by Fatih Dilber & Aydın Günaydın/ info@eurohoops.net
Eurohoops, ING Basketbol Süper Ligi takımlarıyla ilgili yepyeni bir seriye başladı: Kulüplerin tarihindeki en iyi şutörler!
Basketbolda iyi bir şutörü izlemenin keyfi bambaşkadır. Boş kalması, üzerinde uzun ya da kısa savunmacı olması ve hatta mesafeler fark etmez. Kendine has ve genelde tertemiz diyebileceğimiz stilleriyle cezayı keserler ve rakibe hançeri saplamaktan hiç çekinmezler.
Beşiktaş ve Banvit, Galatasaray, Karşıyaka ve Anadolu Efes tarihinin en iyi şutörlerine daha önce göz atmıştık. Sıradaki takımımız ise Türk sporunun güzide kulübü Fenerbahçe.
Listemizin seçiminde oyuncuların şutörlük yeteneğine bakmamızın yanı sıra Sarı Lacivertli forma altındaki performanslarını da dikkate aldık. Her oyuncuyu okuduğunuzda “Evet, X ne şut atardı” ifadesinin yüzünüzde belirmesini istedik.
Keyifli okumalar!
Beşiktaş Tarihinin En İyi 10 Şutörü
Banvit Tarihinin En İyi 10 Şutörü
Galatasaray Tarihinin En İyi 10 Şutörü
Pınar Karşıyaka Tarihinin En İyi 10 Şutörü
Anadolu Efes Tarihinin En İyi 10 Şutörü
—————————
Winford Boynes
Oynadığı Sezonlar: 1983-84
İstatistikleri: İstatistik Yok
Basketbolu; Milli Takım Balkan Şampiyonluğu ve Beyaz Gölge vesilesiyle tanımaya başladığımız yıllarda ülkemize gelen en kariyerli oyunculardan olan Winford Boynes o zamanlar bizim hayal dünyamızda muhtemelen bu oyunu yer yüzünde en iyi icra eden oyuncuydu. Tabii, bu sadece bizim hayallerimizde böyleydi ve muhtemelen kendisinin de bu topraklarda pek fazla oynamak istememesi sebebiyle performansı gözlerimizin pasını birazcık silmekle sınırlı kaldı.
1983 – 84 Fenerbahçe‘ye geldi ve topu sakin sakin driblingle getirirken mesafe tanımadan kaldırıp attığı 3 sayılık atışlarla kendisine hayran bırakıp gitti.
Fatih Özal
Oynadığı Sezonlar: 1982-83, 1986-1988 arası ve 1989-90
İstatistikleri: İstatistik Yok
Fenerbahçe’de aralıklı olarak 3 ayrı dönemde toplamda 4 sezon oynayan Fatih Özal, basketbolumuzda 80‘li yılların en önemli şutörlerinden biriydi. Fenerbahçe formasıyla hiç şampiyonluk sevinci yaşayamamışken, ayrıldığı sezon Fenerbahçe’nin final serisinde Fatih’in yeni takımı Tofaş’ı geçerek şampiyon olması da onun kariyerindeki talihsiz bir anı olarak kaldı.
Tanımayanlar için; stili biraz Alaska’lı suikastçi Langford’a benziyordu dersek sanırım açıklayıcı olur. Tabii savunmaların jöle kıvamında olduğu yıllarda oynamış olduğu gerçeğinin de altını çizelim.
En önemli özelliği; kendisine hazırlanan pozisyonları yüksek yüzdeyle sayıya çevirmesiydi. Dönemin şutörleri, biraz da savunmaların yeterince zorlamamasından olsa gerek şutu çok yükseğe kaldırmadan atarlardı. Fatih de böyleydi ve bileklerinin yumuşaklığı şutlarına seyir zevki verirdi. Erman ile top kullanma sayıları konusunda anlaşamadığı ve ayrıldığı söylenirdi. Bu tip oyunculara eskilerde yardımcı guard denirdi. Fatih de Fenerbahçe’de oynadığı dönemlerde Aliço’nun topu rakip yarı alana taşıma ve oyun kurma konusunda en önemli yardımcısı oluyordu.