by Semih Tuna & Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Eurohoops, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi takımlarıyla ilgili yepyeni bir seriye başladı: Kulüplerin tarihindeki en iyi şutörler!
Basketbolda iyi bir şutörü izlemenin keyfi bambaşkadır. Boş kalması, üzerinde uzun ya da kısa savunmacı olması ve hatta mesafeler fark etmez. Kendine has ve genelde tertemiz diyebileceğimiz stilleriyle cezayı keserler ve rakibe hançeri saplamaktan hiç çekinmezler.
Beşiktaş, Galatasaray, Banvit ve Karşıyaka tarihinin en iyi şutörlerine daha önce göz atmıştık. Sıradaki takımımız ise Türkiye’ye ilk Avrupa kupasını getiren takım olan Anadolu Efes!
Listemizin seçiminde oyuncuların şutörlük yeteneğine bakmamızın yanı sıra Karşıyaka forması altındaki performanslarını da dikkate aldık. Her oyuncuyu okuduğunuzda “Evet, X ne şut atardı” ifadesinin yüzünüzde belirmesini istedik.
Anadolu Efes gibi tarihi zengin bir kulüpten 10 oyuncu seçmek oldukça zordu. Öyle ki Saulius Stombergas, Sasha Vujacic, Karasev, Murat Evliyaoğlu, Matt Janning ve daha birçok önemli şutör listemizin dışında kalmak zorunda kaldı. Daha fazla zaman kaybetmeden lacivert beyazlıların tarihine damga vurmuş en iyi 10 şutörü incelemeye geçelim!
Keyifli okumalar!
Beşiktaş Tarihinin En İyi 10 Şutörü
Banvit Tarihinin En İyi 10 Şutörü
Igor Rakocevic
Oynadığı sezonlar: 2009-2011 arası
İstatistikleri: 15.2 sayı, 2.5 asist, 2.5 ribaund
Hayal kırıklığıyla geçen NBA kariyeri sonrası Baskonia formasıyla EuroLeague’de ortalığı birbirine katan Igor Rakocevic, transfer olduğu dönemde herkesi en çok heyecanlandıran oyuncuların başında geliyordu.
Efes‘e gelirken son üç sezonunun ikisinde EuroLeague’de sayı kralı olan Rakocevic, kelimenin tam anlamıyla durdurulamaz bir oyuncuydu. Bütün savunmalar ona odaklanırdı ama savunmacılar onun ne yaptığını anlamadan o çoktan 20 sayı üretirdi bile!
Efes‘e iki yıl için 5.5 milyon dolar gibi inanılmaz bir kontratla gelen Sırp skorerin performansı ise aynı seviyede olmadı. Aslında her şey çok iyi başlamıştı. Cumhurbaşkanlığı Finalinde 26 sayı atarak Efes‘e kupayı getirdi ama Ergin Ataman ile yaşadığı problemler performansını da çok düşürdü ve ilk sezonunda %28.0 üçlük yüzdesiyle 10 sayı ortalama – kariyerinin o zamana kadar en kötü ortalamasıydı – tutturmasına neden oldu.
Rakocevic, ikinci sezonunda ise işin en azından hücum alanında kendini buldu. Perasovic ile birlikte hücumda tekrardan merkeze geçen Rakocevic, %43.5 ile üçlük yüzdesiyle 17.2 sayı ortalaması tutturdu ve kariyerinde 3. kez EuroLeague sayı kralı oldu.
Sırp yıldızın Efes kariyeri kendi standartlarına ve beklentilere göre düşük geçti ama bu düşük seviyede bile %40’in üstünde üçlük yüzdesi tutturmayı başardı.
Charles Smith
Oynadığı sezonlar: 2005-2006 sezonu ve 2008-2010 arası
İstatistikleri: 13.2 sayı, 3.8 ribaund, 1.4 asist
Kariyerinde Miami Heat, San Antonio Spurs, Portland TrailBlazers, LA Clippers ve Denver Nuggets gibi takımların formasını giyen Charles Smith, 30 yaşında Efes‘e geldiğinde büyük bir heyecan yaratmıştı.
