By Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de yeni sezon için gün saymaya devam ediyoruz. Bir yandan ise gözümüz kulağımız transferde…
Yeni sezon için kadro yapılanmasına devam eden EuroLeague takımları, özellikle Temmuz’un ikinci yarısından itibaren NBA’den düşen oyuncuların belli olmasıyla birlikte transfere hız verdiler ve son birkaç haftadır neredeyse her gün bir yıldız oyuncu transferi oldu. Bazı takımlar bu hamleleriyle birlikte transferi kapattı, bazıları ise hala devam ediyor ve bu transfer heyecanı büyük ihtimal daha da devam edecek.
Fakat gelin, daha da fazla beklemeyelim ve şu ana (27 Temmuz 2018) kadar bu yaz yapılmış en iyi transferlere bir bakalım.
Eurohoops Fırın olarak, bu yaz yapılan hamleleri sizler için ikiye böldük. İlk kategoride geçtiğimiz sezon EuroLeague’de oynamayıp bu yaz Avrupa’nın en iyi organizasyonuna gelen 5 oyuncu seçtik. Diğer kategoride ise geçen sezon EuroLeague’de mücadele eden ama bu yaz ligde başka takıma giden en iyi 5 transferi belirledik.
Hazırsanız başlayalım!
Shane Larkin – Anadolu Efes
Kariyeri: Dallas Mavericks, New York Knicks, Brooklyn Nets, Baskonia, Boston Celtics
İstatistikleri: 65 maç ortalama 14.4 dakika, 4.3 sayı, 1.8 asist, 1.7 ribaund (Boston)
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 25
Yaz dönemini aktif geçiren Anadolu Efes, henüz resmileşmeyen Tibor Pleiss transferini de sayarsak şu ana kadar tam 8 transfer yaptı fakat bütün takımın karakterini belirleyen transfer Shane Larkin oldu.
Efes, Beaubois, Micic, Anderson gibi transferlerle sahaya çeşitlilik katma şansı yakaladı ama bütün bu çeşitliliğe liderlik edecek bir guarda ihtiyacı vardı. Bu isim de Larkin oldu.
Larkin’in kariyerine ve yeteneklerine bakarsak da bu anlamda doğru bir transfer olduğunu görüyoruz. Amerikalı guard, henüz kolejdeyken bile liderlik özelliğini ortaya koymuştu. Ayrıca çok değil, iki sezon önce Baskonia‘nın taşıyıcı oyuncusu da oydu.
Baskonia’da bunun yapabilmesi önemliydi çünkü Efes bu sayede Avrupa’nın oyun mantığını bilen, tecrübe edinmiş ve burada başarılı olduğunu bildiği bir isimle yola çıkıyor. Bu da transferin risk oranını oldukça düşürüyor.Diğer yandan 25 yaşındaki oyuncu, geçtiğimiz sezon Boston’da Brad Stevens ile çalıştı. Bir oyuncu için olabilecek en iyi şanslardan biri buydu. Bu sayede Larkin, oyununu Baskonia döneminden çok daha keskin oynayabilir.
Larkin ile birlikte Efes‘in oyun karakteri de belli oldu demiştik. Larkin – Beaubois ikilisini yana yana düşünürsek Ergin Ataman’in hızlı basketbol temposunu zorlayan bir planla sahada olacağı artık kesin. Ergin Ataman, çeşitlilik içerisinde özellikle Simon temelli yarı saha hücumları yaratacaktır ama temelde her zaman Larkin olacak.
Transferle ilgili akla gelen ilk soru işareti ise işin savunma tarafı. Larkin, topa baskı yapma konusunda güvenebileceğiniz bir isim fakat Beaubois-Larkin ikilisi Efes’in ön tarafta biraz fazla küçük kalmasına sebep olacak. Bu açıdan daha fizikli olan Delaney’in transferi Efes için daha iyi olabilirdi.
Yine de kariyeri, yetenekleri ve takıma uyumuyla birlikte Larkin, bu yazın en iyi transferlerinden biri!
