By Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Bir organizasyonun MVP ödülünü kazanmak hiç de kolay bir iş değil. Üstelik Avrupa’nın en üst seviyesi EuroLeague’de iseniz bu tahmin ettiğinizden çok daha zor olabiliyor.
Bir yandan Avrupa’nın bütün üst düzey yetenekleriyle mücadele ederken diğer yandan bireysel olarak da her konuda mükemmel olmanız gerekiyor. Takımınızı taşımanız, hem performans hem de mental olarak en iyi performansı sergilemeniz ve Avrupa’daki iyiler arasında en iyisi olduğunu kanıtlamanız gerekiyor.
Zaten tarihe baktığımız da bütün bunlara bir yıldızın genellikle kariyerinin en olgun zamanında ulaştığını görüyoruz. EuroLeague’de bu ödül 2004’ten beri veriliyor ve şu ana kadar ödül 7 kez 30 yaş ve üstündeki oyunculara gitti.
Peki genelin aksine bu ödülü daha genç yaşta kazanan 5 isim kimler? Kimler EuroLeague’in alışkanlığını bozmayı başardı? Eurohoops Fırın, sizler için çıkardı.
5- Nando De Colo – CSKA Moskova
MVP ödülünü kazandığında yaşı: 28
MVP ödülünü kazandığı yıl: 2015-2016
O sezon istatistikleri: 27 maç 19.4 sayı, 5.0 asist, 3.6 ribaund
2014’te NBA’den bambaşka bir şekilde dönen Nando De Colo, ilk yılında daha çok yardımcı oyuncu rolünde olsa da 2015 ile birlikte ana role geçti.
Weems’in takımdan ayrılmasından sonra Itoudis, Teodosic-De Colo-Jackson temelli bir oyun planı inşa ederken Fransız yıldız, bu üçlü arasında takımın sürükleyici oyuncusu oldu.
Hücumda son yılların gördüğü en büyük performanslardan birini sergileyen De Colo, 27 maçın 26’sında çift haneleri sayı üretti. Üstelik 11 maçta da 20 sayı ve üzerine çıktı. %51.6 ikilik yüzdesi, %46.0 üçlük yüzdesiyle oynayan De Colo, 19.4 sayı ortalamayla oynarken sayı krallığında en yakın rakibine 3 sayı fark attı.
CSKA‘ın Final Four’a kadar sorunsuz gelmesini sağlayan Fransız yıldız, Final Four’da da şov yaptı. İlk maçta 30 sayı atarak CSKA‘yı finale taşıyan De Colo, efsane finalde ise 22 sayı attı ve CSKA’yı uzun süre şampiyon yaptı.
Final Four’un MVP’liğini de kazanan De Colo, o haftasonunu 26.0 sayı, 5.5 asist ortalamalarıyla geçti!
4- Sergio Rodriguez – Real Madrid
MVP ödülünü kazandığında yaşı: 27
MVP ödülünü kazandığı yıl: 2013-2014
O sezon istatistikleri: 31 maç 14.0 sayı, 4.9 asist, 2.0 ribaund
NBA’den dönüp ortalığı kasıp kavuran bir başka guardda sıra!
Henüz 15 yaşındayken 86 neslinin en önemli oyuncusu olarak gösterilen Sergio Rodriguez, erken yaşta NBA’e gittikten sonra 2010’da Real Madrid ile birlikte Avrupa’ya geri döndü.
Saha içerisinde yeteneklerini gösterse de ilk yıllarında takıma uyum sağlamakta zorlanan İspanyol yıldız, 2013-2014 sezonuna ise damga vurdu. Tüm sezon kenardan gelse de inanılmaz bir hücum performansı sergileyen Rodriguez, bir önceki sezon 7.5 olan sayı ortalamasını 2013’te 14.0’a çıkarttı.
%50 üçlük ortalamasıyla oynayan İspanyol guard, kariyer performansını sergilerken Madrid’in o sezon tarihin en iyi hücum takımlarından biri olmasını sağladı. Madrid’in playoff’ta bir önceki şampiyon olan Olympiakos’u eleyerek Final Four’a gelmesini sağlayan “El Chacho” Final Four’da da takımın parlayan yüzüydü.
Yarı finalde Barcelona’ya 20 dakika 21 sayı atan Rodriguez, finalde ise 5 üçlük atarak 21 sayı üretti ama Maccabi‘nin o unutulmaz sürprizi yapmasına engel olamadı.
Rodriguez, o sezon şampiyonluğu tadamasa da MVP ödülünü alarak kendini tüm Avrupa’ya kanıtladı!
3- Nemanja Bjelica – Fenerbahçe
MVP ödülünü kazandığında yaşı: 27
MVP ödülünü kazandığı yıl: 2014-2015
O sezon istatistikleri: 29 maç 12.1 sayı, 8.5 ribaund, 1.9 asist
Listede 4. ve 5. sıradaki oyuncular NBA’den geldikten sonra burada gösterdiği performansla tarihe geçen isimlerdi. 3. sıradaki ismimiz ise tam tersini yaptı!
Avrupa’da adını duyurduğu günden beri çok yönlülüğüyle dikkat çeken Bjelica, aslında beklenen patlamayı yapma konusunda ise hep bir adım geride kaldı. Baskonia‘da zaman zaman parlasa da bir türlü, o harika yetenek paketinin hepsini açamayan Sırp forvet, beklenen patlamayı ise Zeljko Obradovic‘in yanında yaptı.
İlk yılında daha çok bir tamamlayıcı parça olarak geçiren Bjelica, ikinci yılında Obradovic‘in ona göre kurguladığı oyun planıyla birlikte bambaşka bir seviyeye çıktı. Fenerbahçe‘nin birebirler üzerinden işleyen hücumunda ana yönlendirici olan Bjelica, çok yönlülük konusunda bir uzundan belki de Vujcic’den beri izlemediğimiz bir performans sergiledi.
Özellikle Top-16’dan itibaren Fenerbahçe‘nin yükselişinde önemli rol oynayan Bjelica, o sezon 8 maçta double-double yaparken Milano maçında 13 sayı, 10 ribaund ve 6 asistle triple-double yapabilecek bir isim olduğunu ortaya koydu.
O sezon gösterdiği performansla Fenerbahçe’nin tarihinde ilk kez Final Four’a kalmasını sağlayan Bjelica, ayrıca bu ödülü – normal sezon MVP’liği – kazanan ilk ve tek Fenerbahçeli oldu.
Final Four öncesi geçirdiği sakatlık yüzünden o haftasonu tam hazır olmayan Bjelica, beklenen performansı gösteremese de sezonun tamamında gösterdiği performansla NBA’ın kapılarını kendisine açtı.