Fenerbahçe’nin Yeni Transferi Joffrey Lauvergne: Kök Salma Peşinde Bir Fransız

30/Haz/18 11:09 Haziran 30, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

30/Haz/18 11:09

Eurohoops.net

Fenerbahçe Doğuş’un yeni yıldızı Joffrey Lauvergne ile ilgili Spurs günlerinde kaleme alınan bir yazıyı Eurohoops Çeviri dilimize taşıyor!

by Jeff McDonald / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 8 Ocak 2018 tarihinde ExpressNews’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Birkaç yılda bir çağrılmıştı Stephane Lauvergne.

Bir iş fırsatı kaçsa diğeri çıkageldi. Her defasında Lauvergne, ailesini ülkesi Fransa’da yeni bir yere taşıdı ve hep faturaların ödenmesi, ışıkların sönmemesi için yeni ekmek parası peşinde koştu.

Spurs pivotu Joffrey Lauvergne, göçebe çocukluğunu hatırlayınca omuz silkiyor. Daha 10 yaşına gelmeden dört ayrı şehirde yaşamış Joffrey. Gezgin bir Fransız basketbol oyuncusunun oğlunun hayatıydı bu. Lauvergne’lerin bildiği tek hayat şekli.

“Çocukken bunun normal olmadığını fark etmiyorsunuz,” diyor Lauvergne. “Ailenizin size sunduğu hayatı yaşıyorsunuz yalnızca.”

Bir yere kök salmak yerine Stephane Lauvergne, oğluna bir hayal sundu.

Joffrey kendini bildi bileli o da baba mesleğini yapmak istiyordu. 26 yaşındaki Lauvergne, önceki yaz Spurs ile mütevazı, 3.2 milyon dolar değerinde iki yıllık bir kontrat imzaladı.

Bu sözleşme NBA’de sismik bir şok etkisi yaratmadı. Spurs, dört sezonda dördüncü takımı oldu Lauvergne’ün. San Antonio’ya vardığında babası kadar gezgin biri olmaya başlamıştı.

Bir şekilde yine de Lauvergne böyle bir kariyere sahip olduğu için şanslı.

Ertelenmiş Bir Hayal

Başta 15 yaşındaki Joffrey Lauvergne, duyduklarına inanamıyordu.

Birkaç aydır ayaklarında bir ağrı hissediyordu, o rahatsızlık giderek kötüleşip artık doğru düzgün hareket bile edemediği bir noktaya geliyordu.

Doktorlar tetkik üzerine tetkik yaptı. Buz tedavisinden kortizon iğnelerine kadar her türlü tedaviyi denediler.

Artık geriye çaresiz, tek bir çözüm kalmıştı.

“Ameliyat son şansımdı,” diyor Lauvergne. “Ameliyat işe yaramasa basketbol dışında bir şey yapmak zorunda kalacaktım.”

Küçük Lauvergne için bu ihtimal düşünülemeyecek kadar uzaktı. O şehir şehir babasının peşinde koşmuş ve Stephane’ın çizdiği yolda bir profesyonel olarak yürümeyi planlamıştı.

12 yaşındayken bir gün Fransa’nın profesyonel takımları tarafından keşfedilmek umuduyla ailesinden ayrılıp bir spor enstitüsünün yolunu tutmuştu

Bugün oldu, Lauvergne hâlâ ayağındaki sıkıntının resmi teşhisinin ne olduğunu bilmiyor. Ayrıca ameliyat işe yaramasa neler yapabilirdi, onu da pek düşünemiyorum.

“Söyleyemem ki,” diyor. “Bilmiyorum.”

Neyse ki ameliyat başarılı geçti. Ayağındaki ağrı kayboldu.

Yine de Lauvergne’ün basketbol oynamaya dönebilmesi için rehabilitasyon süreci sancılı iki yıl sürdü.