Nigel Williams Goss – Olympiakos
Kariyeri: Partizan
İstatistikleri: 46 maç 17.4 sayı, 3.5 ribaund, 7.0 asist (Partizan)
Pozisyon / Yaş: Guard / 23
Geçtiğimiz yaz Partizan ile ilk kez profesyonel basketbol oynayan Nigel Williams-Goss, çok kısa bir sürede tüm Avrupa’nın dikkatini çekmeyi başardı. Özellikle yaz döneminin başlamasıyla birlikte pek çok EuroLeague takımının Goss’un peşinden koştuğu haberleri hemen düştü. Amerikalı oyuncu ise bütün o takımlar arasında tercihini David Blatt’in Olympiakos’un yana kullandı.
Peki hala izlememiş olanlar için takımların Nigel Williams-Goss’a olan büyük ilgisinin sebebi neydi?
Çok kısa bir şekilde açıklarsak, Amerikalı guard hücumda çok fazla çeşitliliğe sahip! Potaya gidebiliyor, şut atabiliyor – geçen sezon %47.8 ile üçlük attı – ve ayrıca kuvvetli üst vücudu sayesinde rakip guardları sırtına alabiliyor. Bütün bunların yanında oyun aklı yüksek ve bencil bir oyuncu değil. Bütün bunları bir oyuncunun yetenek havuzunda toplamak Avrupa’da şu dönemde hiç kolay değil, bu yüzden de yazın en çok ilgi çeken transferlerinden biri oydu.
Tabii bütün bunlardan öte bazı problemleri de var. Öncelikle hala çaylak bir oyuncu. İlk profesyonel macerasını daha geçen sezon tamamladı ve oyunu bu yüzden hala biraz savruk. Diğer yandan oyun temposunun düşük olduğu bir takımda çok verimli olmayabilir. Mesela bir yıl önceki Olympiakos için çok mantıklı bir hamle olmazdı. Son olarak ise Avrupa’nın savunma prensiplerine hala biraz uzak.
Fakat bütün bunlar, onun David Blatt ile çalışacak olmasıyla birlikte sorun olmaktan çıkabilir. Blatt, özellikle oyun kurucu gelişimi konusunda Avrupa’da en doğru isimlerden biri ve Nigel Williams-Goss’un onunla çalışacak olması bu transferi daha da değerli kılıyor.
Scottie Wilbekin – Maccabi
Kariyeri: Cairns Taipans, AEK Atina, Darüşşafaka
İstatistikleri: 47 maç 30.9 dakika, 17.9 sayı, 5.0 asist, 2.5 ribaund (Darüşşafaka)
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 25
Hazır, David Blatt ve oyun kurucuların gelişiminden bahsetmişken hemen Scottie Wilbekin’e geçelim! Geçtiğimiz sezon EuroCup’ta çarpıcı bir performans gösteren Wilbekin, bu yaz nereye gideceği en merak edilen oyuncuların başında geliyordu ve milli oyuncu birçok teklif sonrasında tercihini Maccabi‘den yana kullandı.
Wilbekin’i daha önce EuroLeague seviyesinde izledik ama yıldız oyuncu açık bir şekilde son oynadığından çok daha farklı bir şekilde geliyor. Son yılla birlikte yıldız oyuncu, bu seviyede fark yaratan yeteneklerini daha da keskinleştirdi ve özellikle işin liderlik kısmında kendisini fazlasıyla kanıtladı.
Geçtiğimiz sezon Cole ve Jackson’dan işin liderlik kısmında istikrarlı katkı almayan Maccabi için de bu çok daha önemli. Ayrıca Wilbekin, Maccabi’nin o klasikleşmiş oyun stiline de çok uygun bir isim.
Transferle ilgili göze çarpan en büyük sorun ise Wilbekin ile Jeremy Pargo’nun çok uyumlu olmamaları olabilir. İkisi de topu elinde seviyor ve ikisi de topsuz oyunda zayıflar. Üstelik ikisi de lider olmayı seviyorlar!
Fakat yine de geçtiğimiz sezon sergilediği performanstan sonra Wilbekin pek çok farklı taraftarın rüyasıydı ve artık Maccabi taraftarının gerçeği haline geldi!
Alec Peters – CSKA Moskova
Kariyeri: Phoenix Suns
İstatistikleri: 20 maç 11.1 dakika, 4.1 sayı, 1.9 ribaund, 0.6 asist (Phoenix)
Pozisyon / Yaş: Uzun forvet / 23
Bu yaz transferde pek ismini duymadığımız CSKA Moskova, büyük hamlesini geçtiğimiz günlerde yaptı.
