By George Orfanakis & Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Her transfer dönemi, taraftarı heyecanlandırır. Sürekli ve her gün takımlarına gelebilecek olan yeni yıldızların hayalini kurdurur ama bazen işin kabus tarafı da vardır.
Bazen taraftar, takımının en iyi oyuncusunu ya da en sevdiği oyuncusunu kaybedebilir.
Eurohoops Fırın da bugün bu konuya yoğunlaştı ve sizler için bu yaz EuroLeague takımlarında taraftarı en çok üzen 10 ayrılığı yazdı! Hazırsanız, başlayalım!
Not: Her ayrılık için bir şarkı ekledik, dinlemeyi unutmayın 🙂
Chris Singleton
İstatistikleri: 34 maç 10.3 sayı, 5.8 ribaund, 1.1 asist (%46.1 üçlük yüzdesi)
Chris Singleton’ın bu yaz sözleşmesi sona erdi ve muhtemelen Panathinaikos taraftarı onları kadroda tutacak paralarının olmadığını biliyordu. Yine de hiçbir ayrılık kolay değildir değil mi?
Kuban’da başlayan EuroLeague kariyeri sonrası Panathinaikos‘a geçen Singleton, Avrupa’nın en iyi dört numaralarından biri haline geldi. Geçtiğimiz sezon uzun forvetler arasında en yüksek üçlük yüzdesiyle oynayan oyuncu oldu. Bunun yanında 5.8 ribaund ortalamasıyla ligde bu konuda en iyi oyunculardan biri olduğunu göstermeyi başardı.
Üstelik Singleton’ın etkili olan sadece hücumda değil. Kısaların karşısında rahatlıkla kalabilen Amerikalı oyuncu, savunma sertliği açısından da Pascual’in elindeki en önemli oyunculardan biriydi.
Fakat bütün bunlar onu transfer pazarının en ilgi çekici oyuncularından biri haline getirdi ve birçok takımı peşinden koşturan Amerikalı oyuncu, en sonunda Barcelona’yla anlaştı. Panathinaikos taraftarına ise bu modern 4 numarayı özlemek düştü.
Ioannis Papapetrou
İstatistikleri: 31 maç 6.8 sayı, 3.6 ribaund, 0.7 asist
Bir taraftar için her ayrılık kötüdür ama ezeli rakiplerine giden bir oyuncunun ayrılığı sonrası taraftarların duygusunu sadece “kötü”yle açıklayamayız. İşin içinde birazcık nefret ve öfke de olacaktır.
Kolejden sonra Olympiakos’a gelen Papapetrou, beş yıldır ne zaman sahada olsa potansiyelini göstermeyi başardı. Her iki forvet pozisyonunda da oynayabilmesi, dış şut yeteneği ve daha birçok şey onun ileride EuroLeague’de değerli bir oyuncu olabileceğini düşündürüyordu fakat hep önünde başkaları oldu.
Özellikle Papanikolaou’nun gelmesiyle birlikte iyice “Genç Semih”e dönen Yunan forvet, bu yaz kendisine daha fazla rol verebilecek olan başka bir yere gitmeye tercih etti; Olympiakos’un ezeli rakibi Panathinaikos’a
24 yaşındaki Papapetrou, bu yaz daha büyük bir rol için Yeşillerin yolunu tuttu ve büyük ihtimal istediği rolü burada alacak. Tabii transferde babasının daha önce 11 sezon Panathinaikos formasının da giymesinin etkisi oldu.
Olympiakos taraftarı adına ise zaten agresif geçen derbiler için bir olay daha çıkmış oldu.
Brad Wanamaker
İstatistikleri: 35 maç 11.3 sayı, 2.7 ribaund, 3.8 asist
Gelin, hep beraber itiraf edelim; bazen daha iyisini bulma ümidiyle sevgililerimizden ayrıldığımız oluyor ve daha sonrasında bundan çok pişman olup, bize geri dönsün istiyoruz.