17 yaşındayken Ulusal Spor Enstitüsü’nde eğitimine devam etti. Geleceğin Spurs yıldızları Tony Parker ve Boris Diaw da burada eğitim almışlardı.

2009 yılında 18. doğum gününe günler kala Lauvergne, en büyük hedefine ulaştı: Elan Chalon ile bir kontrat imzaladı.

Tıpkı babası gibi Fransız bir profesyonel basketbol oyuncusu olmuştu artık.

“Bu noktada yıllarca Fransa’da oynama şansım olacağını düşünüyordum,” diyor Lauvergne. “Güzel olacaktı.”

Bunun yerine Elan Chalon, Lauvergne’ün Fransa’dan İspanya’ya, Rusya’dan Sırbistan’a, en son da NBA’e dünyayı dolaşmasını sağlayan bir basketbol kariyerinin ilk durağı oldu.

Oradan Oraya

Spurs forveti Davis Bertans, Lauvergne’ün kendisi üzerinde ilk bıraktığı etkiyi hâlâ anımsıyor.

San Antonio’da takım arkadaşı olmadan önce Bertans ve Lauvergne, 2012-2014 yılları arasında birlikte Partizan forması giymişlerdi.

Bertans’ın o dönemlere dair ilk Lauvergne anısı sanki bir masal:

“Bir keresinde Boban’ın üzerinde epey iyi bir smaç vurmuştu.”

Bahsettiği Boban, tabii ki Boban Marjanovic. Hani 2015-16 sezonunda kendisi de Spurs forması giyen şu 2.22’lik dev. Marjanovic, Lauvergne kendisini posterlediğinde ezeli rakibi Kızılyıldız’ın formasını giyiyordu.

O ana dair videolar YouTube’da bulunmuyor. Bu yüzden Bertans’ın sözlerine güvenmek zorundayız.

“Büyük bir smaçtı” diyor Bertans.

Zaman geçtikçe Bertans, Lauvergne ile ilgili daha çok şey öğrenmiş.

Şahane pasörlüğü ve INSEP’te zorunlu ders olduğu belli olan üstün basketbol zekasının yanı sıra 2.11’lik Lauvergne’ün bir de bazen sınırı aştığı zamanlar oluyormuş.

“Her maç o kavga etmesin diye izlemek zorunda kalıyorduk,” diyor Bertans, Sırp ligindeki Lauvergne’ü anlatırken. “Kimseye karşı sinmezdi.”

Spurs koçu Gregg Popovich de Lauvergne ile geçirdiği kısa sürede bu durumdan övgüyle söz ediyordu:

“Burnunu sokmaktan çekinmiyor,” diyordu Popovich.

Aralık ayının başında Oklahoma City’de oynanan bir maçta Lauvergne’ün sağ el orta parmağında bağ koptu ama o sahada kaldı.

Bir mola esnasında kenara gelirken yamulmuş parmağından korkmayan birtek Lauvergne’ün kendisi vardı. Parmağının ucu öylece kalmıştı ve hareket etmiyordu.

“Neden daha fazla ağrı çekmiyorum diye düşünüyordum,” diyor Lauvergne. “Çok acımıyordu. Yalnızca çirkin gözüküyordu.” O sakatlığın ardından bir süre parmağının iyileşmesi için bir sabitleyici kullanmak zorunda kaldı kendisi.

Lauvergne’e istikrarlı bir rol bulmak kolay olmadı koç Pop için. Lauvergne, 21 maçta 11 dakika ortalama ile oynadı ve 4.2 sayı ile 3.2 ribaund ortalamaları üretti.

“Programa yeni dahil oldu,” diyordu Popovich. “Neler yaptığımızı anlamak konusunda iniş çıkışları oldu. Ancak ilk yılında burada oynayan hiçbir oyuncuda farklı olmuyor bu durum. Zeki. İstekli. Koçluk yapılmaya çok açık. Yani yine de istediğimiz gibi gidiyor.”