2017-2018: Angelo Caloiaro
Üç yıldır arka arkaya Bandırma’da gösterdikleri performanslarla Banvit, üç oyuncuyu EuroLeague’e göndermeyi başardı. Bu da onların hem bir üst seviyeye geçebilecek oyuncu bulmada hem de onları parlatma konusunda başarısını gösteriyor.
Bu yaz için ise kadro planlamasını hemen hemen tamamlayan Banvit, gelecek sezon için de yine parlatabileceği isimlere ilerledi. Bunlardan bir tanesi de geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde parlayan Jordan Morgan!
Geçen sezon Union Olimpija’da başarılı bir performans sergileyen Amerikalı oyuncunun şu aşamada EuroLeague seviyesine çıkması büyük bir sürpriz olur ama yukarıda yazdığımız üç isim için de aynı soru işaretleri vardı. Bu yüzden geleceği tahmin etmek çok zor.
Bu yüzden biz şu ana odaklanalım ve Morgan’ın saha içerisinde neleri yapabildiğini, neleri ise yapamadığını inceleyelim. Hazırsanız, başlayalım!
Diğer oyuncu analizleri için;
Joffrey Lauvergne: 3. Dönüm Noktası Fenerbahçe mi?
Fenerbahçe – Tyler Ennis: Sistemin Devamını Sağlayabilecek Hamle
Anadolu Efes’e Yerli ve Yeni Kan: Sertaç, Metecan ve Buğrahan
Ataman Kadrosunu Kuruyor: Yeni Nişancılar Micic ve Beaubois!
Basketbolla Hayata Tutunmak: Zanis Peiners
Tabulara Aykırı, EuroLegue’in Çaylağı: Jordan Loyd!
Kariyer Basamakları: Obama’dan Teşekkür Mektubu Alan Adam
Hayat kimse için kolay değil. Başlangıçtan sona kadar sürekli sorunlarla mücadele ediyoruz ve bizi biz yapan bu sorunlara karşı geliştirdiğimiz bakış açıları.
Jordan Morgan için de kolay bir hayat olmadı ama hayata farklı bakış açılarıyla cevap vermeyi başardı. Hayatı boyunca biyolojik babasını tanımayan Morgan, algıları yıkmayı başaran bir adam oldu.
Lisede gösterdiği dominant performans sayesinde önemli kolejlerden burs teklifi almayı başaran Morgan, tercihini Michigan’dan yana kullandı fakat ilk senesinde hiç beklemediği bir şey oldu ve sakatlanarak tüm sezonu kaçırdı. Ancak o, bu soruna farklı bir açıdan yaklaştı ve eğitimine öncelik verdi.
Kolej kariyeri boyunca da buna devam etti. Bir sporcunun aynı zamanda çok iyi bir öğrenci olabileceğini gösterdi ve şeref öğrencisi olarak aynı üniversitede master yaptı. Aynı dönemde NCAA’de Final Four oynuyordu ve bunun üzerine o dönemin Amerika başkanı Brack Obama tarafından kendisine örnek bir insan olduğu için mektup gönderildi.
İlk yaşadığı sakatlıktan sonra takıma geri dönen Morgan, Michigan ile çok başarılı üç sezon geçirdi. Michigan, 86’dan beri ilk kez Big Ten Konferansını normal sezonda lider tamamlarken 2013’te Trey Burke, Tim Hardaway Jr, Nik Stauskas, Caris LeVert gibi NBA oyuncularıyla birlikte NCAA’de finale kadar çıktılar. 2014’te kolej kariyerini sonlandıran Morgan’ın fiziksel dezavantajları yüzünden NBA’de oynama şansı yoktu. O da kariyerini okyanusun diğer tarafına taşımaya karar verdi.
Virtus Roma’yla anlaşan Morgan’ın Banvit ile ilk tanışması da bu sezon oldu. EuroCup’ta Roma ve Banvit çeyrek finalde karşı karşıya gelirken Morgan’ın tarafı sahadan üzülerek ayrılmıştı. O sezon Morgan pota çevresindeki bitiriciliği ve ribaund rakamlarıyla dikkat çekse de savunmada yaşattığı problemler ve sürekli faul problemine girmesi onu bir anda Fransa 2. Ligi’ne gönderdi.