İki yıl önce Pesaro formasıyla EuroLeague’in sayı kralı olan Smith, 2006’da kurtarıcı transferi olarak gelse de Efes‘in Ülker’e süpürülmesine engel olamamıştı. Efes‘ten sonra Madrid’e giden Smith, 1 yıllık aradan sonra geri döndü ve iki yıl daha lacivert-beyazlı formayı terletti.
Estetiklik açısından Avrupa’da izlediğimiz en özel oyunculardan biriydi. Sanki basketbol sporu onun için yaratılmış gibiydi. Sahada sadece onu izleyerek basketbola aşık olabilirdiniz. Hücumdaki yeteneklerinin yanında “Örümcek” lakabının hakkını verecek kadar iyi bir top hırsızıydı.
Efes kariyerinde 2008-2009 sezonu şut anlamında felaketti ama onun dışında her zaman harika performanslar sergiledi. Lig kariyerinde %38.7 ile üçlük attı. Anadolu Efes formasıyla ligdeki en iyi performansını ise playoff yarı finalinde Beşiktaş‘a karşı attığı 30 sayıyla yakaladı.
Drew Nicholas
Oynadığı sezonlar: 2006-2008 arası
İstatistikleri: 14.2 sayı, 3.3 ribaund, 4.0 asist
Benetton-Anadolu Efes ortaklığının bir başka yüzü olan Drew Nichols da İstanbul’da harika performanslar sergiletti.
Kolejde şampiyon olan bir takımın parçası olsa da hiç beklemediği bir nokta olan İtalya 2. Ligi’ne düşen Nicholas, oradan Benetton’A gitti ve ardından da Efes yolcusu oldu. İlk sezonunda lacivert-beyazlıların saha içerisinde lideri olan Nicholas, çok kısa bir süre içerisinde ne kadar özel bir skorer olduğunu herkese kanıtladı.
Durdurulamaz bir şutör olmasının yanında topla yaratabilme ve potaya gitme yetenekleri de üst düzey olan Nicholas, ilk sezonunda 40 maçın sadece 5’inde tek haneli sayılarda kaldı. Üstelik bunu yaparken %42.7 ile üçlük attı. Amerikalı şutör, final serisinde de Fenerbahçe karşısında ayakta kalan tek oyuncu oldu ama bu fayda etmedi.
İkinci senesinde Blatt’in gelişiyle birlikte herkes daha ümitliydi ama sezon ortasında yaşanılan kriz her şeyi bambaşka noktaya götürdü. Amerikalı oyuncular, Sırbistan’daki olaylar sebebiyle oraya gitmek istemezken Nicholas da o olay sonrası takımdan ayrılan isimlerden biri oldu.
Yine de Efes ile gösterdiği performans sayesinde Panathinaikos yolcusu olan Nicholas, Zeljko Obradovic‘in yanında harika bir rol oyuncusu olarak iki kere EuroLeague şampiyonluğu kazandı.
Antonio Granger
Oynadığı sezonlar: 2002-2004 arası ve 2005-2007 arası
İstatistikleri: 12.8 sayı, 3.5 ribaund, 1.5 asist
İtalya’dan gelip, Efes’te parlayan ve daha sonra CSKA’ya giden bir başka yıldız daha!
Topla çok oynamasına gerek kalmadan size maç alabilecek, çelik gibi sinirlere sahip Antonio Granger, geldiği 02-03 senesinde yıldızlarla dolu kadroda geri planda kalmasına rağmen 03-04’te oynadığı topla gönülleri fethetmeyi başardı.
Modern 3 numaranın o dönemki tanımı olan Granger, sakatlıklarından dolayı basketbola erken veda etti fakat birçok maçta gösterdiği performansla insanın içini sıcacık etmeyi de başardı. Özellikle OAKA deplasmanından 7/8 üçlükle takımını çıkartması, eski kıtada gördüğümüz en iyi bireysel performanslardan biriydi.
Sahada bir 3 numaradan ne istiyorsanız onu yapabiliyor ve oynadığı maçların çoğunda parkenin en verimli oyuncusu olabiliyordu. Sahip olduğu karizmasıyla, ‘Ben bu işi yapabiliyorum’ diye haykırıyordu adeta. Yaşadığı sakatlıklar olmasa çok daha uzun bir kariyere sahip olup tüm Avrupa çapında hatırlanabilecek izler bırakabilirdi fakat bu haliyle bile bıraktığı iz onun efsane olması için yeterliydi.
