Fenerbahçe – Tyler Ennis: Sistemin Devamını Sağlayabilecek Hamle

19/Tem/18 11:13 Temmuz 19, 2018

Utkan Sahin

19/Tem/18 11:13

Eurohoops.net

Fenerbahçe, yeni sezona dair ikinci bombasını patlatırken Kanadalı guard Tyler Ennis ile anlaştı. Peki Fenerbahçe’nin yeni yıldızından neler beklemeliyiz? Eurohoops Fırın, sizler için cevapladı.

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

NBA’in son yıllarda Avrupa basketbolunun penceresini iyice daraltmasıyla ile birlikte eski kıtadaki büyük bütçeli takımların alışkanlıklarını değiştirdiğini görüyoruz.

Eskiden zirveye oynayan takımlar, ellerindeki opsiyon çeşitliliğinin de daha fazla olması sebebiyle daha radikal tercihlere gidebiliyordu. Şimdi ise sonuç ne olursa olsun, istikrarı düşünerek önceliği elindeki korumaya veriyor.

Birkaç somut örneğe bakarsak büyük transferlerin takımı CSKA Moskova, bir şampiyonluk dışında istediği başarıyı yakalayamasa da sisteminde büyük değişiklikler yapmadı. Keza son şampiyon Real Madrid de öyle. Bu iki takımın koçları tartışıldı, oyuncularının verimliliği tartışıldı ama ikisi de radikal hamleler yapmadı çünkü daralan pazarda kadro istikrarını korumak takımlar için bir zorunluluk haline geldi.

Aynısını Fenerbahçe‘de de görüyoruz. Obradovic, en son Nemanja Bjelica’nın ayrılışı sonrasında bambaşka bir oyun düzenine gitti. O günden beri ise sisteminde Bogdanovic ve Udoh gibi kritik isimleri kaybetse de oyun düzeninde büyük ölçekte değişiklikler yapmadı. Fenerbahçe, bunun yerine aynen bu yaz da olduğu gibi daha çok bir önceki sezon sistemin içinde sorun olan şeyleri değiştiriyor.

Sarı-lacivertliler, ilk değişikliğini geçen sezon bekleneni veremeyen Jason Thompson yerine Fransız pivot Joffrey Lauvergne’i alarak yaptı. İkinci hamle ise yine beklendiği gibi oyun kurucu pozisyona geldi ve NBA’e giden Brad Wanamaker‘ın yerine NBA’den Tyler Ennis transfer edildi.

Bu yazıda ise Ennis’in neler yapabileceğine ve Fenerbahçe’ye neler katabileceğine bakacağız. Fakat bunu anlayabilmemiz için öncelikle Ennis’in kariyer gelişimini incelememiz gerekiyor.

2013 Sınıfının En İyi 5. Oyun Kurucusu: Tyler Ennis

Bir oyuncunun hangi düzeye çıkacağını sadece yetenekleri belirlemez çünkü bu oyunu makineler oynamıyor. Nasıl kişisel hayatınızda zorluklara karşı verdiğiniz cevaplar sizin hayattaki yerinizi belirliyorsa aynısı basketbol için de geçerli. Tyler Ennis de bunu birçok kez hem de acımasız bir şekilde yaşadı ve öğrendi.

Kanada’nın son dönemde çıkardığı genç jenerasyonun bir parçası olan Ennis, lisedeki ilk yıldan sonra hemen Amerika yolcusu oldu. Saint Benedict Lisesi’nde çok çabuk parlayan Ennis, Amerika’da 2013 sınıfında en çok öne çıkan oyunculardan biriydi. O dönem ESPN’in yaptığı Top-100 listesinde kendisini 20. sırada bulan Ennis, listenin en iyi 5. oyun kurucusuydu. Öyle ki o listede Zach LaVine’nin çok üstünde yer alıyordu.

Liseden sonra ise Ennis, kendisi için olabilecek en iyi kolejlerden biri olan Syracuse’ye gitti. Her zaman draftın önemli kaynaklarından biri olan Syracuse, sadece 2010’dan beri NBA’e 16 oyuncu gönderdi. Bu isimler arasında en çok göze çarpan isimler ise 2010’da Wesley Johnson 4. sıradan, 2012’de Dion Waiters yine 4. sıradan, 2013’te Michael Carter Williams 12. sıradan NBA’e gitti. – Syracuse çıkışlı Carmelo da 2003’te 3. sıradan gitmişti –

Carter-Williams’ın NBA’e gitmesinden sonra takıma gelen Ennis ise çok iyi bir çaylak sezonu oynadı. Sahanın her iki tarafında da efektif olan Kanadalı oyuncu, özellikle oyun kurucu yetenekleriyle iyi iş çıkardı. Takımın asistlerinin %33.6’sını yapan Ennis, ana yaratıcı konumundaydı. Savunmada ise 2.4 top çalma ortalamasıyla öne çıkıyordu. Tam bir lider olan Ennis, genellikle maç sonlarında topun verildiği isim oldu.

Ennis burada Pittsburg’u yıksa da NCAA Turnuvası’nda aynını yapamadı. Bir sezon önce Final Four oynayan Syracuse, konferansa 3. sıradan başlasa da 3. turda Dayton karşısında büyük bir sürpriz yaşadı ve Ennis’in son saniyede kaçırdığı üçlük ile elendi.

Sezonun sonu kötü bitse de Ennis, sezonun tamamının etkisiyle rüzgarı arkasına aldı ve 2014’te drafta girdi. Draft öncesi onunla ilgili fiziği, atletizm ve bitiriciliğiyle ilgili soru işaretleri vardı ama aynı zamanda oyun bilgisi, pasörlüğü de onu değerli kılıyordu. Üstelik o zamanlar hayal kırıklığı olmayan Michael Carter-Williams da Syracuse’den gelip kimsenin beklemediği bir şekilde sezonun çaylağı olmuştu.

Draft öncesi yazılan raporlarda hangi takıma gideceğinin öneminden bahsediyordu. Onun fiziksel problemlerini saklayan bir takımda iyi bir yedek guard olabilirdi ama olmadı çünkü draftta gidebileceği en kötü takıma gitti.