Fransa’da geçirdiği sürede de çıkış yakalayamayan Morgan, o sezonun arkasından kendisini bu sefer Yunanistan’da buldu. Yunanistan’da Kymi’yle sezona harika başlayan Morgan, tam kendini göstermek üzeriydi ki bu sefer de sakatlandı ve sezonu 11 maçla tamamladı. O sezonun ardından bu kez Slovenya’ya giden Morgan, yükselişini burada da devam ettirdi.
Olimpija formasıyla Şampiyonlar Ligi’nde dikkat çekici bir performans sergileyen Morgan, sezonu 14.3 sayı, 7.1 ribaund ve 1.2 asist ortalamalarıyla tamamladı. Kariyerinin ilk şampiyonluğunu da Slovenya’da kazandı. Morgan gösterdiği performansla zaten bu sezon yukarıya çıkması beklenen bir oyuncuydu ve o da bu beklentileri Banvit ile anlaşarak gerçekleştirdi. Peki, Banvit onun hangi yeteneklerinden yararlanabilir?
Artılar
Dünya üzerinde oyun içinde etkinlik açısından kısaların değeri son yıllarda geçmişe göre daha çok arttı ama bizim ligimizde işler biraz daha farklı. Son yıllarda birçok uzun kariyer sezonlarını Türkiye’de yaşadı.
Geçen sezon Ivan Buva, bir önceki sezon Vladimir Stimac ve 2016’da Adrien Moerman, lige damga vuran ve kariyerlerini yukarı çıkaran oyuncular oldu. Jordan Morgan da hücum silahlarıyla bu potansiyeli taşıyan bir oyuncu.
Onu ilk izlediğinizde hem yapabildikleri hem de fiziksel olarak size bir EuroLeague efsanesini andırıyor: Mike Batiste!
Tabii ki Batiste kadar sert değil ya da yetenekleri keskin değil ama 2.03 boyuyla pota altında durdurulması çok zor bir hücum silahı. Hücumda hem sırtı dönük hem de yüzü dönük silahları var. Bir kere orta mesafeden ciddi bir şut tehdidi var. Hem geriye çekilip hem de sabit bir şekilde orta mesafeden sayı üretebiliyor. Bunun yanında oldukça iyi bir ikili oyun bitiricisi. Mobil bir uzun olmanın verdiği avantajı iyi kullanan Morgan, doğru açıdan devrilerek ikili oyun sonrası agresif bir şekilde bitirebiliyor. Bir pivota göre ayaklarını çok iyi kullanıyor ve geniş kalçasının da yardımıyla sırtı dönük olarak da hücumda önemli bir tehdit olabiliyor.
Üstelik doğru pozisyon alma ve sahayı çabuk koşma gibi özellikleri onun bütün bu özelliklerinin verimini artırıyor. Diğer yandan ribaund yeteneği açısında da Avrupa’ya geldiği günden beri kendini kanıtlamış birisi. Bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde 2.3 hücum ribaundu ortalamasıyla ligde beşinci sırada yer aldı. Aynı isteği ve beceriyi savunma ribaundlarında da gösteriyor. Sahada olduğu anlarda takımının ribaundlarının %22.8’ini o çekiyor.
Hücum ve ribaund konusundaki yeteneğini bu sezon hem Şampiyonlar Ligi’nde hem de ABA Liga’da gösterdi. Şampiyonlar Ligi’nde 14 maçta 4 kez double-double yapan 26 yaşındaki oyuncu, turnuva liderliğini paylaşırken ABA Liga’da ise 6 kez double-double yaparak yine lig liderliğini paylaştı.
Bütün bunların yanında Union Olimpija kariyerinde ikili oyun sonrasında doğru adımı bulma konusunda önemli bir gelişim gösterdi. Kariyerinde ilk kez asist ortalaması 1.5’e kadar yükseldi. Bu içeride durdurulması zor bir oyuncu için önemli bir artı.