Fenerbahçe taraftarıyla Wanamaker‘ın hikayesi de böyle biraz. Geçtiğimiz yazın Fenerbahçe adına en önemli transferi olan Wanamaker, bütün sezon boyunca taraftarının gözüne girmekte zorlandı. Sloukas ile uyum yakalayamaması, Bogdan sonrası gelip karar anlarında etkili olamaması onunla taraftar arasında hep bir duvar yarattı.
Bu yazdan transfer dönemi öncesi Fenerbahçeli taraftarın en büyük beklentilerinden biri Wanamaker’ın yerine gelecek olan oyun kurucuydu. Fakat şu ana kadar taraftar için işler beklendiği gibi gitmedi. Wanamaker, Fenerbahçe sonrası NBA yolcusu olurken Fenerbahçe ise onun yerine taraftarın soru işaretiyle baktığı Tyler Ennis’i aldı.
Tyler Ennis’in nasıl bir performans sergileyeceğini bilmiyoruz fakat şu an için üstünde bir baskı var ve birçok Fenerbahçe taraftarı, Wanamaker’ı tercih ederdi.
Bu şarkı o zaman Fenerbahçe taraftarından Wanamaker’a gelsin;
Kevin Pangos
İstatistikleri: 36 maç 12.7 sayı, 5.9 asist, 2.7 ribaund
Geçtiğimiz sezon Zalgiris taraftarı için belki de en güzel rüyalardan bile daha özel ve güzeldi.
Kulüp modern EuroLeague döneminde ilk defa Final Four’a kalırken oynanan oyun ve başarılan başarının büyüklüğüyle sezonun en güzel hikayelerinden biri oldu.
Bu yaz Zalgiris taraftarı için iki problem vardı. Öncelik olarak her şeyin mimari olan koç Sarunas Jasikevicius’un kalmasıydı. O konuda her şey belki de kendilerinin de beklemediği kadar güzel gitti ve başarılı koç takımda kaldı. Diğeri ise saha içi liderleri Kevin Pangos’un takımda kalmasıydı. İşte bu olmadı.
Zalgiris’te Sarunas Jasikevicius’un yanında büyük bir gelişim gösteren ve EuroLeague elit oyun kurucuları arasına giren Pangos, geldiği yere, İspanya’ya geri döndü. Kanadalı oyun kurucu, Litvanya ekibinin sisteminin dönmesinde en büyük nedenlerden biriydi. Harika bir ikili oyun yönlendiricisi olmuştu. Şimdi ise Zalgiris taraftarı bunu Thomas Walkup’tan bekleyecek.
Fakat ne olursa olsun, hep gözleri bir yandan Kevin Pangos’un Barcelona performansı üzerinde olacak.
Luka Doncic
İstatistikleri: 33 maç 16.0 sayı, 4.3 asist, 4.8 asist
Bazı birliktelikler çok güzeldir ama yaşarken bir gün biteceğini kesinlikle bilirsiniz. Yakın dönemde bunu Bogdan Bogdanovic-Fenerbahçe ilişkisinde görmüştük. Bu yaz ise Luka Doncic-Real Madrid birlikteliğinde görüyoruz.
15 yaşında bu kulübün çatısı altına giren ve 16 yaşından itibaren a takımda görev alan Doncic, EuroLeague tarihine geçecek işler yaptı. Daha önce onun yaşında kimse böyle performanslar sergilememişti.
Onun yaşında inanılmaz yeteneklerini göstermeyi başaran oyuncu oldu ama hiçbir Doncic, gibi takımın lideri olamadı. Doncic, 18 yaşında başladığı sezonda Llull’un yokluğunda birçok sakatlık sorunuyla boğuşan Real Madrid‘e liderli etti. Evet, 18 yaşında yaptı bunu!
Onun bu liderliği sayesinde sürekli yolda kalmayı başaran İspanyol ekibi, sezon sonunda ise EuroLeague kupasını kaldıran taraf olmayı başardı. Doncic ise her iki MVP ödülünü de alan oyuncu oldu.
