by Zach Buckley / Çeviri: Anıl Can Sedef
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 17 Temmuz 2018 tarihinde BR’da yayınlanmış
Los Angeles Lakers, 2018 yazında fazla büyük hayaller kurmak diye bir şeyin olmadığını yaşayarak öğrendi.
LeBron James, NBA Yaz Ligi maçında koltuğuna Lakers şortuyla yaptığı havalı giriş bunun en güzel özetiydi.
Ama şimdi işi bir adım daha ileri götüreceğiz. Son Lakers süperyıldızı Kobe Bryant’la yeni Lakers süperstarı LeBron James’i bir araya getiren bir zaman makinesi hayal edeceğiz.
Matt Barnes, TMZ’e Kobe emeklilikten dönüp LeBron’la oynasa mükemmel olurdu demişti. Ama biz bunun daha çok nasıl olabileceğiyle ilgileneceğiz.
Bryant meşaleyi LeBron’a devretmek yerine onunla beraber taşısaydı ne olurdu?
Uygun oyun tarzından destek ekibine ideal dönemden bu teorik ortaklığın potansiyeline hayali bir Kobe – LeBron işbirliğinin -Kobron ya da LeBrobe mu desek?- nasıl olabileceğine yanıt burada:
Dönem
Bryant, LeBron’dan yedi sezon önce lige girse ikisi de basketbol dünyasında bulundukları sırada bir dönem en iyi yıllarını yaşadılar.
2005-06 ve 2006-07 sezonlarında Bryant sayı kralı olduktan sonraki sezon James ilk ve son kez bu unvanı aldı. Bryant’ın tek MVP ödülü 2007-08’de geldi. Sonraki yıl James beş yılda dört kez MVP olacağı döneme girdi.
İkisini 2006-08 yılları arasında bir araya getirmek çok cazip geliyor çünkü ikisi de o dönem süperstar olarak zirvedeydi. Tabii yaşanacak gösteri misali maçları da söylemeye gerek yok, çünkü ikisi de o dönem uçup kaçıyorlardı.
Ama bu iki alfa karakteri o dönem dengelemek imkansız bir görev olurdu. James daha 20’lerinin başında, NBA’deki kimliğini oturtuyordu. Bryant deli gibi Shaq sonrası şampiyonluğunu arıyor, şampiyon bir takımda lider isim olabileceğini göstermek istiyordu.
Fakat birkaç yıl sonra ikisini bir araya gelmeleri için ideal zaman geliyor gibi: 2010.
Bu aynı zamanda “The Decision” yazı, James bir oyuncu ve insan olarak büyümek için Kuzeydoğu Ohio’dan ayrıldı. Daha sonra evinden uzağa gidişini diğer çocuklar için koleje gitmek gibi bir şeydi diyerek anlattı. Gidişi aynı zamanda kariyerinin tam kontrolünü sağlaması ve şampiyonluk avına başlaması demekti.
O zamanlar Miami Heat‘i seçmesine rağmen gözünü Los Angeles’a çevirdiği dedikoduları dolaşmıştı. O dönem üst üste ikinci yüzüğünü ve Final MVP’sini alan Bryant 32. yaş gününden sonra LeBron’dan gelecek desteği memnuniyetle kabul ederdi.
2010-11 Lakers‘ında James ve Bryant’ın bir araya geldiğini düşünelim. O zaman bir büyük değişime mecburuz, Phil Jackson koç olamaz. Tercih ettiği üçgen hücum düzeni James’in yeteneklerini maksimize edemezdi. Ayrıca aralarındaki ilişki daha başlamadan bozulmuştu, yani varsayımsal alemimizde bile onları yan yana koymamak daha mantıklı olacaktır.
James ve Bryant’ın ikisinin de saygısını kazanmış ve onların becerilerinin etrafında bir sistem kuracak esnekliğe sahip bir antrenör gerekli. Tyronn Lue uygun olabilir. O dönem oyunculuk kariyeri sona ermiş, Boston Celtics‘de basketbol gelişiminden sorumlu yönetici görevini yürütüyordu.