Yıllardır kanayan yarası olan dört numara pozisyonu için sonunda harekete geçen CSKA, geçtiğimiz sezonun sonunu Phoenix’de geçiren Alec Peters’i Avrupa’ya gelmeye ikna etti.
CSKA, geçtiğimiz sezon dört numaradan çok sorun yaşadı. Vorontsevich’in sahaya çıkacak hali yoktu. Bu yüzden de zaten fiziksel olarak sıkıntı yaşadıkları pivot rotasyonunun yanında dört numarada da süreler Clyburn’e kayınca Rus ekibinin zayıf halkası iyice ortaya çıkmıştı. Peters ise bu soruna nefes olabilecek bir potansiyel taşıyor.
Potansiyel diyorum çünkü kariyerinde ilk kez Avrupa’da oynayacak ve bu tarz geçişlerde her zaman risk payı yüksek olur. Yine de biz işin olumlu yönünden bakarsak Peters, CSKA’nın sistemine uyacak bir isim. Bir kere çok iyi bir dış şut tehdidi var. NBA’de 8 üçlük attığı maç özelinde değerlendirmiyorum, kolej kariyeri boyunca onu en çok öne çıkaran şey zaten şutuydu.
Amerikalı oyuncu, üstelik bu şut tehdidini daha çok “catch&shot” ile oluşturuyor. Bu da üç kısa yaratıcıyla oynayan Itoduis’in oyun planında bir dört numaradan en çok isteyeceği özellik. Bunun yanında Peters, savunma isteği ve oyun zekasıyla da Avrupa’ya uyumlu olabilecekmiş gibi gözüküyor.
Avrupa’ya ilk kez geliyor olmasının yanında Peters için sorunlardan bir diğeri ise pota altında fiziksel olarak pek karşılık verememesi. Yine de eğer buraya uyum sağlarsa CSKA, kangren haline gelen problemini sonunda çözebilir.
Joffrey Lauvergne – Fenerbahçe
Kariyeri: Chalon, Valencia, Partizan, Khimki, Denver Nuggets, OKC Thunder, Chicago Bulls, SA Spurs
İstatistikleri: 55 maç 9.6 dakika 4.1 sayı, 3.1 ribaund, 0.7 asist (Spurs)
Pozisyon / Yaş: Pivot / 26
Geçtiğimiz sezon Jason Thompson‘dan bir türlü verim alamayan ve finalde özellikle Real Madrid pota altı karşısında ezilen Fenerbahçe, yeni sezonun ilk hamlesini de bunu gidermek için yaptı. Sarı-lacivertliler, Avrupa’ya geri dönmeyi kabul eden Fransız yıldız Joffrey Lauvergne’ü kaptı.
Fransız pivot, geçtiğimiz sezon Thompson’ın gelirken vaat ettiği ama yapamadığı her şeyin daha fazlasını cephanesinde bulunduruyor. Bir kere en önemli artısı ribaund özelliği. Oynadığı her seviyede kendini ribaund konusunda kanıtlamış bir isim. Diğer yandan da fiziksel olarak hem çok sert hem de kalıplı. Belki Tavares gibi dev bir vücuda sahip değil ama geniş kalçasıyla çok fazla yer kaplıyor.
Hücumda ise birden çok özelliği var. Sahayı çok çabuk koşan bir uzun, bunun yanında hem sırtı dönük hem de yüzü dönük bitirebiliyor. Geçen sene Spurs’te sadece 5 üçlük denedi ama kariyerin diğer dönemlerinde şutunu hücumda bir opsiyon halinde kullanmayı başardı. Savunmada ise sertliğiyle Fenerbahçe‘de çok şeyler değiştirebilir. Partizan ile birlikte özdeşleşen kariyerinde her zaman en büyük özelliği bu oldu.
En büyük eksisi ise Avrupa’dan NBA’e geçişiyle birlikte atletizminde yaşadığı erozyon. Lauvergne, hiçbir zaman bir çember savunucusu olmadı fakat NBA’e gidişi ve vücudunun daha da gelişmesiyle birlikte ayak hızı olarak geriye gitti.
Yine de Fenerbahçe; birçok eksiğini kapatabilecek, uzun rotasyonundaki diğer oyuncularla uyumlu olabilecek ve dünya basketbolunun her seviyesinde kendisini kanıtlamış bir uzun aldı.
EuroLeague’de bu yaz yapılmış en iyi transferlerin başında o geliyor!