Efes tarihinde 900 sayı barajına ulaşmayı başaran ilk oyuncu olan Granger, ayrıca bulduğu 158 üçlükle de Efes tarihininde EuroLeague’de en çok üçlük atan oyuncu oldu. İki kere şampiyonluk yaşadığı ligde ise iki sezon da %50’in üstünde üçlük yüzdesiyle oynamayı başardı.
Trajan Langdon
Oynadığı sezonlar: 2003-2004 sezonu
İstatistikleri: 11.5 sayı, 2.7 ribaund, 1.4 asist
Efes Pilsen, o dönem transferlerini genelde İtalyan takımlarından yapıyordu. Marcus Brown’dan Drew Nicholas’a kadar uzanan Benetton Treviso’nun 2 numaralarına “çökme” halkasının ortanca zinciriydi Trajan Langdon.
Muhtemelen Alaska’nın yetiştirdiği en önemli basketbolcu olan Langdon, NBA draftlarında 11. sırada seçildi. Fakat NBA’deki performansı yeterli görülmedi ve kariyerine Avrupa’da devam etti. Yüz ifadesinde değişiklik olmaması nedeniyle aklımıza kazınan Langdon, bu özelliğiyle son dönemde ülkemizde forma giyen Micov ve Bjelica’ya benziyordu İşini her durumda ciddiye alması ve soğukkanlılığı ona “Suikastçi” lakabını kazandırdı.
Efes ile şampiyonluğa giden yılda %40 gibi bir üçlük yüzdesiyle oynadı ve Avrupa’ya kendini gösterdi.
1 sezonluk Efes kariyerinin ardından önce Moskova’da Dinamo’ya, daha sonra ise efsaneler arasında gireceği süper güç CSKA’ya gitti. CSKA’da kariyerinde Avrupa tarihine geçecek bir performans sergileyen Langdon, iki kere EuroLeague şampiyonu oldu.
Basketbol kariyerinin ardından San Antonio Spurs’e giden Langdon, geçtiğimiz günlerde Brooklyn Nets’te asistan Genel Menajer görevine getirildi.
Marcus Brown
Oynadığı sezonlar: 2001-2003 arası
İstatistikleri: 15.8 sayı, 2.9 asist, 3.1 ribaund
İtalya’da parlayıp Anadolu Efes’te üst seviyeye hazır olan skorer oyuncu profilinin başlangıcı olan Marcus Brown aynı zamanda bu yolun en büyük yıldızıydı.
EuroLeague’deki ilk yılında parladıktan sonra Efes’e gelen Amerikalı skorer, iki yıl boyunca lacivert-beyazlı formayı giyerken harika skor yeteneğiyle herkesin hafızasına kazındı. Sadece Efes tarihinin değil, EuroLeague tarihinin de en iyi şutör guardlarından biri olan Brown, söz konusu sayı atmaksa kimsenin onu geçmesine izin vermezdi.
Hücum portföyünde birçok silah barındıran Brown, müthiş bir şutör olmasının yanında faul alma konusunda da oldukça becerikliydi. Kritik anlarda sorumluluk almaktan çekinmeyen yıldız oyuncu, bu topraklarda çok güzel iki yıl geçirdi. Efes, Onun önderliğinde iki yıl boyunca EuroLeague’in önde gelen ekiplerinden biri oldu. Ancak Bron ve Efes’in Final Four yolu ilk sene Virtus Bologna, ikinci sene ise CSKA Moskova tarafından kesildi.
Ligde ise Efes ile geçirdiği iki sezonda da şampiyon olmayı başardı. Türkiye Ligi’nde ilk senesinde %50 ile üçlük atan Brown, ikinci yılında ise %44.0 ile oynadı.
Efes’ten ayrıldıktan sonra CSKA’ya geçen Brown, 2011 yılına kadar Malaga, Zalgiris ve Maccabi formaları giydi ve 2011’de EuroLeague tarihinde 2500 sayı barajını geçen ilk oyuncu olarak emekli oldu.