Lue, 2001’de Bryant’la bir yüzük kazanmış ve o dönem aralarında koparılamayacak bir bağ oluştuğunu söylemişti. James ise Ocak 2016’da göreve geldiğinde 17 yaşından bu yana Lue’yla arkadaş olduklarını söylemişti.
Yani Lue’nun iki oyuncuyla geçmişi hem onlara hesap sorabileceği bir otoriteyi ve yakınlığı sağlıyor. Artık koçumuza karar verdiğimize göre James ve Bryant liderliğindeki Lakers‘a bir hücum planı yapmamızın zamanı geldi.
Sistem
Bu iki oyuncunun söz konusu olduğu yerde sistem dikkatli kullanılması gereken bir kavram. Daha basit stratejiler böyle süperstarların kendilerini göstermelerini sağlıyor.
Bryant 2012’de şöyle diyordu: “Beni nereye koysan 25,30 sayı atarım. Yani hücum sistemlerinin daha çok rol oyuncularına yardımcı olması gerekiyor. Çünkü yıldız oyuncular istatistik yaparlar. Herkes için böyle.”
Tabii buna rağmen James ve Bryant’ı en iyi duruma getirebilecek bir yapının da kurulması lazım.
Lue’nun bunu oluşturabilmek için iki farklı sistemi bir araya getirerek iki oyuncuyu en üst seviyeye çıkaracak bir melez yapı seçmesi lazım.
Temel model Lue ve Erik Spoelstra’nın James için, Mike D’Antoni’nin de Bryant için uyguladığı beş dış oyuncuyla oynadığı pozisyonsuz tarz olacak. Yay çevresine yerleşebilecek yeter sayıda şutör bulununca potaya giden yollar açılacaktır.
James önünde boş bir saha bulunca gözlerini, fake’lerini ve skor/pas tehdidini kullanacak, savunmacılarını dans ettirircesine yönetecektir.
Hem fazlasıyla özel ve büyük fiziği ve içgüdüsel pasörlüğü düşünülürse gerçek bir buldozer kullanıma hazır olacaktır. Kendisinin Isiah Thomas’la aynı sayıda %40’ın üstünde asist yüzdesine sahip olduğu sezona ve Wilt Chamberlain dışında ortalama 27 sayının üzerine çıkıp %50 üstü şut yüzdesi bulunan tek oyuncu olduğu düşünülürse ne garip bir yetenek olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Bryant ise savunmacıları skor gücüyle perişan etmeye çalışan bir oyuncuydu. Ama pasörlük konusunda söylenenden daha hevesliydi (Öbür türlü maç başı 4.7 kariyer asist ortalamasını nasıl yapabilir?). Ama özellikle bire bir oyunda en rahat hissetiği ve Kobe-durdurucu olmaya hevesli tiplerin ruhunu çalmaya çalıştığı da bir gerçekti.
Kariyeri boyunca attığı iki sayılık basketlerin %35’ten azı asist üzerinden geldiği düşünülürse Kobe’nin olayı sistem ne olursa olsun belliydi demek yanlış olmaz.
Bu sistemde muhtemelen sıra sıra gittikleri bir yapı olurdu, yani James, Dwyane Wade’le topu paylaştığı ilk dönem Heat‘teki oyuna benzer bir basketbol oynardı. Ama oyuna farklı yaklaşımları birbirini tamamlardı.
Kobe 2017’de katıldığı bir programda LeBron’u şöyle anlatıyordu:
“O öncelikle bir pasör, ben ise bir skorer ve bitiriciyim. Bron doğal olarak yaratıcı ve kolaylaştırıcı bir oyuncu. Ben ise doğal olarak bitiriciyim. Bu iki stil bence birbirini çok iyi tamamlardı.”
Bazı üçgen hücum elementleri kullanılabilir, çünkü hem Bryant hem James yüksek postada ölümcül oyuncular. Muhtemelen birbirlerine yöneldikleri oyunlarda zayıf taraftan rakibi paramparça ederlerdi.
Yine de temel fikir basit: Boş alanı topa ihtiyaç duymayan şutörlerle genişlet, süperstarlar da işine baksın.