Bütün bunlar yaşanırken bile Madrid taraftarı sezon sonunda onun gideceğini biliyordu. Öyle de oldu ve 19 yaşında EuroLeague’in en iyisi olan bu adam, kendini kanıtlamak için NBA yolcusu oldu.
Scottie Wilbekin
İstatistikleri: 18 maç 19.7 sayı, 4.8 asist, 2.4 ribaund
Ayrılıkların en zor olanlarından biri de sizin yanınızda büyüyen birisinin gidişidir. Scottie Wilbekin ile Darüşşafaka‘nin hikayesi de buna örnek.
2.5 sezon önce Darüşşafaka‘ya gelen Wilbekin, bu süreçte kimsenin beklemediği bir seviyeye çıktı. Evet, geldiğinde çok yetenekliydi. Özellikle dış şut yeteneği bile onun bu kıtada ekmek yemesi için fazlasıyla yeterliydi ama o, burada geçirdiği süreç boyunca olgunlaştı ve bambaşka bir seviyeye çıktı.
Geçtiğimiz sezon Daçka, EuroCup şampiyonluğuna yürürken Wilbekin, belki de Türkiye’de daha önce Naumoski’den beri görmediğimiz kadar büyük bir liderlik performansı ortaya koydu. En umutsuz, en imkansız anlarda hep Daçka’yı ayağa kaldırdı.
Bayern deplasmanında 41 sayı atarak belki de Türk basketbol tarihi boyunca unutulmayacak bir performans sergileyen Amerikalı guard, Kuban deplasmanında da attığı o üçlükle maçın uzamasını sağladı. Böylesi bir performans sonrası onun EuroLeague devlerinin ilgisini çekmemesi imkansızdı.
Öyle de oldu. Yaz döneminde pek çok takım onun için yarışırken kazanan Maccabi oldu.
Rodrigue Beaubois
İstatistikleri: 30 maç 11.7 sayı, 1.7 asist, 1.4 ribaund
Baskonia taraftarı ise bu yaz hiç beklenmedik bir ayrılıkla karşılaştı.
Evet, Beaubois’in sözleşmesi sona ermişti ama gelecek sezon Final Four’a ev sahipliği yapacakları için büyük ihtimal bir çoğu onun kadroda kalacağını düşünüyordu ama öyle olmadı. İspanya Ligi bittikten sonra sadece birkaç gün sonra Beaubois’in gelecek sezon için Anadolu Efes ile anlaştığı haberi düştü.
İki sezondur Bask ekibinin formasını giyen Fransız guard, takımın farklılık yaratan oyuncularından biriydi. Bir kere takımın birebir üzerinden en çok sayı atan oyuncuydu. Ayrıca hem pota çevresinde hem de üç sayı çizgisinin arkasında çok iyi bir bitiriciydi.
Şimdi bütün yeteneklerini ise Efes formasıyla sergileyecek ve Baskonia taraftarını onu özleyecek.
Mike James
İstatistikleri: 12 maç 16.2 sayı, 4.1 asist, 2.8 ribaund
Aslında Panathinaikos taraftarı bu ayrılığa alışkın çünkü daha önce de yaşamışlardı.
Hepiniz hatırladığı gibi geçtiğimiz yaz Mike James, Panathinaikos‘tan ayrılarak NBA’in yolunu tutmuştu. Fakat bu sefer ki ayrılık büyük ihtimal son ayrılık olacak.
Yaz döneminin en ilgi çekici oyuncularının başında gelen Amerikalı guard, Calathes ile aynı parayı alamayınca Milano‘ya gitmeye karar verdi ve 3 yıllık bir sözleşme imzaladı. Aldığı parayı da düşünürsek büyük ihtimal 3 yıllık süreyi de dolduracak. Bu yüzden Panathinaikos taraftarı artık onun geri dönmesini hayal edemeyecek.
En azından önümüzdeki 3 yıl boyunca!